Gönderen Konu: İLÂHİ İRADENİN İNSANLIĞA SON HİTABI KUR’AN-I KERÎM  (Okunma sayısı 288 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
İLÂHİ İRADENİN İNSANLIĞA SON HİTABI KUR’AN-I KERÎM

             Şahit olunan dış yapısı ve bütün incelikleriyle içyapısıyla, eşyayı kendi faydasına kullanabileceği kabiliyeti ve becerisiyle,  kendi varlığını da aşarak öz yaratıcısını bulabilecek akli donanıma sahip oluşuyla, duyduğunu anlama ve anladığını da dile getirebilme kabiliyeti ile en güzel kıvamında yaratılan ilk insan Âdem aleyhisselam, daha Cennette iken Cenab-ı Hak tarafından kendisine emredilmiş ve nehyedilmiştir. Sonra Allah Teala, tarihi seyir içerisinde çoğalan âdem evlatlarına peygamberler göndermiş ve o peygamberlere kitap vermiştir. Veya kitap verilen bazı peygamberlere, kitap vermediği başka peygamberleri tâbi kılmış, onlar da, önce gelen peygamberin kitabı ile amel etmiş, Hz. Muhammed aleyhisselam gönderilinceye kadar Sünnetullah bu şekilde devam etmiştir.

Hz. Muhammed (s.a.v)  Kur’an ile gönderilince yukarıda izah edilen usulü Cenab-ı Hak değiştirmiş, üç önemli hususu kesin bir hüküm ile noktalamıştır ki, bunlar;

1- Din hususu: “Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı beğendim.”[1]

 “Kim, İslâm’dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din)asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.”[2]

Böylece İslâm dininden önce var olan ve İslâm geldikten sonra da ihdas edilebilecek başka bütün dinlerin kapısı kilitlenmiş oldu.

2- Peygamberlik meselesi: “Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat O, Allah’ın Rasûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.”[3]

Allah Teâla bu hükmü ile insanlığa göndermiş olduğu elçilere son vermiş,   Muhammed (s.a.v) ile de o kapıyı kapatmıştır. Müseylemetü’l-Kezzap ve Esved-i Ansı gibi o dönemde çıkan yalancılarla, daha sonra çıkabilecek olanların davalarında yalancı, haktan sapan ve saptıran, iftiracı ve Deccal olacakları bildirilmiştir.

3- Kitap meselesi: Önceki Peygamberlere Kitap gönderildiği gibi Peygamberimize de öylece Kitap gönderilmiştir. “Âlemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed’e Furkan’ı indiren Allah,  yüceler yücesidir.”[4] Ve yine Kur’an-ı Kerim’de: “Biz Nuh’a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik.

Ve (nitekim) İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, esbâta(torunlara), İsa’ya, Eyyûb’e, Yunus’a, Harun’a ve Süleyman’a vahyettik. Davud’a da Zebûr’u verdik.”[5] diye bildirmek suretiyle, onlara nasıl kitap verdiyse, Muhammed (s.a.v) Efendimize de, öylece kitap verip peygamber olarak göndermiştir.

Önceki peygamberlere vahyetmesi kitap göndermesi nasıl ki onların istek ve arzularıyla olmadıysa, bizim peygamberimiz Muhammed (s.a.v) Efendimize göndermesi de, onun istek ve arzusu olmadan olmuştur. İlâhi iradenin peygamberlerin iradesini ellerinden alması, onların isteklerine, arzularına bakmaksızın kendilerine vahyederek kitap göndermesi, kendilerine Kitap gönderilen Peygamberleri de şaşkına çevirmiştir.

Rasûlullah (s.a.v) Efendimize ilk vahiy geldiğinde, olan ve bitenlerden tamamen habersiz hayret ve şaşkınlık içinde evine geliyor, durumu hanımı Hz. Hatice’ye anlatarak, beni örtün, beni örtün diyerek olayın dehşetini unutmak istiyor. Hz. Hatice de, cereyan eden hadiseyi gidip amcazadesi Varaka b. Nevfel’e anlatıyor. O da, “Kuddüs Kuddüs! Varakanın nefsini elinde tutan Allah aşkına söylerim ki, Eğer iş bu söylediğin gibi ise, ya Hatice, ona, Hz. Musa’ya gelen Nâmûs-u Ekber, büyük melek gelmiştir.” diyerek onu teselli ediyor.  Hz. Muhammed (s.a.v)’i,  mahiyetini bilmediği böyle bir hadise karşısında, korkup ürperen, tereddüde düşüp şüphelenen bir halde görüyoruz. Cenabı Hak ta, Rasûlü’ne, daha sonra meseleyi hikâye ederek “Rabbin seni( Kuran ve onun içindeki ilimden) cahil ve gafil buldu da, seni nübüvvete hidayet etti…”[6] Demek suretiyle haber veriyor.

