Gönderen Konu: Şükür Bir Borçtur  (Okunma sayısı 75 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5758
Şükür Bir Borçtur
« : Ocak 13, 2023, 08:52:19 ÖÖ »
Şükür Bir Borçtur

 Kapitalist sistem paranın her şeyi çözebileceğini öne sürüp, insanları yüce değerlerden uzaklaştırdı. Fertler ilk dönemlerde bu yaklaşımı cazip buldular ancak üzerlerine hiç uygun olmayan bu gömleği giydikten sonra yoğun bir boşluğa düştüler ve her fırsatta mutluluğa olan özlemlerinden bahsetmeye başladılar.

ABD Psikoloji Derneği, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bireylerin mutluluk arayışını dikkate alıp daha iyi bir hayat sürebilmeleri için çalışmalar yaptı ve pozitif psikoloji ortaya çıktı. Pozitif psikoloji bireylerin güçlü yanlarını öne çıkararak mutluluğa ulaşabileceklerini ve kendilerini daha iyi hissedebileceklerini savunuyordu ancak yapılan çalışmalar insanın diğerkâmlık, merhamet ve şükür gibi kavramları içselleştirmedikçe kalıcı bir mutluluğa ulaşmanın mümkün olamayacağını gösterdi.

Kapitalizmin hayatın dışına ittiği değerler bireyleri fiziki ve psikolojik açıdan güçlendiriyordu bunu nihayet görebildiler. Mutluluk üzerine yapılan araştırmalar inanan ve şükreden insanların kendilerini daha iyi hissettiklerini ve bu kişilerin ruhen daha güçlü olduklarını gösteriyordu. Ortaya çıkan göstergeler, bireyin manevi gereksinimlerini yok sayan modern psikolojiyi yeni bir arayışa sürükledi ve mutluluğun maddiyatla değil maneviyatla kaim olabileceğini itiraf etmeseler de farkına vardılar.

Pozitif psikolojinin öncülerinden kabul edilen Martin Seligman, şükür kavramı üzerine geniş kapsamlı bir araştırma yaptı ve şükrün insanın ruh sağlığını güçlendirdiğini ve onun kendini iyi hissetmesini sağladığını ileri sürdü. Seligman, bireyin hayatına olumlu katkı sağlayan bütün değerlerin onu hem ruhen hem fiziken güçlendirdiğini savunuyordu. Seligman’ın bu çalışması Batı’da kabul gördü ve dünyaya materyalizmin gözlüğü ile bakan bilim çevresi insanların görünenin ötesindeki gereksinimlerini kabul etmek zorunda kaldılar.

İslam kültüründe bir borç olarak görülen “şükür” kavramı menfaatlerin çatıştığı, güçlünün zayıfları ezerek geçtiği toplumlarda insana kim olduğunu, ne olduğunu hatırlatır. Şükür kulun Yaratıcısı karşısında başını eğip O’na teslim olmasıdır aynı zamanda. Bir vefa, bir iyilik hareketidir ve kişinin ait olduğu yerin farkına varmasını sağlar. Şükür insanı kibir ve şımarıklıktan kurtarır ve onu mutluluğun kaynağına ulaştırır.

Modernizmin beslendiği endüstriyel süreç ve son dönemlerde gündemden düşmeyen dijital dünya tasavvuru, bireye suni bir güç atfetti ve onun sahip olma güdüsünü harekete geçirdi. İnsana ihtiyacı kadarına sahip olmayı değil, daha fazlasını elde etmeyi empoze etti ve doyumsuzluğu tetikledi. İnsan dünyayı gözünde büyüttükçe büyüttü ve ihtirasları ile başa çıkamaz hale geldi. Bu tek boyutlu, tek dünyalık yaşam algısı insanı ruhsal dehlizlerin içine sürükledi ve ruhsal sorunlar hızla artmaya başladı. Zira insan hangi şartlarda yaşarsa yaşasın varlığını manevi olarak ayakta tutacak bir sisteme ihtiyaç duyar. Omurgasını değerler üzerine konumlandıran bu sistem, insanın ruhu ile bedeni arasındaki dengeyi korur. Bu sistem imandır, bu sisten imandan çağıldayan değerlerdir.

İnsan baba evinde edindiği kazanımlarla sosyal çevreye açılır, burada arkadaş edinir, eğitim hayatına başlar, meslek sahibi olur ve bütün bunları yaparken aradığı şey kendini daha iyi hissetmek ve mutlu olabilmektir.

Bugün modern psikoloji insanın bu eylemlerinin onun haz alanını besleyecek bir yanının olduğunu kabul ediyor. Ancak alınan hazzın kalıcı bir huzura dönüşebilmesi için kişinin kendisine bahşedilenin farkına varması ve Yaratıcısı’na şükür borcunu ödemesi gerekir. Özünde imanı, duayı, teslimiyeti ve vefayı barındıran şükür, insanın ruhunda kalıcı ve etkin bir huzura dönüşür. Yapılan bütün araştırmalar bunu doğruluyor.

Fatma Tuncer.

RADYO  FANİDUNYA FM.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Dinimizin Bizden İstediği Hayat Gönderen: melek
[Bugün, 09:02:39 ÖÖ]


Hidâyetten Sonra Kalblerin Kayması Gönderen: melek
[Bugün, 08:54:05 ÖÖ]


Kalbin Temizliği Gönderen: melek
[Bugün, 08:45:49 ÖÖ]


Peygamberimizin Kadınlara Karşı Muamelesi Gönderen: melek
[Bugün, 08:36:03 ÖÖ]


Allah Rasülü’ne Muhabbetimiz Gönderen: melek
[Bugün, 08:33:38 ÖÖ]


Kendimize ve Ailemize Sahip Çıkalım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:12:49 ÖÖ]


Müslümanlar Kazanımlarını Ne Zaman Kaybederler Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:05:29 ÖÖ]


Savrulsak Da Beraberiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:41 ÖÖ]


Egemenlik Kimde Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:50:29 ÖÖ]


Yolumuzun Esası Zaruri Olan İle Yetinmektir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:57 ÖÖ]


Vakit İnsanın Sahip Olduğu En Değerli Varlığıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:35 ÖÖ]


Engin Titiz - Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:55:37 ÖS]


Hakan Bayraktar - Albümdışı Ve Single Eserler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:46:16 ÖS]


Salih Kul Olmanın Yolu Kur’ân ve Sünnet’tir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:42:10 ÖÖ]


Ahd ve Ahdin Gereği Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:37:16 ÖÖ]


İman Amel ve Salih Amel Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:29:54 ÖÖ]


Peygamberimizin Ticari Muamelelerle İlgili Tavsiyeleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:20:53 ÖÖ]


Sağlık ve Afiyet Nimeti Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:04:27 ÖÖ]


Saadet Asrı Adanmış Hayatlar Gönderen: türkiyem
[Nisan 23, 2024, 08:10:20 ÖÖ]


İhsan ve Tefekkür Gönderen: türkiyem
[Nisan 23, 2024, 08:03:23 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41