Gönderen Konu: Kaderde Yazdıysa Ben Niye Kötü Oluyorum  (Okunma sayısı 61 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 1960
Kaderde Yazdıysa Ben Niye Kötü Oluyorum
« : Mart 28, 2022, 09:26:19 ÖS »
Kaderde Yazdıysa Ben Niye Kötü Oluyorum

Hocam, Allah kaderime yazdıysa benim elimden ne gelir? Kaderde yazdıysa ben niye kötü oluyorum? Allah kötüleri sevmiyorsa neden yaratıyor? Allah biliyorsa neden kötülüklere engel olmuyor?

Bu ifadeler bazı insanlarca sıkça kullanılır. Hâlbuki kader gizlidir ve Allah’tan başka kimsenin onu bilmesi söz konusu değildir. Allah’ın yazması, bilmesi ve takdir etmesi demektir. Çünkü Allah için zaman ve mekân sınırı yoktur, dolayısıyla Yüce Allah geleceği ve geçmişi şu an gibi bilir. Bizim geleceğimizi bilemeyişimizin nedeni, zaman ve mekânla sınırlı oluşumuzdandır. Bu yüzden yaşadığımız anın ötesini ve bulunduğumuz mekânın dışını bilememekteyiz.

Biz bilemesek de Allah biliyor.

Allah’ın biliyor olması, söylendiği şekilde müdahale etmesi anlamına gelmez. Çünkü yarattığı insanı doğumdan ölüme kadarki hayat süresi içerisinde imtihan edeceğine ve iradesine müdahale etmeyeceğine dair O’nun sözü vardır. İmtihan, doğası gereği dışarıdan müdahaleye açık olmaz. Nitekim yarışma devam ederken yarışmacılara hiçbir şekilde müdahale edilmez. Eğer müdahale edilirse ya yarışma olmaktan çıkar ya da adaletsizlik yapılmış olur. Allah adildir; koyduğu kuralları keyfî değiştirmesi, imtihanın gidişatına müdahale etmesi ve daha da önemlisi kulunun iradesini sınırlaması ve onun özgürlüğünü elinden alması söz konusu değildir. Çünkü her şey imtihan şartları ve kulun imkânları dâhilinde işlemektedir. İmtihan bittikten sonra hesap sorulacak, iyilikler ve kötülükler ilahi ölçüye vurulacak, adalete uygun bir şekilde ceza veya mükâfat takdir edilecektir.

Bu durumda insan dünya hayatında her şeyi yapabilir mi?

Bunun cevabı tabii ki hayırdır. Çünkü insan ancak imkânları ve şartları oranında, yani gücü nispetinde bir şeyler yapabilir. İnsanın iradesinde sınırlama yoktur ama verilen imkânlar ve şartların sınırları bulunmaktadır. O yüzden gücü aşan irade veya niyet hayal kurmak anlamına gelir. Allah’ın rahmeti gereği kişi hayallerinden veya rüyalarından sorumlu değildir. Bunları teşebbüse dönüştürdüğünde, sözlü ve fiilî olarak gerçekleştirmeye kalkıştığında ancak sorumluluk ortaya çıkar.

Öyleyse bir şeyin iyi ve kötü olması bütünüyle insana mı bağlıdır?

