Gönderen Konu: Doğru ve Sağlam İtikad  (Okunma sayısı 417 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2146
Doğru ve Sağlam İtikad
« : Nisan 25, 2019, 02:34:00 ÖS »
Doğru ve Sağlam İtikad

Bilinmelidir ki, itikad ve iman sağlamlığı milletlerin veya fertlerin hayatlarında en kuvvetli hayat unsurudur. Kötülüklere mâni duvar, hayırlara açılan kapılar gibidir. Bu sağlam itikad sebebiyle, müslümanlar geçmişte çok parlak sayfalarla tarih-i beşeriyyeyi süslemişlerdir.

Kur’ân-ı Kerim’i dinleyin, orada neler neler var. Ne ibretli olaylar geçiyor. Üç yüz dokuz sene uyutulan ve bu seneler esnasında kıllarına bile dokunulamayan Ashab-ı Kehf’den, yüz sene eşeğiyle ölü kalan olaylar ne kadar da ibret vericidir. Yüz sene uyutulmuş, yeniden gözlerini açınca gördüğü manzaraya inanamamış. Sanki dünkü günün sabahı imiş gibi, fakat binek hayvanı bir kemik yığını...

Ve nihayet diğer olaylar. Kudret-i İlâhî onu tekrar diriltiyor.

İbrahim Peygamber’in ateşe atılması, onu ateşin yakmaması ve kalbinin mutmain olması için dört kuşun kesilip, havanda dövülüp, kıyma yapılıp dağ başlarına bırakılışı, çağırılınca bunların uçarak gelişleri ne kadar da üzerinde düşünmemiz gereken olaylardandır.

Ya Hz. Musa’ya denizlerin yol oluşu ne demektir? Peki, Son Peygamber’in İsrâ-Mirâc mucizeleri, uzakların dürülmesi, okuyan, dinleyen mü’minlerin imanlarını kat kat artırmaz mı? O’nun kavlî/sözlü (hadislerle) verdiği haberlerin tamamı paha biçilemeyecek değerde olan hazinelerdendir. Ama anlayana, anlamayana, hidayeti, imanı olmayana ne demeli? Onun için ihlasla dua edelim ki, Allah bize hidayet verdikten sonra dalalete düşürmesin. Dalalette olanlara da hidayet versin. İster istemez Kur’ân’ a ait ihtarı hatırlıyoruz:

“Sen sevdiklerine hidayet veremezsin, fakat Allah hidayet verir.”(Kasas, 28/56)

Yine Kur’ân’dan örnekler vermeye devam edelim; Hz. İbrahim’in ve hanımının çok ileriki yaşlarda olmasına rağmen çocuk sahibi olmaları, Hz. İsa öldürülmek istendiğinde, düşmanlarının gözü önünde göklere çıkarılışı ve ona başka birisinin benzetilerek öldürülüşü, yani çarmıha (farsça kelime; dört çivi manasındadır) gerilişi…

Ve Hz. Musa’nın uzun çağırışları, Hakk’a davet edişleri kâr etmeyince üzerlerine bit, pire, kurbağa ve kan yağdırılması İlahî azaplardan birkaçıdır. Semûd kavmi üzerine ıslık çıkaran korkunç rüzgârların gönderilişi ve onların helâk oluşları Rabbimiz tarafından bizlere haber verilerek ikaz olunmuşuzdur.

İçleri yenmiş ekin gibi ebâbil kuşlarıyla helak edilenler… Ebrehelerden ibret alalım. Bu olaylar öyle canlı ve tesirli bir şekilde anlatılmaktadır ki, müminlerin kalpleri iman ile dolup dolup taşar. Konuyu bir hadis ile bitirelim.

Enes’den (r.a) rivayet ediliyor. Râvi Enes diyor ki:

Rasûlullâh (s.a.s) ashâbına (r.a.ecmain) hitap ederek şöyle demiştir:

“Bana cennet de cehennem de gösterildi. O günkü kadar hayırdan da şerden de bu kadarının gösterildiğini şimdiye kadar hiç görmemiştim.”

Rasûlullah bundan sonra devamla buyurdular ki:

“Sizler benim bu hususlarda bildiklerimi bilseydiniz çok az güler fakat çok fazla ağlardınız.”

Râvi diyor ki:

“Bu günden daha şiddetli bir günle ashâb karşılaşmamıştır. Bunun üzerine onlar, başlarını önlerine eğerek hüngür hüngür ağladılar.”

Bilinmelidir ki, itikad ve iman sağlamlığı milletlerin veya fertlerin hayatlarında en kuvvetli hayat unsurudur. Kötülüklere mâni duvar, hayırlara açılan kapılar gibidir. Bu sağlam itikad sebebiyle, müslümanlar geçmişte çok parlak sayfalarla tarih-i beşeriyyeyi süslemişlerdir.

