Gönderen Konu: Mülkün Gerçek Sahibi Karşısında Haddi Aşmamak  (Okunma sayısı 240 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Mülkün Gerçek Sahibi Karşısında Haddi Aşmamak
« : Şubat 21, 2020, 07:32:50 ÖÖ »
Mülkün Gerçek Sahibi Karşısında Haddi Aşmamak

“Sehl b. Huneyf’in Hz. Âişe’den rivayetine göre Rasulüllah (s.a.s.) şöyle dedi:”

“Sayma, sayarak verme! Yoksa Allah da sana sayarak verir.”
(Nesai, Zekât, 62.)

KİMSENİN geri çevrilmediği peygamber kapısına bir dilenci gelmişti. Medine’nin en bereketli evinden verilecek sadakanın getirilmesini bekliyordu. Çok geçmeden sadaka getirildi. Müminlerin annesi Hz. Âişe dilenciyi yanına çağırarak ona ne verildiğine baktı. O sırada Allah Rasulü de oradaydı. Hz. Âişe’ye, “Evine senin haberin olmadan hiçbir şeyin girip çıkmasını istemiyorsun öyle mi?” dedi. Hz. Âişe de “Evet.” diyerek cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber sevgili eşine şu uyarıda bulundu: “Ey Âişe, yavaş ol! Sayma, sayarak verme! Yoksa Allah da sana sayarak verir.” (Nesai, Zekât, 62.)

Hz. Peygamber müminlerin annesi Hz. Âişe’yi sayarak vermemesi konusunda uyarmıştı. Çünkü sayarak vermek cimrilere mahsus bir davranıştı. Kullarına sayısız nimetler bahşeden, hesapsız lütuf ve ikramda bulunan, mülkün gerçek sahibi Rabbinin cömertliği karşısında bu dünyaya imtihan için gönderilen insanın sahip olduğu mal ve servetle şımararak hesap yapıp cimrilik etmesi yakışık almazdı. Allah (c.c.) kullarına nasıl ihsanda bulunduysa O’na iman eden kullarına düşen de aynı şekilde ihsanda bulunmaktı. (Kasas, 28/77.) İmanla dolu bir kalpte cimrilik asla yer bulamamalıydı. (Nesai, Cihad, 8.) Rasulüllah’ın ifade ettiği üzere önceki ümmetleri günaha iterek helake götüren cimrilik sakınılması gereken bir hastalıktı. (Ebu Davud, Zekât, 46.)

İnsanların en cömerdi olan Allah Rasulü, kendisinden bir şey istendiği zaman asla “yok” demezdi. (Müslim, Fedail, 50, 56.) Öyle ki sırtındaki hırkasını isteyen bir sahabiyi kırmayıp ona hediye gönderecek kadar düşünceli ve merhametliydi. (İbn Mace, Libas, 1.) Evinde kesilen bir koyunun ön kolu hariç etinin tamamının komşularına dağıtıldığını öğrendiğinde, “(Demek ki) ön kolu hariç tamamı (bize sevap olarak) kalmıştır.” diyebilecek kadar erdemliydi. (Tirmizi, Sıfatü’l-kıyame, 33.) Cömertliğiyle insanları kendine hayran bırakır, imandan yoksun en katı kalpleri bile İslam’a ısındırırdı. (Buhari, Zekât, 50; Tirmizi, Zekât, 30; İbn Hanbel, III, 107, 303.) Yüce Allah’ın kullarına karşı çok cömert olduğunu hatırlatır (Tirmizi, Edeb, 41.), cimrilik illetinden de yalnızca O’na sığınırdı. (Buhari, Deavat, 37.)

İnfakın yani Allah rızası için yapılan harcamaların ölçüsü bellidir. “İnfak et, ben de sana infak edeyim.” buyrulur kutsi bir hadiste. (Buhari, Tefsir, (Hud) 2; Müslim, Zekât, 36.) Bu takdirde verdiğinin hesabını yapma gafletine düşmemek gerekir. Zira Yüce Allah hayır olarak verilen ne varsa yerine bir başkasını vereceğini (Sebe’, 34/39.) ya da karşılığının tam olarak verileceğini ve infakta bulunan kimsenin asla haksızlığa uğratılmayacağını vaat eder. (Bakara, 2/272.) Hatta mallarını Allah yolunda harcayanların durumunu, yedi başak bitiren ve her başağında yüz tane bulunan bir tohuma benzeterek dilediğine kat kat vereceğini müjdeler. (Bakara, 2/261.)