Tam da öyle. Çünkü Yüce Allah bir olgu veya olayı yaratırken doğrudan iyi veya kötü değeri yüklemez. İnsanın yaptığı fiilin iyi veya kötü olması, insanın niyetine bağlı olarak ortaya çıkar. Diğer bir deyişle imkân ve şartları yaratan Allah’tır ama bunları kullanma niyet ve kastı insana aittir. İnsanın fiilini iyi veya kötü yapan da işte bu niyet ve kasıttır. Mahkemelerde bile suçun sübutu için kasıt unsuru aranır çünkü o belirleyicidir. Bir örnek verecek olursak mutlak anlamda adam öldürmek kötüdür. Ama savaşta vatanını, özgürlüğünü, dinini ve namusunu savunmak için düşmanı öldürmekle, barış zamanı geçerli hiçbir sebep yokken bir kişiyi öldürmek aynı değildir. Bu iki eylem arasındaki farkı oluşturan insanın niyeti ve amacıdır. Birincisinde övülen ve istenen biri işi yapma niyeti varken ikincisinde yasaklanmış olan ve yerilen bir fiili yerine getirme niyeti bulunmaktadır. Bundan dolayı birinci şekilde davranana kahraman, ikincisine katil denir. Hâlbuki her iki durumda da öldürmek hususunda bir fark yoktur, farklılık kişinin niyetinden kaynaklanmaktadır. Bu yüzden de kişi niyeti dolayısıyla ya iyi ya da kötü olmaktadır. Çünkü insanın yapıp ettiklerinin iyi veya kötü olmasını belirleyen kendi istek, niyet ve arzusudur.

Öyleyse Allah’ın yaratmasına ya da yarattığı olgu ve olaylara mutlak anlamda kötü denilemez.

Tabii ki. Çünkü Allah’ın yarattığı şeyler kötü değildir; kötülük bizim niyet, istek ve arzularımızla ortaya çıkmaktadır. Söz gelimi elma yemek helaldir ve kötü bir şey değildir. Ancak başkasının malı olan bir elmayı izinsiz alıp yemek kötü bir şeydir. Hâlbuki elma da onu yemek de kötü değildir, yapılan fiili kötü kılan kişinin izin almadan başkasının malından alıp yemesidir. Aynı işi haber vererek ve izin alarak yapmış olsaydı bir kötülük söz konusu olmazdı.

Mağdur ve mazlum açısından bakıldığında “Ateş düştüğü yeri yakar.” sözü gereği bu cevaplar belki teoride yeterlidir ama yaşanmış tecrübeler karşısında tatmin edici olmamaktadır.

Haklısınız. Düşünmek, tasavvur etmek ve söz söylemek kolaydır ama yaşamak ve tecrübe etmek başka bir şeydir. Halkımızın o sözü de tam bu gerçeği ifade etmektedir. Bunu şöyle izah edelim: Devlet trafikle ilgili birçok kural koymuştur. Buradaki amaç düzeni sağlamak, haksızlık ve mağduriyet oluşmasını engellemektir. Ama bir kişi çıkıp bütün bu kuralları çiğnerse; yoldan geçen, kaldırımda yürüyen veya durakta bekleyen insanlara çarpıp yaralanmalarına veya ölmelerine sebep olursa devlet buna bir ceza keser. Ama kesilen ceza, ne mağdurların zararlarını tam giderir ne de ölenleri geri getirir. Buna bakarak devletin kural koyarken bütünüyle insanların özgürlüklerini sınırlaması veya hareketlerine önceden müdahale etmesi düşünülemez. Mesela “Madem insanların kullandığı arabalar kazalara ve ölümlere neden oluyor, öyleyse yasaklayalım.” denilemez. Bu hem mümkün değil hem de doğru değil. Devletin yapabildiği, telafi mekanizmasını işleterek suçluları cezalandırma ve mağdurların zararlarını en aza indirmeye çalışmaktır.

Ama Yüce Allah her şeyi biliyor ve önceden müdahale edebilir.

Bu söz ilk anda anlamlı gibi görünüyor ama Allah’ın vaadi, adaleti ve hikmeti noktasından bakıldığında çok anlamlı değildir. Çünkü bu söylediğiniz daha önce zikrettiğimiz hayat yarışının yani dünya imtihanının adil işlemesine aykırıdır. Böylesi bir müdahale, oyun esnasında kural değiştirmek veya oyuncuya müdahale etmek anlamına gelir. Fakat Allah’ın her şeyi biliyor olmasının şöyle bir sonucu olacaktır: Yüce Allah’ın adaleti imtihanın sonunda yani hesap gününde tam olarak gerçekleşecek, kötülük yapan veya zulmedenin yaptığı yanına kar kalmayacak; mağdur, mazlum ve zarara uğramış olan da hakkını eksiksiz/tam olarak alacaktır.

