Gönderen Konu: Örneklik ve Temsil İhtiyacımız 1  (Okunma sayısı 79 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5745
Örneklik ve Temsil İhtiyacımız 1
« : Mart 03, 2022, 09:55:14 ÖÖ »
Örneklik ve Temsil İhtiyacımız  1

Toplumu yönetenlerin, rehberlerin, temsilci konumundakilerin ilim ve ahlâk sahibi olmalarının önemi tartışılır mı?

Nasıl ki bedendeki kalp doğru olduğunda, tüm organlar doğru olursa, bunun gibi halkın kalbi konumundaki ulûlemir/ulema, ümera doğru olduğunda da tüm ülkede iyilik ve adalet olur. Aksi halde zulüm mukadderdir.

“Ulema, enbiyanın mirasçılarıdır.” “İki zümre iyi olursa toplum da iyi olur. Yöneticiler, âlimler” (S.A.V.). Bu, her iki zümrenin de güzel ahlâklı olmalarının gereği ve önemi, ifadesidir.

“Siz ( halk) nasılsanız, yöneticileriniz de öyledir. İyi veya kötü...” buyurmuş, Peygamberimiz (S.A.V.). Ecdat da bu gerçeği: “Aş bozulursa tuz çare; tuz bozulursa ne çare?” cümlesiyle ifade etmiş.

Âlemlerin Rabbi dünyadaki hayatımızda sayısız nimetleri içinde en güzel “hayat tarzı”nı (din/yol/İslâm) biz insanlara teklif ve tavsiye buyurmuştur. Görevlendirdiği peygamberleriyle (elçileriyle) de bunu hem tebliğ ettirmiş hem de en güzel hayatın örnekliğini, elçilerinin şahsında göstermek lütfunda bulunmuştur.

İlk peygamberden itibaren son Peygambere (S.A.V.) kadarki süreçte, hem ahlâkı, hem de hukuku kemale erdirmiş, tamamlamıştır. Ve İslâm dininin tamamlandığını (Maide/3) Allah katında da tek hak/geçerli dinin İslâm olduğunu (Al-i İmran/19, 85) bildirmiştir.

İslam’ın, “ekmel” buyurduğuna göre eksiği de fazlası da yoktur. Ekleme ve çıkartma olamaz.

Olduğunda Allah’ın dini olmak özelliği bozulmuş olur. Dolayısıyla İslam hiçbir ideoloji, düzen, din ile ortaklık kabul etmez. Hiçbirine de benzemez. İlahi, eşsiz, benzersiz, özgün, evrensel ve mükemmeldir (tevhit).

Hayat kitabımızda ihtiyacımız olan her şeyin beyanı/açıklaması (Nahl/89, Hud/1, 2), misali/örneği (Kehf/54, İsra/89), bilgisi vardır. Çünkü “Kur’an tüm insanlara bildiri(mesaj)dir” (İbrahim/52).

“Tüm insanlara (âlemlere) bir zikir/öğüt, hatırlatmadır (Sad/87). Hz. Muhammed (S.A.V.) de sadece Araplara değil, tüm insanlara Allah Teâlâ’nın son elçisidir (Sebe/ 28, Cuma/3).

Tüm peygamberlerde insanlara rehberlik, örneklik de vardır. Kur’an-ı Kerim’de gerek Hz. İbrahim’in (A.S.), gerekse Hz. Muhammed’in (S.A.V.) örnekliğine dikkat çekilir.

En yüksek “ahlâki hamide”lerine vurgu yapılır. Biz mümin/Müslümanların da ilahi ahlâkla bezenen son peygamberin ahlâkıyla ahlâklanmamız tavsiye edilir. “O’nun (S.A.V.) ahlâkı, Kur’an ahlâkıydı.” Doğruluk, eminlik (güvenirlik) tebliğ, fetanet, ismet sıfatlarıyla muttasıftı. Görevlerini en güzel şekilde yaparken, bunun karşılığında diğer peygamber kardeşleri gibiydi. Karşılığında dünyalık bir “ücret” beklemiyordu (Sad/86). Rüşvet taleplerine, “Güneş’i sağ, Ay’ı da sol elime verseler, vazgeçmem...” diyordu. O’nun (S.A.V.) terbiyesini Rabbi yapmıştı. O’nu (S.A.V.) Rabbi övmüş, yüceltmişti (Ahmet, Mahmut, Muhammed, Mustafa’ydı). Tevhitte, namazda (tahiyyatta/teşehhüdde), ezanda... Miraçta, dualarımızda... O’nun şanı var...

Bahaddin Elçi.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5745
Ynt: Örneklik ve Temsil İhtiyacımız 2
« Yanıtla #1 : Mart 10, 2022, 09:38:34 ÖÖ »
Örneklik ve Temsil İhtiyacımız  2

Ulema, O’nun mirasçıları olarak, O’nun ahlâkıyla ahlâklananlardır.” Çağırdıkları, bildirdikleri, söyledikleri tüm hâl ve davranışlarına/işlerine yansır. Bildikleriyle amel etmeyen, ahlâklanmayanlar “kitap yüklü merkebe (eşeğe)” benzetilmiştir (Cuma/5).

