Gönderen Konu: Birlik ve Beraberliğin Temeli; İslâm Kardeşliği  (Okunma sayısı 736 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Birlik ve Beraberliğin Temeli; İslâm Kardeşliği
« : Mart 09, 2017, 12:49:12 ÖÖ »
Birlik ve Beraberliğin Temeli; İslâm Kardeşliği

Cemaatin önemi:

Cenâb-ı Hakk’ın dini, yeryüzünde yaşanmak üzere gönderilmiştir. Bu maksat, gerçek manada ancak, fertleri birbirine sevgi ve saygı ile bağlı olan, fitneden uzak, huzurlu bir toplumda gerçekleşebilir.

Zira aralarında birlik sağlayamamış, cemaat olma şuurundan uzak bir toplum, kargaşa ve ihtilaf içerisindedir. Böyle bir toplumun bireyleri; bencillikten, birbiriyle mücadele ve çekişmekten, birbirlerinin eksik ve ayıplarıyla uğraşmaktan, kin, nefret ve düşmanlık duygularından kendilerini çekip alarak, Allah’ı zikre, Peygamber (s.a.v.)’e itaate, dini yaşamaya ve ilahî hükümleri yeryüzünde ikame etmeye fırsat bulamazlar.

Bu nedenle Allah (c.c.), mü’minlere birlik olmalarını, ayrılığa düşmemelerini emretmiş, “Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.” (Âl-i İmrân, 3/103) buyurmuştur.

Cemaat olmanın yolu:

Cenâb-ı Hak bu âyetinde, mü’minlere Allah’ın ipine yani Kur’ân-ı Kerim’e, Sünnet-i Seniyye’ye ve bu iki aslın mahsulü olan “şeriat-ı garra/nurlu şeriat-yol”a şiddetle sarılmalarını emretmiştir. Birliğin ve tefrikadan kurtulmanın yegâne yolu budur. Mü’minler, beraberliğe bundan başka bir yol bulamazlar. Nitekim İslâm’ın ilk erleri, bu hakikat ile bir araya gelmiş, Ensâr’dan, birleşmeleri ve sulh içinde yaşamaları asla mümkün görülmeyen Evs ve Hazrec kabileleri başta olmak üzere tüm Ashap arasında düşmanlık ve tefrika bu vesileyle ortadan kalkmış, sevgi ve kardeşlik tezahür etmiştir.

Şu halde mü’minler, bu ipe sımsıkı yapışarak kaynaşmalı, Allah’ın gazabına duçar olmamak ve dalalete düşmemek için Yahudi ve Hristiyanların maruz kaldığı tefrikadan şiddetle sakınmalıdır.

Efendimiz (s.a.v.) bir hadislerinde: “Muhakkak ki Allah, sizin için üç şeye razı olur ve sizin için üç şeyi hoş görmez.” buyurmuş, Allah’ın razı olacağı hususları “(yalnızca) kendisine ibadet etmek, O’na hiç bir şeyi ortak koşmamak, hep birlikte Allah'ın ipine sarılıp tefrikaya düşmemek” olarak ifade etmiştir. (Müslim, Akdıye, 5)

Bu hadisten de anlaşıldığı üzere Allah (c.c.), mü’minlerin cemaat olmalarından hoşlanmakta, ayrılığı ve buna sebep olan fesadı, bozgunculuğu sevmemektedir. (Bkz., el-Bakara, 2/205) Fitneyi ise, cana kıymaktan daha büyük bir suç ve günah saymakta, (Bkz., el-Bakara, 2/191) kardeşliğe zarar verecek şekilde başkaldıran, İslâm cemaatini parçalamaya yönelik hareket eden gruplarla Allah’ın emrine dönünceye kadar savaşmayı emretmektedir. (Bkz., el-Hucurât, 49/9)

İslâm toplumunun yapıtaşı; kardeşlik:

Cenâb-ı Hak, mü’minlere cemaat olmalarını emrettikten sonra, mayası tevhit olan, yeryüzünde Hakk’ın hükümlerini ikame etmekle görevli İslâm cemaatinin ikamesi ve muhafazası için bazı prensipler belirlemiştir. Bu prensiplerin en önemlisi, “din kardeşliği”dir.