Malını Allah yolunda harcamakla yükümlü kılınan insanoğlu karşılığında kat kat mükâfatla müjdelense de kimi zaman zorlanır sahip olduklarını başkalarıyla paylaşmaya. Nitekim yaratılıştan kıskançlık ve bencilliğe elverişli kılınan insan (Nisa, 4/128.) büyüdükçe beraberinde mal sevgisi de büyümektedir. (Buhari, Rikâk, 5.) Bu sevgi dizginlenemez bir hâl alıp Allah sevgisi, cömertlik, paylaşma ve ikram gibi ulvi duyguların önüne geçtiğinde ise cimrilik hastalığına yakalanmak artık kaçınılmazdır. Hâl böyle olunca Yüce Allah’ın, “De ki: Rabbimin rahmet hazinelerine eğer siz sahip olsaydınız, tükenir korkusuyla cimrilik yapardınız.” (İsra, 17/100.) uyarısında bulunması oldukça manidardır. Bu durumda infak erdemini kazanmak insanın hem kendi iyiliği hem de nefsinin cimriliğinden korunması için gereklidir.

Teğabün, 64/16.) Buna rağmen cimrilik yapan ancak kendi zararına cimrilik yapmış olur. (Muhammed, 47/38.) Cimriliğin kendileri için hayırlı olduğu yanılgısına kapılanlar, cimrilik ettikleri şeyin kıyamet günü boyunlarına dolanacağı (Âl-i İmran, 3/180.) uyarısını da unutmamalılardır.

Allah Rasulü mal hırsının cömert ile cimri insan psikolojisi üzerindeki etkisini demir zırh benzetmesiyle şöyle ifade eder: “Cimri ile Allah yolunda harcama yapan kimsenin hâli, üzerlerinde demirden birer zırh bulunan iki adamın haline benzer: Cömert olan bir hayırda bulunmaya niyet ettiğinde üzerindeki zırh öyle genişler ki (önceki dar hâlinden kalma) izler bile silinir gider. Cimri bir hayırda bulunmak istediğinde ise üzerindeki zırh büzüşür, elleri köprücük kemiklerine yapışacak gibi sıkışır ve zırhın her halkası yanındaki halkayı sıkıştırır.” (Müslim, Zekât, 77.) Cömert, malını başkalarıyla paylaşmanın verdiği iç huzuruyla rahatlar ve insanlar üzerinde bıraktığı olumlu intiba sayesinde de başka bir kusuru varsa bile artık gizli kalır. Buna karşılık cılız da olsa hayırda bulunma isteği hisseden cimri her defasında bundan vazgeçer ve insanlar üzerinde bıraktığı olumsuz intiba nedeniyle kusuru daha da belirgin hâle gelir. Vicdanen içinde bulunduğu çıkmazın ve mal hırsının dayanılamaz ağırlığı altında ezildikçe ezilir.

Sadaka verirken, yardımda bulunurken verdiğinin hesabını yapmak ve hesapçılığı alışkanlık hâline getirmek insanı malının kölesi eder. Malına köle olan kişi artık iflah olmaz bir hastalık olan cimriliğin pençesine düşmüş demektir. Hâlbuki mülkün gerçek sahibi Allah’tır. İnsan ise O’nun bahşettiği sayısız nimetin yalnızca emanetçisi konumundadır.

Bu durumda insana düşen, emanetin gerçek sahibi karşısında haddini aşmadan malını O’nun rızasına uygun şekilde harcamaktır.

 


* BENZER KONULAR

Birbirimizin Hem Cenneti Hem de Cehennemi Olabiliriz Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:48:55 ÖÖ]


Kulluk Şuuru Nasıl Oluşur Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:44:55 ÖÖ]


Şeytanın Büyücülüğü Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:41:01 ÖÖ]


Birliğe Çağrı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:35:09 ÖÖ]


Ahirete İmanın Mü’mine Kazandırdıkları Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:29:15 ÖÖ]


Sen Değerlisin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:19:59 ÖÖ]


Evlilik İnsanı Mükemmelliğe Ulaştıran Hızlı Yollardan Birisidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:58:11 ÖÖ]


Müslümanım Diyen Ey Hanımlar Kızlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:51:18 ÖÖ]


Birçok Kadın Kocasını Birçok Rrkekte Karısını Cennetlik Etmiştir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:45:05 ÖÖ]


Hesap Günü İyice Yaklaştı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:33:16 ÖÖ]


Kırık Kalple Yapılan Dualar Makbuldür Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:20:47 ÖÖ]


Ertuğrul Erkişi - Safahat`tan Şarkılar 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:41:49 ÖS]


İslâm Kadına En Büyük Değeri Vermiş Şerefli Yaşamasını Sağlamış Gönderen: anadolu
[Dün, 08:16:41 ÖÖ]


Çocukla İletişim Kurarken Ona Saygı Duymak Değer Vermek Gerekir Gönderen: anadolu
[Dün, 08:08:13 ÖÖ]


Mümin Bir Erkek, Mümin Kadına Kızıp Darılmasın. Gönderen: anadolu
[Dün, 08:03:19 ÖÖ]


Çocukların Namaz Eğitimi Gönderen: anadolu
[Dün, 07:57:19 ÖÖ]


Namazını Sapasağlam Koruyanalr Gönderen: anadolu
[Dün, 07:50:26 ÖÖ]


Bu Din Sadece Camilerin Dini Değil Hayatın Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:38:19 ÖÖ]


İslam Gariplerin Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:29:34 ÖÖ]


Komşunuzu İhmal Etmeyin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:21:38 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41