Gönderen Konu: Ertelemek Hayatı Kaçırmaktır  (Okunma sayısı 180 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

anadolu

  • Ziyaretçi
Ertelemek Hayatı Kaçırmaktır
« : Temmuz 04, 2020, 09:06:08 ÖÖ »
Ertelemek Hayatı Kaçırmaktır

İstiyorsan, bugün yap, bugün ara

Yarına kim öle, kim kala.

Ötelediğimiz ne çok şey var, sonra dediğimiz. Yarın yaparım, ertesi gün gelirim, biraz geçsin öyle namaza başlarım, bazı şeyleri halledeyim sonra örtünürüm, biraz anlasın kıymetimi sonra özür dilerim…

Ne acıdır ki, fark etmeyiz asıl ertelediğimizin kendi hayatımız olduğunu!

Kaç ana baba vardır, evlatlarının dini eğitimini hep bir dahaki yaza erteleyen; kaç çiftçi, zekâtımı seneye veririm diyen; kaç günahkâr, tövbeyi sonralarla besleyen ya da kaç genç, üzerine hac farz olmuşken azıcık dünyadan kâm almayı bekleyen...

Yarın, yarın…

Bazı şeyler aslında sadece o ana ait, ertelemek yitirmektir. Ertelemek samimiyetsizliktir belki de.

Çocuklarım küçükken mahallede yaşlı bir teyze ile amca vardı. İki miniğimi yanıma alır, her akşam süt almaya giderdim evlerine. Bizi güler yüzle karşılarlar, her akşam başka muhabbet açarlardı. En az yarım saat sohbet ederdik orada. Onların yaşlanmış dünyalarına bir canlılık ve taze bir nefes götürüyorduk galiba. Onlar da bize hikmet ve şefkat kapısı aralıyordu.

Aradan birkaç yıl geçip süt almalarım kesilince yolum pek düşmedi evlerine. Beni sokakta her gördüklerinde, gelmiyorsun, diye sitem ederlerdi. Ben de her defasında geleceğimi söyleyip geçerdim yanlarından.

Bir gün hacı teyzenin öldüğü haberi geldi, on beş gün sonra da zaten hasta olan hacı amcanın. Aklım o zaman başıma geldi, hâlbuki ne kadar yürekten çağırıyorlardı her defasında beni. O gün karar verdim, bir şeyi gerçekten yapmam gerekiyorsa hemen aynı gün yapmaya.

Din görevlisi olarak Almanya’ya gitmiştim. Yavaş yavaş cemaatle tanışıyorduk. Bir hanım geldi derse, doğu insanına has sıcaklıkla girdi aramıza.

“Ben Kur’an öğreneceğim.” dedi. “Hay hay” dedim “Allah, ilmi isteyene verir.”

Cemaatin hepsi büyük bir hevesle başlar, sonra kiminin hevesi biraz zorlanınca kırılır vazgeçmek isterler. Bu teyzemiz de büyük bir iştiyakla derslere katılıyor fakat her yeni derste bir önceki öğrendiği şeyleri unutuyordu. O sabretti ben gayret ettim. Daha çok tekrar yaptık. Yeri geldi herkesten fazla çalıştık. Bir gün, beyninde küçük bir tümör olduğunu söyledi. “Biraz da unutkanlığım bundan hocam. Aslında pek yaşlı sayılmam, ellili yaşlarımdayım daha.

Hakkınızı helal edin, benimle çok uğraşıyorsunuz.” Sen yeter ki gayretli ol, dedim, ben sıkılmam.

“Büyüklerimiz işte hocam, bizi okutmadılar. Ama ben çocuklarımı okuttum, elin memleketinde onlar için elimden geleni yapmaya çalıştım.” Öyleydi de, cemaat içerisinde saygı gören bir aileydiler.

