Gönderen Konu: MÜ’MİN AİLENİN ÖZELLİKLERİ 1  (Okunma sayısı 512 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
MÜ’MİN AİLENİN ÖZELLİKLERİ 1
« : Haziran 20, 2018, 01:15:09 ÖS »
MÜ’MİN AİLENİN ÖZELLİKLERİ  1

 “Ey Rabbimiz! Bizi Sana teslim olanlardan/müslümanlardan kıl, neslimizden de Sana teslim olan müslüman bir ümmet çıkar…”
(Bakara;128)

Kur’an, eşşiz belagatının yanında kavramları, eşyayı, soyut ve somut olan her şeyi en güzel şekilde tanımlamaktadır. Anlatılmak istenen yada tanımlanması gerekeni sözlük üslubuyla değil de tanımı yapılanın en güzel ve olması gereken vasıfları belirtilerek ifade edilmektedir. Örneğin; mü’min tarifi yapılırken bu kavramın kök ve dil bilgisindeki muhtevasına girilmeden; mü’minde olması gereken haller ve tutumlar Ku’ran’ın her tarafına serpiştirilerek izah edilip bu kavrama özendirilmiştir. Bu yazımızda  konumuzun başlığından yola çıkarak gözümüzü, gönlümüzü ve zihnimizi vererek mü’min ailenin olmazları nelerdir? Deyip Ku’ran’ın iklimine salalım kendimizi. Buyrun;

“Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah’ı çok zikreden erkekler ve kadınlar var ya; işte Allah bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükafat hazırlamıştır.”  (Ahzab;35)

Ku’ran mümin ailenin oluşturacağı fertleri bu şekilde tanımlamaktadır. Bu ayetleri okurken gözlerimiz buna karşı verilecek ikramı aramaktaydı ki o da Allah’ın dünyadaki lütfunun göstergesi affediciliği, ahirette ise karşılığının pek büyük olması ile karşıladı  bizleri.  Senin de bu son kısım heyecanını arttırdı ve gözün tekrar bu sonu kazandıracak amellere geri döndü ise gel beraber akıbetimizi hayır edecek özellikleri evlerimiz için uyarlayıp birbirimize faydalı olalım. Yani bu ayette bahsedilen vasıflarda eş olmaya gayret gösterip dünyadaki evimizi salihlerin sükûn bulduğu meskenlere çevirelim. Ki evimizin gerçek süsleri oralara konulan eşyadan çok; duvarlarından halısına kadar herşeyin şahitlik ettiği bu vasıflardır.

Her geçen gün evlerimizden huzursuzluğun gözyaşları akmaktadır. Her evden acı feryat ve isyanlar yükselmektedir. En tatlı vaadlerle evlenip, kurulan evlerimiz düşmanları dahi tedirgin eden kavgalara şahit olmaktadır. İnsanın dinlenip güç toplayacağı evlerimiz; yorgunluğumuzu arttıran ızdırap kutusuna dönmüştür. Evin çiçekleri olan çocuklarımız solmuş, kokusunu hele zaten hiç salmamıştı bahçemize. Evin bir ferdi çırpınıyordu bu batmaya yüz tutan gemiyi sahile çıkarmak için, ama onun da yüreğine dolan ümitsizlik ve çaresizlik suyu gemisini batırmaya başlamıştı. Peki çare neydi? Diye sorarken bu ayetler ona için için sesleniyordu; boşuna tek başına çırpınma, beni okuyan evin erkeğiysen hanımını ikna et; yok eğer beni okuyan evin hanımıysan kocanı ikna et benim size sunduğum vasıflarla vasıflanın diye. Bak o zaman hem dünya evinizi hem de ahiretteki evinizi kurtarmış olacaksınız. Yani müminlerden bahseden bu özelliklerin eşlerden birinde olması sonucu değiştirmiyor. Her iki ferdin bu ahlak ve minval üzere oluşu, 80 metrekarelik taş yığınını cennetin bir şubesi yapıyor.

