Gönderen Konu: Asr-ı Saadetten Tablolar - Kisraya Cevap  (Okunma sayısı 95 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5715
Asr-ı Saadetten Tablolar - Kisraya Cevap
« : Ocak 25, 2023, 09:01:49 ÖÖ »
Asr-ı Saadetten Tablolar - Kisraya Cevap

Sahâbîlerden Nu'mân İbn Mukarrin (r.a.) Pers İmparatoru Kisrâ'nın huzuruna bir heyetle mü'minlerin elçisi olarak varıyor ve onu hakka, din kardeşliğine davet ediyordu.

Sözlerine Rabb'ine hamd-ü senâ, Rasûlü'ne salât-ü selâm ile başlıyor ve şöyle devam ediyordu:

"Sonsuz rahmet sahibi Allah, bize hayrı, doğruyu gösteren ve onu emreden, şerri tanıtan ve ondan uzak durmamızı isteyen bir Rasûl gönderdi.

O Rasûl, davetine icâbet eder hakka teslim olursak Rabb'imizin bize dünyâ ve âhiret saadeti bahşedeceğini vaat etti. Çok geçmedi darlıklarımız bolluğa, yokluklarımız çokluğa, zilletimiz izzet ve şerefe, düşmanlıklarımız kardeşlik, sevgi ve merhamete dönüştü…"

YERMÜK SAVAŞI VE KARDEŞLİK ÖRNEĞİ

Huzeyfetü'l-Adevî (r.a.) anlatır:

Yermük Muhârebesi’ndeydik. Çarpışmanın şiddeti geçmiş, ok ve mızrak darbeleri ile yaralanan müslümanlar, düştükleri sıcak kumların üzerinde can vermeye başlamışlardı. Bu arada ben de bin bir güçlükle kendimi toparlayarak, amcamın oğlunu aramaya başladım. Son anlarını yaşayan yaralıların arasında biraz dolaştıktan sonra, nihayet aradığımı buldum. Fakat ne çare, bir kan gölü içinde yatan amcamın oğlu, göz işaretleriyle dahi zor konuşabiliyordu. Daha evvel hazırladığım su kırbasını göstererek: Hemen yanına vardım, su ister misin, dedim.

Belli ki istiyordu, çünkü dudakları hararetten âdeta kavrulmuştu. Fakat cevap verecek mecali yoktu. Göz işareti ile de muzdarip hâlini ima eder gibiydi.

Ben kırbanın ağzını açtım, suyu kendisine doğru uzatırken biraz ötedeki yaralıların arasından bir “Âh!” sesi duyuldu:

Amcamın oğlu, bu feryadı duyar duymaz, kendisinden vazgeçerek kaş ve göz işaretiyle suyu hemen ona götürmemi istedi.

Kızgın kumların üzerinde yatan şehîdlerin aralarından koşa koşa ona yetiştim. Baktım ki o, kanlar içerisindeki Hişâm bin Âs imiş. Ona:

“–Su ister misin?” diye sordum. O da göz işaretiyle “Evet!” dedi. Tam suyu içeceği esnada bir başka yaralının “Âh, âh!” diye inlediği duyuldu. Hişâm, suyu ona götürmemi işaret etti.

Onun yanına vardığımda şehîd olmuştu. Derhâl Hişâm’ın yanına geri döndüm, kırbayı uzatırken bir de ne göreyim; o da şehîd olmuş!

Bari amcamın oğluna yetişeyim dedim. Koşa koşa ona gittim. Ne çare ki, o da ateş gibi kumların üzerinde kavrula kavrula ruhunu teslîm etmişti… Elimdeki kırba, dolu olarak üç şehîdin ortasında kaldı. (Bkz. Kurtubî, XVII, 28; Zeylaî, Nasbu’r-Râye, II, 318; Hâkim, III, 270/5058.)
Huzeyfe –(r.a.)- o andaki hâlet-i rûhiyesini şöyle anlatır:

“Hayatımda birçok hâdiseyle karşılaştım. Fakat hiçbiri beni bu kadar duygulandırıp heyecanlandırmadı. Aralarında akrabalık gibi bir bağ bulunmadığı hâlde, bunların birbirlerine karşı bu derecedeki diğergâm, fedâkâr ve şefkatli hâlleri, (yâni son nefeslerini de hayatlarındaki gibi fazîlet içerisinde vermeleri ve «Ancak müslüman olarak ölünüz.» âyet-i kerîmesinin (Âl-i İmrân, 3/102) şuuru ile hayata veda edebilmeleri), gıpta ile seyredip hayran olduğum büyük bir iman celâdeti olarak hafızamda derin izler bıraktı…”

İKİ ERKEK KARDEŞ

 Vakti zamanında bir çiftlikte iki erkek kardeş babalarından kalma çiftlikte birlikte çalışıyorlardı. Kardeşlerden biri evliydi ve beş çocuğu vardı.

