Gönderen Konu: Kim Göül Yıkar İse  (Okunma sayısı 182 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

anadolu

  • Ziyaretçi
Kim Göül Yıkar İse
« : Temmuz 04, 2020, 08:50:15 ÖÖ »
İki Cihan bedbahtı - Kim Göül Yıkar İse

Mümin; Yüce Yaratıcı’nın Bürhân-ı Nâtık olan peygamberi aracılığıyla Ahsenü’l-Hadîs olan kitabında iki cihan saadetinin tahsili için gönderilen hakikatlere bütünüyle inanıp teslim olan kişidir. Bu teslimiyetle; ahireti kazanma yolunda kendisine sermaye olarak verilen hayat nimetinin kadrini bilip o minvalde bir ömür tüketme çabası içinde, önüne çıkan nefis ve şeytan engelini aşma mecburiyetindedir. Bunun bilincinde olan kişi, nefes alıp verdiği her saniye içinde, yaptığı veya yapmadığı en ufak hayrın veya en küçük kötülüğün, kıyâmet gününde kılı kırk yararcasına sorulacağını bilir. Zira iman ettiği kitapta: “Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin, kullara (zerre kadar) zulmedici değildir.” (Fussilet, 41/46.), “İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz…” (İsra, 17/7.) buyurulmaktadır.

Bu emirlere muhatap olan mümin, iyiliği önce kendi nefsinde, sonra da bilcümle âlemde hâkim kılmayı kendine şiar edinir. İyilik, yaratılan her şeyi Yaratan’ın emaneti telakki ederek, emanete riayette hassas davranmaktan başka nedir ki zaten? Bu düşüncede olan bir gönül, irtibatta olduğu cümle gönülleri nazargâh-ı ilahi olarak bilip kalp kırmaktan sakınır. Böylece gönlünü, dert çeken ızdıraplı ve yorgun gönüllerin huzura kavuştuğu, sürur bulduğu bir dergâh hâline getirir. Çorak gönülleri, gönlünden sızan abıhayat ile sular. Kurumuş sineleri ilahi aşk denizine daldırarak yeşertir. Zulümâta gark olmuş yürekleri, sinesinden yayılan sevgi ziyâsıyla aydınlatır. Enaniyet bürudetiyle donmuş kalpleri, muhabbet ateşiyle ısıtır. Tıpkı Derviş Yunus gibi: “Yunus Emre der hoca, gerekse bin var hacca / Hepisinden iyice, bir gönle girmektir” der ve gönüllerin kapısını zorlar.

Gönlü kötülük zulümatıyla kapkara olmuş, iyilik ziyasını bulamamış nadan ise hayatı boyunca ektiği rüzgârların fırtınalarını biçmekle uğraşır. Gönül tarlasına ektiği nefret tohumlarının ağulu meyvelerini toplar. Geçmişe şöyle bir baktığımızda, hayatını kötülük üzerine bina eden, dünyada sefa sürmek için herkese cefa çektiren kişilerin, zulüm ile abat olacağını zannedip ahirlerini berbat eylediklerini müşahede ederiz. Mevlana Hazretleri; zalimin, ahiretin tarlası hükmünde olan dünya toprağına serptiği zulüm tohumlarının ukbâ âleminde nasıl yeşereceğini şöyle ifade etmiştir: “Elinden bir mazlum yaralandı, zulüm gördü ise o zulüm cehennemde bir ağaç olur, ondan zakkum meyvesi husule gelir. Sen hiddete kapılıp gönüller kırdı, gönüllere ateş düşürdü isen, o ateş cehennem ateşinin mayası olur. Senin öfke ateşin bu dünyada insan yakardı. Ondan doğan cehennem ateşi de orada seni yakar, yandırır. Senin hiddet ateşin, burada, insanlara kastederdi. Ondan doğan cehennem ateşi de orada yine insana, yani sana saldıracaktır. Dünyada hiddete kapıldığın zaman ağzından çıkan yılan ve akrep gibi insan sokan sözlerin, orada yılan ve akrep olup senin kuyruğundan yakalayacaktır.”

Mümin; talip olduğu Hak rızasını tahsilin, ancak yaratılanların gönlüne girmek ile mümkün olacağını bilir. Bir gönle giremeyen kişinin cennete giremeyeceğinin bilincindedir. Mevlana Hazretleri ne güzel demiş: “Eğer bizi ve rızamızı istiyorsan, bunun ancak bir gönül kazanmaya bağlı olduğunu unutma!” Gönle girmek hakikaten çok mühimdir. Çünkü gönül ayine-i samettir. Molla Câmî’nin şu beytinde ifade buyurduğu hakikat penceresinden bakmak lazımdır gönle: “Bir gönül yapmak hacc-ı ekberdir. Binlerce Kâbe yapmaktan bir gönül almak daha iyidir. Kâbe Hz.İbrahim’in binasıdır. Gönül ise yüce Allah’ın nazargâhıdır.”

