Gönderen Konu: İki Büyük Emânet ve Nīmetin Farkında Mıyız  (Okunma sayısı 57 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2114
İki Büyük Emânet ve Nīmetin Farkında Mıyız
« : Haziran 15, 2022, 03:56:05 ÖS »
İki Büyük Emânet ve Nīmetin Farkında Mıyız

“Size iki emânet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu aslâ şaşırmazsınız. Bunlar, Allâh’ın Kitâbı ve Peygamberinin sünnetidir.”1

Elimizde Kitap ve Sünnet gibi iki büyük nīmetimiz var, farkında mıyız? Allah Rasûlünün emânet ettiği iki kutsal emânet, bunların değerini biliyor muyuz, emânetlere riāyet ediyor muyuz? Farkında olmak yetmez, kıymetini bilip değerlendirebiliyor muyuz?

Kur’ân pek çok âyetinde Yahudi ve Hristiyanlara Kitap Ehli diye hitâb eder. Aslında Kitap ehli olmak nīmetlerin en büyüğüdür. Ancak bugün Kitap ehlinin elindeki kitaplar tahrîf edilmiş bir vaziyettedir. Onların kitapları orijinal hâliyle muhâfaza edilememiş, peygamberlerinin vefâtından yıllar sonra yazılmıştır. Onların hangi dilde indiği bile kesin değil, tartışmalıdır. Elimizdeki nüshalar çeviri metinlerdir. Tercüme ise, aslın yerini hiçbir zaman tutmayacaktır. Onun için çeviri, deviri’dir denilmiştir.

Sözgelimi bir seferde Hz. Mûsâ’ya indiği söylenen Tevrat’ın Hz. Mûsâ tarafından yazılıp yazılmadığı tartışmalıdır. Hz. Mûsâ’dan sonra insanlar Tevrat’ı terk etmişler, bir dönem Tevrat yasaklanmış, içeriği değiştirilmiş, Tanrının isimleri yerine putların isimleri konulmuş, bu süreçte mevcut Tevrat nüshaları kaybolmuş ve sonuçta Tevrat hem muhtevâ açısından hem yorum bakımından tahrîf edilmiştir. Bâbil sürgünü sonrası kaybolan ve tamâmen unutulan Tevrat’ı Ezra, sözlü yorumuyla yeniden oluşturmuştur. Bugünkü Tevrat’ın yazım şekli, büyük oranda Aaron ben Aşer tarafından tahmînen mîlattan sonra 950 yılında kaleme alınan ve Halep kodeksi diye bilinen nüshaya dayanmaktadır. Hz. Mûsâ aleyhisselâmın mîlattan önce iki binli yıllarda yaşadığı düşünüldüğünde bu yazım onun vefâtından asırlarca (belki üç bin yıl) sonra olmuştur. Yahudi ve Samirîlere āit olan iki Tevrat nüshası arasında, bir kısmı iki topluluk arasında inanç farkı oluşturacak şekilde 6000 (altı bin) kadar fark vardır. Tevrat’ın içerisinde pek çok târihî ve edebî yanlış ve çelişkilerin olduğu delilleriyle ortaya konulmuştur.2

İncil’in durumu da bundan pek farklı değildir. Hristiyanlara göre İncil, yazılı bir metni değil Mesih ve Havârîlerin bildirdiği şifâhî metni ifâde eder. Hz. Īsâ da İncil’i yazmamış, tebliğ etmiş ve havârîlerinden de onu tebliğ etmelerini istemiştir. Hz. Īsâ’dan yıllar sonra İncil yazmaya başlayanlar şifâhî rivâyetler yanında kendi yorumlarını da katarak İnciller yazmışlardır. Hz. Īsâ’dan çok sonra yüzlerce İncil nüshası arasından seçilip kabûl edilen İncillerin yazarları da tartışmalıdır. Örneğin havârîlerden olduğu söylenen Matta ve Yuhanna İncil’lerinin Matta ve Yuhanna’ya āidiyeti kesin değildir. Bu İncil metinleri arasında, anlatılan olaylar, onların sıralanışı ve anlatımlarında büyük farklar vardır. Olaylar anlatılırken verilen isimler, rakamlar birbirini tutmamaktadır.3

Biz Müslümanların ise ellerinde orijinal hâliyle muhâfaza edilmiş bir Kitap var. O, Arapça olarak inmiş ve indiği gibi muhâfaza edilmiştir. Onun için pek çok âyet, onun Arapça olarak indiğini özellikle belirtir: Biz onu, anlayasınız diye, Arapça bir Kur’ân olarak indirdik.4 Kur’ân’ın Arapça oluşunun özellikle zikredilmesi, bu dilin onu tüm özellik ve güzellikleriyle taşıyabileceğini ifâde ettiği gibi, onun orijinal diliyle kıyâmete kadar korunacağına da işâret eder. Onun için Kur’ân’ın başka herhangi bir dildeki tercümesi, Kur’ân sayılmamıştır.

