Müslüman Genç ve Arkadaşlık

[fanidunya]

Müslüman Genç ve Arkadaşlık

Arkadaşlık, dostluk, küçükten, büyüğe her yaşta insanların birbirleriyle olan en samimi, dostane, sırların paylaşıldığı, beraber üzülüp, beraber sevinildiği, hayallerin, umutların ve geleceğe ait planların yapıldığı, Allah'ın insanlara verdiği en güzel nimetlerden biridir.

Hele islam'da arkadaşlık, Allah'ın lütfü ile dinde kardeşlik seviyesine yükselir ki, bu makam Allah'ın ayetlerinde, Resulün hadislerinde övülmüş ve Müslümanların  Arkadaş/Kardeş olmaları teşvik edilmiştir.

Hayat önderimiz, yegane Rehberimiz Resulü Ekrem (s.a.v.) her şeyde olduğu gibi, islam kardeşliğini, arkadaşlığı bize en güzel bir şekilde öğretmiştir.

Kurtuluş önderimiz Medine'ye Hicret ettiğinde, islam toplumunun ihyası için üç önemli karar aldı ve bunu Müslümanlar hayatlarına en güzel bir şekilde tatbik ettiler.

Bunlar sırası ile şunlar idi :

1)Mescid yaptırdı, ki Müslümanların birliği sağlansın.

2)Kardeşlik ilan etti, ki Müslümanlar birbirlerini sevsinler ve sorunlarını beraber halletsinler.

3)Kafirlerle anlaşma yaptı, ki kafirler Müslümanların güç ve otorite olduğunu anlasınlar.(1)

Görüldüğü gibi hayat öğretmenimizin Medine'de ilk yaptıklarından ikincisi, Mekkeli Müslümanlarla Medineli Müslümanları kardeş ilan etmesidir.

Efendimizin öğretileri doğrultusunda arkadaşlık ve kardeşliği oluşturan ve muhafaza eden müminler, dünyada bir benzeri olmayan Asrı saadet'i oluşturdular. Bu sayede kısa sürede zaferden zafere koştular.

Çünkü Allah (c.c.) onlara arkadaşlık, kardeşlik nimetini vermişti. Bakın bu konuda hayat kaynağımız. Kur’ân'da rabbimiz ne buyuruyor.
"Onun nimeti sayesinde KARDEŞ oldunuz."  (2)

Bu nimete sahip çıkan ve hayatlarına aktaran Müslümanlar, yeryüzünde ezilmeden, huzur içinde yaşamışlar ve insanları da huzur içinde yaşatmışlardır. 

Ne zaman Müslümanlar Allah rızası için olan kardeşliklerini, sevgi ve nefretlerini terk edip, dünyaya meylettiler, işte o zaman Allah o güzel nimetlerini üzerimizden aldı.

Ümmet dağıldı paramparça oldu, aramıza sınırlar örüldü, izzetli bir hayattan, rezil olan hayata, adaletli kanunlardan, zalim kanunlara, ahiret sevgisinden dünya sevgisine, bereketli bir hayattan bereketsiz bir hayata alışmak zorunda kaldık.

Ümmetin tekrar dirilmesi, izzet ve şerefine tekrar kavuşması için arkadaşlık kardeşlik bağlarını, Asrı Saadet bağıyla bağlamamız lazımdır.

Bunu en iyi başaracak olanlarda Müslüman gençlerdir. Müslüman genç her amelinde olduğu gibi arkadaşlık bağlarında da öncelikle davayı İslam'ı düşünür. Gençliğin hızla yaratılış gayesinden, inancından, çevresinden, kimliğinden uzaklaştığı bir zamanda hayatını islama adayan gençlere büyük sorumluluklar düşmektedir.   

 Müslüman genç'in Arkadaş/ dostluğu dünya sevgisinin dünya menfaatlerinin üzerindedir. Kalbini, fikrini, zikrini, amelini Allah(c.c.) teslim etmiş olan Müslüman gencin arkadaşlık ölçüsü de elbette ki Allah'ın emrine resulün sünnetine uygun olacaktır.

