Gönderen Konu: Sosyal Ağlar Arasında Eriyen Değerlerimiz  (Okunma sayısı 174 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2139
Sosyal Ağlar Arasında Eriyen Değerlerimiz
« : Temmuz 13, 2021, 01:53:49 ÖS »
Sosyal Ağlar Arasında Eriyen Değerlerimiz

Sosyal ağlar, içerisinde bulunduğumuz bilişim çağı toplumunun ilgi duyduğu ve vazgeçilmez gibi görülen mecralardan biri hâline gelmiştir. Sunduğu anlık ve çift yönlü iletişim imkânlarıyla kitleler üzerinde ciddi etkiye sahip bu ağlarla olan ilişkiler, günlük zamanın önemli bir bölümünü kapsamaktadır. Sosyal iletişim ağlarının, anlık haberleşme ve paylaşım özellikleri ile çağın gereksinim duyduğu önemli bir hizmet boşluğunu doldurduğu kuşkusuzdur. Ne var ki her türlü bilgi ve içeriğin özgürce erişime açıldığı bu platformlar, görünür olma ve gündemde kalma adına birçok temel değerin talihsizce kaybediliş hikâyesine de sahne olmaktadır.

Müslüman’ın sosyal hayattaki tavrını ve duruşunu belirleyen temel dinamiklerin, her türlü sosyal mecra ve iletişim biçiminde de korunması gerekir. Müminin imandan sonraki ayrılmaz vasfı ve hayat boyu çabası, yaratılış amacına uygun “salih amel” düşüncesi üzerine kuruludur. Salih amel ise dinin ve aklın güzel gördüğü, ebedî âlemde kişi için kalıcı fayda sağlayacak davranışlardır. Bu bakımdan Müslüman, zamanın kendisine sunduğu imkânları kullanırken bu anlayışla hareket etmek durumundadır. Dahası, inananlar için Allah ve Resulü’nü hoşnut etmekten daha ulvi bir gaye de yoktur.

Müslüman’ın bir ortamda bulunma amacı ancak hayra yönelik olabilir. Kur’an-ı Kerim’de Müslümanlar bu konuda irşat edilirken önemli bir bilinç hâline vurgu yapılır: “De ki, Rabbim! Girilecek yere doğrulukla girmemi, çıkılacak yerden de doğrulukla çıkmamı sağla, bana tarafından yardımcı bir güç ver!” (İsrâ, 17/80).

Sosyal ağlar, etkileşim biçimiyle Müslüman’ın gerçek kimliğini ortaya koyması bakımından da önemli bir ölçüttür. Oluşturulan profiller, yapılan paylaşımlar, geliştirilen yorum ve beğenilerden her biri kişiliğin, değer anlayışının ve dünya görüşünün bir yansımasıdır aynı zamanda. Bu konuda içerisinde bulunulan ortamın gerçek veya sanal olması arasında bir fark olmadığı gibi, hesapların fake/sahte olması ya da müstear isimlerin kullanılması kişinin oluşacak manevi sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Her ne kadar dijital kayıtların silinmesi hatta yok edilmesi mümkün olsa da beşer üstü kayıtların dokunulmaz olduğu muhakkaktır.

Sosyal hesapların her türden bireye ve bilgi akışına açık mecralar olması Müslüman’ın bu alandaki hareket ve tasarruflarında ölçülü, ihtiyatlı, düşünceli ve seçici olmasını gerekli kılmaktadır. Şahsiyetten insan onuruna, mahremiyetten ibadet nitelikli eylemlere kadar birçok değerin beğeni ve ilgi toplama uğruna feda edilmesini Müslüman bir zaviyeden izah etmek mümkün değildir.

Dahası, insanoğlunun manevi kişiliği, onuru ve haysiyeti, tıpkı canı ve malı gibi saygındır, korunmuştur. Beşerî ilişkilerdeki incelik ve zarafet, ilahi boyut açısından bir ibadetin detaylarına gösterilen hassasiyetten daha az önemli değildir.

Hz. Peygamber (s.a.s.) ile birlikte hac ibadetini ifa eden Müslümanlar, ona ibadetleri ile ilgili eksik olduğunu düşündükleri bazı hususları arz ediyorlardı. Kendisine, “"Şunu, şundan önce veya sonra yaptım.” diyenlere, "Zararı yok, zararı yok!" diyordu. Yani bu yaptıklarını söyledikleri şeylerden dolayı ibadetlerine bir zarar gelmeyeceğini belirtiyordu Efendimiz. Ancak bu vesileyle, tüm kulluk hayatında telafisi zor derin yaralar açabilecek bir zarara dikkat çekiyor ve şöyle diyordu: "Ancak bir Müslüman’ın şerefine haksızca dil uzatan kimse müstesna. İşte bunu yapan zararın/sıkıntının tam da içine düşmüş ve helak olmuştur." (Ebû Dâvûd, Menâsik, 89).