Ey sen okuyucu kardeşim! İlmimin azlığına, takvamın yetersizliğine aldırış etmeden bana da yardımcı olarak bu ayetin belirttiği özellikler üzerinde beraber düşünelim.

Müslüman Erkekler ve Müslüman Kadınlar:

Ey okuyucu kardeşim! Bu künyemiz bize Allah-subhanehu-tarafından övünelim diye verilmiş bir künyedir. “Ben müslümanlardanım” diyenden kimin sözü daha güzeldir? (Fussilet;33) Bu övüneceğimiz vasıf, bütün menfaatlerimizi, kalbimize ve zihnimize tıkıştırılmış fikir ve amellerimizi, ileriye dönük menfi beklentilerimizi bir kenara bırakarak sonumuz ne olursa olsun alemlerin Rabbi olan Allah’a teslim olmak anlamına gelmektedir. Bir devenin efendisine isyan etmeyip kızgın çöl yollarındaki sabrı ve itaatı gibi; Allah -subhanehu- ‘ın belirlediği hayat tarzına kendini bırakmaktır. O’nun istediği gibi düşünmek, O’nun istediği gibi konuşmak ve O’nun istediği gibi hareket etmektir bu senin övüneceğin künyen. Dinle bak tevhid imamı İbrahim -aleyhisselam- Rabbine nasıl sesleniyor: “Ey Rabbimiz! Bizi Sana teslim olanlardan/müslümanlardan kıl, neslimizden de Sana teslim olan müslüman bir ümmet çıkar…” (Bakara;128) Haydi evlerimize dönelim ve duvarlarına şöyle haykıralım:

‘Ey kıyamet günü yaptıklarıma şahitlik edecek olan taşlar, bil ki bugünden sonra nefsimin değil Allah’ın isteklerine göre yaşayacağım; herşeye değil sadece Allah’ın kız dediğine kızacağım; sabrı karşımdakinde değil kendi kalbimde yaşatacağım; eşimi Allah için sevecek, hayatımın her alanında İslam’ı yaşamaya başlarken bunu önce evime yansıtacağım. Değilse dışarıda muttaki, evimde zalim olmayacağım. Helal ve harama dışarıda dikkat ettiğimden daha fazla yuvamda dikkat edeceğim. Allah’ın rızasını elde etme adına insanlara gösterdiğim tahammülün fazlasını eşime ve çocuklarıma göstereceğim. Dışarıda tebessüm sahibi olup evimde somurtan olmayacağım…”

Rabbini razı etmede haris olan kardeşim! İslam’ı hayatına hakim kılmada evini mescid; odanı medrese; aile halkını cennete giden yolda yardımcı edin. Evini ve ev halkını cenneti kazanmada ilk ve devam eden bir basamak olarak gör. Her şeyine teslim olduğun İslam’ın, bir aile hukukunun da olduğunu sakın unutma.

Rabbini razı etmede haris olan kardeşim! İslam’ı hayatına hakim kılmada evini mescid; odanı medrese; aile halkını cennete giden yolda yardımcı edin. Evini ve ev halkını cenneti kazanmada ilk ve devam eden bir basamak olarak gör. Her şeyine teslim olduğun İslam’ın, bir aile hukukunun da olduğunu sakın unutma.

Mümin Erkekler ve Mümin Kadınlar : 