Yine Rasûlünün mübarek gönlünü pekiştirmek için, “(Rasûlüm!)Eğer sana indirdiğimizden şüphede isen, senden önce kitabı Okuyanlara sor. And olsun ki, Rabbinden sana hak gelmiştir. Sakın şüphecilerden olma! Allah’ın ayetlerini yalanlayanlardan da olma, sonra ziyana uğrayanlardan olursun.”[7]

Hükmünü bildirmiştir. Daha sonra Rasûlünün,  vahiyle gelen kitap karşısında aldığı vaziyeti “Rasûl, Rabbi tarafından kendisine indirilen (Kur’an)a iman etti…”[8]

Bizim, ümmet olarak iman edip kabul etmemiz lazım gelen kitaba, kendisine Kuran gönderilen Muhammed (s.a.v) Efendimizin de, bizim gibi iman etmesi şart koşulmuş, O da, kendisinden istendiği gibi, öylece iman etmiştir.

Risâlet olayı Mekke Müşriklerinin ve onların ağzıyla konuşan gayrı Müslimlerin dediği gibi, Hz. Muhammed (s.a.v) tarafından önceden planlanmış bir senaryo, Kur’an-ı Kerim de O’nun tarafından ihdas edilip uydurulmuş bir Kitap değildir. Kur’an:

Peygamber de olsa hiç kimsenin parmak sokamayacağı, değiştirip tahrif edemeyeceği bir kitaptır. “Hiç şüphesiz o (Kur’an) şerefli bir elçinin (Allah’tan tebliğ etmek üzere getirdiği) sözüdür. Ve o, bir şair sözü değildir. Ne de az iman ediyorsunuz! 

Bir kâhin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz! (O), âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir. Eğer (Peygamber) bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı, Elbette onu kıskıvrak yakalardık. Sonra onun can damarını koparırdık. Hiç biriniz buna mani de olamazdınız.”[9]

Kur’an’ın Allah (c.c) tarafından hak ve gerçek olarak indirildiğini, onun Hz. Muhammed (s.a.v) tarafından ihdas edilip uydurulmadığını ve böyle bir şeyin imkânsız olduğunu Kur’an da Allah Teala beyan ediyor. Ayrıca bütün insanlığa meydan okuyarak, “Eğer Kulumuza indirdiğimiz (Kuran) dan herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi o (Kur’an)ın benzeri bir sûre getirin, eğer iddianızda doğru iseniz Allah’tan gayrı şahitlerinizi (yardımcılarınızı) da çağırın.”[10]

Gelin ey münkirler! Bütün gücünüzü sarf edin, elinizden geleni ardınıza koymayın. Benzerini meydana getirmek için Allah’(c.c) ın dışında ilah olarak tanıyıp tapındıklarınızı, şairlerinizi, hatiplerinizi, bilginlerinizi, insanlarınızı, cinnilerinizi yardıma çağırın Tevrat, Zebur, İncil ve diğer peygamberlere indirilen kitaplarda,  Kuran gibi bir kitabın gelmeyeceğini, gelirse uydurma olacağını gösteren deliller getirin.[11]

Kuran bu çağrıyı bin dört yüz yıl önce yapıp bırakmamış bu gün de aynı çağrıyı yapmaya devam ediyor. Beri gel ey insan! Kur’an bu ilânı yaptığı o gün, bu işin öğrenilecek ne bir mektebi, ne de bir medresesi vardı. Üstelik Kuran’ı tebliğ eden zat da, okuma yazma bilmiyordu.

  O gün,  o toplumda okuma yazma bilenlerin sayısı da, parmakla gösterilecek kadar azdı. Bu gün ilimde, o zamanla mukayese edilemeyecek kadar çok ilerdesin. Semânın derinliklerine uçuyor, insan genlerinin atlasını çıkarabiliyor, maddenin çekirdeği ile raks ediyorsun. Hadi durmayın! Seleflerinizin yapamadığını yapın da, şeytan ve münkirler taifesi rahat bir nefes alsınlar Binlerce yıldır taşıdıkları bu ağır yükten kurtulsunlar. Eğer onlar bu işi başara bilselerdi, daha savaşlara meydan kalmayacak, Kuran davasını iptal edecek, onlar da rahat bir nefes alacaklardı, Ama heyhat, “Eğer bunu yapamıyorsanız -ki elbette yapamayacaksınız- o zaman yakıtı insanlar ve taşlar olan, hakikati inkâr edenler için hazırlanmış ateşi bekleyin!” [12]

 “De ki: Andolsun, bu Kuran’ın bir benzerini ortaya koymak üzere bütün insanlar ve ciniler bir araya gelseler, bir birine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler.[13]

Geçmişte bu işi,  ağzına gözüne bulaştırıp âleme karşı rezil ve rüsva olan bazı sefihler hariç, şimdiye kadar aklı başında hiçbir kimse bu işin külfetine girmemiştir ve giremeyecektir de. Ayrıca bu da, Kuran’ın ebedi bir mucizesi olarak kalmaya devam edecektir.