 Müslüman genç itikadında ve amelinde çevresine nasıl örnek olması gerekiyorsa, arkadaşlık ve dostlukta da güzel bir örnek teşekkül etmelidir.     
 Arkadaş seçiminde titiz ve dikkatli davranmalı,ölçüsü toplum değil Allah ve resulü olmalıdır.

 Arkadaş seçiminde dikkatli davranmayanlar, bir müddet sonra arkadaşındaki kötü hasletlerden, ya kendisine sirayet etmekte, yada çevresi rahatsız olmaktadır.

 Bakın alemlere rahmet efendimiz ne buyuruyor.

"iyi arkadaşla, kötü arkadaş misali, misk taşıyanla, körük çeken insanlar gibidir." (3)

 Misk sahibi ya sana kokusundan verir,veya sen ondan satın alırsın. Körük çekene gelince ya senin elbiseni yakar, yahut ta sen onun pis kokusundan alırsın…

 Arkadaş/dost edinenin inancı, yaşantısı, siyasi görüşü çok önemlidir. Bununla alakalı olarak dostumuz, yarenimiz Resulü Ekrem efendimiz şöyle buyuruyor

 "kişi dostunun dini üzeredir. Öyle ise her biriniz dost edindiği kimselere dikkat etsin"  (4)     

 Müslüman genç çevresinin etkisinde kalan değil çevresini etkileyerek adaletli ve ahlaklı bir çevre oluşturandır.

 Müslüman gencin arkadaşlık ilişkilerinde, kendi çıkarlarından ziyade kardeşini düşünen, nefsini ona tercih eden, kardeşi tökezlediği zaman onun elinden tutan, sırrını sır derdini dert bilen, hatalarını kusurlarını nasihatle düzelten, tatlı sözünü güler yüzünü ondan esirgemeyendir.

Müslüman gencin arkadaşlığı sadece Allah rızası içindir. Arkadaşlığın temelinde imandan gelen karşılıksız bir sevgi vardır. Bu konuda Resulü Ekrem (s.a.v.)efendimiz şöyle buyuruyor

"Nefsin yed'i kudretinde olan zat'a yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz birbirinizi sevmedikçe iman etmiş sayılmazsınız"  (5)

Sevginin temelinde iman olunca iman edenlerin hepsinin kalbinde Müslüman kardeşine karşı mutlaka adaletli bir sevgi olmalı. Müslüman genç arkadaş ve dost olarak sadece Müslümanları sever. Yaratıcımız ve yegane ilahımız kitabı kerimde şöyle buyuruyor.

"Müminler müminlerden ayrılıp kafirleri dost edinmesin bunu her kim yaparsa Allah'la ilişiği kesilmiştir."  (6)

 "ey iman edenler Yahudileri ve Hıristiyanları da veli (dost, yönetici)ler edinmeyiniz. Onlar (ancak) birbirlerinin dostlarıdırlar.İçlerinizden kim onları veli edinirse o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez."  (7)

 Günümüzde çeşitli ideolojileri savunan, batıl ideolojilerin (sosyalizm, kapitalizm, laiklik, demokrasi vs. vs.) savunucuları ve taraftarları da Müslüman gencin arkadaşı, dostu ve kardeşi olamaz.

 Bu konuda Allah'ın elçisi müminlerin efendisi (s.a.v.)şöyle buyuruyor


"Sadece müminle arkadaşlık et.(öyle ki)senin yemeğinden sadece muttaki olan yesin"  (

 Bütün bunlardan da anlaşıldığı gibi Müslüman ancak müslümanı dost ve arkadaş edinmelidir. Bu dostluk ise sözde kalmamalı, fiillere dökülerek, birbirleriyle kaynaşarak gerçek sevgiyi yakalamalı ve çevrelerindekilerin imrendiği onların katılmak istediği bir arkadaşlık ve dostluk grubu oluşturulmalıdır.

 Hedef ve gayesi davayı islamı yeryüzüne hakim kılmak isteyen Müslüman genç şunu unutmamalı ki bir toplumun değer ve yargıları değişmeden o toplumu değiştiremezsin.