Seni ve beni İslam ile şereflendiren Rabbimiz bak bu sefer bize mümin vasfıyla hitab etmekte. İnsanlar somut olana bile türlü kılıflar bulup inkara yönelirken mümin erkek ve kadınlar şahit olmadıkları gaybi herşeye Allah-subhanehu-‘dan geldiği için kesin bir şekilde iman ettiklerinden bu vasıfla nitelendirilmişler. Bu gaye ve payede birleşen kullar arasında kardeşlik akdi yapmıştır Allah-subhanehu-: “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz.” (Hucurat;10) Bazen iş yerinde, bazen dernek ve mescidimizde kardeşlerimizle tartıştığımız zamanlarımız olmuştur. Her olayın sonunda yer tüm genişliğine rağmen bize dar gelmeye başlar. İçinizi bir sıkıntı kaplar, oturduğunuz koltuk soğuk bir mermerden farksızdır ve hemen yerinizden kalkar sıkıntınızı ifade edecek sesler çıkarırsınız. Odanın bir o köşesi bir bu köşesi derken eliniz telefona gider ve belki yüzüne söylemeye utandığınız kardeşinize özür mesajı çekersiniz. Hemen karşılığını alırsınız iyiliğinizin ve tatlı bir uykuyu hak etmişsinizdir. Çünkü siz mümin kardeşinizin kalbini tamir ettiniz ve bundan ecir duydunuz. Peki size sorarım, hiç eşinizi mümin kardeşi olarak görmeye çalıştınız mı? Onu kırmaktan korktuğunuz, onu üzdüğünüzde Allah’ın bağladığı kardeşlik bağına zarar verdiğinizi düşündünüz mü? Dışarıda insanlara özür dilemeyi fazilet saymayı, eşiniz içinde hiç düşündünüz mü? Eğer tüm bunları eşin için düşünmediysen “Mümin erkekler ve mü’min kadınlar, birbirlerinin velîsidirler.” (Tevbe;71) ayetini nasıl anlayacaksın. Sen sokaklarda, mescidlerde, vakıf ve derneklerde kendine varis, vekil yani; senin dünya ve ahiretin için hammal birini aramadan önce ne olur da evine dön ve aile halkını kendine her konu da veli edin. Bu senin uyman gereken bir haldir. Bu ayetleri okurken, bunların içine koyacağın kardeşlerinin ve velilerinin arasında en üste mümin olan eşini yaz.

“Müminler bir binanın tuğlaları gibidir”; hadisinde sana en yakın tuğlayı eşin olarak seç. Birbirini seven müminlerin sevgisini karşı tarafa söylemesini bildiren hadiste; “Seni Allah için çok seviyorum” sözünü en fazla ev halkına söyle. Kardeşinin yüzüne gülmenin sadaka olduğunu bilen sen bayan isen kocana; erkek isen hanımına tebessümünden de sadaka ecri aldığını sakın unutma. Güzel bir söz hayır ise bu hayırdan birbirinizi mahrum etmeyin. Evinizin içinde birbirinize iyiliği emredin; kötülüğü uzaklaştırın. Çünkü bu saydıklarıma ve sayamadıklarıma evinin çok ihtiyacı var.

Mümin-müslüman hanım ve erkek kardeşim! Kalbimiz iman çiçeğimizi sakladığımız saksımızdır. Bu çiçeği koruyup büyüten toprak ve suyumuzda salih amellerimizdir. İnşaAllah bu yazımızın devamında, ayetimizde (Ahzab; 35) ön plana çıkan amelleri mümin evimizi koruyan bir etken olarak görür ve üzerinde dururuz.

Evlerimizde sükûn bulmamız duası ile..

fanidunya

  • Ziyaretçi
Ynt: MÜ’MİN AİLENİN ÖZELLİKLERİ 2
« Yanıtla #1 : Haziran 20, 2018, 01:22:26 ÖS »
MÜ’MİN AİLENİN ÖZELLİKLERİ   2

Mümin aile bireylerinin bir diğer özelliği iman edip teslim oldukları İslam dininin emrettiği salih amelleri yapmasıdır. Bu konuda yakin; yani ölüm  gelene kadar ibadete devam etmeleridir. “Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!” (Hicr; 99) Bu konu hakkında Allah Rasulü-sallallahu aleyhi ve sellem-‘de Enes b.Malik kanalıyla şöyle buyurmaktadır: “Kıyamet kopupta birinizin elinde bir hurma fidanı varsa ve kopmadan önce onu dikiverecekse dikiversin. Çünkü bundan dolayı onun için mükâfat vardır.” (Buhari) Bu hadiste de görmekteyiz ki bizler salih amelle belli bir süreliğine değil, küçük kıyametimiz olan ölümümüzün son anına kadar mükellefiz.