Cenâb-ı Hak, mü’minleri bir birbirine kardeş yapmış, “Müminler ancak kardeştirler.” (el-Hucurât, 49/10) buyurarak bunu ilâhî kelamıyla tescil etmiştir.

İslâm kardeşliği, mü’minler arasında öyle bir bağ tesis eder ki, ne nesep, ne makam, ne mal-mülk ve ne de diğer ayrıştırıcı unsurlar bu bağı koparamaz. Zira bu kardeşliğin babası “İslâm”dır. Nesepten olan kardeşlerin soyu nasıl babalarına bağlı ise, mü’minlerin soyu da İslâm dinine bağlıdır. Bu hususta hürle köle, amirle memur, büyükle küçük arasında hiçbir fark yoktur.

Din kardeşliği, nesep kardeşliğinin üstündedir. Çünkü nesep kardeşliği din ayrılığı halinde kesintiye uğrar, din kardeşliği ise neseplerin farklılığı dolayısıyla kesintiye uğramaz.

Kur’an ve Sünnet’in tesis ettiği bu bağ sayesindedir ki Müslümanlar; yüzyıllarca ırk, mezhep, meşrep vb. farklılıkları yok sayarak birlik ve beraberlik içinde yaşamışlardır.

Din kardeşliği, yekvücut olmayı gerektirir:

İslâm kardeşliği, Müslümanların üzüntü ve sevinçte, varlıkta ve yoklukta, her zaman ve her ortamda yekvücut olmalarını gerektirir. Peygamberimiz (s.a.v.) mü’minleri bu halleriyle şöyle tasvir etmiştir: “Kâmil mü'minleri, birbirlerine karşı merhametlerinde, sevgilerinde ve şefkatlerinde bir vücut misali görürsün.

O vücutta  bir uzuv hastalandığı zaman, vücudunun diğer  azaları birbirlerini uykusuzluk ve ateşle onun acısına ortak olmaya çağırırlar.” (Buhârî, Edeb, 27)

Bunun en güzel ve en üstün numunesi Peygamberimiz (s.a.v.)’in güzide ashâbı tarafından ortaya konmuştur. Efendimiz (s.a.v.) Medine'ye hicret edince, Mekkeli Muhacirlerden her birini Medineli Ensar’dan biriyle kardeş yapmış idi -ki buna muâhât denmiştir-.

Ensar, Efendimizin tesis ettiği bu kardeşliği “Kendi nefsi  için (sevip) arzu ettiğini mü’min  kardeşi için de  sevip arzu etmedikçe hiç biriniz  kâmil manada  iman etmiş olmaz.” (Buhârî, Îmân, 7) hadisinin irşadıyla öyle ince anlamış ve kuvvetle benimsemişti ki; maddî imkânlarının tamamını Muhacir kardeşleriyle paylaşmışlardı. İki odası varsa birini kardeşine veriyor, tarla ve ticaretten elde ettikleri karı bölüşüyor, iki hanımı olan, en güzel olanını boşayıp kardeşine nikâhlamayı teklif ediyordu. Bu kardeşlik hiçbir (sözde) medeniyette görülmeyen “îsar/kardeşini kendine tercih etme” hasletini, hatta birbirlerine varis olma (Bkz. Buhârî, Ferâiz, 16) gibi tarihte eşi görülmemiş bir durumu ortaya çıkarmıştı.