Kur’ân, Peygamberinin hayâtında yazıya geçirilmiş tek ilâhî kitaptır. Peygamberimizin -sayıları kırka kadar çıkmış olan- Vahiy Kâtipleri tarafından Kur’ân, Efendimizin emriyle ve onun hayâtında yazıya geçirilmiştir. Hz. Peygamberin vefâtından hemen sonra da bir kitap (Mushaf) hâline getirilmiş ve bir harfi bile zāyî olmadan muhâfaza edilmiştir. Elbette Kur’ân’ı tahrîf etmek için içerden ve dışardan çeşitli girişimler olmuştur. Ancak bunlar hem yazılı metinler ve hem de Kur’ân hâfızları tarafından bertarâf edilmiştir. Bunca saldırılara rağmen, ilk dönemlerden bugüne müslümanların her bakımdan bunca güçsüzlüklerine rağmen Kur’ân, indiği gün gibi korunmuş, okunmaya-ezberlenmeye ve etkilemeye devâm ediyor. Nazım ve muhtevâsıyla eşsizliğini koruyor ve meydan okumaya devâm ediyor: Senin için, «Onu uydurdu.» mu diyorlar? De ki: «Onun sûrelerine benzer bir sûre meydana getirin, iddianızda samîmî iseniz, Allah'tan başka çağırabileceklerinizi de çağırın.5 Kulumuza indirdiğimiz Kur’ân'dan şüphe ediyorsanız, siz de onun benzeri bir sûre meydana getirin; eğer doğru sözlü iseniz, Allah'tan başka, güvendiklerinizi de yardıma çağırın. Yapamazsanız ki yapamayacaksanız o takdirde, inkâr edenler için hazırlanan ve yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının.6

Bugün Kur’ân’ın inişinin üzerinden on beş asır geçmiş de olsa Kur’ân indiği hal üzere değişmeden günümüze gelmiştir. Zîrâ onun korunmasını bizzat Yüce Allah üstlenmiştir: Doğrusu Kitâbı Biz indirdik, onun koruyucusu elbette Biziz, Biz.7 Yüce Allah, indiği dönemden ītibâren onun ezberlenmesini, yazılmasını kolaylaştırarak, milyonlarca Kur’ân okuyucusu ve hâfızını seferber ederek Kitâbını insan ve cin şeytanlarının saldırılarından korumuş ve korumaya da devâm etmektedir.

Yirmi üç senelik bir süreçte âyet âyet, sûre sûre inmiş olmasına rağmen ve Peygamberimizin işâretiyle tasnîf edilmesine rağmen Kur’ân’da herhangi bir tutarsızlık ve çelişki söz konusu değildir: Kur’ân'ı durup düşünmüyorlar mı? Eğer o Allah'tan başkasından gelseydi, onda çok aykırılıklar bulurlardı.8 Hamd Allâh’a mahsustur ki kuluna eğri bir taraf bırakmadığı dosdoğru Kitâbı indirmiştir…9 Çoğu müfessirin dediği gibi, Kur’ân’ın tamâmı bir tek sûre, hattâ tek bir âyet gibidir. Baştan sona lafız ve mānâ bakımından birbiriyle uyumludur, eşsiz bir âhenge sāhiptir.