Kardeşlerim! Salih amel, bedenlerimizin ve kalplerimizin süsü olduğu gibi evlerimizin de değişmez süsüdür. Rahmetin, bereketin ve huzurun evimize misafir olmasını temenni ediyorsak evimizin içini mescide çevirmeye çalışalım. Eşler, Allah’ın rızasını kazandıracak amelleri yapmada birbirlerine yardımcı olup iyiliği birbirlerine tavsiye etmede nefislerini ayaklar altına almalıdırlar. Bugün maalesef  muttaki hanımlara sahip bazı kardeşlerimiz onların kendisini çağırdığı salih amele bayan olmasından, hanımını şımartmak istemeyişinden, otoritesinin zayıflayacağı korkusundan dolayı duyarsız kalmaktadırlar. Hâlbuki Allah Rasulu -sallallahu aleyhi ve sellem- gece namaza kalkıp eşini uyandıran erkek ve kadına rahmet duası etmektedir. Hatta dinimizin bize emrettiği güzellikleri beraberce yapmak bizim sorumluluklarımızın arasında yer almalıdır.
İsterseniz evimiz içinde beraber amel edeceğimiz bir takım güzellikleri şu şekilde sıralayalım:

Beraber Ayda 3 Gün Oruç Tutmak:

Abdullah İbni Amr İbni’l-Âs radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

“Her ay üç gün oruç tutmak, bütün seneyi oruçla geçirmek demektir.” (Buhari-Müslim)

Ebû Zer radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

– “(Ey Ebû Zer!) Ayda üç gün oruç tutacağın zaman, on üç, on dört ve on beşinci günleri tut.” (Tirmizî)

Ayda üç gün tutulan bu oruç, Allah Rasulü tarafından sahabesine tavsiye buyurduğu bir ameldir. Ebu Hureyre ‘Halilim’, Ebu Derda ‘Habibim’ bana ölmeden önce üç şeyi vasiyet etti deyip bunun başında ayda üç günlük orucu zikrettiler. Sahabenin en faziletlilerine tavsiye ve vasiyet bırakılan bu ameli az görmeyip ailece amel etmeye gayret gösterelim.

Beraber Haftada Bir Gece Namazı Kılmak:

Tabi ki yoğun bir iş haftası içinde gece namazlarına süreklilik sağlamak zor olacağından haftada bir de olsa gece ailece namaz kılmak ev saadetimiz için hayırlı bir vesile oluşturabilir.

Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

“Geceleyin kalkıp namaz kılan, karısını da kaldıran, kalkmazsa yüzüne su serperek uyandıran kimseye Allah merhamet etsin. Aynı şekilde geceleyin kalkıp namaz kılan, kocasını da uyandıran, uyanmazsa yüzüne su serperek uykusunu kaçıran kadına da Allah merhamet etsin.” (Ebu Davud)

Beraber Allah’ın Kitabını Mütala Etmek :

Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

“Bir cemaat Allah’ın evlerinden bir evde toplanır, Allah’ın kitabını okur ve aralarında müzakere ederlerse, üzerlerine sekînet iner, onları rahmet kaplar ve melekler etraflarını kuşatır. Allah Teâlâ da o kimseleri kendi nezdinde bulunanların arasında anar.” (Müslim)

Hadiste bildirilen cemaati, aile bireyleri; Allah’ın evlerinden bir evi de evimizin bir köşesini mescit olarak ayırdığımız yerimiz gibi kabul edersek böyle bir iltifata sahip olmak bizim için bir nur olacaktır. Sıkıntıların yakamızı bırakmadığı bu cahiliye çağında yuvamızı rahatlatmanın en iyi fırsatı bu hadistir. Bununla amel edildiğinde evimizi sekinet, rahmet ve meleklerin pak ve temiz duaları kaplayacaktır. Bundan da ötesi âlemlerin Rabbi olan Allah’ın bizi ve aile halkımızı kendi katındaki şerefli varlıklara zikretmesidir. Rabbim bu şerefi bizlere nasib etsin.