 Bunu başarabilmen için de davayı çok iyi öğrenip, davadaşlarınla bir araya gelip savunduğunuz davanın bütün güzelliklerini hayatınıza fikrinize zihninize kalbinize tatbik edeceksiniz ki, toplumdaki diğer fertlerde, yaşayan, canlı, aktif, sevgi bağları kuvvetli, sorunlarını sıkıntılarını çözen, karşılıksız sevgi ve yardım bağlarının olduğu islami bir topluluğu görerek ona yönelsin.

 Gençler, unutmayalım ki bu ümmetin kurtuluşu eski şanlı günlerine dönüşü islam sancağının yeryüzünün her parçasına dalgalanışı sizlerin omuzları üzerinde bir sorumluluk ve görev olarak durmaktadır.

 Gençler, şunu iyi bilin ki bu görevi sizden başka yapacak olan da yoktur. Bu tevhidî imanî görevin yarını da yoktur. Yarına erteleyenler de mazide kalmaya mahkumdurlar.

 Gençler, bu dava oyalananları, bekleyenleri, duraklayanları, sonra yaparım diyenleri, bensiz de olur diyenleri, işlerimi bitireyim sonra diyenleri beklemez, bekleyemez.

 İslam davasını sahiplenmiş Müslüman gencin gıdası, enerjisi ise, ilmi, ameli, kardeşlik bağları ve adaletidir. 

Gençler, bu dava yoluna ilimsiz, amelsiz, sevgisiz ve adaletsiz çıkılmaz. Çıkanlar ise yolda dökülmeye bitmeye dönmeye mahkumdurlar.

 Gençler bu yolda yorulanları, tökezleyenleri tekrar canlandıran, düşerken elinden tutan, yegane güç, islam kardeşliği ve adaletidir.

Müslüman genç bütün bunları yaşarken hem dünya yarınını hem de ahiret yarınını düşünür. Hesap günü şuuruyla amel eder.   

 Rabbimiz Allah, ahirette en güzel nimetleri ve övgüleri, dünya hayatında sadece Allah için birbirlerini seven islam kardeşliğini teşekkül ettirenlere veriyor.

 Hayat önderimiz Resulü Ekrem (s.a.v.) şöyle buyuruyor.

"Allah tebareke ve teala hazretleri şöyle hükmetti. Benim rızam için birbirini sevenlere benim için bir araya gelenlere benim için birbirini ziyaret edenlere ve benim için birbirlerine harcayanlara sevgim vacip olmuştur."  (9)     

 Allah (c.c.)sevgisini kazanmak onun rahmetine affına kavuşmak, işte bütün bunlar islam kardeşliğini teşekkül ettirip bir araya toplanarak onun adını yüceltmek için çalışmalara bağlanıyor.

 "Allah'ın kulları arasında bir grup vardır ki onlar ne peygamberdir, ne de şehitlerdir. Üstelik kıyamet gününde Allah indindeki makamların yüceliği sebebiyle Orada bulunanlar sordu: Ey Allah'ın resulü onlar kim bize haber ver! dediler.

 Onlar aralarında ne kan bağı, ne de birbirlerine bağışladıkları bir mal olmadığı halde, Allah'ın ruhu (kur'ân) adına birbirlerini sevenlerdir.   
 Allah'a yemin ederim ki onların yüzleri mutlaka nurdur. Onlar bir nur üzerindedirler. Halk korkarken onlar korkmazlar. İnsanlar üzülürken onlar üzülmezler." (10)

 Arkadaş ve dostunu iyi seçip kamil bir manada islam kardeşliğini oluşturanlara selam olsun.

---------------------------------------------------------------------------

1) Fıkhüs siyre: M.Ramazan S.El Buti 5. 213.

2) Al-i İmran/103. 3) Buhari Büyü 38 zehaih

31müslim, Birr 146 K.Sitte c.9/350.
4) K.Sitte c.9/353.

5) Müslim İman 93 Ebu Davud Edeb 142 Tirmizi İstihzan 1.k. Sitte c.9/350.

6) Al-i İmran 28.

7) Maide/ 51.

K. Sitte c.9/353.

9) K. Sitte c.9/366 Muvatta şir 16.

10) K. Sitte.c.9/368 Ebu Davud Büyü 78