Gönderen Konu: ALLAH HARAMDAN KAÇANI KORUR  (Okunma sayısı 461 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
ALLAH HARAMDAN KAÇANI KORUR
« : Haziran 07, 2018, 06:32:55 ÖÖ »
ALLAH HARAMDAN KAÇANI KORUR

Ünlü hükümdar Timur'dan sonra yerine geçen oğullarından Şahruh (XV. y.yıl) babasının tersine bilime ve bilgine değer veren, dindar, halim, selim biriydi. Bilginlerle oturup kalkmaktan zevk alırdı.

Şahruh'un çevresindeki bilgin kişilerden biri de Nimetullah Efendi idi. Aynı zamanda evliyadan olan Nimetullah Efendi'nin dilinden düşürmediği bir söz vardı: "Allah haramdan kaçanı korur" (Yani kişi haramdan kaçarsa Allah ona haram yedirmez, nasip etmez, demek istiyordu.)

Bu sözü sık sık tekrar eder, bununla biraz da hükümdar ve adamlarını uyarmak amacı güderdi. Şahruh da bunun her zaman mümkün olmayacağını, insanın bazen bilmeden de harama el uzatabileceğini ileri sürerdi. Ama Nimetullah Efendi bu görüşte değildi!

Şahruh bir gün sarayında özellikle Nimetullah Efendi'yi ağırlamak üzere bir ziyafet düzenledi.

Başta hükümdar ve Nimetullah Efendi olmak üzere davetliler sofraya oturdular. Başyemek kehribar gibi kızarmış bir kuzu çevirmesiydi. Herkes gibi Nimetullah Efendi de iştahla yiyor, yedikçe, "Allah haramdan kaçanı korur" sözünü tekrarlayıp duruyordu. Hükümdar ve adamları da bıyık altından gülüyorlardı.

Nihayet yemek bitti. Şahruh Nimetullah Efendi'ye sordu:

- Allah haramdan kaçanı her zaman ve her durumda korur mu?

Nimetullah Efendi:

- Evet, korur! Haramdan kaçana Allah haram nasip etmez.

- Ama hocam seni korumadı, sende bizimle birlikte haram yedin.

- Hayır, ben haram yemedim haramı siz yediniz.

- Boşuna iddia etme hocam, sofrada yediğimiz kuzuyu benim adamlarım çalmıştı, hırsızlık malıydı o...

- Olabilir, size haramdı, ama bana helaldi. Hükümdar lahavle çekti:

- Nasıl olur hocam, çalınmış bir kuzu bize haram, sana helal?

Şahruh’un kafası iyiden iyiye karışmıştı. Herşey açıkça ortadaydı ama Nimetullah Efendi neden bahsediyordu? Onun bu şaşkınlığını gören Nimetullah Efendi daha fazla dayanamadı ve sözünü bağladı:

- Eğer inanmıyorsanız, kuzunun sahibini bulun sorun...

Bu sefer iyice şaşıran hükümdar bunda bir hikmet var diyerek hemen adamlarına emir verdi ve kuzunun sahibini bulmalarını istedi. Hemen yola çıkan hükümdarın adamları sonunda çaldıkları kuzunun sahibini buldular. Kuzunun sahibi yaşlı bir kadındı. Hemen kadının yanına varıp kuzuyu çaldıklarını, pişirip yediklerini itiraf ettiler ve parasını ödemek istediklerini söylediler.

Ama ne gariptir ki kadın kuzunun parasını almayı bir türlü kabul etmiyordu. Adamlar kuzunun parasını ödemek için ne yaptılarsa kadın hiçbirini kabul etmiyordu. Buna bir anlam veremeyen askerler kadına neden parayı kabul etmediğini sorunca hadise ortaya çıktı ve Nimetullah Efendi’nin sözünün hikmeti tam manasıyla anlaşıldı:

- Ben o kuzuyu parası için değil, bu havalide Nimetullah Efendi diye mübarek bir zat varmış, O’na ikram etmek için yetiştiriyordum…

Allah-ü Teala Zülcelal Hazretleri bütün mahlukata sonsuz güç ve kudretiyle hükmeder. O’nun bilgisi dahilinde olmayan hiçbir şeyin vuku bulması mümkün değildir. Kim ki Allah’a tevekkül eder ve O’nun bu kuvvet ve kudretini idrak ederse, Cenab-ı Hakk O’nu her türlü şerden muhafaza eder, zira Allah'a sığınan güvende, ona düşman olan ise korkudadır. Her kim Allah için olursa, Allah’ta onun için olur. Allah’a sığınanı Allah korur ki Cenab-ı Hakk: “Allah'a inanıyor ve teslim olmuşsanız, O’na güvenin” (Yunus suresi, ayet 84) buyurmuştur. Nitekim Nimetullah Efendi bunun idrakiyle yaşamış ve daima “Allah haramdan kaçanı korur!” sözüyle insanları irşat etmek için mücadele etmiştir. Hadise ortadadır. Bu sözün sırrına eren Nimetullah Efendi’yi Allah-ü Teâlâ ibretlik bir hadise ile haramdan muhafaza etmiş, hilafında olanlar ise aldanmışlardır. Sadece bu olay için değil hayatın bütünü için durum aynıdır. Kulun Allah’a bağlılığı, teslimiyeti nispetinde Cenab-ı Hakk’ın kuluna muamelesi olur. O’nun için bizlerde daima tüm güç ve kudretin Allah’ın elinde olduğunun idrakiyle Mevlamıza güvenmeli, Allah’ın menettiği her şeyden elimizden geldiğince uzak durmaya gayret göstermeliyiz ki Rabbimiz de bizleri o şerli işlerden muhafaza etsin ve uzak tutsun.

 


* BENZER KONULAR

Saadet Asrı Adanmış Hayatlar Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:10:20 ÖÖ]


İhsan ve Tefekkür Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:03:23 ÖÖ]


Takva ve Muttaki Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:58:21 ÖÖ]


Tam bir teslimiyet Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:53:57 ÖÖ]


İman ve Mü’min Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:43:37 ÖÖ]


Evlilikte Amaç Ne Olmalı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:39 ÖÖ]


En Şiddetli Düşman Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:02:48 ÖÖ]


Komşu Komşunun Külüne Muhtaç Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:30 ÖÖ]


Yaratılış Gâyemiz İbâdettir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:45:12 ÖÖ]


Rıfat Kaynak - Single Eserleri 320 + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:32:12 ÖS]


Diyetisyen Gözüyle Hamileliğe Hazır Mısınız Gönderen: anadolu
[Dün, 06:18:47 ÖS]


Peygamber’le Birlikte Yaşamak İçin Gönderen: anadolu
[Dün, 06:10:25 ÖS]


Yetimin Duyguları Gönderen: anadolu
[Dün, 05:46:08 ÖS]


Ölüm Var Ölümden Ölüme Fark Var Gönderen: anadolu
[Dün, 05:41:21 ÖS]


Nefis Mücadelesi Gönderen: anadolu
[Dün, 05:36:00 ÖS]


Alkolsüz Bir Hayat Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:03:57 ÖÖ]


Ümmetimin Zayıf mü’minleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:48:51 ÖÖ]


Yüksek Tansiyonda Psikolojik Faktörler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:27:08 ÖÖ]


Uyku Bozuklukları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:20:53 ÖÖ]


Bu Dünya Bir İmtihân Yeridir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:06:47 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41