Özellikle evimizde Bakara Suresini okumak ve anlamak için yapacağımız dersler Allah Rasulünün bize bir tavsiyesidir. Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

“Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz. Şüphesiz şeytan, içinde Bakara sûresi okunan evden kaçar.”  (Müslim)

Bakara suresi okunan evlere şeytanlar girmediği gibi büyücülerin şerli hileleride girememektedir. Bakara suresini okuyup anlama adına program yapmanın yanısıra evimizde hanım kardeşlerimiz ev işlerini yaparken bu sureyi çaldırabilirler. Bugün ev içi huzursuzluğumuzun büyük sebebi olan şeytanı ve vesveselerini kovmaya vesile olan bu sebebe iyi sarılmamız gerekir diye düşünüyorum.

Beraber  İnfak  Fonu Oluşturmak :

Allah-subhanehu- bizleri her fırsatta infak etmeye davet etmektedir. “Ey iman edenler, kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkardığımız ürünlerin en helal ve iyisinden Allah yolunda harcayın.” (Bakara; 267)  Ki bu harcayış yuvamıza hem bereketin daha fazla gelmesini sağlarken hem de ahirette ki korku ve hüznün giderilmesi sağlanıyor. Mallarını gizli ve açık olarak gece ve gündüz harcayan kimseler var ya, işte onların, Rableri katında ecirleri vardır. Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.” (Bakara; 274)

“Mallarını Allah yolunda harcayanların hali, her başağı yüz daneli yedi başak bitiren bir tohumun hali gibidir. Allah dilediği kimseye daha kat kat verir. Allah’ın ihsanı çok geniştir. Her şeyi hakkıyla bilendir.” (Bakara; 261)

Bu infak çalışmasını evimizde şu şekilde yapabiliriz;

Kumbara: Evimizin bir köşesine çocuklarımızın da görebileceği bir yere kumbara koyup bunun doldurulması için aile bireylerinin küçüğünden büyüğüne herkes teşvik edilir. Bu kumbara dolduğu takdirde özellikle ailemizle beraber herhangi bir hayır kuruluşuna teslim edelim.

Kermes: Bugün birçok hayır kuruluşu ya kendi çalışmaları için ya ülke içinde veya ülke dışında ihtiyaç sahibi Müslümanlar için çeşitli kermesler düzenlemektedirler. Biz ya ailemizle bu kermeslerin faaliyetleri içinde aktif görev alalım ya da ailece bu çalışmaya maddi destek vermek için çocuklarımızla beraber alış-veriş yapalım.

Tabi ki bu sınıflandırma çoğaltılabilir ama unutmayalım ki çocuklarımızın cömert bir Müslüman olmaları sizin belirleyeceğiniz infak aktivitelerine bağlıdır.

Misafir Ağırlamak:

Maalesef evlerimiz her geçen gün otel odalarına dönmektedir. Yalnız ve sessiz… Evlerimizin inci ve mercanları olan misafirlerimizin üzerine kapılarımız açılmaz olmuş. Bilinmez bir sebeptir ki korkar olmuşuz bize davetli olacak kişilerden.  Hâlbuki salih ve muttaki kişileri evimize almak bunlarla gelen rahmeti ve bereketi de almaktır. Huzur ve sekine, onların yanlarında getirdikleri dostlarıdır. Ahlak ve iyilikleri, üzerlerinde bir misk kokusu gibidir. Bu kokuyu ya sana bulaştırır ya ev halkına ya da evine… Bak Allah Rasulü onları nasıl nitelendiriyor;

Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

“Bir cemaat Allah’ın evlerinden bir evde toplanır, Allah’ın kitabını okur ve aralarında müzakere ederlerse, üzerlerine sekînet iner, onları rahmet kaplar ve melekler etraflarını kuşatır. Allah Teâlâ da o kimseleri kendi nezdinde bulunanların arasında anar.” (Müslim)

