Gönderen Konu: Ana Baba Hakları Ve Yaşlılara Saygı  (Okunma sayısı 1159 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Ana Baba Hakları Ve Yaşlılara Saygı
« : Mayıs 09, 2016, 01:26:16 ÖÖ »
ZULÜM ETSELER BİLE, ANA-BABAYA İYİLİK ETMEK

 İbn-i Abbas’dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
“- Müslüman ana-babaya sahip olan bir müslüman, Allah’tan sevab bekleyerek onların hizmetinde bulunursa, Allah ona muhakkak Cennet’ten iki kapı açar Eğer ana-babadan biri bulunursa, bir kapı açar Eğer onlardan birini kızdırırsa (gazaba getirirse), onun rızasını kazanmadıkça, Allah o çocuktan razı olmaz” İbn-i Abbas’a soruldu:
-Eğer ana-baba, o çocuğa zulüm etmiş olsalar da mı?
“- Çocuğa (dünya işlerinde) zulüm etmiş olsalar dahi (rızalarını almadıkça, Allah ondan razı olmaz), cevabını verdi
8 Taysele İbn-i Meyyas’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
“-Necdetgiller’le beraberdim Büyük günahlardan olduklarını zannettiğim bir takım günahlar işlemiştim Bunu İbn-i Ömer’e anlattım İbn-i Ömer:
“-Onlar hangi günahlardır,” diye sordu Ben de şu ve şudur, dedim
“- Bu anlattıkların büyük günahlardan değildir Büyük günahlar şu dokuz şeydir:
1 Allah’a ortak koşmak (Allah’tan başkasına ibadet etmek, Allah’tan başkasını ilâh kabul etmek)
2 Adam öldürmek,
3 Savaşta düşman karşısından kaçmak,
4 İffetli kadına zina iftirasında bulunmak,
5 Faiz almak,
6 Yetim malı yemek,
7 Mescid-i Haram’da günah işlemek
8 İnsanı alaya ve maskaralığa alanın günahı,
9 Kendilerine isyan edilen ana-babanın ağlaması (bunları ağlatan çocuğun günahı)”
İbn-i Ömer bana dedi ki:
“-Cehennemden korkar mısın ve Cennet’e girmek ister misin?”
Ben:
“-Evet, vallahi” dedim Bana sordu:
“-Ana-baban hayatta mı?”
“-Yanımda yalnız annem var,” dedim
“-Allah’a yemin ederim ki, eğer annene yumuşak söz söylersen ve ona yemek yedirirsen, büyük günahlardan sakındıkça, muhakkak Cennet’e girersin,” dedi
9 Urve’den rivayet edildiğine göre, (Ana-bananı her ikisine acıyarak tevazu kanadını indir (el-İsrâ, 17/24) ayet-i kerimesinin tefsirinde şöyle demiştir:
“-Ana-bananı sevmiş oldukları herhangi (meşrû) bir şeyi yerine getirmekten kaçınma”

Ana Baba Hakları Ve Yaşlılara Saygı

Aile, sosyal, kültürel, dinî ve ahlâkî değerlerin yeni nesillere aktarılması ve toplumda yaşatılmasında en etkili olan kurumların ilkidir Birey dayanışmayı, paylaşmayı, yardımlaşmayı ve karşılıksız hizmet vermeyi, hizmet etmeyi, hakkı gözetmeyi, sevgiyi- saygıyı ve merhamet etmeyi ailede öğrenir Burada yaşananlar, toplumun geleceği açısından da önem arz eder Sosyal dayanışma ve uzlaşmanın, birlik ve beraberliğin en güçlü dayanağı olan aile ocağının temel esprisi sevgi ve saygıdır.

ANNE BABAYA SAYGI VE İYİLİK ALLAHIN EMRİDİR

Ailede çocukların anne ve babaları üzerinde hakları olduğu gibi anne babaların da çocukları üzerinde hakları vardır Ancak anne ve babaların çocuklar üzerindeki hakları daha önemli ve önceliklidir Anne ve baba haklarına riayet, İslâm dininde hem itikâdî hem de ahlâkî sorumluluklar arasında yer almaktadır Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde Allah’a kulluk ve itaatten hemen sonra anne ve babaya iyi davranmanın gerekliliği vurgulanmıştır Bir insanın Allah’a şirk koşması, anne ve babasına kötü davranması ve fakirlik endişesiyle çocuklarını öldürmesi, Allah’a karşı yapılabilecek en büyük itaatsizlik ve isyan sayılan fiillerdendir Bu husus Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmektedir:

قُلْ تَعَالَوْا اَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ اَلاَّ تُشْرِكُوا بِه شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا وَلاَ تَقْتُلُوا اَوْلاَدَكُمْ مِنْ امْلاَقٍ

De ki: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı ؛eyleri okuyayım: Ona hiç bir ؛eyi ortak ko؛mayın Ana-babaya iyi davranın Fakirlik endi؛esiyle çocuklarınızı ِldürmeyin” (En’âm, 6/151)

Allah’a ortak ko؛manın herhangi bir mazereti olmadığı gibi, anne ve babaya kِtü davranmanın da haklı bir mazereti yoktur Bu tür davranı؛ların, büyük günahların en büyüğü olduğunu Hz Peygamber ؛ِyle ifade etmi؛tir:

الا اُنَبِّئُكُمْ بِاَكْبَرِ الكِبائر (ثلاثا) االاشراكُ بالله وعقوقُ الوالدين وشهادة الزُور (اَوْ قولُ الزورِ)

Peygamberimiz (as), üç defa: “Size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi? Allah’a şirk koşmak, ana-babaya itaatsizlik etmek ve yalancı şahitliği yapmaktır (ya da yalan sözdür)” buyurmuştur[2]

Anne ve baba ile alakayı kesmek, sıla-i rahimde bulunmamak, onların kalbini kıran her türlü söz ve davranışta bulunmak ana-babaya itaatsizlik sayılır Dolayısıyla, yapılması ve söylenmesi günah olmayan hususlarda onların sözünü dinlemek gerekir.

Anne ve baba, çocukların hem varlık sebebidir hem de onları sevgiyle yetiştiren büyüten ve terbiye eden insanlardır Gönüllerindeki sonsuz sevgi ve evlat sahibi olmanın mutluluğuyla, onların katlandıkları fedakarlıklar her türlü takdirin üstündedir Çocuğun bakımında, temizliğinde, eğitiminde ve her türlü ihtiyacının karşılanmasında anne ve babaların gösterdiği ilgi ve titizliğin derecesini kelimelere dökmek âdeta imkânsızdır Bu sebeple, insanı yaratan ve ruh hâlini en iyi bilen Yüce Rabbimiz bu konuyu insanın fıtratına uygun olarak ilahî kelamında şu şekilde bildirmektedir.

وَقَضى رَبُّكَ اَلاَّ تَعْبُدُوا اِلاَّ اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا اِمَّا يَبْلُغَنَّ عِنْدَكَ الْكِبَرَ اَحَدُهُمَا اَوْكِلاَهُمَا فَلاَ تَقُلْ لَهُمَا اُفٍّ وَلاَ تَنْهَرْهُمَا وَقُلْ لَهُمَا قَوْلاً كَريمًاوَاخْفٍِِِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلّ منَ الرَّحْمَة وَقُلْ رَبّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَاني صغيرًا

"Rabbin, kendisinden ba؛kasına asla ibadet etmemenizi, ana-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ula؛ırsa, sakın olara “ِf” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel sِz sِyle Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve deki: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yeti؛tirdikleri gibi sen de onlara acı” (İsrâ, 17/23-24)

Rızık veren, besleyen, büyüten ve terbiye eden anlamlarına gelen “Rabb” ve “mürebbi” aynı kِkten gelen kelimeler olup, Rabb Allah için; mürebbi ise insanlar için kullanılır İnsanî fiiller olarak, çocuğun ilk mürebbisi anne ve babasıdır Bu ilahî gِrev ve sorumluluğu üzerine almı؛ olması sebebiyle, insanın anne ve babasına iyi davranması, mutlak anlamda rızık veren ve insanı fıtrat üzere yaratan Rabbine kulluk ve ibadet etmesi kadar ِnemlidir Bu konu ile ilgili olarak, Abdullah b Amr'dan rivayet edilen bir hadis-i ؛erif oldukça dikkat çekicidir:

