Ölüm Kendini Hatırlatırİnsanın
yaşamındaki tek kesin gerçek ölümdür.
Bütün insanlar Yüce Allah'ın belirlediği bir süreye kadar ömür sürer ve yine O'nun belirlediği bir zamanda ölürler. Her insan, "De ki:
"Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir." Cuma Suresi, 8 ayetiyle haber verildiği gibi, o gün geldiğinde kuşkusuz ölüm gerçeğiyle buluşur. Dünyaya gözlerini açan bir bebeği ve dünyaya gözlerini kapayan bir insanı düşünelim. Ne bebeğin doğmasında ne de ölen kişinin ölümünde, kendilerinin hiçbir rolleri yoktur. Canı veren de alan da yalnızca tek ve üstün güç olan Allah'tır. Birçok insan ölümden söz etmekten ve ölüm düşüncesinden kaçınır. Çünkü ölümü kendilerinden uzak görür ve bu kendilerince 'iç karartıcı' konu açıldığında sözü değiştirirler. Günlük işleri ve geleceğe dair planları öncelikleridir; gündemleri bu konulardan oluşur, onlara göre yaşam bunlardan ibarettir. Oysa kişinin yaşamayı düşündüğü gelecek, onun için hiç gelmeyebilir. Bir saniye sonra bile aniden yaşamı sona erebilir. Genç ya da yaşlı, hasta ya da sağlıklı her insan ölüme aynı yakınlıktadır. Bu kimseler, her gün gazetelerde, televizyonlarda ölüm haberleri gördükleri ve yakınlarının ölümlerine tanık oldukları halde, kendilerinin de böyle bir sonu olabileceğini düşünmezler. Sevdikleri birinin ölümü karşısında da birkaç gün ölümden söz eder, sonra eski gaflet içindeki yaşamlarına geri dönerler. Ölüm, insana yaşamı boyunca kendini hatırlatır. Bazı insanlar için bu hatırlatmalar fayda verir; kendisini tekrar gözden geçirerek, yaşamını ve önceliklerini yeniden düzenlemesi gerektiğini düşünür. Bazı kişiler ise, kalplerinin ve gözlerinin önündeki gaflet perdesi nedeniyle, bu hatırlatmalardan ders çıkarıp öğüt almaz. Söz ettiğimiz gaflet perdesi, bu kişilerin yaşlanıp ölüme iyice yaklaştıkları halde, hiç telaşa kapılmadan, akılsızca bir rahatlıkla ölümü beklemelerine sebep olur.
Çok doğal bir şey olduğunu düşündükleri ölüm, onlara yalnızca güzel bir uykuyu, huzur ve sakinliği, sonsuz rahatlığı çağrıştırır. Ölen kişinin arkasından söz edilen, "ebedi istirahatgahına gönderildi" ya da "ebedi karargahına defnedildi" gibi cümleler de bu çarpık düşüncelerin göstergesidir. Oysa ölen insanların ebedi karargahı, yapıp ettiklerine göre sevk edilecekleri sonsuz cennet ya da cehennemdir:
Şüphesiz o, ne kötü bir karargah ve ne kötü bir konaklama yeridir." (Furkan Suresi, 66) Orda ebedi olarak kalıcıdırlar; o, ne güzel bir karargah ve ne güzel bir konaklama yeridir. (Furkan Suresi, 76) Rabbimiz Kuran'da, azapla geçirecekleri sonsuz pişmanlık ve mutsuzlukla dolu bir yaşam konusunda tüm insanlara uyarılarda bulunur. Pek çok ayetle iman edenlerin ve Kuran'dan yüz çevirenlerin ölümlerinin ve ahirette alacakları karşılığın aynı olmayacağına dikkat çekilir:
Yoksa kötülüklere batıp-yara alanlar, kendilerini iman edip salih amellerde bulunanlar gibi kılacağımızı mı sandılar? Hayatları ve ölümleri bir mi (olacak)? Ne kötü hüküm veriyorlar.
Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı; öyle ki, her nefis kazandıklarıyla karşılık görsün. Onlara zulmedilmez. (Casiye Suresi, 21- 22) Ancak bu uyarılara kulak vermeyen kişiler, tam da ebedi uykuya dalacaklarını zannettikleri anda gerçekleri görürler. Ölümün bir son olmadığını, aksine kendileri için azapla dolu bir yaşamın başlangıcı olduğunu anlarlar. Canlarını almak için gelen ölüm melekleri azabın ilk habercileridir. Kuran'da, ölüm gerçeğini göz ardı ederek yaşayan inkarcıların canlarının alınışı, "Öyleyse melekler, yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını aldıkları zaman nasıl olacak?" (Muhammed Suresi, 27) ayetiyle haber verilir. Ölümü tadan bu kişilerin Rableri huzurundaki durumları, çaresizlik ve pişmanlık dolu sözleri bir ayette şöyle bildirilir:
Dediler ki: "Biz yer (toprağın için) de yok olup gittikten sonra, gerçekten biz mi yeniden yaratılmış olacağız?" Hayır, onlar Rablerine kavuşmayı inkar edenlerdir. De ki: "Size vekil kılınan ölüm meleği, hayatınıza son verecek, sonra Rabbiniz'e döndürülmüş olacaksınız." Suçlu-günahkarları, Rableri huzurunda başları öne eğilmişolarak: "Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız" (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen. (Secde Suresi, 10-12) Bir Kuran ayetinde, "Keşke o (ölüm her şeyi) kesip bitirseydi.(Hakka Suresi, 27) buyrulur. Ölüm, yalnızca dünyaya ve dünyadaki yaşama dair her tür 'gerçeği' kesip bitirecektir. Gerçekte ise herşey yeni başlamaktadır...
FANİ DUNYA RADYO FORUM
