Gönderen Konu: HZ. OSMAN ANLATIYOR  (Okunma sayısı 1871 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
HZ. OSMAN ANLATIYOR
« : Haziran 16, 2019, 09:00:09 ÖÖ »
HZ. OSMAN ANLATIYOR:

En Sevdiğim Şey

Ben dünyanın en kısmetli insanlarından biriyim. Hem ilk Müslümanlardanım, hem de Peygamberimizin damadıyım.

Sevgili Peygamberimizin kızı Rukiye r.a ile evlendiğimizde, mekke’nin zor yıllarıydı. Eşimle HabeşistanA hicret ettik. Birlikte büyük sıkıntılar çektik. Fakat o, asla şikayet etmedi. Yaşadığımız bütün sıkıntıların. Allah’a özgürce ibadet edebilmek için biliyordu. Peygamberimiz medine’ye hicret ettikten sonra, biz de Medine’ye gittik. Ama eşim Rukkiye r.a aniden hastalandı. Bedir Savaş’ına da onun hastalığı ile ilgilendiğim için katılamadım. Bedir’den sonra vefat etti.

Rukkiye’nin r.a vefatı beni çok üzmüştü. Ben şimdi onsuz ne yapacaktım? Bu üzüntülü günlerimde peygamberimiz beni teselli etti ve diğer bir kızıyla rahmetli eşim Rukkiye’nin r.a kızkardeşi Ümmü Gülsüm r.a ile evlenmemi istedi. Bu benim için gerçekten çok büyük bir onurdu.

Ümmü Gülsüm r.a  de Rukkiye r.a  gibi iyi huylu, güzel ahlaklı sabırlı bir Müslümandı. Onunla da çok mutlu evliliğim oldu.

Müslüman kardeşlerim, Peygamberimizin iki kızıyla evlendiğim için bana ‘’İki nur sahibi’’ lakabını taktılar. Hayatta en çok hoşuma giden şey de bu lakaptır zaten.

Peygamberimizin duasıyla çok zengin bir insan oldum. Kısa zaman içinde, kendi kervanımı Şam ve yemen’e göndermeye başladım. Bol bol kazanıyor, Kazandıklarımı da ihtiyacı olanlar için harcıyordum.

Sevgili Peygamberimiz bize şunu vaat ermişti:

İhtiyacı olanlar için mallarımızı harcadıkça Allah bize daha çok verecekti. Gerçekten d e verd de. Fakirler ve muhtaçlar için neyi harcadıysam kısa zaman sonra çok daha fazlasını kazandım.

’SİZDEN FAZLA VEREN VAR!’’

Arabistan’da yağmurlar çok az yağdığından, zaman zaman kıtlık olurdu.

Kıtlık zamanlarda insanlar yiyecek bulmakta zorlanırlardı. Bütün ümitler Şam veya Yemen’den gelecek kervanlara bağlanırdı. Çünkü bu kervanlar, şehrimize her türlü yiyecek maddesini taşırdı.

Hz. Ebubekir’in halife olduğu dönemde, yine bir kıtlık olduğu dönemde, yine böyle bir kıtlık olmuştu. Topraklar çatlamış, hayvanlar suya hasret kalmış, yiyecek ekmek zor bulunur hale gelmişti. Bazı tüccar arkadaşlarım, komşu şehirlerden getirdikleri buğday çuvallarını satıyorlardı ancak onlar da zamanla tükenmişti.

İşte o günlerde, buğday yüklü yüz deveden oluşan bir kervanım, Şam’dan Medine’ye geldi. Herkes hemen başıma toplandı. Tüccarlar, buğdayları benden satın alıp halka satmak istiyorlardı. Ne kadar yüksek fiatlar teklif ettiler de ben hiçbirine tek bir çuval bile satmadım. Her defasında, ‘’Sizden daha çok veren var, satmam!’’ diyordum. Gerçekten de onların bana teklif ettikleri fiyatlardan daha yüksek veren bir alıcı vardı.

Benim hiç bir teklifi kabul etmeyişim, tüccarları kızdırmıştı. Gidip beni halife Hz. Ömer’e şikayet etmişler. ‘’Halk ekmek bulamıyor, Osman r.a daha fazla kar etmek peşinde!’’ demişler. Halife beni huzuruna çağırıp neden böyle yaptığımı sordu

Gülümseyerek içimden geçenleri anlattım:

‘’Ey Ebubekir r.a, onlar buğdayları benden yedi kat fazla almayı teklif ettiler. Yani onlar bire yedi veriyorlar. Oysa Allah, Kur’an’da 700 kat fazlasını vaat ediyor! Onun için ‘’Sizden fazla veren var dedim. Sen de şahit ol 100 deve yükü buğdayı, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için Medine halkına dağıtıyorum.


 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41