قال اَقْبَلَ رَجُلٌ الى نبىَّ اللهِ فقال اُبَايِعُكَ على الهِجْرَةِ والجِهَادِ، اَبْتَغِى الاَجْرَ مِن الله قال: "فَهَلْ مِن وَالِدَيْكَ اَحَدٌ حَىٌّ" قال نَعم بَلْ كِلاَهُمَا قال : "فَتَبْتَغِى الاَجرَ من الله؟" قال نعم قال "فَارْجِعْ إلى والِدَيْكَ فَاَحْسِنْ صُحْبَتَهُمَا"

Bir gün Hz Peygambere bir adam geldi ve,

-“Sana hicret ve cihad ؛artı ile biat etmek istiyorum Ecri Allah’tan dilerim” dedi Hz Peygamber (as),

- “Annenle babandan sağ olan var mı?” diye sordu Adam,

- “Evet! Hatta ikisi de!” diye cevap verdi Hz Peygamber (as),

“Allah’tan ecir diler misin?” dediAdam,

- “Evet” cevabını verdi Bunun üzerine Hz Peygamber,

- “O hâlde hemen annenle babanın yanına dِn ve onlarla güzel sohbette bulun” buyurdu[3]

ANNE-BAYI ـZECEK DAVRANIŞLARDAN SAKINILMALIDIR

Toplumun yapı ta؛ı diyebileceğimiz aile içerisinde gerek yeti؛kinler gerekse çocuklar açısından aile bireylerinin diğerlerine gِre daha kıdemli alan yaşlıların, bu birlik için büyük ِnemi bulunmaktadır Kendine has ِzellikleri olan bu dِnemde takınılacak her tavır, sِöylenecek her sِöz, tabiatıyla ِzen gerektirmektedir ضzellikle ihtiyarlık çağında kişinin enerjisinin, canlılığının, duygularını kullanma kabiliyetinin bazen de algılama gücünün azalmaya ba؛lamasının, iletişim kazalarının daha sıklıkla ya؛anması gibi tezahürleri olabilir Bütün yaşlılar için aynı durum sِöz konusu olmasa bile bazen yaşlılığın birtakım korkuları beraberinde getirdiği de gِrülmektedir

Yaşlılarımızın daha nazik bir yapıya sahip oldukları bu dِnemde duyguları rencide edilmemeli, onlara kızgın bakılmamalı, yanlarında sesler yükseltilmemeli, hizmet edip gِnülleri alınmalıdır Kendilerini istenmeyen ki؛iler olarak gِrmelerine yol açan her davranış, onların güven duygularını zedelediği gibi bireysel ve toplumsal uyumlarını da azaltabilir
çoğunlukla yaşlıların tedavî altında bulunduruldukları bir sağlık merkezine resmî erkanın yaptığı bir ziyarette, ileri derecede ya؛lı hastanın bulunduğu katı ziyaret etmelerine izin verilmeme sebebi ؛ِyle zikredilir: “Buradaki yaşlı hastaların sayılı nefesleri kalmı؛tır Belki Yüce Allah’ın onlara verdiği ِömrün son anlarını ya؛amaktadırlar Onları gِördüğünüzde yüzünüzde belirlenecek olan ifade ya؛ama sevinçlerini karartabilir ve mutsuzluklarına neden olabilir Bu sebeple onları ziyaret etmeniz uygun gِrülmemiştir, onların hizmetinde bulunan gِrevlilerimiz bu dikkatle hareket etmektedirler” ضmürlerinin son demlerini ya؛ayan hasta ve yaşlı insanlara gِsterilen bu hassasiyetin hayatın bütün anlarını ku؛atması gerekir

ANNE-BABAYA HİZMET KİھİNİN CENNETE GİRMESİNE VESİLE OLUR

Anne-babaya kar؛ı içtenlikle yapılan her hizmet, gِnüllerini alan her sِz insana sadece sevap kazandırmakla kalmayıp, evladın günahlarının affedilmesine de vesile olmaktadır Zira bir ki؛inin cennete girebilmesi için, iman ve hayırlı amelleri yanında, günahlarının da affedilmi؛ olması gerekir İ؛te bu noktada Hz Peygamber (as), ihtiyarlıkları sırasında anne ve babaya iyi davranmanın Allah katında ne derece ِnemli olduğunu ؛u sِzleriyle dile getirmektedir:

رغم اَنْفُ ثم رغم انف ثم رغم انف قيل من يا رسول الله؟ قال: من ادرك اَبَوَيْهِ عِنْدَ الكِبَرِ اَحدهما او كِلَيْهُمَا فلم يدْخُل الجنة

“Burnu yere sürünsün! Sonra burnu yere sürünsün! Sonra burnu yere sürünsün” demiş; Sahabe,

“Kimin (burnu yerde sürünsün) ey Allah'ın Elçisi!)” diye sorunca,

“İhtiyarlığı anında annesi ile babasından birine yahut her ikisine yetişip de, onlar sebebiyle cennete giremeyenin” buyurmuştur[4]

Genel olarak, bakıma ve ilgiye daha çok ihtiyaç duyulan ihtiyarlık çağında, hem Allah’ın emri hem de bir vefa borcu olarak anne ve babanın kalplerinin kırılmaması en çok dikkat edilmesi gereken bir husustur Hatta sonsuz sevgi ve merhametle dolu bir kalple onlara yakla؛ıp gِnüllerini ho؛ etmek ve onlarla tatlı sohbet etmek gerekir Onların zayıf, güçsüz ve garip hallerini gِrdükçe, ِzellikle onlar için dua edip esenlik istemek her evladın yapması lazım gelen bir vazifedir.

İnsan doğumdan ِlüme kadar farklı süreçlerden geçer ve farklı deneyimler kazanır ‘Gençler bilebilseydi, yaşlılar yapabilseydi’ şeklindeki ifadeden yola çıkarak her iki neslin birbirinden alabileceği çok ؛eylerin olduğu ifade edilebilir Genç insanın kendisinden daha ِnce hayatın basamaklarını adımlayan ya؛lıların tecrübe birikimlerinden yararlanması en akıllıca davranış olarak gِözükmektedir.

Sağlam temeller üzerine kurulan aile yapımızda, akrabalık ili؛kilerinin kuvvetli olması, e؛lerden birinin annesinin diğerinin kayınvalidesi, babasının, diğerinin kayınbabası olarak gِrülmesi, aile içinde mecburiyetlerin ِtesinde bir anlayış ve yaklaşımla davranılmasını sağlamaktadır ki bu, bir toplumsal değer olarak yaşatıldıkça ve yeni nesillere bir kültür kodlaması olarak aktarıldıkça aile yapımız sağlamlığını daha rahat koruyacaktır.

Ancak bugün aile yapımızı tehdit eden pek çok unsurla kar؛ı kar؛ıyayız Ahlâkî yozla؛ma, rahata dü؛künlük, kimlik bunalımı, ِzgürle؛me ve bağımsız olma sِöylemlerinin kavramsal boyutunun doğru algılanamamasına bağlı olarak ‘biz’ şuurunun yerini almakta olan ‘ben’ (aşırı bireycilik eğilimleri ) ve neticede gittikçe küçülen yapı, üzerinde ِnemle durulması gereken hususlardadır.
 
Yukarıdaki ayetlerde ve hadislerde tarif edilen davranı؛ biçimi ile ula؛ılması gereken ruh hali, İslâm inancının ve İslâm ahlâkının gereğidir Nasıl ki, insanoğlu herhangi bir ؛arta bağlı olmaksızın her halükarda Allah’a kulluk etmesi gerekiyor ise, aynı şekilde anne ve babasına da iyi davranması gerekir

İNSAN AİLE OCAĞINDA YETİŞİR

Konuyu çocuklar açısından ele aldığımızda, yaşlılarla birlikte ya؛anılan daha geni؛ aile ortamların, onların bedeni ve ruhi kabiliyetlerinin geli؛tirilmeleri ve olumlu birtakım beceriler kazandırılması ve kültür ve medeniyetimizin nesilden nesile aktarılması üzerinde müspet etkilerinin olduğu gerçeği gِöz ardı edilemez Zira çocuk ilk sosyal deneyimlerini aile ortamında edinir Sِzden ziyade davranışların daha etkili olduğu bu dِnemde çocuğun aralarında sevgi bağı bulunan ki؛ilerle daha iyi iletişim kurduğu ve daha itaatkar olduğu gِzlenmektedir çocukların duygusal eğitimlerinde yaşlıların pozitif katkılarının ile aile bağlarının daha güçlendiği alan uzmanları tarafından vurgu yapılan bir husustur.
 