“İyi  arkadaşın hali, güzel koku satanın  haline benzer: Misk satan ya sana güzel kokusundan bir miktar meccanen verir ya  sen satın alırsın, ya da (hiç değilse onunla beraber olduğun sürece) güzel koku koklamış olursun.” (Müslim)

Bir de  evine davet ettiğin kardeşin oruçlu ise bu sana hayır üstüne hayır getirir. “Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar sevap kazanır. Oruçlunun  sevabından da hiçbir şey eksilmez.” (Tirmizi)

Bunun faydasını şu hadisede daha iyi anlarsın; Nebî-sallallahu aleyhi ve sellem-bir gün Sa’d İbni Ubâde’nin yanına geldi. Sa’d derhal bir parça ekmek ve zeytin çıkarıp Resûlullah’a ikram etti. Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- bunları yedikten sonra ona şöyle dua etti: “Evinizde hep oruçlular iftar etsin, yemeğinizi  iyiler yesin, melekler de duacınız olsun.” (Ebû Dâvûd)

Görüyorsunuz ki Allah Rasulü,ev halkının rızkının artması yerine iyilere ikram edilecek ortamın oluşması için dua ediyor. Çünkü iyilerin misafirliği hem maddi hem de manevi rızkın artmasına vesile olacaktır.

Misafirliğe Gitmek:

Salih insanları evimize almak nasıl hayırlı bir amel ise aynı zamanda muttaki müslümanları ziyaret etmekte bu derece hayırlı bir ameldir. Bu mütevazı Müslümanların evlerindeki sekinet bizim aile bireylerimize yansıyacaktır. Erkek kardeşlerimiz bir vesile ile imanlarını arttıracak Müslümanlarla beraber olabiliyorlar. Bu gezimiz her ne kadar erkekler için önemliyse de hanım ve çocuklar için daha da önemlidir. Aile bireylerimizin iman ve amellerini arttıracak bu ziyaretleşmeler, evimizin sekinetine katkı sağlayacak değerli bir ameldir.

Ey Müslüman kardeşim! Küfür ve şirk dolu sokaklarda güçlü kalmak istiyorsan ev halkınla imanen güçleneceğin salih amellere sarıl. Birbirinizi hayra teşvik edeceğiniz gibi hayırda da yarışın. Evlerimizin taate devam edenlerin oluşturduğu bir hane olması duasıyla.

 


* BENZER KONULAR

Cemal Kuru - Ağlayu Ağlayu 320 kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:09:34 ÖÖ]


Kendimize Gelelim! Özümüze Dönelim sabır ve Şükrü Hayatımıza Yerleştirelim Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:02:09 ÖÖ]


İman İbadet ve Güzel ahlaka Önem Vermeli Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:53:44 ÖÖ]


Zekât İslam’ın 5 Şartından Biridir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:42:49 ÖÖ]


Sosyal Medya Kirliliğine Dikkat Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:05 ÖÖ]


Ben Duygusundan Sıyrılmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:21:59 ÖÖ]


Allah'tan Korkan İnsan İffetsiz - Ahlaksız – Olamaz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:15:54 ÖÖ]


Abdest Gusül ve Teyemmümün Faydaları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:03:14 ÖÖ]


Kutlu Bir Dava Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:41:38 ÖS]


Huzurun Kaynağı Olan Evliliği Geciktirmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:36:37 ÖS]


Şükür Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:22:20 ÖS]


Allahü Teâlâya Hakîkî Kul Olmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:16:26 ÖS]


Mümin İmansız Ölmekten Çok Korkmalıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:09:10 ÖS]


Şükür imtihanı Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 06:20:00 ÖS]


Namaz Yoksa Her Şey Eksik Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 06:15:19 ÖS]


Hadîs-i Şerîflerle – Namaz İbadeti Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 06:10:57 ÖS]


Nefis Cihadı Nasıl Kazanılır Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 06:04:37 ÖS]


İşte Bu Cennete Giden Yol Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 05:53:35 ÖS]


Asr’ı Saadette Yaşamak Demek Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2024, 05:33:19 ÖS]


Diri ve Ölü Arasındaki Fark - Zikir Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2024, 05:24:49 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41