Gönderen Konu: Mutluluk -(Saadet) Arayışımız 1  (Okunma sayısı 69 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5752
Mutluluk -(Saadet) Arayışımız 1
« : Nisan 28, 2022, 08:26:15 ÖÖ »
Mutluluk -(Saadet) Arayışımız  1

Ulvî âlemden dünyaya, beden kafesine indirilmiş ruhumuz/can kuşumuz bu gurbette nasıl mutlu olsun ki?! “Dünyada rahatlık yoktur.” “Dünya muhabbeti/sevgisi de hataların başıdır” buyurmuş Efendimiz (S.A.V.). Yavuz Selim de: “Bütün dünya benim olsa, gamım gitmez nedendir bu?” demiş...

Mutluluk sanıldığı gibi nefsin/hevanın karşılanmasıyla ortaya çıkan geçici haz değildir. Bilakis kalbin/ruhun itminanıdır. Nefis zaten doymayacak haslettedir.

Mutlu/mesut olmak arzusu ve arayışındayız. Farkında olalım veya olmayalım. O halde bunun yolunu, adresini kimlerden sormalıyız ki amacımıza ulaşabilelim? Çünkü mutluluk bizim için çok önemli ve değerli bir nimet... Dünya hayatımızın amacı da... Saadetin de bedbahtlığın da yeri kalptir. Huzur, arınmış kalptedir.

Kimimiz mutluluğu parada/servette, kimimiz makamda, kimimiz de şöhrette, şerefte vb. gibi nimetlerde/emanetlerde arar, dururuz...

Özetle dünya süslerinde ararız... Servete, makama, şöhrete, şerefe vb. Tümüne sahip olan hastalansa hiçbirinin değeri kalmaz...

Çünkü afiyet, bunlardan değerlidir. Elimizdeki nimetleri görmeyiz; olmayanları isteriz; mutluluk için...

Yolu, adresi Google’dan mı, şeytan ve nefisten mi soralım sorusunun cevabı biz müminler/Müslümanlar için bellidir. Her şeyin bilgisi/beyanı olan hayat kitabımız Kur’an’dan, Allah ve Resulünden sorup, cevap almalıyız. Çünkü biz Müslümanlardanız elhamdülillah. Hem kitap hem de Resul rehberlerimiz var.

Akıl her konuda “vahye” uyarsa şaşmaz; düşmanlarımız olan nefis ve şeytana uyarsa şaşar ve hep yanlış yapar... Düşmanlara, sapıklara adres, yol sorulur mu?

Cennetten dünyaya indirilirken/sürülürken (sınav hikmetiyle, kulluk için) Rabbimiz bizi uyarmıştı. Zorunlu ve geçici dünya yolculuğumuzda/konaklamamızda dünyada da güzel bir hayat için göndereceği hidayetçi rehberlere/mesajlara uymamız şarttı; sapmamak ve bedbaht/mutsuz olmamak için (Taha/123).

Kur’an’dan yüz çevirdiğimizde “dünyada da dar/sıkıntılı bir hayat” uyarısını da yapmıştı (Taha/124). Kör olduğumuzda yolumuzu nasıl fark edecek, mutluluğu nasıl bulacaktık?

Dünya hayatı ahiret hayatına göre sanaldır. “Dünya hayatı bir eğlence ve oyundur. Gerçek hayat, ahiret hayatıdır” (Ankebut/64).

“Dünya muhabbeti deniz suyuna benzer. İçtikçe yakar. Doyum da olmaz.”

“İman edip salih amel işleyenlere dünyada da güzel bir hayat vaadi var” (Nahl/97).

“Şükredenlere dünyada huzurlu, güvenli ve müreffeh bir hayat vaadi var” (Nahl/112).

“İman edip, salih amel işleyen toplumlara da dünyada iktidar ve izzet vaadi var” (Nur/55).

Günahlarımız, dünya muhabbetimiz kalplerimizi kirletir, katılaştırır. Paslı, katı kalpte huzur olmaz. Çaresi, zikrullahtır.

“Kalpler ancak, Allah’ın zikriyle mutmain olur/huzura kavuşur” (Rad/28).

Sadece dünya nimetlerini/saadetini isteyenlere sadece dünyalık nimetler var; ahiret saadeti yok. Hem dünya hem de ahiret nimetlerini isteyene ise her ikisi de var (Bakara/200-202).

İman edip, salih amel işleyenlerin amel defteri önlerinden/sağından verilecek. Bedbaht/mutsuz olanların defterleriyse solundan veya arkalarından verilecek (Vakıa/27-41).