Bir gün derse geç kaldı, mahcup bir ifadeyle “Hocam sadece işim bu değil ki, evde inşaatım var, bahçe tarafına balkon yapıyoruz. Her gün ustalara yemek veriyorum. Ama ne olursa olsun ben dersimi ihmal etmeyeceğim.” dedi ve öyle de yaptı. Ne istediğini bilen istikrarlı bir yapısı vardı.

Bir yıl boyunca aksatmadan geldi ve Kur’an’ı öğrendi. Ondan mutlusu yoktu. Türkiye’den özel bir Kur’an da getirtmişti kendisine. Ona Kur’an öğrettim diye beni de yerlere göklere sığdıramıyordu.

Bahar başlarında bir gün; “Hocam balkon bitti, arkadaşlarla gelin bir çay içelim, bir dua edin evimde.” dedi. Severek kabul ettik sınıfça. Hep beraber ziyaretine gittik pek memnun kalmıştı. Altmışına merdiven dayarken sınıf arkadaşları ziyaretine gelmişti. Ne de olsa özeldi sınıf arkadaşlığı. Kur’an okuduk evinde.

Bir ara bana döndü: “Hocam, haftaya Türkiye’ye gidiyoruz altı aylığına. Orada da inşaatımız var, bitirebilirsek evi taşıyacağız. Bize dua edin, benim bu inşaatlarım hiç bitmeyecek anlaşılan.”

Uzun yaz günleri sona erip yapraklar yavaş yavaş ağaçları terk ederken ve Almanya son derece muhteşem bir hazan mevsimine daha girerken bir yaprak da bizim sınıftan düştü o sene. Bir gece eşimin telefonu çaldı, hayrolsun inşallah, deyip fırladık yerimizden. Arayan öğrencimin eşiydi, yoğun bakıma almışlar, ümidi kesmişler, dua istiyorlardı. Ertesi gün ziyaretine gittik, on beş gün önce Türkiye’de rahatsızlanmış. Oğlu, anne gel burada bakalım içim rahat etmez, demiş. Üç gün önce getirmişler, bavullarını eve bırakıp doğru hastaneye. Sonraki gün vefat etti…

Daha önce camide düzenlediğimiz tekfin teçhiz seminerine kızlarını da getirmişti.Sanki biliyormuşçasına kızlarına beni de işaret ederek; “Siz diyordu, beni siz yollayın.”

Evlatları kimseye bırakmadılar annelerini, son görevlerini layıkıyla yerine getirdiler. Bir öğrencimi, bir dostumu kefenleyip tabuta koymak, yaşadığım en zor zamanlardan birisiydi. Neylersin, ölüm kabullenilmeyi istermiş, yaşamın bir parçası olmayı.

Son yılında Almanya’daki evini de düzdü, Türkiye’dekini de. O esnada Kur’an’ı da öğrendi. İlk ikisini burada bıraktı, asıl azığını aldı gitti ebedî âleme. Bu yıl işim başımdan aşkın seneye öğrenirim demedi. Hayırlı işlerde acele ediniz öğüdünü tuttu. Belki yarın diyenlere iyi bir ders verdi lisanıhâliyle. Ondan bana bir şal kaldı, sıcak bir dosta sarılır gibi sarıldığım. Bir de sınıftaki hoş sedası.

Mevlana, Mesnevi’sinde bir hikâye anlatır:

Adamın birinin yol kenarındaki bahçesinin sınırında dikenler bitmiş. Önceleri zararsız gibi görünen bu dikenler, zamanla gelip geçenleri rahatsız etmeye başlayınca şikâyetler çoğalmış. Fakat adam bu şikâyetleri duymazlıktan gelmiş. Derken, yoldan geçen birisi adama dikenleri sökmesini söylemiş. Adam da: “Bir hayli gün var aziz dostum, bugün olmazsa yarın; bir gün mutlaka o dikenleri sökeceğim.” deyince Allah dostu, adama şöyle demiş: “Hep, yarın, diyerek bu işi erteliyorsun. Fakat bil ki günler geçtikçe o dikenler büyüyüp güçleniyor, sense güç kaybediyorsun. Dikenler gençleşiyor, sense giderek ihtiyarlıyorsun.”