Ne yazık ki, günümüzde “Rabbanî” âlimlere, şeyhlere rastlamak oldukça zor... Kötü örnekler, sömürücüler daha çok, piyasada. İslam’ı doğru olarak bilmeyenler de bunlara bakarak “Müslümanlık bu ise?!” diyorlar; dinden soğuyor, uzaklaşabiliyorlar.

Kur’an’da örnek insanlar (elçiler) yanında “örnek gençler”in kıssası da var (Kehf/9, 22). Zamanın hükümdarının zulmü karşısında tevhidi haykıran, tağutun rububiyetini reddeden sığındıkları mağarada üç yüz yıl uyutulan mücahit gençler... Umulur ki günümüzde ülkemizdeki “Anadolu Gençlik” bu yolda, gayrettedir.

Örnek toplum/ümmet tanımı ve tavsiyeleri var. “Hayra çağıran, iyilikleri emreden, kötülükleri de nehyeden topluluk...” Kurtulacak olanlardan... (Al-i İmran/104).

Ümmet-i Muhammed’i Rabbimiz, tüm insanlara şahit (örnek) olmamız için vasat (adil, mutedil, örnek) bir ümmet kılmıştır. Peygamberi (S.A.V.) de bizim üzerimizde şahit (örnek) kılmıştır (Bakara/143). Böylece her türlü ifrat ve tefritten korunmuş, ekleme ve çıkartmadan, bölünmekten (bid’at), öteki ideolojilerle sentezlenmekten, onlara benzemekten korunarak özgünlüğü sağlanmıştır.

Son Peygamber (S.A.V.) nasıl bize hayatın her alanında örnek olduysa, bizim de O’nun ümmeti olarak tüm insanlara O’nun örnekliğinde örnek olmamız tavsiye edilmektedir. Bugünkü “hali pür melâlimiz” ise, ne yazık ki, bu ideal örneklikten, temsilden uzak, hatta zıt görüntüdedir.

“Vasat ümmet” olmayı hak edebilsek, tüm insanlara sözle tebliğe ihtiyaç da kalmayabilir. Günümüzde söz çok, amel ve ahlâk ise çok nadirdir. Tebliğin en etkini fiili olanıdır.

Allah Teala “Kitabı (Kur’an’ı), kullarından seçtiklerine (ümmete veya âlimlerine) miras bırakmıştır...” (Fâtır/32).

“Muhammed ümmeti en hayırlı ümmet kılınmıştır. İyiliği emreder, kötülüğe engel olur ve Allah’a (sahih, hakkıyla) inanırsınız...” (Al-i İmran/110).

Örnek şehirden (memleketten) bahsedilir. “Şükür/itaat ettikleri için huzur, güvenlik ve refah içinde yaşıyorken, sonradan nankörlükleri sebebiyle korkular ve geçim sıkıntılarının” kuşattığı şehir sakinlerinden... (Nahl/112).

Günümüzde bir “örnek şehir” proje, deneme ve girişiminde gözüken Ordu eski milletvekillerinden Sayın Hasan Öz kardeşimize de tebrik ve başarı dileklerimizi sunuyoruz.

İmam-ı Gazali Hazretleri, “Allah-u Teala; elçilerini iyilikleri emretmek, kötülükleri nehyetmek göreviyle göndermiştir. İlahi hükümler de insanların ‘din, hayat, akıl, nesil ve mal temel haklarının korunması’ içindir” diyor.

Tüm peygamberler; zamanlarının zalim hükümdarlarına/ tağutlara karşı şirk ve zulmün kaldırılıp, tevhidin/adaletin ikamesi mücahedesi yapmışlardır.

Hz. İbrahim (A.S.) Nemrut’la, Hz. Musa (A.S.) Firavun’la, Hz. Muhammed (S.A.V.) de zamanının firavunu Ebu Cehil ile mücadele etmiştir. Ebu Cehil Mekke’de “şirk”, “cahiliye”, “zulüm” düzeninin temsilcisiydi...

İktidardakilerin (ululemir/ulema ve ümera), “İyilikleri emretmek, kötülükleri yasaklamak” (Hac/41), “Dini ikame etmek, tefrikayı önlemek...” (Şura/13), “Adaleti sağlamak...” (Nahl/90), “Allah’ın hükümleriyle hükmetmek...” (Maide/48, 50) görev ve sorumlulukları var.

Mademki, “biz kendimizi değiştirmedikçe, Rabbimiz bizi değiştirmiyor...” (Rad/11) o halde haydi kendimizi değiştirmeye, zulümden adalete, günahlardan sevaplara... Batıl yollardan “sırat-ı müstakim”e.

Bahaddin Elçi.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41