Gönderen Konu: Asr-ı Saadetten Tablolar - Kisraya Cevap  (Okunma sayısı 98 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5759
Asr-ı Saadetten Tablolar - Kisraya Cevap
« : Ocak 25, 2023, 09:01:49 ÖÖ »
Asr-ı Saadetten Tablolar - Kisraya Cevap

Sahâbîlerden Nu'mân İbn Mukarrin (r.a.) Pers İmparatoru Kisrâ'nın huzuruna bir heyetle mü'minlerin elçisi olarak varıyor ve onu hakka, din kardeşliğine davet ediyordu.

Sözlerine Rabb'ine hamd-ü senâ, Rasûlü'ne salât-ü selâm ile başlıyor ve şöyle devam ediyordu:

"Sonsuz rahmet sahibi Allah, bize hayrı, doğruyu gösteren ve onu emreden, şerri tanıtan ve ondan uzak durmamızı isteyen bir Rasûl gönderdi.

O Rasûl, davetine icâbet eder hakka teslim olursak Rabb'imizin bize dünyâ ve âhiret saadeti bahşedeceğini vaat etti. Çok geçmedi darlıklarımız bolluğa, yokluklarımız çokluğa, zilletimiz izzet ve şerefe, düşmanlıklarımız kardeşlik, sevgi ve merhamete dönüştü…"

YERMÜK SAVAŞI VE KARDEŞLİK ÖRNEĞİ

Huzeyfetü'l-Adevî (r.a.) anlatır:

Yermük Muhârebesi’ndeydik. Çarpışmanın şiddeti geçmiş, ok ve mızrak darbeleri ile yaralanan müslümanlar, düştükleri sıcak kumların üzerinde can vermeye başlamışlardı. Bu arada ben de bin bir güçlükle kendimi toparlayarak, amcamın oğlunu aramaya başladım. Son anlarını yaşayan yaralıların arasında biraz dolaştıktan sonra, nihayet aradığımı buldum. Fakat ne çare, bir kan gölü içinde yatan amcamın oğlu, göz işaretleriyle dahi zor konuşabiliyordu. Daha evvel hazırladığım su kırbasını göstererek: Hemen yanına vardım, su ister misin, dedim.

Belli ki istiyordu, çünkü dudakları hararetten âdeta kavrulmuştu. Fakat cevap verecek mecali yoktu. Göz işareti ile de muzdarip hâlini ima eder gibiydi.

Ben kırbanın ağzını açtım, suyu kendisine doğru uzatırken biraz ötedeki yaralıların arasından bir “Âh!” sesi duyuldu:

Amcamın oğlu, bu feryadı duyar duymaz, kendisinden vazgeçerek kaş ve göz işaretiyle suyu hemen ona götürmemi istedi.

Kızgın kumların üzerinde yatan şehîdlerin aralarından koşa koşa ona yetiştim. Baktım ki o, kanlar içerisindeki Hişâm bin Âs imiş. Ona:

“–Su ister misin?” diye sordum. O da göz işaretiyle “Evet!” dedi. Tam suyu içeceği esnada bir başka yaralının “Âh, âh!” diye inlediği duyuldu. Hişâm, suyu ona götürmemi işaret etti.

Onun yanına vardığımda şehîd olmuştu. Derhâl Hişâm’ın yanına geri döndüm, kırbayı uzatırken bir de ne göreyim; o da şehîd olmuş!

Bari amcamın oğluna yetişeyim dedim. Koşa koşa ona gittim. Ne çare ki, o da ateş gibi kumların üzerinde kavrula kavrula ruhunu teslîm etmişti… Elimdeki kırba, dolu olarak üç şehîdin ortasında kaldı. (Bkz. Kurtubî, XVII, 28; Zeylaî, Nasbu’r-Râye, II, 318; Hâkim, III, 270/5058.)
Huzeyfe –(r.a.)- o andaki hâlet-i rûhiyesini şöyle anlatır:

“Hayatımda birçok hâdiseyle karşılaştım. Fakat hiçbiri beni bu kadar duygulandırıp heyecanlandırmadı. Aralarında akrabalık gibi bir bağ bulunmadığı hâlde, bunların birbirlerine karşı bu derecedeki diğergâm, fedâkâr ve şefkatli hâlleri, (yâni son nefeslerini de hayatlarındaki gibi fazîlet içerisinde vermeleri ve «Ancak müslüman olarak ölünüz.» âyet-i kerîmesinin (Âl-i İmrân, 3/102) şuuru ile hayata veda edebilmeleri), gıpta ile seyredip hayran olduğum büyük bir iman celâdeti olarak hafızamda derin izler bıraktı…”

İKİ ERKEK KARDEŞ

 Vakti zamanında bir çiftlikte iki erkek kardeş babalarından kalma çiftlikte birlikte çalışıyorlardı. Kardeşlerden biri evliydi ve beş çocuğu vardı.