Diğer kardeş ise bekârdı. Her günün sonunda iki erkek kardeş ürünlerini ve kârlarını eşit olarak bölüşürlerdi.

Günün birinde bekâr kardeş, kendi kendine düşündü:

 -”Ağabeyimle ürünümüzü ve kârımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de adaletli değil. Ben bekarım ve pek fazla ihtiyacım yok. O ise hem yaşça büyük benden, hem de çoluğu, onca çocuğu var evde rızık bekleyen. Yok yok yarından tezi yok, bu işin bir yolu bulunmalı. Ağabeyime hasattan daha fazla pay ayrılmalı. Amma ve lakin ben dersem bunu ona, itiraz eder ve hak yerini bulmamış olur. Öyleyse başka bir yol düşünmek uygundur.”

Kendi kendine böyle düşünen genç, ertesi günden tezi yok, her gece geç bir vakitte, sırtladığı gibi bir çuval tahılı, ağabeyinin ambarına taşımaya başladı.

O böyle düşünür, her gece bir çuval buğdayı bir ambardan diğerine taşırken, evli olan ağabeyi de olup bitenden habersiz hanımıyla dertleşmekteydi.

-“Ürünümüzü ve kârımızı kardeşimle eşit olarak bölüşmemiz hiç de hakça değil hanım. Biz evlenmeyi başardık. Çocuklarımızı yetiştirmekteyiz.

O ise bekâr. Bir başına yaşıyor. Daha evlenmesi, bir ocak tüttürmesi ve çoluk çocuk sahibi olması gerekiyor. Hem ben hastalansam, bana bakacak bulunur. Ya onun hali nice olur. Bir yolunu bulmalı hanım, bir yolunu bulup onun hasattan payını arttırmalı. ”

Evli olan ağabeyin de tek alternatifi kaldı. O da her gece evinden çıkıp, bir çuval tahılı gizlice erkek kardeşinin tahıl deposuna götürmeye başladı.

İki kardeş, yıllarca ne olup bittiğini bir türlü anlayamadan, sırtladılar çuvalları. Taşıdılar birbirlerinin ambarlarına. “Bu ne ilginç haldir ki; depodaki tahılın miktarı değişmiyor, ne artıyor ne de eksiliyor” diye düşünüyorlardı.

Derken bir gece, herkesin uykuya daldığı bir vakitte, iki kardeş gizlice birbirlerinin deposuna tahıl taşırken çarpışıverdiler. O anda olan biteni, tahılın neden hiç artmadığını ya da bir türlü eksilmediğini anladılar. Ve bu iki fedakâr kardeş çuvalları yere bırakıp, birbirlerini kucakladılar.

(Hayatın akışında kardeşlik bencilce sadece kendini düşünmek değil; başkalarını da düşünmek ve kardeşçe paylaşmaktır.)

(Jack Canfield ve Mark Victor Hansen, Tavuk Suyuna Çorba, Yüreğinizi Isıtacak Öyküler adlı eserden alıntıdır.)

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Cemal Kuru - Ağlayu Ağlayu 320 kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:09:34 ÖÖ]


Kendimize Gelelim! Özümüze Dönelim sabır ve Şükrü Hayatımıza Yerleştirelim Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:02:09 ÖÖ]


İman İbadet ve Güzel ahlaka Önem Vermeli Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:53:44 ÖÖ]


Zekât İslam’ın 5 Şartından Biridir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:42:49 ÖÖ]


Sosyal Medya Kirliliğine Dikkat Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:05 ÖÖ]


Ben Duygusundan Sıyrılmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:21:59 ÖÖ]


Allah'tan Korkan İnsan İffetsiz - Ahlaksız – Olamaz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:15:54 ÖÖ]


Abdest Gusül ve Teyemmümün Faydaları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:03:14 ÖÖ]


Kutlu Bir Dava Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:41:38 ÖS]


Huzurun Kaynağı Olan Evliliği Geciktirmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:36:37 ÖS]


Şükür Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:22:20 ÖS]


Allahü Teâlâya Hakîkî Kul Olmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:16:26 ÖS]


Mümin İmansız Ölmekten Çok Korkmalıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:09:10 ÖS]


Şükür imtihanı Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 06:20:00 ÖS]


Namaz Yoksa Her Şey Eksik Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 06:15:19 ÖS]


Hadîs-i Şerîflerle – Namaz İbadeti Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 06:10:57 ÖS]


Nefis Cihadı Nasıl Kazanılır Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 06:04:37 ÖS]


İşte Bu Cennete Giden Yol Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 05:53:35 ÖS]


Asr’ı Saadette Yaşamak Demek Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2024, 05:33:19 ÖS]


Diri ve Ölü Arasındaki Fark - Zikir Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2024, 05:24:49 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41