Ya؛lılarımızın aile içinde ya؛aması, kendilerine sevgi ve saygı gِsterilmesi, güzel muamelede bulunulması ile çocuk, aile ortamında ilk defa daha büyük birisine saygı ve sınırları doğru belirlenmi؛ itaatin ne olduğunu gِrmektedir Eğitimin tevarüs yoluyla ِzellikle modelleme yِntemiyle gerçekle؛tiği dü؛ünüldüğünde, anne ve babanın ailenin büyüklerine karşı tavırları ile aslında kendi geleceklerini hazırladıklarını sِyleyebiliriz Zira her birimiz kendi varlığımız içinde bize verdikleriyle onlardan çok şey taşırız.

اocukların büyükanne-büyükbaba sevgisi tatmaları, büyükanne büyükbabanın da torun sevgisi tatmaları hayata daha kuvvetle tutunmayı sağlayan bir bağdır ve bu bağ “zamanım yok” bahanesiyle inceltilmemelidir Bayram günleri evladının ve torununun yolunu gِzleyen ya؛lılarımızın, anne babaların ya؛am sevincini diri tutmak hepimizin ihmal edilmez sorumluluklarındandır

ANNE-BABAYA BAKMAK DİNİ BİR GضREVDİR

Evladın anne ve babasına kar؛ı sorumluluğu sadece maddi bir sorumluluk değildir Bu sebeple, İslâm dininde, hali vakti yerinde olan evladın, fakir olan anne ve babasına zekat vermesi caiz gِrülmemi؛tir اünkü anne ve babanın bakıma muhtaç olması halinde, onların her türlü ihtiyacını kar؛ılama mükellefiyeti ِncelikle çocuklarınındır Zekat sadece mali bir sorumluluk iken, maddi ve manevi her türlü ihtiyacın kar؛ılanması sorumluluğu çok daha kapsamlıdır.
 
İman etmek ve hayırlı ameller işlemek her insanın vazifesidir İslâm dininde hayırlı amellerin en güzellerinden birisi de yine anne ve babaya iyi davranmak olarak va’z edilmi؛ yaşlılara saygı ahlâkî bir kural olarak ortaya konulmu؛ ve onların yalnızlığa terk edilmeden çevreleri ile diyaloglarını koparmadan hayatlarına devem etmelerini sağlamak için gereken tedbirlerin alınması istenmiştir Bu hususta Hz Peygamber (as) şöyle buyurmuştur:

سَألْتُ رسول الله (ص) اَىُّ الْعَمَلِ اَفْضَلُ؟ قال: الصلاة لِوَقْتِهَا قال قلت ثُمَّ اَىُّ قال بِرُّ الْوَالِدَيْنِ

Sahabeden Abdullah İbn Mes’ud anlatıyor:

"Allah'ın Elçisine, "amellerin hangisinin daha faziletli olduğunu" sordum Hz Peygamber,
“Vaktinde kılınan namazdır” buyurdu

- “Ondan sonra hangisidir?” diye sordum

- “Ana-babaya iyilik yapmaktır" buyurdu[5]

Sahibi için bağı؛lanmaya sebep olan sıkıntı, üzüntü hastalık gibi problemler insanın karşı karşıya olduğu imtihanın bir parçasıdır Ya؛lılığın getirdiği güçlüklere evladın gِstereceği tahammül, aynı zamanda Allah’a yakınlığa açılan bir fırsat olarak gِrülebilmeli ve değerlendirilebilmelidir Onlar aynı zamanda Allah’ın bir emanetidir.

Hz Peygamber (as), anne ve babasına saygıda kusur etmeyen ve onlara ihsanda bulunan kişilerin karşılaştıkları büyük zorluk ve sıkıntılar kar؛ısında çaresizlik halinde yaptıkları duaların kabul edildiğini haber vermektedir Nitekim Buhari’de geçen uzun bir hadis-i ؛erifte; üç genç bir mağaraya sığınmı؛ iken, büyük bir kaya parçası dü؛erek mağara kapısını kapatır اaresizlik içerisinde, yaptıkları iyilikleri dile getirerek dua eden gençlerin duası kabul olunur ve mağaranın kapısını açılır Bu gençlerden birisi de anne ve babasına kar؛ı saygısını ve ikramını gِsteren davranı؛larından birini dile getirerek dua ve niyazda bulunmu؛tur[6]

Toplum hayatı içerisinde bazı anne ve babalarda gِrülen bir takım hatalı tutum ve davranışlara bakarak, anne ve babalarımıza karşı gِrev ve sorumluluklarımızı asla hafife almamalıyız Zira eğitimsizlik, psikolojik veya ekonomik sorunlar sebebiyle yapılan bazı yanlışlıklar ِrnek alınması gereken davranışlar olmayıp, düzeltilmesi ve bunun için de yardım edilmesi gereken istisnai durumlardır Bu gibi hatalı davranışların düzeltilmesi için sadece bireysel bir sorumlulukla değil aynı zamanda toplumsal sorumlulukla hareket etmenin gerekli olduğunu burada ِzellikle belirtmek gerekir.

Kişinin anne ve babasına iyi davranması gerektiği, ayet ve hadislerde ısrarla dile getirilmekte; insanı günaha ve isyana sevk edecek bir istekte bulunmaları halinde onların bu isteklerini yerine getirmemekle birlikte, onlara iyi davranmaya devam edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır


وَوَصَّيْنَا الاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حَمَلَتْهُ اُمُّهُ وَهْنًا عَلى وَهْنٍ وَفِصَالُهُ فى عَامَيْنِ اَنِ اشْكُرْ لى وَلِوَالِدَيْكَ اِلَىَّ المَصيرُ


وَاِنْ جَاهَدَاكَ عَلى اَنْ تُشْرِكَ بى مَا لَيْسَ لَكَ بِه عِلْمٌ فَلا تُطِعْهُمَا وَصَاحِبْهُمَا فِى الدُّنْيَا مَعْرُوفًا وَاتَّبِعْ سَبيلَ مَنْ اَنَابَ اِلَىَّ ثُمَ اِلَىَّ مَرْجِعُكُمْ فَاُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ

"İnsana da anne babasına iyi davranmasını emrettik Annesi onu her gün biraz daha güçsüz dü؛erek karnında ta؛ımı؛tır Onun sütten kesilmesi de iki yılda olur (İ؛te onun için) insana şöyle emrettik: “Bana ve anne babana şükret Dِönüş banadır Eğer, hakkında hiç bir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme Fakat dünyada onlarla iyi geçin Bana yِnelenlerin yoluna uy Sonra dِnüşünüz ancak banadır Ben de size yapmakta olduğunuz şeyleri haber vereceğim” (Lokman, 31/14-15)

Ana babanın evladı üzerindeki haklarından biri de onların maddi ihtiyaçlarını karşılamaktır.

