Gönderen Konu: Kör Alaca ve Kelin Hikâyesi  (Okunma sayısı 699 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Kör Alaca ve Kelin Hikâyesi
« : Haziran 04, 2018, 06:13:11 ÖÖ »
Kör, Alaca ve Kelin Hikâyesi

İsrailoğullarında biri alaca hastası, biri kör, biri de kel üç kişi vardı. Cenâb-ı Allah, bunları imtihan etmek istedi. Kendilerine bir melek gönderdi. Melek, önce alacalının yanına giderek ona sordu:

-En çok neyi arzulayıp istersin?

Alacalı:

-Güzel bir renk, güzel bir cilt (deri) isterim. İnsanlar beni çok horladılar çok incittiler, dedi.

Bunun üzerine melek, elini onun vücuduna sürdü. Allah’ın izni ile adamın üzerindeki alacalık gitti. Ona, güzel bir renk ve güzel bir cilt verildi.

Melek, sonra ona şöyle sordu:

-Peki, en çok hangi malı istersin?

Adam cevaben:

-Deve (veya sığır) isterim, dedi.

Bu isteği üzerine ona, on aylık gebe bir deve verildi. Melek adama:

-Bu malın sana bereketli olsun, dedi ve oradan uzaklaştı.

Melek sonra kelin yanına gitti. Ona şöyle sordu:

-En çok neyi istersin?

Kel:

-Güzel bir saç isterim ki kelliğim gitsin. Çünkü insanlar bu halimle benimle alay ediyorlar, hor görüyorlar, dedi.

Bunun üzerine melek, elini onun başına sürdü ve adamın kelliği gitti. Ona güzel bir saç verildi. Sonra da melek, adama şöyle sordu:

-En çok hangi malı istersin?

Oda; “İnek isterim” dedi.

Melek, ona gebe bir inek verdi ve:

-Bu malın sana bereketli olsun, dedi.

Melek oradan da körün yanına gitti. Ona da şöyle sordu:

-En çok neyi istersin?

Kör:

-Allah gözlerimi bana geri versin, onu isterim ki insanları görebileyim.

Melek, elini onun gözlerine sürdü. Cenâb-ı Allah da gözlerini ona geri verdi. Melek, sonra şunu sordu:

-Hangi malı daha çok seversin?

Adam, “Koyunu severim” dedi ve melek, ona bir koyun verdi…

Aradan uzun yıllar geçti. Geçen zaman zarfında bu üç kişinin hayvanları doğurdular. Birinin bir vadi dolusu devesi, diğerinin bir vadi dolusu ineği, üçüncüsünün de bir vadi dolusu koyunu oldu.

Ve Allah-ü Teâlâ meleği onlara tekrar gönderdi.

Melek önce alaca olan şahsa gitti ve onun eski şekline bürünerek:

“Ben fakir bir kişiyim, beni memleketime götürecek param kalmadı. Muradıma, önce Allah'ın, sonra senin yardımınla erebileceğim. Sana güzel bir ten ve güzel bir renk veren Allah rızası için senden bir deve istiyorum ki bununla memleketime kavuşayım.” dedi. Fakat alacalı: “İyi ama hak sahibi çoktur.” diyerek meleğin isteğini reddetti. Bu sefer melek ona: “Ben, seni tanır gibiyim. Sen, halkın iğrendiği alacalı değil miydin? Fakir iken Allah'ın zengin ettiği kimse, sen değil miydin?” deyince; alacalı: “Atadan ataya intikal ederek bu mal bana miras kaldı.” cevabım verdi. Melek: “Eğer sözünde yalancı isen, Allah seni eski haline çevirsin." diye beddua ederek alacalının yanından ayrıldı.

Bundan sonra Melek, kelin yanına gitti. Kel de alacalının dediklerini dedi ve meleği kapısından kovdu. Bunun üzerine melek ona da aynı bedduayı yaparak, fakir ve kör bir kimsenin suretinde körün yanına gitti.

Kör bakar ki kapısında kendisinin önceden olduğu gibi kör ve fakir bir kimse ihtiyacını dile getiriyor; hiç tereddüt etmeden meleğe şöyle der:

«Gerçekten ben kördüm. Allah, bana gözlerimi geri verdi. Fakir iken beni zengin etti. Onun için işte malım, dilediğini al, dilediğini bana bırak. Allah için bugün benden alacağın şeyden dolayı sana güçlük çıkaracak değilim.»

