Gönderen Konu: Siyasi güç ve önemi  (Okunma sayısı 639 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Siyasi güç ve önemi
« : Haziran 03, 2017, 09:14:43 ÖS »
Siyasi güç ve önemi

Çok önemli ve hassas olan bu mesajımıza bir hadis-i şerif ile başlıyorum:

“Allah, sizin için üç şeyinizden hoşnut olur: 1. Hiçbir şeyi ortak koşmadan O’na ibadet etmeniz.2. Dağılmaksızın toptan Allah’ın ipine sarılmanız. 3. Allah’ın, işinizi havale ettikleriyle öğütleşmeniz.” (Müslim, Akdiye, 10)

Siz değerli okuyucularımıza İbn Teymiye’nin es- Siyasetü’ş-Şer’iyye isimli eserini tavsiye ederek mesajıma başlıyorum. İnşaallah hayırlara vesile olur.

Kureyş Suresinin son ayetinde mealen: “Kendilerini açlıktan kurtararak doyuran, korkudan kurtararak emniyete kavuşturan Allah’a kulluk ve ibadet etsinler” buyruluyor.

Mü’min Suresinin 26. ayetinde mealen: “Firavun: Bırakın beni, Musa’yı öldüreyim. Rabbine dua etsin de kendisini kurtarsın. Ben, onun, sizin inançlarınızı, rejiminizi değiştireceğinden, ülkede, yeryüzünde karışıklık çıkarılmasından, fesat çıkaracağından korkuyorum, dedi.” Firavun’un bu çıkışına, tarihi seyirde Firavun mantığı denilmiştir.

Eflatun’un: Ahiretsiz devlet anlayışı....

Emevi’lerden Abdulmelik’in mantığı: Namaz kılın, hacca gidin... Ancak (Devlet binasını eliyle işaret ederek) bu binaya karışmayın, tavrı...

1928 Ağustosunun yüz kızartıcı tavrı: Türkiye’nin yeni amentüsü (Türkiye için ahret günü olmadığına iman ederim) mantığı ve “Kâbe Arab’ın olsun, Çankaya bize yeter” inancı.

Ölmüş olan Kamer Genç’in, meclisteki sözü: “Allah, göklere karışsın, yeryüzünü biz idare ederiz...”

Çok değerli kardeşlerim. 1982-2016 tarihi arasında gitmediğim belde sadece Hakkâri oldu. Yol güvenliği sebebiyle jandarma izin vermedi. Şunu demek istiyorum: İstisnalar kaideyi bozmaz... Nereye gittiysem, partiye oy vermenin, siyasete bulaşmanın küfür olduğunu söyleyenlerin, ele aldığı ciddi bir hizmetini görmedim. Oturduğu yerden veryansın ediyorlar sadece...

Çok kısa olarak şunu söylemek isterim ki, kavramlara ve kavramların üzerinde kurulduğu şeye değil, onun anlamına ve ondan amaçlanana bakmak gerekir, isme değil, ismin verildiği şeye bakmak gerekir. Hz. Ömer döneminde, Beni Tağlib kabilesi cizye olarak bir nevi İslam Devletine vergi veriyordu. Kabile başkanı cizye isminden rahatsız olduğunu, bu kelimenin sadaka ismiyle değiştirilmesini teklif etti. Hz. Ömer, bunda bir sakınca görmeyip onayladı. Ve şöyle dedi: Bunlar ahmak bir kavimdir. İsimden yüz çevirip manaya razı oldular.” (İslam’da Zekât fıkhı: 27708. Yusuf Kardavi.)

Önümüzde çok büyük imkanlar oluştu. Buyurun, hodri meydan.Din adına ne yapılmak isteniyorsa serbest. Devlet ve devlet kurumları bir taraftan insanlaşırken; diğer taraftan insanlarımız ise devletleşmektedir. İstenen bu değil mi? Yani insanlaşmış devlet, devletleşmiş insan...

Bugün siyasi güç, devleti, vatandaşın emrine vermiyor mu? Siyasi güç, iktidar gücünü elde etmek için mücadele etmiyor mu? Zamanla inşallah, Müslüman halkımızın ortak iradeleri, Allah’ın iradesinin frekansına girdiği an, bu iş bitmiştir. Verilen mücadelenin can damarı budur. Vesselam...

PEYGAMBERİMİZDEN BİR HADİS 

İbn-i Ömer (r.a)’den rivayet edildiğine göre, Rasûlûllah(s.a.v) şöyle buyurmuştur:

“İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah(c.c)’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed (s.a.v)’in Rasûlü olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve Ramazan orucunu tutmak.”

(Buhari, Îmân, 2; Tefsir, 2/30; Müslim, Îmân, 19-22)

BİZE DÜŞEN SORUMLULUK VE VAZİFELERİMİZ:

1. “Lailahe illallah Cennetin anahtarıdır. Fakat her anahtarın mutlaka dişleri vardır. Dişleri olan anahtarı getirirsen kapı sana açılır, yoksa açılmaz.” (Buhari, Cenâiz, 1) Hadis-iŞerifte belirtilen esaslar anahtarın dişleri mesabesindedir. O yüzden o esasları, şartları yerine geldikçe uygulamaya koymalıyız.

2. Din bir bütündür. Dinin korunması için, bütün emirlerini hayatın her alanına intikal ettirme zaruretimiz vardır.

3. İslam; itikad, ibadet, ahlak ve muamelatıyla bir bütünlük arz eder. Diğer dinlerde olduğu gibi parçalanmak İslam Dini için düşünülmemelidir.

GÜNLÜK HAYATIMIZA PRENSİPLER VE FIKHİ KAİDELER

Hastalık veya başka sebeple oruç tutamayanlar, bir aylık fidye tutarını bir fakire verebilirler.

Kadınlarda bilekten yukarı, topuktan yukarı açılırsa namazları bozulur. Dikkat etmek lazım. Bir de başlarını örttükleri çok ince tülbent, saçın görülmesine vesile oluyorsa, namaz bozulmuş demektir...

Falan şahıs, falan kimse geliyor diye önünde kesilen hayvanın eti yenmez. Murdar hükmündedir.

Abdullah Büyük.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41