Kur’ân-ı Kerim’i dinleyin, orada neler neler var. Ne ibretli olaylar geçiyor. Üç yüz dokuz sene uyutulan ve bu seneler esnasında kıllarına bile dokunulamayan Ashab-ı Kehf’den, yüz sene eşeğiyle ölü kalan olaylar ne kadar da ibret vericidir. Yüz sene uyutulmuş, yeniden gözlerini açınca gördüğü manzaraya inanamamış. Sanki dünkü günün sabahı imiş gibi, fakat binek hayvanı bir kemik yığını...

Ve nihayet diğer olaylar. Kudret-i İlâhî onu tekrar diriltiyor.

İbrahim Peygamber’in ateşe atılması, onu ateşin yakmaması ve kalbinin mutmain olması için dört kuşun kesilip, havanda dövülüp, kıyma yapılıp dağ başlarına bırakılışı, çağırılınca bunların uçarak gelişleri ne kadar da üzerinde düşünmemiz gereken olaylardandır.

Ya Hz. Musa’ya denizlerin yol oluşu ne demektir? Peki, Son Peygamber’in İsrâ-Mirâc mucizeleri, uzakların dürülmesi, okuyan, dinleyen mü’minlerin imanlarını kat kat artırmaz mı? O’nun kavlî/sözlü (hadislerle) verdiği haberlerin tamamı paha biçilemeyecek değerde olan hazinelerdendir. Ama anlayana, anlamayana, hidayeti, imanı olmayana ne demeli? Onun için ihlasla dua edelim ki, Allah bize hidayet verdikten sonra dalalete düşürmesin. Dalalette olanlara da hidayet versin. İster istemez Kur’ân’ a ait ihtarı hatırlıyoruz:

“Sen sevdiklerine hidayet veremezsin, fakat Allah hidayet verir.”(Kasas, 28/56)

Yine Kur’ân’dan örnekler vermeye devam edelim; Hz. İbrahim’in ve hanımının çok ileriki yaşlarda olmasına rağmen çocuk sahibi olmaları, Hz. İsa öldürülmek istendiğinde, düşmanlarının gözü önünde göklere çıkarılışı ve ona başka birisinin benzetilerek öldürülüşü, yani çarmıha (farsça kelime; dört çivi manasındadır) gerilişi…

Ve Hz. Musa’nın uzun çağırışları, Hakk’a davet edişleri kâr etmeyince üzerlerine bit, pire, kurbağa ve kan yağdırılması İlahî azaplardan birkaçıdır. Semûd kavmi üzerine ıslık çıkaran korkunç rüzgârların gönderilişi ve onların helâk oluşları Rabbimiz tarafından bizlere haber verilerek ikaz olunmuşuzdur.

İçleri yenmiş ekin gibi ebâbil kuşlarıyla helak edilenler… Ebrehelerden ibret alalım. Bu olaylar öyle canlı ve tesirli bir şekilde anlatılmaktadır ki, müminlerin kalpleri iman ile dolup dolup taşar. Konuyu bir hadis ile bitirelim.

Enes’den (r.a) rivayet ediliyor. Râvi Enes diyor ki:

Rasûlullâh (s.a.s) ashâbına (r.a.ecmain) hitap ederek şöyle demiştir:

“Bana cennet de cehennem de gösterildi. O günkü kadar hayırdan da şerden de bu kadarının gösterildiğini şimdiye kadar hiç görmemiştim.”

Rasûlullah bundan sonra devamla buyurdular ki:

“Sizler benim bu hususlarda bildiklerimi bilseydiniz çok az güler fakat çok fazla ağlardınız.”

Râvi diyor ki:

“Bu günden daha şiddetli bir günle ashâb karşılaşmamıştır. Bunun üzerine onlar, başlarını önlerine eğerek hüngür hüngür ağladılar.”(Hadis, muttefekun aleyhtir.)

 


* BENZER KONULAR

Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Bugün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Bugün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Bugün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Bugün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Bugün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:43:20 ÖÖ]


İyi Anne Baba Mısınız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:34:11 ÖÖ]


Hasan Bitmez - Osmanlı Mehter Marşları 3 320 kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:34:58 ÖS]


Konuşma Ve Dinleme Adabı Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:26:55 ÖS]


Yüzünü Ahirete Ceviren Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:20:44 ÖS]


İçinde Namaz Geçen Ayetler Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:15:19 ÖS]


Temizligin Onemi Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:12:06 ÖS]


Cahillerle Tartışmayın Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:03:41 ÖS]


Yardımı Reklam Gibi Yapmamalı Gönderen: webtasarim
[Dün, 10:59:14 ÖS]


Dinimizin Bizden İstediği Hayat Gönderen: melek
[Dün, 09:02:39 ÖÖ]


Hidâyetten Sonra Kalblerin Kayması Gönderen: melek
[Dün, 08:54:05 ÖÖ]


Kalbin Temizliği Gönderen: melek
[Dün, 08:45:49 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41