Erteleme Hastalığına Tutulanlara

Bir şeyi gerçekten önemli buluyorsak Besmele çekip hemen yola koyulalım, bereketi ve yardımı Allah’tan bekleyelim. Allah Resulü (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Yüce Allah’ı anarak başlanmayan her anlamlı söz veya iş, bereketsizdir/sonuçsuzdur.” (İbn Hanbel, II, 360)

İşlerin birbirine zincirleme bağlı olduğunu hatırdan çıkarmayalım. Birini ertelersek bir diğeri de ötelenecektir unutmayalım.

İnsanların kıymetini bilmediği iki nimet vardır der, Peygamber Efendimiz (s.a.s.): “Sıhhat ve boş vakit.” (Buhârî, Rikak, 1) Bunların hazine olduğunu, hatırımızdan çıkarmayalım.

Ertelememizin sebebi güzel bir başlangıç yapamama endişesinden kaynaklanıyor olabilir, bunun adı mükemmeliyetçiliktir ve birtakım zararları vardır. Bu durum, sürdürememe korkusuyla beslenir, Rabbimize tevekkül edip ona sığınalım. Rabbimiz der ki: “…Karar verince de Allah’a güven, doğrusu Allah kendisine güvenenleri sever.” (Âl-i İmrân, 3/159)

Ertelemek, o an için iyi bir çözümmüş gibi gelebilir. Ertelediğimiz her ne varsa onu yüreğimize yük ettiğimizi hatırdan çıkarmayalım.

İrade, hazzı erteleyebilme becerisidir. Bunu zaman zaman kendimize hatırlatacak notlar alalım.

İşlerimizi doğru zamanda, ertelemeden yapalım, sonra vaktin genişlediğini fark edeceğiz. İşte bunun adı, ömürde berekettir. Örneğin namazı vaktinde kılalım. Hz. Peygamber (s.a.s.), bunu, amellerin en hayırlıları (Buhârî, Mevâkît, 5) arasında saymıştır.

Hatice Meraklı

 


* BENZER KONULAR

Kim Allah’a Ve Ahiret Gününe İnanıyorsa Gönderen: melek
[Bugün, 07:53:18 ÖÖ]


Allah’ın Ahlakıyla Hhlaklanmak Gönderen: melek
[Bugün, 07:46:57 ÖÖ]


Allah Sevgisi Kalbine Yer Etmelidir Gönderen: melek
[Bugün, 07:41:05 ÖÖ]


Nefsimiz ve Allah C.C Rahmeti Gönderen: melek
[Bugün, 07:34:32 ÖÖ]


Allah İçin Sevmek Yada Sevmemek Gönderen: melek
[Bugün, 07:28:23 ÖÖ]


Zor Zamanlar ve Dayanışma Ruhu Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:05:43 ÖÖ]


İbadetler Güzel Ahlâklı Olmayı Sağlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:52:03 ÖÖ]


Ramazan ve İman Kardeşliği Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:44:35 ÖÖ]


Tasavvuf Nefsi ve Kalbi Temizlemek Demektir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:27:41 ÖÖ]


Hased, İyilikleri Yer Bitirir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:18:45 ÖÖ]


Esat Aydoğan - Güller Hürmetine Rahmet 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:22:20 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Badı Saba 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:10:40 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Selam Götürün 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:56:26 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Aşkı Mevla 1 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:37:39 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Gülbeste 1 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:24:51 ÖS]


Celaleddin Ada - Aşkullah Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:15:31 ÖS]


Mehmet Emin Ay - O'nun Güzel İsimleri 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:06:15 ÖS]


Mehmet Emin Ay - Nât-ı Şerîfler & Gül-i Ruhsâr 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:55:22 ÖS]


2024 - Agah - Mestâne - Enstrümantal Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:30:02 ÖS]


Birbirimizin Hem Cenneti Hem de Cehennemi Olabiliriz Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:48:55 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41