ANNE-BABA MـSLـMAN OLSA BİLE SAYGIYA LAYIKTIR

Meryem Suresinin 41-48 ayetlerinde anlatılan Hz İbrahim (AS) ile iman etmeyen babası Azer arasında geçen konu؛malar, bِyle bir durumda bir evlat olarak nasıl davranılması gerektiğini gِsteren güzel bir ِrnektir Hz İbrahim’in (as), putlara tapmaktan vazgeçirmek ve imana davet için babasına sِylediği her sِze “babacığım” diye ba؛laması, babasına selam ve hayır dualar ile sِzlerini bitirmesi, İslâm ahlâkının yüceliğini gِstermesi açısından oldukça dikkat çekicidir


وَاذْكُرْ فِى الْكِتَابِ اِبْراهيمَ اِنَّهُ كَانَ صِدّيقًا نَبِيًّا اِذْ قَالَ لاَبيهِ يَا اَبَتِ لِمَ تَعْبُدُ مَا لاَ يَسْمَعُ وَلاَ يُبْصِرُ وَلاَ يُغْنى عَنْكَ شَيْئًا


يَا اَبَتِ اِنّى قَدْ جَاءَنى مِنَ الْعِلْمِ مَا لَمْ يَاْتِكَ فَاتَّبِعْني اَهْدِكَ صِرَاطًا سَوِيًّا يَا اَبَتِ لاَ تَعْبُدِ الشَّيْطَانَ اِنَّ الشَّيْطَانَ كَانَ للِرَّحْمنِ عَصِيًّا يَا اَبَتِ اِنّى اَخَافُ اَنْ يَمَسَّكَ عَذَابٌ مِنَ الرَّحْمن فَتَكُونَ للِشَّيْطَانِ وَلِيًّا قَالَ اَرَاغِبٌ اَنْتَ عَنْ الِهَتى يَا اِبْراهيمُ لَئّنْ لَمْ تَنْتَهِ لاَرْجُمَنَّكَ وَاهْجُرْنى مَلِيًّا قَالَ سَلاَمٌ عَلَيْكَ سَاَسْتَغْفِرُ لَكَ رَبّي اِنَّهُ كَانَ بي حَفِيًّا وَاَعْتَزِلُكُمْ وَمَا تَدْعُونَ مِنْ دُون اللّهِ وَاَدْعُ

"Kitapta İbrahim’i de an Gerçekten o, son derece dürüst bir kimse, bir peygamber idi Hani babasına şöyle demişti:
 
“Babacığım! İşitmeyen, gِrmeyen ve sana bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?

Babacığım! Doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi Bana uy ki seni doğru yola ileteyim

Babacığım!Şeytana tapma! اünkü ؛eytan Rahman’a isyankar olmuştur.
 
Babacığım! Doğrusu ben, sana, çok esirgeyici Rahman tarafından bir azabın dokunmasından, bِylece şeytana bir dost olmandan korkuyorum.

Babası, “Ey İbrahim! Sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, mutlaka seni ta؛a tutarım Uzun bir süre benden uzakla؛!” dedi.

İbrahim şöyle dedi: “Esen kal! Senin için Rabbimden af dileyeceğim şüphesiz O, beni nimetleriyle kuşatmıştır Sizi ve Allah’tan başka taptıklarınızı terk ediyor ve Rabb’ime ibadet ediyorum Rabbime ibadet etmekle de mutsuz olmayacağımı umuyorum”

ANNE-BABANIN SEVGİYE İHTİYACI VARDIR

Başta anne-baba ve çocuklar olmak üzere, aile fertleri ve akrabalar arasında büyüklere saygı, küçüklere de sevgi gِstermek ve merhamet etmek her Müslümanın ahlâkî gِrevlerindendir Esasen sevgi ve saygı birbirini tamamlayan unsurlardır Seven bir insan sevdiğini belli etmelidir Zira, belli etmeden sevme olmaz Dokunmadan, dinlemeden ve payla؛madan bir sevgi olmaz اünkü sevgi payla؛mayı gerektirir Sevgi payla؛tıkça da çoğalır Genellikle, büyüklerin küçükler için sِylediği “seviyorum ama belli etmiyorum” veya “sevdiğimi belli edersem ؛ımarır” gibi sِzler, bu yِndeki eksikliğin bir gِstergesidir Nitekim, Peygamberimiz (as) de çe؛itli hadislerinde, kar؛ıla؛ınca selam vermeyle ve gülümsemeyle bile olsa sevginin belli edilmesi gerektiğini vurgulamı؛tır.

Bir gün otururken süt annesi, süt babası ve süt karde؛i yanına geldiğinde onlara sevgi ve saygısını ifade etmek üzere Hz Peygamberin (as) ayağa kalktığı, elbisesini yere sererek bir ucuna süt babasını, diğer ucuna süt annesini, aralarına da süt kardeşini oturttuğu rivayet edilmektedir[7]

Resulullah’ın (as) davranı؛larında olduğu gibi, saygı gِstermenin de severek yapılması gerekir Sevgisiz bir saygı ya korku ifadesidir ya da gِsteri؛ (riyakarlık) ifadesidir İnsanları korkutarak istemedikleri bir ؛eyi yapmaya mecbur bırakmak da riyakarlık yapmak da dinimizde yasak olan davranı؛lardandır.

Yine Hz Peygamber’in (as) kızı Hz Fatıma’nın yanına varınca Hz Fatıma’nın ayağa kalktığı, Hz Peygamber’i ِperek yanına oturduğu; Hz Fatıma’nın da Hz Peygamberin yanına vardığı zaman Resulullah’ın ayağa kalktığı, onu ِperek yanına oturttuğu rivayet edilmektedir[8]

Büyüklere saygı gِsterme, küçüklere de merhametle muamelede bulunma hususu ile ilgili olarak Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır:

ليس منا من لم يرحم صغيرنا و يوقر كبيرنا

Küçüğümüze merhamet etmeyen ve büyüğümüzün hakkını gözetmeyen bizden değildir[9]

Sevgi ve saygı, ifade edilebildiği ölçüde çoğalır ve yaygınlaşır Ana babayı en mesut eden, yüzünü güldüren davranışlardan biri de gönül dostları kurdukları kimselere evladı tarafından saygı ve itibar gösterilmesidir Nitekim Efendimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “En iyi iyilik, insanın babasının samimi dostuna iyiliği ve ihsanı devam ettirmesidir”[10] Anne ve babanın dost ve arkadaşlarını ziyaret etmek, onlara ikramda bulunmak, anne ve babaya gösterilen sevgi ve saygı gibi değerli ve önemlidir Bu hususu Resulullah (as) bir başka hadislerine de şöyle ifade etmiştir:

إنّ اَبَرَّ الْبِرِّ صِلَةُ الوَلَدِ اَهْلَ وُدِّ اَبِيهِ

“ھüphesiz ki iyiliğin en iyisi, evladın baba dostlarını ziyaret (sıla) etmesidir[11]

SONUÇ

Gِrüldüğü gibi İslâm dini anne ve babaya iyi davranmayı, onların ihtiyaçlarını kar؛ılamayı, me؛ru ِlçüler içerisinde isteklerini yerine getirmeyi, gِnüllerini almayı ve onlara merhamet kanatlarını gererek hayır dualar etmeyi emretmektedir Onlarla alakayı kesmeyi, kaba ve sert konu؛mayı, gِnüllerini kırmayı, onlara kar؛ı her türlü isyankar sِz ve davranı؛larda bulunmayı da kesin olarak yasaklamaktadır Aynı şekilde ِncelikle aile içinde ve yakın akrabalar arasında olmak üzere büyüklere saygı gِsterip küçüklere de merhametle muamelede bulunmayı ahlâkî bir sorumluluk saymaktadır
Modern toplumda, ili؛kilerin mekanikliği içinde adeta kaybolurcasına yaşadığımız hayatlarımızda, anne baba ve ya؛lılarımızın her zamandan daha çok sevgiye, ilgiye ve yakınlığa ihtiyaçları var Sevgiyi ya؛arken hissettirmek, onları manen ku؛atır, yalnızlıktan, çaresizlikten kurtarır, ki؛iliklerine katılır ve gıda olur Bِöylece aile ocağı herkes için huzurun soluklandığı mekanlar haline gelebilir ve en umulmadık güzellikleri yakalama fırsatı bulunabilir.