Hikmet, Kitâbı Açıklayan Sünnettir

Biz Müslümanlar bütün Peygamberlere inanırız. İsimleri bilinsin bilinmesin, kıssaları anlatılmış olsun olmasın Allah tarafından gönderilen bütün peygamberlerin elçiliğine, aralarında herhangi bir fark gözetmeden îmân ederiz. Peygamberler baba bir kardeşlerdir, hepsinin dîni birdir10 buyuran Son Peygamber Hz. Muhammed aleyhisselâm, Yüce Allâh’ın dîni İslâm’ı yeniden insanlığa duyurmuş, dîne insanların sokmaya çalıştıkları bid’at ve hurâfeleri kaldırıp atmıştır. Onun insanlığa sunduğu Kur’ân kendinden önceki ilâhî kitapların ve peygamberlerin mesajını tasdîk ederek gelmiş, böylece ilâhî mesaj yenilenmiş ve ona son şekli verilmiştir. Bu evrensel mesaj Hz. Peygamber tarafından bizzat yaşanılarak nasıl anlaşılıp yaşanılacağı insanlığa gösterilmiştir. Dolayısıyla Peygamberimizin söz ve uygulamaları/Sünneti, Kur’ân’ın açılımı, tefsîri olmuştur.

Nitekim Biz size, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitâbı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek, aranızdan bir Peygamber gönderdik.11 Ümmî kimseler arasından, kendilerine âyetlerini okuyan, onları arıtan, onlara Kitâbı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O'dur. Onlar, daha önce, şüphesiz apaçık bir sapıklık içinde idiler.12 Âyetlerde geçen hikmetten kasıt Sünnettir.13 Zâten Peygamberimize Kur’ân’ı insanlara tebliğ ve açıklama görevi verilmiş, o da sözleri ve yaşayışıyla bu kutlu görevi en güzel şekilde yerine getirmiştir. Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et, eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur. Doğrusu Allah kâfirlere yol göstermez.14 Sana da insanlara gönderileni açıklayasın diye Kur’ân'ı indirdik. Belki düşünürler.15 Sana Kitâbı, ayrılığa düştükleri şeyleri onlara açıklaman için, inanan kimselere de doğru yol rehberi ve rahmet olarak indirdik.16 Doğrusu, insanlar arasında Allâh’ın sana gösterdiği gibi hükmedesin diye Kitâbı sana hak olarak indirdik; hakkı gözet, hāinlerden taraf olma.17

Târihte hiçbir peygamberin hayâtı, sözleri/sünneti; Hz. Muhammed aleyhisselâm gibi tesbît edilmemiş ve günümüze doğru bir şekilde intikāl etmemiştir. Yeryüzünde hayâtı bizim Peygamberimiz kadar açık ve berrak bir şekilde tespit edilmiş başka bir şahsiyet yoktur. Onun sözleri de başka hiçbir kültüre nasîb olmayacak şekilde geliştirilen özel bir metedoloji (Hadis Usûlü) ile tespit edilmiştir.

Diğer Peygamberlerden farklı olarak Peygamberimiz son peygamberdir ve tüm insanlığa hattâ ins ve cinne gönderilmiş evrensel elçidir (Rasûlü’s-Sekaleyn/ins ve cinnin peygamberi). Onun mesajı kıyâmete kadar geçerliliğini sürdürecektir. Zîrâ ondan sonra başka peygamber gelmeyecek ve başka kitap inmeyecektir. Muhammed içinizden herhangi bir adamın babası değil, Allâh’ın elçisi ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi bilendir.18Bu indirdiğimiz, kendinden öncekileri doğrulayan, Mekkelileri ve etrâfındakileri uyaran mübârek Kitaptır.19Ümmî kimseler arasından, kendilerine âyetlerini okuyan, onları arıtan, onlara Kitâbı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O'dur. Onlar, daha önce, şüphesiz apaçık bir sapıklık içinde idiler. Onlardan başkalarına da -ki henüz onlara katılmamışlardır- Kitap ve hikmeti öğretmek üzere, peygamberi gönderen Allah'tır. O, güçlüdür, Hakîm'dir.20 Biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir; fakat insanların çoğu bilmez.21

Yeryüzünde doğduğu ve vefât ettiği yer ve kabrinin yeri kesin olarak bilinen başka bir peygamber de yoktur. Çeşitli peygamberlere āit olduğu söylenen mezar yerleri kesin değildir. Ama Son Peygamberin Mekke’de doğup, Medîne’de vefât ettiği ve Medîne’ye defnedildiği bilgisi tartışmasızdır.

