www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET DUALAR, ZİKİRLER SALALAVATLAR, HADİS'İ ŞERİFLER => DİNİ HİKAYEELR VE KISASLAR => Konuyu başlatan: melek - Haziran 07, 2018, 08:21:02 ÖÖ
-
Şeytanın Düşmanlığı
İsrailoğlulları arasında biri vardı. İbadethanesinde sürekli ibadet ederdi. Duası makbul bir kimse idi. İnsanlar hastalarını ona getirirler, hastalar onun duasıyla Allah'tan şifa bulurlardı.
Bir gün iblis şeytanlarını çağırdı ve sordu:
Bu âbidi kim yoldan çıkarabilir? O sizi artık aciz bıraktı. Ona bir şey yapamıyorsunuz.
Şeytanlardan bir ifrit dedi ki:
Onu ben fitneye düşürebilirim. Eğer ben onu yoldan çıkaramazsam, senin yakının değilim.
Bunun üzerine iblis:
Sen ona git, dedi. O ifrit şeytan yola çıktı. İsrailoğullarının sultanlarından birinin konağına gitti.
Sultanın, zamanın en güzeli sayılan bir kızı vardı. Babası, annesi, kardeşleri ile beraber oturuyordu. O kıza musallat oldu, aklını aldı, delirtti. Kızın bu durumuna ailesi bir çare bulamadılar, çaresiz kaldılar.
Sonunda kız delilerin yanına atıldı. Günlerce orada kaldı. Günün birinde o ifrit, insan suretinde geldi. Onlara şöyle dedi:
Eğer o kızın iyileşmesini istiyorsanız, falan rahibe götürün. Onu okur, dua eder. Böylece kız iyileşir.
Kızı alıp götürdüler. Rahip ona dua edince kız iyileşti ve hastalığından kurtuldu. Dönüp gittiler. Saraya ulaşınca kız tekrar hastalandı. Bu defa o insan kılığında gelen ifrit, onlara şöyle dedi:
Eğer onun tamamen iyileşmesini istiyorsanız, bırakın o rahibin yanında birkaç gün kalsın…
Kızı alıp tekrar rahibin yanına götürdüler ve rahibe bıraktılar. Rahip kızın yanında kalmasını istemedi ama yapılan ısrara bir şey diyemedi.
Rahip gündüzleri daima oruç tutar, geceleri ise ibadetle geçirirdi. Rahip yemeğe oturduğu bir sırada ifrit kızın cinnetini tazeledi. Her yanını açtı fakat rahip yüz çevirdi.
Bu iş böyle günlerce uzayıp gitti. Günün birinde yine aynı şey oldu. Rahip bu sefer gaflete düştü, kıza baktı. Nefsine mağlup oldu ve onunla zina etti.
Bunun üzerine ifrit ona geldi ve şöyle dedi:
Sen o kızla zina ettin. Bunun için sultanın azabından kurtulamayacaksın. Onu öldürmeli ve ibadethanene gömmelisin. Onu sana sordukları zamanda, “İyileşti evine gitti.”, dersin dedi. Korkuya kapılan rahip ifritin sözlerini dinledi, kızın üzerine yürüdü. Kızı öldürüp gömdü. Sultanın adamları kızı sormaya geldiklerinde rahip, “İyileşti eve gitti.”, dedi. Adamlar onun bu sözüne inanıp gittiler. Kızı akrabalarının evinde aramaya başladılar. Bu arada ifrit onlara geldi ve şöyle dedi: Kızı arayıp durmayın. Rahip onunla zina etti. Duyulacağından korkunca da onu öldürdü ve ibadethanesine gömdü. Bunun üzerine sultan öç almak için adamlarıyla rahibin yanına gitti. Mezarı açınca, kızın öldürülmüş olduğunu gördüler. Hemen rahibi yakalayıp idam yerine götürdüler.
Rahip tam asılacağı sırada ifrit tekrar geldi ve şöyle dedi:
Sana bu yapılanları ben yaptım. Onu başkasının boğazladığını haber verip seni kurtaracağım. Onlar benim bu sözüme inanırlar. Ancak bunu tek bir şartla yaparım, “Allah'ı bırakıp bana secde edersen!”
İliklerine kadar can korkusuyla tirtir titreyen rahip, korku içerisinde:
“Bu halde sana nasıl secde edeyim?”, deyince ifrit şöyle dedi:
Başınla bana imalı secde et razı olurum.
Rahip böylece ona secde etti.
Bunun üzerine ifrit şöyle dedi:
Ben senden uzağım.
"Şeytanın misali şöyledir ki bir insana, "İnkar et!" der. O insan inkar edince de şöyle der:
Ben senden uzağım. Ben, Âlemlerin Rabbi Allah'tan korkarım."
Her ikisinin akıbeti Cehennem'de sonsuz kalmaktır. Bu zalimlerin cezasıdır." (Haşr:16/17)
Cennet zorluklarla sarılıdır, Cehennem ise şehvet arzuları ile sarılıdır. Her nefiste bir şeytan vardır vesvese verir. Ayrıca her insanda ilham getiren bir melek vardır. Şeytan gösterdiğini güzel gösterip aldatmaya bakar, melek ise ona engel olmaya çalışır.
Ne zaman ki âbid gibi şeytanın sözüne mağlup olup uyulursa, o zaman Allah muhafaza sıkıntılar başlar.
Zira şeytan açılan gedikten sürekli saldırır ki suru yıkıp kaleyi fetetsin. Sürekli bu mücadele devam eder durur. Burada şeytana malup olan kişi abidin düştüğü hataya düşmekten ziyade işlediği günahtan derhal tövbe edip yüz çevirmelidir. Ancak tövbeyi ertelerde şeytanın telkinlerine kulak vermeye devam ederse artık içindeki meleğin sesini duymaz olur. Bu mücadele de muvaffak olabilmek için, salih insanlarla, Allah dostlarıyla dost olmak gerekir ki bir an önce hatamızdan dönebilelim. Bu konuda Allah-ü Teala Hazretleri şöyle buyurur; " Benim yerime iblisi ve zürriyetini mi dostlar ediniyorsunuz. Oysa onlar size düşmandır." (Kehf:50)