Toprak tohuma, tohum yağmura, yağmur buluta ne kadar muhtaç ise insanda ana babaya ِyle muhtaçtır Sevgilerini yüreğimizde büyüterek, sِözlerimize ve davranı؛larımıza yansıttığımız ِlçüde onları mutlu edebiliriz

-------------------------------------------------
[1] Bu bِlüm Dini Yayınlar Dairesi Ba؛kan Vekili Dr Ahmet ONAY tarafından hazırlanmı؛tır

[2] Müslim, İman, 143, I, 91

[3] Müslim, Birr, 6, IV, 197

[4] Müslim, Birr, 9, IV, 1978

[5] Müslim, İman, 137, I, 90

[6] Buhârî, Edeb, 5, VII, 69

[7] Ebu Davud, Edeb, 129 No: 5145, V, 354

[8] Ebû Dâvûd, 5217, V,391

[9] Tirmizi, Birr, 15, IV, 1919

[10] Müslim, Birr, 12, IV, 1979

[11] Müslim, Birr, 11, IV,1979


[/font][/size][/color]

anadolu

  • Ziyaretçi
Ynt: Ana Baba Hakları Ve Yaşlılara Saygı 1
« Yanıtla #1 : Şubat 13, 2018, 09:12:28 ÖÖ »
Ane Baba  hakları ve yaşlılara saygı 1

Aile, sosyal, kültürel, dinî ve ahlâkî değerlerin yeni nesillere aktarılması ve toplumda yaşatılmasında en etkili olan kurumların ilkidir Birey dayanışmayı, paylaşmayı, yardımlaşmayı ve karşılıksız hizmet vermeyi, hizmet etmeyi, hakkı gözetmeyi, sevgiyi- saygıyı ve merhamet etmeyi ailede öğrenir Burada yaşananlar, toplumun geleceği açısından da önem arz eder Sosyal dayanışma ve uzlaşmanın, birlik ve beraberliğin en güçlü dayanağı olan aile ocağının temel esprisi sevgi ve saygıdır

ANNE BABAYA SAYGI VE İYİLİK ALLAHIN EMRİDİR

Ailede çocukların anne ve babaları üzerinde hakları olduğu gibi anne babaların da çocukları üzerinde hakları vardır Ancak anne ve babaların çocuklar üzerindeki hakları daha önemli ve önceliklidir Anne ve baba haklarına riayet, İslâm dininde hem itikâdî hem de ahlâkî sorumluluklar arasında yer almaktadır Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde Allah’a kulluk ve itaatten hemen sonra anne ve babaya iyi davranmanın gerekliliği vurgulanmıştır Bir insanın Allah’a şirk koşması, anne ve babasına kötü davranması ve fakirlik endişesiyle çocuklarını öldürmesi, Allah’a karşı yapılabilecek en büyük itaatsizlik ve isyan sayılan fiillerdendir Bu husus Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmektedir:


قُلْ تَعَالَوْا اَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ اَلاَّ تُشْرِكُوا بِه شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا وَلاَ تَقْتُلُوا اَوْلاَدَكُمْ مِنْ امْلاَقٍ

De ki: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı ؛eyleri okuyayım: Ona hiç bir ؛eyi ortak ko؛mayın Ana-babaya iyi davranın Fakirlik endi؛esiyle çocuklarınızı ِldürmeyin” (En’âm, 6/151)

Allah’a ortak ko؛manın herhangi bir mazereti olmadığı gibi, anne ve babaya kِtü davranmanın da haklı bir mazereti yoktur Bu tür davranı؛ların, büyük günahların en büyüğü olduğunu Hz Peygamber ؛ِyle ifade etmi؛tir:


الا اُنَبِّئُكُمْ بِاَكْبَرِ الكِبائر (ثلاثا) االاشراكُ بالله وعقوقُ الوالدين وشهادة الزُور (اَوْ قولُ الزورِ)

Peygamberimiz (as), üç defa: “Size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi? Allah’a şirk koşmak, ana-babaya itaatsizlik etmek ve yalancı şahitliği yapmaktır (ya da yalan sözdür)” buyurmuştur[2]

Anne ve baba ile alakayı kesmek, sıla-i rahimde bulunmamak, onların kalbini kıran her türlü söz ve davranışta bulunmak ana-babaya itaatsizlik sayılır Dolayısıyla, yapılması ve söylenmesi günah olmayan hususlarda onların sözünü dinlemek gerekir.

Anne ve baba, çocukların hem varlık sebebidir hem de onları sevgiyle yetiştiren büyüten ve terbiye eden insanlardır Gönüllerindeki sonsuz sevgi ve evlat sahibi olmanın mutluluğuyla, onların katlandıkları fedakarlıklar her türlü takdirin üstündedir Çocuğun bakımında, temizliğinde, eğitiminde ve her türlü ihtiyacının karşılanmasında anne ve babaların gösterdiği ilgi ve titizliğin derecesini kelimelere dökmek âdeta imkânsızdır Bu sebeple, insanı yaratan ve ruh hâlini en iyi bilen Yüce Rabbimiz bu konuyu insanın fıtratına uygun olarak ilahî kelamında şu şekilde bildirmektedir


وَقَضى رَبُّكَ اَلاَّ تَعْبُدُوا اِلاَّ اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا اِمَّا يَبْلُغَنَّ عِنْدَكَ الْكِبَرَ اَحَدُهُمَا اَوْكِلاَهُمَا فَلاَ تَقُلْ لَهُمَا اُفٍّ وَلاَ تَنْهَرْهُمَا وَقُلْ لَهُمَا قَوْلاً كَريمًاوَاخْفٍِِِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلّ منَ الرَّحْمَة وَقُلْ رَبّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَاني صغيرًا

"Rabbin, kendisinden ba؛kasına asla ibadet etmemenizi, ana-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ula؛ırsa, sakın olara “ِf” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel sِz sِyle Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve deki: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yeti؛tirdikleri gibi sen de onlara acı” (İsrâ, 17/23-24)
Rızık veren, besleyen, büyüten ve terbiye eden anlamlarına gelen “Rabb” ve “mürebbi” aynı kِkten gelen kelimeler olup, Rabb Allah için; mürebbi ise insanlar için kullanılır İnsanî fiiller olarak, çocuğun ilk mürebbisi anne ve babasıdır Bu ilahî gِrev ve sorumluluğu üzerine almı؛ olması sebebiyle, insanın anne ve babasına iyi davranması, mutlak anlamda rızık veren ve insanı fıtrat üzere yaratan Rabbine kulluk ve ibadet etmesi kadar ِnemlidir Bu konu ile ilgili olarak, Abdullah b Amr'dan rivayet edilen bir hadis-i ؛erif oldukça dikkat çekicidir:


قال اَقْبَلَ رَجُلٌ الى نبىَّ اللهِ فقال اُبَايِعُكَ على الهِجْرَةِ والجِهَادِ، اَبْتَغِى الاَجْرَ مِن الله قال: "فَهَلْ مِن وَالِدَيْكَ اَحَدٌ حَىٌّ" قال نَعم بَلْ كِلاَهُمَا قال : "فَتَبْتَغِى الاَجرَ من الله؟" قال نعم قال "فَارْجِعْ إلى والِدَيْكَ فَاَحْسِنْ صُحْبَتَهُمَا"

Bir gün Hz Peygambere bir adam geldi ve,

-“Sana hicret ve cihad ؛artı ile biat etmek istiyorum Ecri Allah’tan dilerim” dedi Hz Peygamber (as),

- “Annenle babandan sağ olan var mı?” diye sordu Adam,

- “Evet! Hatta ikisi de!” diye cevap verdi Hz Peygamber (as),

“Allah’tan ecir diler misin?” dediAdam,

- “Evet” cevabını verdi Bunun üzerine Hz Peygamber,

- “O hâlde hemen annenle babanın yanına dِn ve onlarla güzel sohbette bulun” buyurdu[3]

ANNE-BAYI ـZECEK DAVRANIھLARDAN SAKINILMALIDIR

Toplumun yapı ta؛ı diyebileceğimiz aile içerisinde gerek yeti؛kinler gerekse çocuklar açısından aile bireylerinin diğerlerine gِre daha kıdemli alan ya؛lıların, bu birlik için büyük ِnemi bulunmaktadır Kendine has ِzellikleri olan bu dِnemde takınılacak her tavır, sِylenecek her sِz, tabiatıyla ِzen gerektirmektedir ضzellikle ihtiyarlık çağında ki؛inin enerjisinin, canlılığının, duygularını kullanma kabiliyetinin bazen de algılama gücünün azalmaya ba؛lamasının, ileti؛im kazalarının daha sıklıkla ya؛anması gibi tezahürleri olabilir Bütün ya؛lılar için aynı durum sِz konusu olmasa bile bazen ya؛lılığın birtakım korkuları beraberinde getirdiği de gِrülmektedir.

Ya؛lılarımızın daha nazik bir yapıya sahip oldukları bu dِnemde duyguları rencide edilmemeli, onlara kızgın bakılmamalı, yanlarında sesler yükseltilmemeli, hizmet edip gِnülleri alınmalıdır Kendilerini istenmeyen ki؛iler olarak gِrmelerine yol açan her davranı؛, onların güven duygularını zedelediği gibi bireysel ve toplumsal uyumlarını da azaltabilir.

