Gönderen Konu: Yalnız Değiliz 1  (Okunma sayısı 66 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5715
Yalnız Değiliz 1
« : Haziran 09, 2022, 06:50:04 ÖÖ »
Yalnız Değiliz  1

Gerçekte hiç kimse hiçbir yerde ve zamanda yalnız değildir.

Güvenlik, beslenme ve barınma ihtiyaçlarımızın yanında önemli bir sorunumuz. Yaratılışımızda/tabiatımızdaki en güçlü duygularımızdan birisi de “korku”dur. Bunun zıddı da güven/emniyet. Her ikisinin de birçok nedenleri ve çeşitleri var.

Sahibi, emanetçisi olduğumuz nimetleri kaybetme endişemiz bizi tedirgin eder. Korkularımızın ahiretle ilgili olanları olumludur; nimettir de... Ölüm, ihtiyarlık, hastalık, yoksulluk, itibarsızlık vb. korkularla kuşatılmışız...

Dünya hayatımızda korkularla da deneniyoruz. İlahi hükümler (şeriat) insanların inanç, can, akıl, nesil, mal vb. temel hak ve değerlerin korunması, adaletin, güvenliğin sağlanması içindir. İnsanın huzurlu olabilmesi, ancak güvenlik ve adaletin sağlanması iledir.

Din (İslâm) tüm insani değerlerin güvencesidir. Güvenliği sağlayan nedenler ahlâkî, itikadî olabileceği gibi hukukî de olur. Zamanımızda insanlar, toplumlar, hatta devletler çeşitli korkularla esir alınabilmektedir.
Devletin en önemli harcamaları güvenlik ve sağlıktır.


Ölümcül silahlar gibi, hastalıklar, hatta ilaçlar bile insanları, ülkeleri tehdit etmektedir. Güven hem korkudan, hem de aldatılmaktan korunma duygusudur.

Mümin/müslim kavramları hem inanmak, hem de barış ve güvenmek anlamlarını kapsar. Mümin, zararlarından emin olunan/güvenilen insandır. Müminde iman ve güven iç içedir; ayrılmaz...

“Mümin, kendisinden emin olunan kimsedir” buyurmuş Efendimiz (S.A.V.).

Korkunun güzeli takva olup, Allah Teâlâ’nın emirlerine, yasaklarına saygısızlık/riayet edememe korkusudur. Allah muttakileri sever, onlarla beraberdir, onların velisidir.

-Cibril hadisinde Resulullah (S.A.V.): “Allah Teâlâ’yı görüyormuş gibi O’na kulluk/itaat etmek, ihsandır. Sen O’nu (C.C.) göremesen de O (C.C.) seni görüyor, bilinciyle yaşamak...” Evde, sokakta, ticarette, siyasette, yargıda... Her zaman ve her mekânda... Resulullahın (S.A.V.) önderlik, rehberlik ve örnekliğinde bir hayat sürebilmek.

“Kulluk” sadece namazla olmadığı gibi, ihsan da sadece namazda/camide iken değil, her zaman ve her mekânda bu şuur/bilinçte olabilmek, çok büyük ve ulaşılması güç bir mertebe/makam. İslâm bilginleri “ihsan”ı, tasavvuf/tevhit ilminin konusu, eğitimi olarak da değerlendirmektedirler.

Allah Teâlâ; her an her şeye/bizim amellerimize, sözlerimize, kalplerimize şahittir (eş-Şehid). Her an kullarını gözetlemekte, görmekte, işitmektedir.

Allah Teâlâ nerede olursak olalım bizimle beraberdir; nefsimizin vesveselerini de (Kaf/16) göğüslerin gizledikleri şeyleri de bilir. Gözlerimizin hain bakışlarını da bilir (Mümin/19).

Allah Teâlâ her şeyi gören, bilen, haberdar olan, her yerde hazır, nazır olan, hiçbir şey kendisinden gizlenemeyen, tüm sırlara vakıf olan, her şeyi murakabe eden eş-Şehid’dir (A’lem, Akrab, Muhsin, Müheymin, Vekil, Habir...).

A’lem/Âlim (her şeyi hakkıyla bilen), Akrab (en yakın), el-Muhsin (her şeyi en iyi, güzel, sağlam yapan, insanlara ikram eden), el-Müheymin (bilen, koruyan, görüp, gözeten) el-Vekil (güvenilen, koruyucu, görüp gözeten, yöneten...).

İhsan; her şeyi en iyi, en güzel (hakkıyla) yapmak, iyilik ve ikram (nimet) anlamlarında bir kavram.
İhsan şuuru; namazda huşuyu, miracı, huzuru sağlayabileceği gibi, ticarette/ekonomide de doğru ölçüp, tartmayı, siyasette doğruluğu, adaleti, yargıda âdil/doğru hükmü, hâsılı her mekânda doğruluğu, adalet ve erdemi sağlayabilir.

Bahiddin Elçi.

RADYO DİNEME LİNKİMİZ.

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41