Gönderen Konu: ÖF BİLE DEME  (Okunma sayısı 402 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
ÖF BİLE DEME
« : Eylül 10, 2018, 11:18:16 ÖS »
ÖF BİLE DEME

‘‘ Rabbin yalnız kendisine kulluk etmenizi, ana-

babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti.

Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa,

kendilerine ‘‘ Öf ’’ bile deme; onları azarlama; ikisine de

güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle

üzerine kanat ger ve: “ Rabbim! Küçüklüğümde onlar

beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de Sen onlara(öyle)

rahmet et!” diyerek dua et.

Ana babaya iyilik, iman ve insanlık değerlerine sahip olmanın gereğidir. Çocuğun,  dünyaya gelmesine vesile olan ebeveynine minnettar olması, aklen ve şer’an uygun bir davranıştır. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim’de Allah Teala: ‘‘ Rabbin yalnız kendisine kulluk

etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti…” Âyet-i Kerimesi ile yoktan var eden ve bütün nimetleri veren olarak kendisine ibadeti emirden sonra ikinci derecede nimet veren olarak anne-babaya da ihsanda bulunmayı çocuklara emretmiştir.

Kur’an-ı Kerim’in üzerinde önemle durduğu ihsan kavramı; bütün güzellikleri ve iştiyakla yönelilen şeyleri ifade ederken, başkasına iyilik etmek, nimet kazandırmak, yardımcı olmak ve bütün bunları başlarına kalkmadan güzellikle yapmak anlamına da gelmektedir.

Lokman Sûresinde Yüce Allah: “Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünlü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır.”

Buyurmuş ve ana babanın çektikleri zahmete karşılık şükür ve itaate layık olduklarını beyan etmiştir. Yüce Allah’ın kendisine yapılması gereken şükürle ana-babaya yapılacak şükrü yanyana koymuş, birinci sıraya kendisini ikinci sıraya da ana-babayı koyması konunun önemini göstermesi bakımından önemlidir.

Amr b. As (r.a)’dan rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

“Rabbin rızası babanın rızasında ve Rabbin gazabı da babanın gazabındadır.”[ii]

Ana-babaya ihsanda bulunmanın, inanan insanın hem dünyevî hem de uhrevî hayatında büyük tesirleri vardır. Bu yüzden Rasûlüllah (s.a.v) bu iyiliğin öğretilerini ve Müslüman ferdin hayatındaki etkisini belirtmiş, ayrıca bunun nafile değil her insanın yapması gereken vacip bir vazife olduğunu beyan etmiştir.

 Küleyb b.Menfaa’nın dedesi Rasûlüllah (s.a.v)’a gelerek: ” Ya Rasûlallah! Kime iyilik edeyim?” diye sordu. Rasûlullah (s.a.v): Annene, babana, kız kardeşine, erkek kardeşine ve onu takip eden yakınına iyilik et. Bunu yapmak vacip bir hak ve yerine getirilmesi gereken bir sıla-i rahimdir (akrabalık bağıdır).[iii]

Ebu Ümame (r.a)’den nakledildiğine göre bir adam: “Ya Rasûlallah! Ana–babanın çocukları üzerindeki hakkı nedir?” diye sordu. Rasûlullah (s.a.v):” Onlar, yani annen ve baban senin cennet ve cehennemindir, “buyurdu.

Hz. Peygamber anne-babasına iyi muamele de bulunan kişilere dua etmiş, âsi olanlara içinde bulundukları isyanın ve günahın durumunu gösteren ifadelerle uyarmıştır. Bir çok Hadis-i Şerifte, ihsan sahibi evlatlara müjdeler varken, âsi olan varlıklarıyla huzursuzluk, acı ve ızdırap kaynağı olan evlatlara sonuçlarının hem dünya hem de ahirette görecekleri elem verici uyarılarda bulunulmuştur.

Enes (r.a)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kim rızkının genişletilmesini ve ömrünün uzatılmasını arzu ederse, ana-babasına iyilik yapsın ve akrabasını ziyaret etsin!”[ii]

Muaz b. Enes (r.a)’den rivayet edilen bir Hadis-i Şerifte de Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ana babasına iyilik eden kimseye ne mutlu! Allah onun ömrünü uzatsın!”[iii]

Hz. Aişe (r.anha)’den  rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Rüyada kendimi Cennette gördüm. Orada Kur’an okuyan birisinin sesini duydum. Onun kim olduğunu sordum. Hârise b. Nu‘man olduğunu söylediler. Rasûlullah (s.a.v) Hz. Aişe’ye “İşte iyilik böyledir, iyilik böyledir; Hârise, insanlar arasında anasına en çok iyilik edendi.” buyurdu.[iv]