اoğunlukla ya؛lıların tedavî altında bulunduruldukları bir sağlık merkezine resmî erkanın yaptığı bir ziyarette, ileri derecede ya؛lı hastanın bulunduğu katı ziyaret etmelerine izin verilmeme sebebi ؛ِyle zikredilir: “Buradaki ya؛lı hastaların sayılı nefesleri kalmı؛tır Belki Yüce Allah’ın onlara verdiği ِmrün son anlarını ya؛amaktadırlar Onları gِrdüğünüzde yüzünüzde belirlenecek olan ifade ya؛ama sevinçlerini karartabilir ve mutsuzluklarına neden olabilir Bu sebeple onları ziyaret etmeniz uygun gِrülmemi؛tir, onların hizmetinde bulunan gِrevlilerimiz bu dikkatle hareket etmektedirler” ضmürlerinin son demlerini ya؛ayan hasta ve ya؛lı insanlara gِsterilen bu hassasiyetin hayatın bütün anlarını ku؛atması gerekir

ANNE-BABAYA HİZMET KİھİNİN CENNETE GİRMESİNE VESİLE OLUR

Anne-babaya kar؛ı içtenlikle yapılan her hizmet, gِnüllerini alan her sِz insana sadece sevap kazandırmakla kalmayıp, evladın günahlarının affedilmesine de vesile olmaktadır Zira bir ki؛inin cennete girebilmesi için, iman ve hayırlı amelleri yanında, günahlarının da affedilmi؛ olması gerekir İ؛te bu noktada Hz Peygamber (as), ihtiyarlıkları sırasında anne ve babaya iyi davranmanın Allah katında ne derece ِnemli olduğunu ؛u sِzleriyle dile getirmektedir:

رغم اَنْفُ ثم رغم انف ثم رغم انف قيل من يا رسول الله؟ قال: من ادرك اَبَوَيْهِ عِنْدَ الكِبَرِ اَحدهما او كِلَيْهُمَا فلم يدْخُل الجنة

“Burnu yere sürünsün! Sonra burnu yere sürünsün! Sonra burnu yere sürünsün” demi؛; Sahabe,

“Kimin (burnu yerde sürünsün) ey Allah'ın Elçisi!)” diye sorunca,

“İhtiyarlığı anında annesi ile babasından birine yahut her ikisine yeti؛ip de, onlar sebebiyle cennete giremeyenin” buyurmu؛tur[4]

Genel olarak, bakıma ve ilgiye daha çok ihtiyaç duyulan ihtiyarlık çağında, hem Allah’ın emri hem de bir vefa borcu olarak anne ve babanın kalplerinin kırılmaması en çok dikkat edilmesi gereken bir husustur Hatta sonsuz sevgi ve merhametle dolu bir kalple onlara yakla؛ıp gِnüllerini ho؛ etmek ve onlarla tatlı sohbet etmek gerekir Onların zayıf, güçsüz ve garip hallerini gِrdükçe, ِzellikle onlar için dua edip esenlik istemek her evladın yapması lazım gelen bir vazifedir.

İnsan doğumdan ِlüme kadar farklı süreçlerden geçer ve farklı deneyimler kazanır ‘Gençler bilebilseydi, ya؛lılar yapabilseydi’ ؛eklindeki ifadeden yola çıkarak her iki neslin birbirinden alabileceği çok ؛eylerin olduğu ifade edilebilir Genç insanın kendisinden daha ِnce hayatın basamaklarını adımlayan ya؛lıların tecrübe birikimlerinden yararlanması en akıllıca davranı؛ olarak gِzükmektedir.

Sağlam temeller üzerine kurulan aile yapımızda, akrabalık ili؛kilerinin kuvvetli olması, e؛lerden birinin annesinin diğerinin kayınvalidesi, babasının, diğerinin kayınbabası olarak gِrülmesi, aile içinde mecburiyetlerin ِtesinde bir anlayı؛ ve yakla؛ımla davranılmasını sağlamaktadır ki bu, bir toplumsal değer olarak ya؛atıldıkça ve yeni nesillere bir kültür kodlaması olarak aktarıldıkça aile yapımız sağlamlığını daha rahat koruyacaktır.

Ancak bugün aile yapımızı tehdit eden pek çok unsurla kar؛ı kar؛ıyayız Ahlâkî yozla؛ma, rahata dü؛künlük, kimlik bunalımı, ِzgürle؛me ve bağımsız olma sِylemlerinin kavramsal boyutunun doğru algılanamamasına bağlı olarak ‘biz’ ؛uurunun yerini almakta olan ‘ben’ (a؛ırı bireycilik eğilimleri ) ve neticede gittikçe küçülen yapı, üzerinde ِnemle durulması gereken hususlardadır.

Yukarıdaki ayetlerde ve hadislerde tarif edilen davranı؛ biçimi ile ula؛ılması gereken ruh hali, İslâm inancının ve İslâm ahlâkının gereğidir Nasıl ki, insanoğlu herhangi bir ؛arta bağlı olmaksızın her halükarda Allah’a kulluk etmesi gerekiyor ise, aynı ؛ekilde anne ve babasına da iyi davranması gerekir

İNSAN AİLE OCAĞINDA YETİھİR

Konuyu çocuklar açısından ele aldığımızda, ya؛lılarla birlikte ya؛anılan daha geni؛ aile ortamların, onların bedeni ve ruhi kabiliyetlerinin geli؛tirilmeleri ve olumlu birtakım beceriler kazandırılması ve kültür ve medeniyetimizin nesilden nesile aktarılması üzerinde müspet etkilerinin olduğu gerçeği gِz ardı edilemez Zira çocuk ilk sosyal deneyimlerini aile ortamında edinir Sِzden ziyade davranı؛ların daha etkili olduğu bu dِnemde çocuğun aralarında sevgi bağı bulunan ki؛ilerle daha iyi ileti؛im kurduğu ve daha itaatkar olduğu gِzlenmektedir اocukların duygusal eğitimlerinde ya؛lıların pozitif katkılarının ile aile bağlarının daha güçlendiği alan uzmanları tarafından vurgu yapılan bir husustur.

Ya؛lılarımızın aile içinde ya؛aması, kendilerine sevgi ve saygı gِsterilmesi, güzel muamelede bulunulması ile çocuk, aile ortamında ilk defa daha büyük birisine saygı ve sınırları doğru belirlenmi؛ itaatin ne olduğunu gِrmektedir Eğitimin tevarüs yoluyla ِzellikle modelleme yِntemiyle gerçekle؛tiği dü؛ünüldüğünde, anne ve babanın ailenin büyüklerine kar؛ı tavırları ile aslında kendi geleceklerini hazırladıklarını sِyleyebiliriz Zira her birimiz kendi varlığımız içinde bize verdikleriyle onlardan çok ؛ey ta؛ırız.

اocukların büyükanne-büyükbaba sevgisi tatmaları, büyükanne büyükbabanın da torun sevgisi tatmaları hayata daha kuvvetle tutunmayı sağlayan bir bağdır ve bu bağ “zamanım yok” bahanesiyle inceltilmemelidir Bayram günleri evladının ve torununun yolunu gِzleyen ya؛lılarımızın, anne babaların ya؛am sevincini diri tutmak hepimizin ihmal edilmez sorumluluklarındandır

ANNE-BABAYA BAKMAK DİNİ BİR GضREVDİR

Evladın anne ve babasına kar؛ı sorumluluğu sadece maddi bir sorumluluk değildir Bu sebeple, İslâm dininde, hali vakti yerinde olan evladın, fakir olan anne ve babasına zekat vermesi caiz gِrülmemi؛tir اünkü anne ve babanın bakıma muhtaç olması halinde, onların her türlü ihtiyacını kar؛ılama mükellefiyeti ِncelikle çocuklarınındır Zekat sadece mali bir sorumluluk iken, maddi ve manevi her türlü ihtiyacın kar؛ılanması sorumluluğu çok daha kapsamlıdır.