Demek ki insanların onur ve haysiyetini zalimce hedef almak, kusurunu teşhir etmek, mahremini açığa dökmek, itibarını çiğnemek, duygularını rencide etmek, dokunulmazlarını alt üst etmek ancak insanlıkta ve kullukta kaybetmiş olmanın davranış kalıplarına yansıması idi.

Beğenilmek, takdir edilmek, itibar görmek, her insanın meyilli olduğu fıtri bir duygudur. Ne var ki bu amaçla yapılan her paylaşım paylaşılmaya değer midir; beğeniye sunulan her şey beğenilmeyi hak etmekte midir? Yalnız hane içerisinde kalması gerekenler, sır olarak kişilerle birlikte toprağa girmesi gerekenler, Allah ile kul arasında mahrem olanlar, teşhiri birilerini rencide edecek olanlar, görülmesi iffet ve ahlaka sığmayanlar… Bütün bunların bir ön muhasebe olmadan yapılmasının geride pişmanlık ve gönül burukluğu bırakacağı düşünülmeye değerdir.

Fırsatını bulmuşken, var olan bütün cesaretimizle her önümüze çıkanı alt etme hırsımız, her sataşana had bildirme tutkumuz… İlmî olmaktan uzak, etikten yoksun, usul bilmez ve hakikat arayışından ziyade saplantılı bir anlayışla meydana düşen hastalıklı zihinlere karşı zafer kazanma hayali acaba ne kadar gerçekçi?

Bir de bütün bunların peşinden koşarken eriyip giden ömür ve bizden beklenenler!

Geçmiş zaman içerisinde sıcak bir mevsimde çarşıda buz satan bir adam! Sermayesi sadece buz! Yüksek dağlara tırmanarak bin bir zahmetle elde ettiği eriyen bir sermaye! Zamana karşı bir yarış var. Bir süre sonra adamın adeta feryat edercesine şöyle seslenmeye başladığı görülür: “Sermayesi eriyen şu adama merhamet edin! Sermayesi eriyen şu adama merhamet edin!” Ve onun bu endişeli seslenişini duyduktan sonra şu ayet-i kerimelerin manasını gerçekte o zaman öğrendiğini itiraf edenler var:

“Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir.).” (Asr, 103/1-3)

Velhasıl daha ölçülü, daha düşünceli, daha dikkatli…

 


* BENZER KONULAR

Saadet Asrı Adanmış Hayatlar Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:10:20 ÖÖ]


İhsan ve Tefekkür Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:03:23 ÖÖ]


Takva ve Muttaki Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:58:21 ÖÖ]


Tam bir teslimiyet Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:53:57 ÖÖ]


İman ve Mü’min Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:43:37 ÖÖ]


Evlilikte Amaç Ne Olmalı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:39 ÖÖ]


En Şiddetli Düşman Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:02:48 ÖÖ]


Komşu Komşunun Külüne Muhtaç Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:30 ÖÖ]


Yaratılış Gâyemiz İbâdettir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:45:12 ÖÖ]


Rıfat Kaynak - Single Eserleri 320 + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:32:12 ÖS]


Diyetisyen Gözüyle Hamileliğe Hazır Mısınız Gönderen: anadolu
[Dün, 06:18:47 ÖS]


Peygamber’le Birlikte Yaşamak İçin Gönderen: anadolu
[Dün, 06:10:25 ÖS]


Yetimin Duyguları Gönderen: anadolu
[Dün, 05:46:08 ÖS]


Ölüm Var Ölümden Ölüme Fark Var Gönderen: anadolu
[Dün, 05:41:21 ÖS]


Nefis Mücadelesi Gönderen: anadolu
[Dün, 05:36:00 ÖS]


Alkolsüz Bir Hayat Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:03:57 ÖÖ]


Ümmetimin Zayıf mü’minleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:48:51 ÖÖ]


Yüksek Tansiyonda Psikolojik Faktörler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:27:08 ÖÖ]


Uyku Bozuklukları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:20:53 ÖÖ]


Bu Dünya Bir İmtihân Yeridir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:06:47 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41