Kolay mıdır gönül kazanmak? Tabii ki zordur. Öncelikle sabır ister, emek ister, samimiyet ister, vefa ister, fedakârlık ister... Bazen ümitler söner, bazen beklentiler artar, bazen ne yaparsan yap bir arpa boyu ilerlenmez. Lâkin asıl böyle durumlarda bulunduğun yeri terk etmemektir sevgi.

İşte kararlılıkla yerini terk etmeyen, karşılık beklemeden hep veren, ömrünü sevmeye adayan kişi girebilir kilitli gönle. Ama esas mesele gönle girmek değil orada ebedî kalabilmektir... İçerideki tahta kurulabilmektir. Zira gönül, girilip çıkılan uğrak yeri değildir.

Bir gönlün nasıl kazanılacağının yolunu öğretir bize Hz. Mevlana, “Gönül kazanmak istiyorsan, sevgi tohumları ek. Cenneti kazanmak istiyorsan, yollara diken serpmekten vazgeç.” der. Zira sevgiyle açılır bütün kapalı kapılar, sevgiyle dirilir ölü gönüller, sevgiyle yeşerir kurumuş kalpler…

Kur’an, Efendiler Efendisi’nin gönle girme metodunu şöyle açıklamıştır anlamak isteyen gönüllere: “Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah’tan bağışlama dile…” (Âl-i İmran, 3/159.)

Allah’ın Elçisi (s.a.s.) de: “Mümin, başkasıyla hoş geçinen ve kendisiyle hoş geçinilen kişidir. İnsanlarla güzel geçinmeyen ve kendisiyle güzel geçinilmeyen kimsede hayır yoktur.” (Ahmed, Müsned, 2/400, 5/225.) “(İyi) Müslüman, dilinden ve elinden diğer Müslümanların güvende olduğu kimsedir.” (Buhari, İman, 4/10; Müslim, İman, 65/162.) ifadeleriyle gönle girecek vasıfları sıralamıştır.

Bu hakikatlere göre; insanlara karşı hoşgörüsüz ve geçimsiz, hayvanlara karşı merhametsiz ve acımasız davranan biri Yaratan’ın sevgisine erebilir mi? Mevcudata emanet gözüyle bakmayan Hakk’ın rızasına kavuşabilir mi? Rahmet nazarı kör olan, Hakk’ın rahmetini bulabilir mi?

Rızaya eremeyen cennete girebilir mi?


 


* BENZER KONULAR

Birbirimizin Hem Cenneti Hem de Cehennemi Olabiliriz Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:48:55 ÖÖ]


Kulluk Şuuru Nasıl Oluşur Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:44:55 ÖÖ]


Şeytanın Büyücülüğü Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:41:01 ÖÖ]


Birliğe Çağrı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:35:09 ÖÖ]


Ahirete İmanın Mü’mine Kazandırdıkları Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:29:15 ÖÖ]


Sen Değerlisin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:19:59 ÖÖ]


Evlilik İnsanı Mükemmelliğe Ulaştıran Hızlı Yollardan Birisidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:58:11 ÖÖ]


Müslümanım Diyen Ey Hanımlar Kızlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:51:18 ÖÖ]


Birçok Kadın Kocasını Birçok Rrkekte Karısını Cennetlik Etmiştir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:45:05 ÖÖ]


Hesap Günü İyice Yaklaştı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:33:16 ÖÖ]


Kırık Kalple Yapılan Dualar Makbuldür Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:20:47 ÖÖ]


Ertuğrul Erkişi - Safahat`tan Şarkılar 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:41:49 ÖS]


İslâm Kadına En Büyük Değeri Vermiş Şerefli Yaşamasını Sağlamış Gönderen: anadolu
[Dün, 08:16:41 ÖÖ]


Çocukla İletişim Kurarken Ona Saygı Duymak Değer Vermek Gerekir Gönderen: anadolu
[Dün, 08:08:13 ÖÖ]


Mümin Bir Erkek, Mümin Kadına Kızıp Darılmasın. Gönderen: anadolu
[Dün, 08:03:19 ÖÖ]


Çocukların Namaz Eğitimi Gönderen: anadolu
[Dün, 07:57:19 ÖÖ]


Namazını Sapasağlam Koruyanalr Gönderen: anadolu
[Dün, 07:50:26 ÖÖ]


Bu Din Sadece Camilerin Dini Değil Hayatın Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:38:19 ÖÖ]


İslam Gariplerin Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:29:34 ÖÖ]


Komşunuzu İhmal Etmeyin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:21:38 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41