Diğer kardeş ise bekârdı. Her günün sonunda iki erkek kardeş ürünlerini ve kârlarını eşit olarak bölüşürlerdi.

Günün birinde bekâr kardeş, kendi kendine düşündü:

 -”Ağabeyimle ürünümüzü ve kârımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de adaletli değil. Ben bekarım ve pek fazla ihtiyacım yok. O ise hem yaşça büyük benden, hem de çoluğu, onca çocuğu var evde rızık bekleyen. Yok yok yarından tezi yok, bu işin bir yolu bulunmalı. Ağabeyime hasattan daha fazla pay ayrılmalı. Amma ve lakin ben dersem bunu ona, itiraz eder ve hak yerini bulmamış olur. Öyleyse başka bir yol düşünmek uygundur.”

Kendi kendine böyle düşünen genç, ertesi günden tezi yok, her gece geç bir vakitte, sırtladığı gibi bir çuval tahılı, ağabeyinin ambarına taşımaya başladı.

O böyle düşünür, her gece bir çuval buğdayı bir ambardan diğerine taşırken, evli olan ağabeyi de olup bitenden habersiz hanımıyla dertleşmekteydi.

-“Ürünümüzü ve kârımızı kardeşimle eşit olarak bölüşmemiz hiç de hakça değil hanım. Biz evlenmeyi başardık. Çocuklarımızı yetiştirmekteyiz.

O ise bekâr. Bir başına yaşıyor. Daha evlenmesi, bir ocak tüttürmesi ve çoluk çocuk sahibi olması gerekiyor. Hem ben hastalansam, bana bakacak bulunur. Ya onun hali nice olur. Bir yolunu bulmalı hanım, bir yolunu bulup onun hasattan payını arttırmalı. ”

Evli olan ağabeyin de tek alternatifi kaldı. O da her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin tahıl deposuna götürmeye başladı.

İki kardeş, yıllarca ne olup bittiğini bir türlü anlayamadan, sırtladılar çuvalları. Taşıdılar birbirlerinin ambarlarına. “Bu ne ilginç haldir ki; depodaki tahılın miktarı değişmiyor, ne artıyor ne de eksiliyor” diye düşünüyorlardı.

Derken bir gece, herkesin uykuya daldığı bir vakitte, iki kardeş gizlice birbirlerinin deposuna tahıl taşırken çarpışıverdiler. O anda olan biteni, tahılın neden hiç artmadığını ya da bir türlü eksilmediğini anladılar. Ve bu iki fedakâr kardeş çuvalları yere bırakıp, birbirlerini kucakladılar.

(Hayatın akışında kardeşlik bencilce sadece kendini düşünmek değil; başkalarını da düşünmek ve kardeşçe paylaşmaktır.)

(Jack Canfield ve Mark Victor Hansen, Tavuk Suyuna Çorba, Yüreğinizi Isıtacak Öyküler adlı eserden alıntıdır.)

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Hasan Bitmez - Osmanlı Mehter Marşları 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:34:58 ÖS]


Konuşma Ve Dinleme Adabı Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:26:55 ÖS]


Yüzünü Ahirete Ceviren Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:20:44 ÖS]


İçinde Namaz Geçen Ayetler Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:15:19 ÖS]


Temizligin Onemi Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:12:06 ÖS]


Cahillerle Tartışmayın Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:03:41 ÖS]


Yardımı Reklam Gibi Yapmamalı Gönderen: webtasarim
[Dün, 10:59:14 ÖS]


Dinimizin Bizden İstediği Hayat Gönderen: melek
[Dün, 09:02:39 ÖÖ]


Hidâyetten Sonra Kalblerin Kayması Gönderen: melek
[Dün, 08:54:05 ÖÖ]


Kalbin Temizliği Gönderen: melek
[Dün, 08:45:49 ÖÖ]


Peygamberimizin Kadınlara Karşı Muamelesi Gönderen: melek
[Dün, 08:36:03 ÖÖ]


Allah Rasülü’ne Muhabbetimiz Gönderen: melek
[Dün, 08:33:38 ÖÖ]


Kendimize ve Ailemize Sahip Çıkalım Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:12:49 ÖÖ]


Müslümanlar Kazanımlarını Ne Zaman Kaybederler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:05:29 ÖÖ]


Savrulsak Da Beraberiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:41 ÖÖ]


Egemenlik Kimde Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:50:29 ÖÖ]


Yolumuzun Esası Zaruri Olan İle Yetinmektir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:40:57 ÖÖ]


Vakit İnsanın Sahip Olduğu En Değerli Varlığıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:35 ÖÖ]


Engin Titiz - Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 24, 2024, 09:55:37 ÖS]


Hakan Bayraktar - Albümdışı Ve Single Eserler Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 24, 2024, 09:46:16 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41