Öyle ki Muhacirler, Ensâr kardeşlerinden gördükleri bu yakınlık ve isâr karşısında endişeye kapıldı ve Nebi (s.a.v.)’e gelerek: “Yâ Rasûlallah! Aralarına in(ip misafir ol)duğumuz (Ensâr) topluluğundan başka çok (mal)dan daha bol dağıtan, az (mal)dan ise daha güzel yardım eden bir topluluk görmedik. Maişet (işlerin)de bize kâfi geldiler, mahsullerine bizi ortak ettiler. Öyle ki (hicret ve ibadetlerimize verilecek) ecrin tümünü (alıp) götüreceklerinden korktuk.” dediler. Bunun üzerine Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Hayır (öyle değil)! Onlara dua ettiğiniz ve onları övdüğünüz sürece  sevaplarınız sizde kalır ve iyiliklerine mukabele etmiş olursunuz.” (Tirmizî, Sıfatu’l-Kıyâme Ve’r-Rekâik Ve’l-Vera‘, 44)

Cenâb-ı Hak (c.c.), Ensar’ın kardeşlik anlayışlarından razı olduğunu şu âyet-i kerimesiyle ifade etmiştir: “Onlardan (muhacirlerden) önce o yurda (Medine’ye) yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar, hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” (el-Haşr, 59/9)

Cenâb-ı Hak bu âyette, Ensâr ve Muhacir arasındaki kardeşliğin özünün; “iman, sevgi, cömertlik ve isâr” olduğunu haber vermiştir. Buraya kadar anlatılan hakikatlerden şu netice ortaya çıkar:

“Dinin muhafazası, onu yaşamakla mümkündür.

Din, birlik halinde bulunan toplumda yaşanır.

Toplum, ancak kardeşlikle bir olur.

Kardeşliğin özü ise; iman, sevgi, cömertlik ve isâr’dır.”

Kardeşlik bağını koparacak ahlaklar:

Mü’minler, bu kardeşlik bağlarını zedeleyecek, bu birlikteliğe zarar verecek her türlü davranış ve ahlâktan uzak durmalıdır.

Efendimiz (s.a.v.) bir hadislerinde:

“Su-i  zandan sakının! Zira su-i zan, sözün en yalanıdır.

Birbirinizin gizli konuşmalarını dinlemeyin!

Birbirinizin kusurunu gizli hallerini) araştırmayın!

Birbirinize haset etmeyin!

Birbirinize sırt çevirip küsmeiyin!

 


* BENZER KONULAR

Abdest Gusül ve Teyemmümün Faydaları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:03:14 ÖÖ]


Kutlu Bir Dava Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:41:38 ÖS]


Huzurun Kaynağı Olan Evliliği Geciktirmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:36:37 ÖS]


Şükür Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:22:20 ÖS]


Allahü Teâlâya Hakîkî Kul Olmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:16:26 ÖS]


Mümin İmansız Ölmekten Çok Korkmalıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:09:10 ÖS]


Şükür imtihanı Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 06:20:00 ÖS]


Namaz Yoksa Her Şey Eksik Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 06:15:19 ÖS]


Hadîs-i Şerîflerle – Namaz İbadeti Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 06:10:57 ÖS]


Nefis Cihadı Nasıl Kazanılır Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 06:04:37 ÖS]


İşte Bu Cennete Giden Yol Gönderen: KOYLU
[Nisan 17, 2024, 05:53:35 ÖS]


Asr’ı Saadette Yaşamak Demek Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2024, 05:33:19 ÖS]


Diri ve Ölü Arasındaki Fark - Zikir Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2024, 05:24:49 ÖS]


Bin Tane Canın Olsa Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2024, 05:21:56 ÖS]


Müslüman'a Kafir Demeyiniz Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2024, 05:10:24 ÖS]


Müslümanın Kendine ve Cemiyete Karşı Vazifeleri Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2024, 05:02:40 ÖS]


2024 - Hüseyin Akpınar - Yadigarı Ahbab 320 kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 17, 2024, 07:47:06 ÖÖ]


Kadınlara Dair Kur’ani Hükümler 5 Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 16, 2024, 01:51:14 ÖS]


Kadınlara Dair Kur’ani Hükümler 4 Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 16, 2024, 01:45:26 ÖS]


Kadınlara Dair Kur’ani Hükümler 3 Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 16, 2024, 01:41:46 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41