İnsanlık tarihinde,  Kur’an-ı Kerim kadar halkın yaşayışına giren,  ahlakını, hukukunu düzenleyen, elden ele, dilden dile dolaşan, körpe gönüller tarafından ezberlenen, aşikâra ve gizlilerde âşıkları tarafından gözyaşı ile okunan, sevdalıları tarafından huşu ile dinlenen, genç kızların baş çeyizi,  inananlar tarafından bir hazine gibi saklanan,  milyonlarca âlim tarafından tefsiri yapılan onun gibi başka bir kitap gelmemiştir ve gelmeyecektir. “Kendilerine kitap geldiğinde onu inkâr edenler (şüphesiz bunun sonucuna katlanacaklardır). Hâlbuki o, eşsiz bir kitaptır. Ona önünden de ardından da batıl gelemez.

O, hikmet sahibi, çok övülen Allah’tan indirilmiştir.”[14]

Kur’an’dan sonra onun hükmünü kaldırıp yalanlayacak başka bir kitap, gönderilmeyecektir. Zaten Kurandan önce inenlerde de, onu yalanlayan hükmünü iptal eden başka bir kitap da gönderilmemiştir.[15]  Kur’an-ı Kerim, insanlığa gönderilen son kitaptır.

Onun hükmü kalkmayacak, değiştirilip bozulamayacak, Kıyamet sabahına kadar, Allah Teâla’nın koruması altında olacaktır. “Kur’an’ı kesinlikle biz indirdik biz, elbette onu yine biz koruyacağız.” [16]

Yâ Rabbi! Kuran’ı, kalbimizin baharı, Gönlümüzün nuru, ruhumuzun süruru eyle. Ve âhiru de’vânâ eni-l hamdü lillâhi Rabbil âlemin.

-----------------------------------

[1] Maide 5/3

[2] Âl-i İmran 3/85

[3] Ahzap 33/40

[4] Furkan 25/1

[5] Nisa 4/163

[6] Duha 93/7

[7] Yunus 10/94-95

[8] Bakara 2/285

[9] Hakka  69/40-47

[10] Bakara 2/23

[11] M.Matüridî, Te’vilâtü Ehli -s sünne:C,1.S,26

[12] Bakara 2/24

[13] İsra 17/88

[14] Fussilet 41/41-42

[15] Matürîdi, a.g.e, 4/381

[16] Hicr 15/9

[13] bkz. Mâide, 5/3; Şûra, 42/13

[14] Neml,27/40

[15] bkz. A’raf,7/204; Maide, 5/83

[16] el-Hediyyetü’l-Alâiyye, Allâme Şeyh Alâuddîn Âbidin –rahimehullah- S:295

[17] el-Câmiussağir

 


* BENZER KONULAR

Allah'ın En Çok Öfkelendiği Kimse Kimdir Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 08:20:23 ÖÖ]


Sana Sığınırız Ya Rabbi Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 08:16:38 ÖÖ]


Cenneti De Cehennemi De Biz Oluştururuz Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 08:05:49 ÖÖ]


Kabirdeki Kişi Tekrar Dünyaya Gelse Sizce Ne İle Uğraşır Ne Yapardı Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 07:58:01 ÖÖ]


Neler oluyor bize Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 07:52:33 ÖÖ]


Fitne Adam Öldürmekten Daha Kötüdür Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:41:48 ÖÖ]


En Hayırlı Miras Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:36:18 ÖÖ]


Kiminle Berabersin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:31:46 ÖÖ]


Emanetine Sahip Çık Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:29 ÖÖ]


Hükümdar Peygamber Davud Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:15:40 ÖÖ]


Muhammed Ali - Gökler Ağlar 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:43:34 ÖS]


2024 - Murat Pamukçu - Ravzana Doğru - Sen Gelince 320 Kbps +Wav Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:37:15 ÖS]


Mustafa Büyükaslan - Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:18:28 ÖS]


Grup Şahid Ümmet - Tekbir Marş Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:04:04 ÖS]


Cemal Kuru - Ağlayu Ağlayu 320 kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:09:34 ÖÖ]


Kendimize Gelelim! Özümüze Dönelim sabır ve Şükrü Hayatımıza Yerleştirelim Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:02:09 ÖÖ]


İman İbadet ve Güzel ahlaka Önem Vermeli Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:53:44 ÖÖ]


Zekât İslam’ın 5 Şartından Biridir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:42:49 ÖÖ]


Sosyal Medya Kirliliğine Dikkat Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:05 ÖÖ]


Ben Duygusundan Sıyrılmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:21:59 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41