Adamın bu candan sözleri karşısında memnun olan melek, ona şöyle söyler:

“Malını muhafaza et. Allah, sizi imtihan etti de senden razı oldu. Diğer iki arkadaşın ise O'nun gazabına uğradılar.”

Kur’an-ı Azimüşşan’da; “Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.” (Bakara/155) buyuran Mevlayı Zülcelâl Hazretleri; imtihan hakikatini kullarına bildirmiş ve en güzel şekilde peygamberlerinin ve dostlarının hayatlarında bu hakikatten numuneler sunmuştur. İlahi bir kanun olan imtihan karşısındaki kulun mukavemeti, onun Hak katındaki değeri ve ahiret yurdunda ki akıbeti çizgisindedir. Kul dünya hayatının her anında imtihan üzere olduğunun şuuruyla hareket edip, sıkıntı ve meşakkat içerisindeyse hamd ederek, bolluk ve nimetler içerisindeyse şükrederek Cenab-ı Hakk’a iltica etmelidir. Zira Allah kulunu dener ve ister ki kul Rabb’inden her şartta razı olsun, başına gelen her şeyin Allah’ın emri ile geldiğini bilsin. Kıssamız bu ince çizgiyi ifade eden güzel bir numunedir.

Üç adam da hem fakir hem de çaresiz rahatsızlıkları olan kimselerken, Allah onları ummadıkları bir anda hayal dahi edemeyecekleri nimetlere ulaştırır.

Nimetlerin şükrünü eda etmeyen, benlik ve cimrilik hastalığına tutulan, bugünlerine aldanıp geldikleri yeri unutan alaca ve kel eski sefil hallerine geri dönerler. Nereden geldiğini bilen, kavuştuğu nimetleri verenin de, kapısına gelen fakiri gönderenin de Allah olduğunu bilen kör ise, bu nimetlerin şükrünü eda ederek cömertlikte bulunur. Böylece Allah’ın rızasına kavuşur ki bundan daha büyük bir nimet düşünülemez. Bunun için bizlerde, her nefeste imtihan olduğumuzun şuuruyla hareket edip, Allah’ın rızasını asıl gaye edinmeliyiz. Zenginlerimiz ihtiyaç sahiplerine, sağlıklı olanlarımız hastalarımıza, güçlülerimiz zayıflarımıza…

İslam’ın öngörmüş olduğu ölçüler dâhilinde her daim yardımda bulunmalıyız. Kör gibi sadık ve nimetin hakkını vermenin gayretinde olmalı; alaca ve kel gibi nankör ve kibirli olmamalıyız.

 


* BENZER KONULAR

Dinimizin Bizden İstediği Hayat Gönderen: melek
[Bugün, 09:02:39 ÖÖ]


Hidâyetten Sonra Kalblerin Kayması Gönderen: melek
[Bugün, 08:54:05 ÖÖ]


Kalbin Temizliği Gönderen: melek
[Bugün, 08:45:49 ÖÖ]


Peygamberimizin Kadınlara Karşı Muamelesi Gönderen: melek
[Bugün, 08:36:03 ÖÖ]


Allah Rasülü’ne Muhabbetimiz Gönderen: melek
[Bugün, 08:33:38 ÖÖ]


Kendimize ve Ailemize Sahip Çıkalım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:12:49 ÖÖ]


Müslümanlar Kazanımlarını Ne Zaman Kaybederler Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:05:29 ÖÖ]


Savrulsak Da Beraberiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:41 ÖÖ]


Egemenlik Kimde Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:50:29 ÖÖ]


Yolumuzun Esası Zaruri Olan İle Yetinmektir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:57 ÖÖ]


Vakit İnsanın Sahip Olduğu En Değerli Varlığıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:35 ÖÖ]


Engin Titiz - Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:55:37 ÖS]


Hakan Bayraktar - Albümdışı Ve Single Eserler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:46:16 ÖS]


Salih Kul Olmanın Yolu Kur’ân ve Sünnet’tir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:42:10 ÖÖ]


Ahd ve Ahdin Gereği Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:37:16 ÖÖ]


İman Amel ve Salih Amel Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:29:54 ÖÖ]


Peygamberimizin Ticari Muamelelerle İlgili Tavsiyeleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:20:53 ÖÖ]


Sağlık ve Afiyet Nimeti Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:04:27 ÖÖ]


Saadet Asrı Adanmış Hayatlar Gönderen: türkiyem
[Nisan 23, 2024, 08:10:20 ÖÖ]


İhsan ve Tefekkür Gönderen: türkiyem
[Nisan 23, 2024, 08:03:23 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41