İman etmek ve hayırlı ameller i؛lemek her insanın vazifesidir İslâm dininde hayırlı amellerin en güzellerinden birisi de yine anne ve babaya iyi davranmak olarak va’z edilmi؛ ya؛lılara saygı ahlâkî bir kural olarak ortaya konulmu؛ ve onların yalnızlığa terk edilmeden çevreleri ile diyaloglarını koparmadan hayatlarına devem etmelerini sağlamak için gereken tedbirlerin alınması istenmi؛tir Bu hususta Hz Peygamber (as) ؛ِyle buyurmu؛tur:


سَألْتُ رسول الله (ص) اَىُّ الْعَمَلِ اَفْضَلُ؟ قال: الصلاة لِوَقْتِهَا قال قلت ثُمَّ اَىُّ قال بِرُّ الْوَالِدَيْنِ

Sahabeden Abdullah İbn Mes’ud anlatıyor:

"Allah'ın Elçisine, "amellerin hangisinin daha faziletli olduğunu" sordum Hz Peygamber,

“Vaktinde kılınan namazdır” buyurdu.

- “Ondan sonra hangisidir?” diye sordum.

- “Ana-babaya iyilik yapmaktır" buyurdu[5]

Sahibi için bağı؛lanmaya sebep olan sıkıntı, üzüntü hastalık gibi problemler insanın kar؛ı kar؛ıya olduğu imtihanın bir parçasıdır Ya؛lılığın getirdiği güçlüklere evladın gِstereceği tahammül, aynı zamanda Allah’a yakınlığa açılan bir fırsat olarak gِrülebilmeli ve değerlendirilebilmelidir Onlar aynı zamanda Allah’ın bir emanetidir.

Hz Peygamber (as), anne ve babasına saygıda kusur etmeyen ve onlara ihsanda bulunan ki؛ilerin kar؛ıla؛tıkları büyük zorluk ve sıkıntılar kar؛ısında çaresizlik halinde yaptıkları duaların kabul edildiğini haber vermektedir Nitekim Buhari’de geçen uzun bir hadis-i ؛erifte; üç genç bir mağaraya sığınmı؛ iken, büyük bir kaya parçası dü؛erek mağara kapısını kapatır اaresizlik içerisinde, yaptıkları iyilikleri dile getirerek dua eden gençlerin duası kabul olunur ve mağaranın kapısını açılır Bu gençlerden birisi de anne ve babasına kar؛ı saygısını ve ikramını gِsteren davranı؛larından birini dile getirerek dua ve niyazda bulunmu؛tur[6]

Toplum hayatı içerisinde bazı anne ve babalarda gِrülen bir takım hatalı tutum ve davranı؛lara bakarak, anne ve babalarımıza kar؛ı gِrev ve sorumluluklarımızı asla hafife almamalıyız Zira eğitimsizlik, psikolojik veya ekonomik sorunlar sebebiyle yapılan bazı yanlı؛lıklar ِrnek alınması gereken davranı؛lar olmayıp, düzeltilmesi ve bunun için de yardım edilmesi gereken istisnai durumlardır Bu gibi hatalı davranı؛ların düzeltilmesi için sadece bireysel bir sorumlulukla değil aynı zamanda toplumsal sorumlulukla hareket etmenin gerekli olduğunu burada ِzellikle belirtmek gerekir.

Ki؛inin anne ve babasına iyi davranması gerektiği, ayet ve hadislerde ısrarla dile getirilmekte; insanı günaha ve isyana sevk edecek bir istekte bulunmaları halinde onların bu isteklerini yerine getirmemekle birlikte, onlara iyi davranmaya devam edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır


وَوَصَّيْنَا الاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حَمَلَتْهُ اُمُّهُ وَهْنًا عَلى وَهْنٍ وَفِصَالُهُ فى عَامَيْنِ اَنِ اشْكُرْ لى وَلِوَالِدَيْكَ اِلَىَّ المَصيرُ


وَاِنْ جَاهَدَاكَ عَلى اَنْ تُشْرِكَ بى مَا لَيْسَ لَكَ بِه عِلْمٌ فَلا تُطِعْهُمَا وَصَاحِبْهُمَا فِى الدُّنْيَا مَعْرُوفًا وَاتَّبِعْ سَبيلَ مَنْ اَنَابَ اِلَىَّ ثُمَ اِلَىَّ مَرْجِعُكُمْ فَاُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ

"İnsana da anne babasına iyi davranmasını emrettik Annesi onu her gün biraz daha güçsüz dü؛erek karnında ta؛ımı؛tır Onun sütten kesilmesi de iki yılda olur (İ؛te onun için) insana ؛ِyle emrettik: “Bana ve anne babana ؛ükret Dِnü؛ banadır Eğer, hakkında hiç bir bilgi sahibi olmadığın bir ؛eyi bana ortak ko؛man için seninle uğra؛ırlarsa, onlara itaat etme Fakat dünyada onlarla iyi geçin Bana yِnelenlerin yoluna uy Sonra dِnü؛ünüz ancak banadır Ben de size yapmakta olduğunuz ؛eyleri haber vereceğim” (Lokman, 31/14-15)

Ana babanın evladı üzerindeki haklarından biri de onların maddi ihtiyaçlarını kar؛ılamaktır.

ANNE-BABA MـSLـMAN OLSA BİLE SAYGIYA LAYIKTIR

Meryem Suresinin 41-48 ayetlerinde anlatılan Hz İbrahim (AS) ile iman etmeyen babası Azer arasında geçen konu؛malar, bِyle bir durumda bir evlat olarak nasıl davranılması gerektiğini gِsteren güzel bir ِrnektir Hz İbrahim’in (as), putlara tapmaktan vazgeçirmek ve imana davet için babasına sِylediği her sِze “babacığım” diye ba؛laması, babasına selam ve hayır dualar ile sِzlerini bitirmesi, İslâm ahlâkının yüceliğini gِstermesi açısından oldukça dikkat çekicidir


وَاذْكُرْ فِى الْكِتَابِ اِبْراهيمَ اِنَّهُ كَانَ صِدّيقًا نَبِيًّا اِذْ قَالَ لاَبيهِ يَا اَبَتِ لِمَ تَعْبُدُ مَا لاَ يَسْمَعُ وَلاَ يُبْصِرُ وَلاَ يُغْنى عَنْكَ شَيْئًا


يَا اَبَتِ اِنّى قَدْ جَاءَنى مِنَ الْعِلْمِ مَا لَمْ يَاْتِكَ فَاتَّبِعْني اَهْدِكَ صِرَاطًا سَوِيًّا يَا اَبَتِ لاَ تَعْبُدِ الشَّيْطَانَ اِنَّ الشَّيْطَانَ كَانَ للِرَّحْمنِ عَصِيًّا يَا اَبَتِ اِنّى اَخَافُ اَنْ يَمَسَّكَ عَذَابٌ مِنَ الرَّحْمن فَتَكُونَ للِشَّيْطَانِ وَلِيًّا قَالَ اَرَاغِبٌ اَنْتَ عَنْ الِهَتى يَا اِبْراهيمُ لَئّنْ لَمْ تَنْتَهِ لاَرْجُمَنَّكَ وَاهْجُرْنى مَلِيًّا قَالَ سَلاَمٌ عَلَيْكَ سَاَسْتَغْفِرُ لَكَ رَبّي اِنَّهُ كَانَ بي حَفِيًّا وَاَعْتَزِلُكُمْ وَمَا تَدْعُونَ مِنْ دُون اللّهِ وَاَدْعُ

"Kitapta İbrahim’i de an Gerçekten o, son derece dürüst bir kimse, bir peygamber idi Hani babasına ؛ِyle demi؛ti: “Babacığım! İ؛itmeyen, gِrmeyen ve sana bir faydası olmayan ؛eylere niçin tapıyorsun?

Babacığım! Doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi Bana uy ki seni doğru yola ileteyim.

Babacığım! ھeytana tapma! اünkü ؛eytan Rahman’a isyankar olmu؛tur.

Babacığım! Doğrusu ben, sana, çok esirgeyici Rahman tarafından bir azabın dokunmasından, bِylece ؛eytana bir dost olmandan korkuyorum
Babası, “Ey İbrahim! Sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, mutlaka seni ta؛a tutarım Uzun bir süre benden uzakla؛!” dedi.