Peki, “Kader varsa kötülük olmamalıdır.” itirazını nasıl cevaplayabiliriz?

Allah hiç kimseyi kötü yaratmamıştır ve hiçbir kulunun da kadere sığınarak kötülüğüne mazeret aramasına rızası yoktur. İlahi adalet eksiksiz işleyecek ve her kötülük karşılığını bulacak, her kötü de cezasını çekecektir. Eğer Yüce Allah, kişinin kaderini önceden bildirmiş olsaydı o zaman bu itirazı dillendirmekte haklılık payı olabilirdi. Ayrıca bildirmiş olsaydı hayatın anlamı kalmazdı. Söz gelimi sonucu önceden belli bir müsabakanın ne anlamı olur. Tam aksine Yüce Allah kuluna kaderini bildirmemiş, onun iyi ve güzel işler yapabilmesi için şartlar hazırlamış, imkânlar sunmuş, neyin iyi ve neyin kötü olduğunu da gönderdiği peygamberle ve indirdiği kitapla bildirmiştir. Bütün bunlara rağmen kötülüğe yönelmiş bir kişinin çıkıp “Kaderim böyleymiş, ben niye kötü oluyorum?” demesi, anlamlı olmadığı gibi hak ve adalete uygun değildir. Kaldı ki Allah’ın rahmeti gereği tanınan tövbe hakkı çerçevesinde kötülük yapmış olan kişinin ölümden önce telafi imkânı vardır. En azından, kötülükten sonra pişmanlık duysa, bir daha işlememeye söz verse, yaptığı kötülüğün doğurduğu zarar ve haksızlıkları giderme noktasında adımlar atsa, Yüce Allah o kulunu bağışlar. Ama O, bir şeyi bağışlamayacağını açıkça bildirmiştir. O da kul hakkıdır. Bu hak ancak bu dünyada helallik almak veya haksızlığın giderilmesiyle mümkündür.

Prof. Dr. Cağfer Kardaş

 


* BENZER KONULAR

Şükür imtihanı Gönderen: KOYLU
[Dün, 06:20:00 ÖS]


Namaz Yoksa Her Şey Eksik Gönderen: KOYLU
[Dün, 06:15:19 ÖS]


Hadîs-i Şerîflerle – Namaz İbadeti Gönderen: KOYLU
[Dün, 06:10:57 ÖS]


Nefis Cihadı Nasıl Kazanılır Gönderen: KOYLU
[Dün, 06:04:37 ÖS]


İşte Bu Cennete Giden Yol Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:53:35 ÖS]


Asr’ı Saadette Yaşamak Demek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:33:19 ÖS]


Diri ve Ölü Arasındaki Fark - Zikir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:24:49 ÖS]


Bin Tane Canın Olsa Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:21:56 ÖS]


Müslüman'a Kafir Demeyiniz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:10:24 ÖS]


Müslümanın Kendine ve Cemiyete Karşı Vazifeleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:02:40 ÖS]


2024 - Hüseyin Akpınar - Yadigarı Ahbab 320 kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:47:06 ÖÖ]


Kadınlara Dair Kur’ani Hükümler 5 Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 16, 2024, 01:51:14 ÖS]


Kadınlara Dair Kur’ani Hükümler 4 Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 16, 2024, 01:45:26 ÖS]


Kadınlara Dair Kur’ani Hükümler 3 Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 16, 2024, 01:41:46 ÖS]


Kadınlara Dair Kur’ani Hükümler 2 Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 16, 2024, 01:36:04 ÖS]


Kadınlara Dair Kur’ani Hükümler 1 Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 16, 2024, 01:30:58 ÖS]


Sadaka ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 16, 2024, 07:31:32 ÖÖ]


Bütün Yıl Oruç Tutmuş Sayılmak Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 16, 2024, 07:25:27 ÖÖ]


Nikah ve Evlenmek Gönderen: melek
[Nisan 15, 2024, 10:49:27 ÖS]


Boşanma Gönderen: melek
[Nisan 15, 2024, 10:44:34 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41