Ebû Hüreyre (r.a)’den rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz (s.a.v) üç defa: “Burnu yere sürünsün ve perişan olsun!” dedi. Sahabe tarafından: Kimin yâ Rasûlallah!  diye soruldu. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): Yaşlandıklarında ana–babasına veya onlardan birine yetişip de Cennete giremeyen kimsenin.” cevabını verdi.[v]

Urve b. Murra anlatıyor: Bir adam Rasûlullah (s.a.v)’a gelerek: Ya Rasûlallah! Allah’tan başka ilah olamadığına ve senin Allah’ın elçisi olduğuna şehadet ettim, beş vakit namazı kıldım ve Ramazan orucunu tuttum, dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Kim bu iman ve amel üzerine ölürse ana-babasına âsi olmadıkça kıyamet gününde nebilerle, sıddıklarla ve şehitlerle şu şekilde beraber olur, buyurdu ve iki parmağını (birbirine bitişik halde) gösterdi.[1]

Bu Hadis-i Şerifler ve konuyla ilgili bulunan daha birçok Hadis-i Şerif ve Âyet-i Kerime gösteriyor ki, anne-babanın hakları ödenemeyecek kadar büyüktür. “Bir adam annesini sırtına almış Kâbe’yi tavaf ettiriyordu. O esnada Rasûlullah’ı gördü ve: ‘Nasıl annemim hakkını ödeyebildim mi?’ diye sordu. Peygamber Efendimiz: ‘Hayır! Seni karnında taşırken, bir nefes alma anındaki zahmetinin dahi hakkını ödeyemezsin.’ buyurdu”[2]

 Bu nedenle bir kimse, ancak onlarla iyi geçinerek, onları kırmadan hüsn-ü muamelede bulunmak suretiyle gönüllerini razı eder ve bu yolla Allah’ın rızasını kazanırsa o zaman anne- babanın hakkını ödemiş olabilir. Aksi bir tavır ve davranış hem dünya hayatının hem de ahiret hayatının ifsadı demektir.

---------------------------------------------------------

[1] Heysemi, Mecmau’z- Zevaid, VIII, 147.

[2] Buhari, Edebu’l- Müfret, Trc: A. Fikri Yavuz, I, 15.

İbn Mace, Edeb,1.

[ii] Buhari, Edeb, 12; Müslim, Birr, 20.

[iii] Münavi, Feyzu’l-Kadir, VI, 95.

[iv] İbn Hacer, el- İsâbe, I, 312.

[v] Müslim, Birr, 9.

Lokman, 31/14

[ii] Tirmizi, Birr, 3.

[iii] Sünen, Edeb, 120.

İsra, 17/ 23-24

 


* BENZER KONULAR

Cemal Kuru - Ağlayu Ağlayu 320 kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:09:34 ÖÖ]


Kendimize Gelelim! Özümüze Dönelim sabır ve Şükrü Hayatımıza Yerleştirelim Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:02:09 ÖÖ]


İman İbadet ve Güzel ahlaka Önem Vermeli Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:53:44 ÖÖ]


Zekât İslam’ın 5 Şartından Biridir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:42:49 ÖÖ]


Sosyal Medya Kirliliğine Dikkat Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:05 ÖÖ]


Ben Duygusundan Sıyrılmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:21:59 ÖÖ]


Allah'tan Korkan İnsan İffetsiz - Ahlaksız – Olamaz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:15:54 ÖÖ]


Abdest Gusül ve Teyemmümün Faydaları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:03:14 ÖÖ]


Kutlu Bir Dava Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:41:38 ÖS]


Huzurun Kaynağı Olan Evliliği Geciktirmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:36:37 ÖS]


Şükür Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:22:20 ÖS]


Allahü Teâlâya Hakîkî Kul Olmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:16:26 ÖS]


Mümin İmansız Ölmekten Çok Korkmalıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:09:10 ÖS]


Şükür imtihanı Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 06:20:00 ÖS]


Namaz Yoksa Her Şey Eksik Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 06:15:19 ÖS]


Hadîs-i Şerîflerle – Namaz İbadeti Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 06:10:57 ÖS]


Nefis Cihadı Nasıl Kazanılır Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 06:04:37 ÖS]


İşte Bu Cennete Giden Yol Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 05:53:35 ÖS]


Asr’ı Saadette Yaşamak Demek Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2024, 05:33:19 ÖS]


Diri ve Ölü Arasındaki Fark - Zikir Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2024, 05:24:49 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41