Gönderen Konu: Doğrunun Yardımcısı Allahtır  (Okunma sayısı 215 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 1945
Doğrunun Yardımcısı Allahtır
« : Mayıs 02, 2020, 09:34:51 ÖÖ »
Doğrunun Yardımcısı Allahtır

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَقُولُوا قَوْلاً سَد۪يداًۙ

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin.”
(Ahzab, 33/70.)
Kur’an’da iman edenler peygam­bere eziyet verecek söz ve davra­nışlardan sakındırıldıktan sonra takvaya ve doğru söz söylemeye davet edilmişlerdir. Çünkü kötü­lüklerden sakındırmanın faydası, iyiliklerin yerleşmesi ile gerçek­leşir.

Bunun yolu da takvadan ve doğru söz söylemekten geçer. Takva, hayırlı söz ve amelleri ce- meder; doğru söz ise ahlaki gü­zellikleri yayar. (İbn Aşur, et-Tahrir ve’t-Tenvir, XXII, 121-122.) İyiliklerin yerleşmesinin yolunu göste­ren bu ayet şöyledir: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin.” (Ahzab, 33/70.) Ayet-i kerimeye “Ey iman edenler!” hitabı ile başlan­ması, muhatapların bu söze ku­lak kesilmeleri, ihtimam göster­meleri içindir. Onlar, takva emri ile Allah’ın ve kullarının hakkına riayetsizlikten sakındırılmakta- dırlar. Allah’ın hakkı, O’na iman edip emrine tabi olmaları, isyan etmekten kaçınmalarıdır. Sanki görür gibi kendisine ibadet et­meleri, gizli açık her hâllerinde Allah’tan korkmalarıdır. Kulla­rın hakkına gelince, birbirlerine ihanet etmekten, eziyet verecek şeylerden sakınmaktır. Onların içinde özellikle de Resulüne ezi­yet etmekten sakınmalı, eziyet bir tarafa hoşuna gitmeyecek şeylere bile tevessül etmemeli­dirler.

Doğru söz, takva kavramının anlam alanına dâhil olan bir kavramdır. Böyle olduğu hâlde takvadan sonra, ayrı olarak tek başına zikredilmiştir. Doğru sö­zün takvadan ayrı zikredilmiş olması, onun önem ve değerine işaret içindir.

Doğru söz (el-kavlü’s-sedid), hak sözdür, yalan ve aldatma­dan uzaktır. Kendisi ile Allah’ın rızasına ermek, Hakk’a ulaşmak murat edilir. Doğru sözü, kökü sabit, dalları gökte güzel bir ağa­ca; yalanı ise gövdesi yerden ko­parılmış, o yüzden ayakta durma imkânı olmayan bir ağaca ben­zetmek mümkündür.

(İbrahim, 14/24, 26.) Allah Resulü’ne helal olmayan şeyler isnat etmemek, ashab-ı kiram hakkında doğru­luktan uzak sözler söylememek, doğru sözün gereğidir.

Doğru söz, adaletli sözdür. Hak­sızlıktan, mübalağadan, ziyade ve noksandan, ifrat ve tefritten uzaktır. Mutedil, yumuşak ve insaflıdır; hasımlar arasını ıslah edicidir. Okun, isabet edecek şe­kilde dosdoğru hedefe yönelti­lerek atılması gibi hedefine ula­şır.

Kur’an’da “(Birisi hakkında) konuştuğunuz zaman yakınınız bile olsa adil olun.” (Enam, 6/152.) buyrulur. Yetimlerin mallarının gerektiği şekilde korunup zama­nı geldiğinde kendilerine teslim edilmesi emredildikten sonra da “Allah’a karşı gelmekten sakın­sınlar ve doğru söz söylesinler.” (Nisa, 4/9.) denmiştir. Doğru söz­den maksat, kendi çocuklarına söyledikleri gibi güzel söz söy­lemeleri, onlara eziyet etmeden şefkatle hitap etmeleridir.

Doğru söz, Hak din İslam ve onu sembolize eden kelime-i tev- hiddir. Çünkü her doğru söz ona dayanır, her sözün doğruluğunu o teyit eder. Kelime-i tevhide ila­veten ezan, kamet, kıraat, zikir, tesbih, hamdüsena gibi İslami semboller de doğru sözün ör­nekleridir. Doğru söz söylemek, hayırlı, faydalı sözleri söyle­meyi kendine ilke edinmektir. Kur’an’ın okunup anlaşılması, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) ha­dislerinin; sahabenin, âlimlerin sözlerinin tezekkür edilmesi, ilim öğrenmek ve öğretmek de bu kapsama girer. Çünkü “Güzel sözler ancak ona yükselir.” (Fatır, 35/10.) Doğru söz ile insanlar ara­sında hakikatler yayılır, insanlar onlarla ahlaklanır. Bunun aksine yalan, insanları aldatır; yanlış yollara düşürür. Bu yüzden ma­rufu emretmek, münkerden sa­kındırmak da “doğru söz” kap- samındandır.