İbrahim ؛ِyle dedi: “Esen kal! Senin için Rabbimden af dileyeceğim ھüphesiz O, beni nimetleriyle ku؛atmı؛tır Sizi ve Allah’tan ba؛ka taptıklarınızı terk ediyor ve Rabb’ime ibadet ediyorum Rabbime ibadet etmekle de mutsuz olmayacağımı umuyorum”

ANNE-BABANIN SEVGİYE İHTİYACI VARDIR

Başta anne-baba ve çocuklar olmak üzere, aile fertleri ve akrabalar arasında büyüklere saygı, küçüklere de sevgi gِstermek ve merhamet etmek her Müslümanın ahlâkî gِrevlerindendir Esasen sevgi ve saygı birbirini tamamlayan unsurlardır Seven bir insan sevdiğini belli etmelidir Zira, belli etmeden sevme olmaz Dokunmadan, dinlemeden ve payla؛madan bir sevgi olmaz اünkü sevgi payla؛mayı gerektirir Sevgi payla؛tıkça da çoğalır Genellikle, büyüklerin küçükler için sِylediği “seviyorum ama belli etmiyorum” veya “sevdiğimi belli edersem ؛ımarır” gibi sِzler, bu yِndeki eksikliğin bir gِstergesidir Nitekim, Peygamberimiz (as) de çe؛itli hadislerinde, kar؛ıla؛ınca selam vermeyle ve gülümsemeyle bile olsa sevginin belli edilmesi gerektiğini vurgulamı؛tır.

Bir gün otururken süt annesi, süt babası ve süt karde؛i yanına geldiğinde onlara sevgi ve saygısını ifade etmek üzere Hz Peygamberin (as) ayağa kalktığı, elbisesini yere sererek bir ucuna süt babasını, diğer ucuna süt annesini, aralarına da süt karde؛ini oturttuğu rivayet edilmektedir[7]

Resulullah’ın (as) davranı؛larında olduğu gibi, saygı gِstermenin de severek yapılması gerekir Sevgisiz bir saygı ya korku ifadesidir ya da gِsteri؛ (riyakarlık) ifadesidir İnsanları korkutarak istemedikleri bir ؛eyi yapmaya mecbur bırakmak da riyakarlık yapmak da dinimizde yasak olan davranı؛lardandır.

Yine Hz Peygamber’in (as) kızı Hz Fatıma’nın yanına varınca Hz Fatıma’nın ayağa kalktığı, Hz Peygamber’i ِperek yanına oturduğu; Hz Fatıma’nın da Hz Peygamberin yanına vardığı zaman Resulullah’ın ayağa kalktığı, onu ِperek yanına oturttuğu rivayet edilmektedir[8]
Büyüklere saygı gِsterme, küçüklere de merhametle muamelede bulunma hususu ile ilgili olarak Peygamberimiz ؛ِyle buyurmaktadır:

ليس منا من لم يرحم صغيرنا و يوقر كبيرنا

Küçüğümüze merhamet etmeyen ve büyüğümüzün hakkını gözetmeyen bizden değildir[9]
Sevgi ve saygı, ifade edilebildiği ölçüde çoğalır ve yaygınlaşır Ana babayı en mesut eden, yüzünü güldüren davranışlardan biri de gönül dostları kurdukları kimselere evladı tarafından saygı ve itibar gösterilmesidir Nitekim Efendimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “En iyi iyilik, insanın babasının samimi dostuna iyiliği ve ihsanı devam ettirmesidir”[10] Anne ve babanın dost ve arkadaşlarını ziyaret etmek, onlara ikramda bulunmak, anne ve babaya gösterilen sevgi ve saygı gibi değerli ve önemlidir Bu hususu Resulullah (as) bir başka hadislerine de şöyle ifade etmiştir:


إنّ اَبَرَّ الْبِرِّ صِلَةُ الوَلَدِ اَهْلَ وُدِّ اَبِيهِ

“ھüphesiz ki iyiliğin en iyisi, evladın baba dostlarını ziyaret (sıla) etmesidir[11]

SONUاÇ

Gِrüldüğü gibi İslâm dini anne ve babaya iyi davranmayı, onların ihtiyaçlarını kar؛ılamayı, me؛ru ِlçüler içerisinde isteklerini yerine getirmeyi, gِnüllerini almayı ve onlara merhamet kanatlarını gererek hayır dualar etmeyi emretmektedir Onlarla alakayı kesmeyi, kaba ve sert konu؛mayı, gِnüllerini kırmayı, onlara kar؛ı her türlü isyankar sِz ve davranı؛larda bulunmayı da kesin olarak yasaklamaktadır Aynı ؛ekilde ِncelikle aile içinde ve yakın akrabalar arasında olmak üzere büyüklere saygı gِsterip küçüklere de merhametle muamelede bulunmayı ahlâkî bir sorumluluk saymaktadır.

Modern toplumda, ili؛kilerin mekanikliği içinde adeta kaybolurcasına ya؛adığımız hayatlarımızda, anne baba ve ya؛lılarımızın her zamandan daha çok sevgiye, ilgiye ve yakınlığa ihtiyaçları var Sevgiyi ya؛arken hissettirmek, onları manen ku؛atır, yalnızlıktan, çaresizlikten kurtarır, ki؛iliklerine katılır ve gıda olur Bِylece aile ocağı herkes için huzurun soluklandığı mekanlar haline gelebilir ve en umulmadık güzellikleri yakalama fırsatı bulunabilir.

Toprak tohuma, tohum yağmura, yağmur buluta ne kadar muhtaç ise insanda ana babaya ِyle muhtaçtır Sevgilerini yüreğimizde büyüterek, sِzlerimize ve davranı؛larımıza yansıttığımız ِlçüde onları mutlu edebiliriz

-------------------------------------------------
[1] Bu bِlüm Dini Yayınlar Dairesi Ba؛kan Vekili Dr Ahmet ONAY tarafından hazırlanmı؛tır

[2] Müslim, İman, 143, I, 91

[3] Müslim, Birr, 6, IV, 197

[4] Müslim, Birr, 9, IV, 1978

[5] Müslim, İman, 137, I, 90

[6] Buhârî, Edeb, 5, VII, 69

[7] Ebu Davud, Edeb, 129 No: 5145, V, 354

[8] Ebû Dâvûd, 5217, V,391

[9] Tirmizi, Birr, 15, IV, 1919

[10] Müslim, Birr, 12, IV, 1979

[11] Müslim, Birr, 11, IV,1979

 


* BENZER KONULAR

Birbirimizin Hem Cenneti Hem de Cehennemi Olabiliriz Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:48:55 ÖÖ]


Kulluk Şuuru Nasıl Oluşur Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:44:55 ÖÖ]


Şeytanın Büyücülüğü Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:41:01 ÖÖ]


Birliğe Çağrı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:35:09 ÖÖ]


Ahirete İmanın Mü’mine Kazandırdıkları Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:29:15 ÖÖ]


Sen Değerlisin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:19:59 ÖÖ]


Evlilik İnsanı Mükemmelliğe Ulaştıran Hızlı Yollardan Birisidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:58:11 ÖÖ]


Müslümanım Diyen Ey Hanımlar Kızlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:51:18 ÖÖ]


Birçok Kadın Kocasını Birçok Rrkekte Karısını Cennetlik Etmiştir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:45:05 ÖÖ]


Hesap Günü İyice Yaklaştı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:33:16 ÖÖ]


Kırık Kalple Yapılan Dualar Makbuldür Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:20:47 ÖÖ]


Ertuğrul Erkişi - Safahat`tan Şarkılar 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:41:49 ÖS]


İslâm Kadına En Büyük Değeri Vermiş Şerefli Yaşamasını Sağlamış Gönderen: anadolu
[Dün, 08:16:41 ÖÖ]


Çocukla İletişim Kurarken Ona Saygı Duymak Değer Vermek Gerekir Gönderen: anadolu
[Dün, 08:08:13 ÖÖ]


Mümin Bir Erkek, Mümin Kadına Kızıp Darılmasın. Gönderen: anadolu
[Dün, 08:03:19 ÖÖ]


Çocukların Namaz Eğitimi Gönderen: anadolu
[Dün, 07:57:19 ÖÖ]


Namazını Sapasağlam Koruyanalr Gönderen: anadolu
[Dün, 07:50:26 ÖÖ]


Bu Din Sadece Camilerin Dini Değil Hayatın Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:38:19 ÖÖ]


İslam Gariplerin Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:29:34 ÖÖ]


Komşunuzu İhmal Etmeyin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:21:38 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41