O halde içerisinde olduğumuz bu nīmetlerin kadr ü kıymetini bilelim, onlara sımsıkı sarılalım, onları tanıyalım ve gereklerini yerine getirelim ve bu şekilde emânete riāyet edip, nīmetlerin şükrünü edâ edelim. Rabbimizin şu uyarılarına kulak verelim: Kendilerine okunan bir Kitap'ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan topluluk için rahmet ve ibret vardır.22 İnananların gönüllerinin Allâh’ı anması ve O'ndan inen gerçeğe içten bağlanması zamânı daha gelmedi mı?23

Unutmayalım ki nīmetlerin şükrü edâ edildikçe nīmetler artar, nīmetlere nankörlük edildikçe nīmetler elimizden çıkar ve bizi korkunç bir azap bekler: Rabbiniz: «Şükrederseniz and olsun ki, size karşılığını artıracağım; nankörlük ederseniz bilin ki azâbım pek çetindir» diye bildirmişti.24

Son sözü yine Söz Sultânına bırakalım: Sözlerin en güzeli Allâh’ın kelâmıdır. Yolların en güzeli ise Muhammed’in yoludur.25

Dipnotlar:

1 Muvatta’, Kader 3.

2 Bkz. Baki Adam, ‘Tevrat’, DİA, XXXXI, 40-45.

3 Bkz. Ö. F. Harman, ‘İncil’, DİA, XX, 270-276.

4 12 Yûsuf 2, 13 Ra’d 37, 39 Zümer 28, 20 Tāhâ 113, 41 Fussılet 3, 42 Şûrâ 7, 43 Zuhruf 3, 46 Ahkâf 12.

5 10 Yûnus 38.

6 2 Bakara 23-24.

7 15 Hıcr 9.

8 4 Nisâ 82.

9 18 Kehf 1-2.

10 Buhārî, Enbiyâ 48.

11 2 Bakara 151.

12 62 Cuma 2.

13 Bkz. İbnü’l-Cevzî, Zâdü’l-Mesîr, s, 78.

14 5 Mâide 67.

15 16 Nahl 44.

16 16 Nahl 64.

17 4 Nisâ 105.

18 33 Ahzâb 40.

19 6 En’âm 92, 42 Şûrâ 7.

20 62 Cuma 2-3.

21 34 Sebe’ 28.

22 29 Ankebût 51.

23 57 Hadîd 16.

24 14 İbrâhîm 7.

25 İbn Mâce, Mukaddime 7/46.

RADYO DİNEME LİNKİMİZ.

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Birbirimizin Hem Cenneti Hem de Cehennemi Olabiliriz Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:48:55 ÖÖ]


Kulluk Şuuru Nasıl Oluşur Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:44:55 ÖÖ]


Şeytanın Büyücülüğü Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:41:01 ÖÖ]


Birliğe Çağrı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:35:09 ÖÖ]


Ahirete İmanın Mü’mine Kazandırdıkları Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:29:15 ÖÖ]


Sen Değerlisin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:19:59 ÖÖ]


Evlilik İnsanı Mükemmelliğe Ulaştıran Hızlı Yollardan Birisidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:58:11 ÖÖ]


Müslümanım Diyen Ey Hanımlar Kızlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:51:18 ÖÖ]


Birçok Kadın Kocasını Birçok Rrkekte Karısını Cennetlik Etmiştir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:45:05 ÖÖ]


Hesap Günü İyice Yaklaştı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:33:16 ÖÖ]


Kırık Kalple Yapılan Dualar Makbuldür Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:20:47 ÖÖ]


Ertuğrul Erkişi - Safahat`tan Şarkılar 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:41:49 ÖS]


İslâm Kadına En Büyük Değeri Vermiş Şerefli Yaşamasını Sağlamış Gönderen: anadolu
[Dün, 08:16:41 ÖÖ]


Çocukla İletişim Kurarken Ona Saygı Duymak Değer Vermek Gerekir Gönderen: anadolu
[Dün, 08:08:13 ÖÖ]


Mümin Bir Erkek, Mümin Kadına Kızıp Darılmasın. Gönderen: anadolu
[Dün, 08:03:19 ÖÖ]


Çocukların Namaz Eğitimi Gönderen: anadolu
[Dün, 07:57:19 ÖÖ]


Namazını Sapasağlam Koruyanalr Gönderen: anadolu
[Dün, 07:50:26 ÖÖ]


Bu Din Sadece Camilerin Dini Değil Hayatın Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:38:19 ÖÖ]


İslam Gariplerin Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:29:34 ÖÖ]


Komşunuzu İhmal Etmeyin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:21:38 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41