Takva ve doğru sözün sonucu bir sonraki ayette şöyle ifade edil­miştir: “Ki Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağış­lasın. Kim Allah’a ve Resülüne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.” (Ahzab, 33/71.) Ayete göre doğru söz söy­lemenin sonucu üç şekilde teza­hür eder: Birincisi, Allah işlerini düzeltir. Onları salih ameller iş­lemeye muvaffak kılar. Amel­lerin doğru bir şekilde yapılışını öğretir; onları ifsat edecek şeylerden korur. Sadece dinî konu­larda değil, dünyevi konularda da yapılacak işleri doğru bir şe­kilde yapmayı, yaptıkları işlerin semerelerini almayı lütfeder. Allah’ın işleri düzeltmesi, ayrıca yaptıkları amelleri kabul etme­si anlamına gelir. Amellerinden dolayı kendilerini mükâfatlan­dırır, sevaplarını kat kat artırır. İkincisi, günahlarını bağışlama­sıdır. Günahlarından dolayı on­ları cezalandırmayacak, sadece günahları değil onların izlerini de silecektir. Geçmiş günahla­rını affetmekle kalmayacak, ge­lecekte işleyebilecekleri günah­lar için de tövbe etmeyi ilham edecektir. Üçüncüsü, büyük bir kurtuluşa nail olmalarıdır. Onlar ateşten korunurlar; kadri ölçü­lemeyecek ebedî bir nimete nail olurlar. Allah katında en büyük değeri kazanırlar. Zira Allah’ın azabından kurtulmaktan daha büyük bir kurtuluş, cennetini ka­zanmaktan daha büyük bir ka­zanç yoktur. (Âl-i İmran, 3/185.)

Doğru sözün böyle hayırlı neti­celer doğurmasının sebebi şu­dur: Sözü doğru olan kişi, gerçe­ğin peşindedir. Gerçeğe sevdalı olanın bu uğurda bedel ödeme­mesi ne mümkün! Bunun sonu­cunda bazı meşakkatlere kat­lanmakla karşı karşıya kalması mukadderdir. Sözü doğru olan kişi, adaletli söz söyleme der- dindedir. Sözünde aşırılıklara yer vermemek için istek ve arzuları­na sınır koyar, nefsinin kışkırt­malarına teslim olmaz. Bu, bazı güçlüklere tahammül etmesini gerektirir. Sözü doğru olan kişi, en doğru sözü; kelime-i tevhi­di kalbine nakşetmiştir. Bu söz kendisine büyük bir sorumluluk yüklemekte; bu sorumluluğu ifa etmek büyük çaba ve gayreti ge­rekli kılmaktadır.

Sözü doğru olan kişi, katlandı­ğı meşakkat, tahammül ettiği güçlük, gösterdiği çaba ve gay­retten dolayı Allah’ın yardımına nail olur; meşakkati rahmete, güçlüğü kolaylığa dönüşür; çaba ve gayreti ödüllendirilir: Salih ameller işlemeye muvaffak kı­lınarak, günahları bağışlanarak, nimetler bahşedilerek.

Doğru sözü hayat düsturu edinen şa­hısların ve milletlerin, hem dün­yaları hem ukbaları mamur olur. Ayet-i kerimenin ifade ettiği bu hakikat, halk irfanında da makes bulmuştur; “Doğrunun yardım­cısı Allah’tır!”

 


* BENZER KONULAR

Birbirimizin Hem Cenneti Hem de Cehennemi Olabiliriz Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:48:55 ÖÖ]


Kulluk Şuuru Nasıl Oluşur Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:44:55 ÖÖ]


Şeytanın Büyücülüğü Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:41:01 ÖÖ]


Birliğe Çağrı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:35:09 ÖÖ]


Ahirete İmanın Mü’mine Kazandırdıkları Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:29:15 ÖÖ]


Sen Değerlisin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:19:59 ÖÖ]


Evlilik İnsanı Mükemmelliğe Ulaştıran Hızlı Yollardan Birisidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:58:11 ÖÖ]


Müslümanım Diyen Ey Hanımlar Kızlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:51:18 ÖÖ]


Birçok Kadın Kocasını Birçok Rrkekte Karısını Cennetlik Etmiştir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:45:05 ÖÖ]


Hesap Günü İyice Yaklaştı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:33:16 ÖÖ]


Kırık Kalple Yapılan Dualar Makbuldür Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:20:47 ÖÖ]


Ertuğrul Erkişi - Safahat`tan Şarkılar 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:41:49 ÖS]


İslâm Kadına En Büyük Değeri Vermiş Şerefli Yaşamasını Sağlamış Gönderen: anadolu
[Dün, 08:16:41 ÖÖ]


Çocukla İletişim Kurarken Ona Saygı Duymak Değer Vermek Gerekir Gönderen: anadolu
[Dün, 08:08:13 ÖÖ]


Mümin Bir Erkek, Mümin Kadına Kızıp Darılmasın. Gönderen: anadolu
[Dün, 08:03:19 ÖÖ]


Çocukların Namaz Eğitimi Gönderen: anadolu
[Dün, 07:57:19 ÖÖ]


Namazını Sapasağlam Koruyanalr Gönderen: anadolu
[Dün, 07:50:26 ÖÖ]


Bu Din Sadece Camilerin Dini Değil Hayatın Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:38:19 ÖÖ]


İslam Gariplerin Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:29:34 ÖÖ]


Komşunuzu İhmal Etmeyin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:21:38 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41