Bahaddin Elçi.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5752
Ynt: Mutluluk -(Saadet) Arayışımız 2
« Yanıtla #1 : Nisan 28, 2022, 08:30:06 ÖÖ »
Mutluluk (Saadet) Arayışımız   2

Dünya ve ahiret saadeti istikamette; sapkınlıkta değil. Af, afiyet, istikamet duası tavsiye ediliyor.

“Muttakiler için ahiret yurdu/hayatı, oyun ve oyalanma olan dünya hayatından daha hayırlıdır” (En’am/32).

“Dünya hayatı aldatıcı bir zevkten başkası değildir.” (Al-i İmran/185)

“İnsan kendisini yeterli gördüğünde azgınlaşır...” (Alak/6-8)

Nefsimiz de bize düşman (Yusuf/53). Şeytan da (Yasin/60-61, Taha/117, Araf/16,17). “Dünya hayatı bizi aldatır.” (Fatır/5)

Nimetler emanettir. İmtihan içindir. Şükür veya nankörlükle deneniyoruz.

“Dünya hayatı bir oyun, eğlence, süs, övünme, mal ve evlatta çoğalma yarışıdır... Dünya hayatı, aldatıcı bir faydalanmadan (bir rüyaya sevinmeden) başka bir şey değildir.” (Hadid/20)

“Sadece dünya hayatını ve süsünü isteyenlere çabalarının karşılığı verilir. Ahiretteyse nasipleri ateştir” (Hud/16). Ahiretteki nimetlerden mahrumdurlar.

Hem dünya hem de ahiret hayatını isteyenlere her ikisi de verilir. (Bakara/202)

Hiçbir şeyin gerçekte sahibi değiliz. Emanetçiyiz; intifa (yararlanma) hakkımız var.

Dünya tutkunluğu, bağımlılığı, uyuşturucu, uyarıcı vb. bağımlılıklardan daha zararlı ve tehlikelidir.

“Vehn” hastalığı ümmet-i Muhammed’in bekasını tehdit etmiyor mu?

“Dünyada uykuda/rüyadayız. Nimetleri de rüyadakiler gibidir.” (Mevlana Hz.)

“Ey dünya! Ahireti unutup, sana yönelenleri peşinden koştur. Rızama, ahirete yönelenlere de sen yönel!” (Kudsi Hadis)

“Haramlardan kaçınan, farzları eda eden zikretmiş olur.” (S.A.V.)

“Kalpler ancak zikrullah ile huzura kavuşur, arınır, cilalanır.” (S.A.V.)

“Ahiret saadetine çalışanlara, Allah Teala dünya saadeti de ihsan eder.” (S.A.V.)

Ahiret hayatını dünya hayatına tercih etmek akıllılık ve mutluluk sebeplerindendir.

“Dünyada rahatlık yoktur.” “Dünya mümin için ahirete göre zindandır.” “İnsanlar uykudadır; ölünce uyanırlar.” “Dünya tutkunluğu/bağımlılığı hataların başıdır.” “Her ümmet için bir fitne vardır. Ümmetimin fitnesi de maldır” (S.A.V.)

Tarih gösteriyor ki, insan fıtratına en uygun din/İslâm yol/hayat tarzı, düzen dışındaki tüm muharref (Yahudilik, Hıristiyanlık) ve beşeri din/düzen/ideoloji ve yollar insana mutluluk yerine bedbahtlık, adalet yerine zulüm, barış yerine savaş felaketleri doğuruyor. Egemen tağutlar zulümleri önündeki tek engelin İslam olduğunun farkındalar. Bu nedenle İslâm ve Müslüman düşmanlığı yapıyorlar. “İslâmî düzen” olmasın da hangi sistem olursa olsun görüşünde ısrardalar. Ne yazık ki, tağutlar bu zulümlerini Müslümanların başındaki kendilerine bağımlı kukla işbirlikçileri aracılığıyla sürdürebilmektedirler.

Nefis, şeytan, dünya bizi aldatan birer (müttefik) düşman ve puttur. Nefis ve şeytan bizi dünyalıklarla tuzağa düşürür, saptırır, günah işletir. “Tağut”laştırır, ”Karun”laştırır, ”Bel’am”laştırabilir. Bu nedenle düşmanlarımızı sevmek, onlara itaat etmek bizi saptırır ve bedbaht edebilir. Anılan düşmanları tanımak, hilelerini bilmek ve şerlerinden korunmak, savaşmak da gerekiyor. Bu ilim ve terbiye/tezkiye çabasıyla olur. (İlim (âlim) ve irşat (mürşit) rehberliğinde.)

İslamsız saadet olmaz. Adalet ve barış da olmaz. Hem dünyada hem de ahirette mutluluk, “Ey mutmain nefis!..” (Fecr/27-30) müjdesine/lütfuna mazhar olabilmek, dileklerimizle, vesselam.

Bahaddin Elçi.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41