Gönderen Konu: Yalan ve Şeytan 2  (Okunma sayısı 47 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5715
Yalan ve Şeytan 2
« : Temmuz 01, 2022, 11:36:35 ÖÖ »
Yalan ve Şeytan  2
 
Yalanın bir özelliği de doğurgan olması, üreyebilmesidir. Başka günahlara/zararlara da sebep/araç olabilmesidir.

Tüm organlarımızı birer nimet ve emanet olarak, Rabbimizin emirlerinde kullanmak, yasaklarında kullanmamak sorumluluğumuz var.(kulluk) Bunda kendi yararlarımız var. Dil emanet ve nimetimiz de öyle: Doğru söyleyecek, yalan söylemeyecek.

Kul olarak nefsimizin, şeytanımızın ve meleğimizin iyi veya kötü telkinleri arasında tercihlerle, özgürlüklerimizle deneniyoruz. Kalbimiz bu telkinlere açıktır.

İnsan da imtihan/sınav hikmeti gereği melek, şeytan, hayvan... hasletleri ile iç içedir. Tüm özellikleri taşıyacak, gösterecek yaratılıştayız.

Organlarımızın meşru yönlerde kullanılmasında adalet, aksi takdirde/yanlış kullanılmasında ise zulüm söz konusudur. Dilimiz de doğru, doğruyu, Hakk’ı söyleyecek; yalanı, batılı, yanlışı söylemeyecek. Dilimizle işlediğimiz haramlar bir tarafa, yararsız/boş konuşmalarımız bile müminliğimize yakışmıyor.

“Kalp düzeldiğinde tüm organlar düzelir; bozulduğundaysa tümü bozulur...” “Dil doğrulmadan kalp de, işlerimiz de doğrulmuyor.” Yalan, gıybet, iftira, sövme, küfür, hakaret dilimizin afetlerinden...

Yalan; savaş, düşmanlık nedeni de olabilmektedir. “Doğru söz insanı doğruluğa/ cennete götürdüğü gibi yalan söz de cehenneme götürebilir.”(S.A.V.)

Güzel ahlakın/erdemliliğin en önemlilerinden birisi doğru sözlü olabilmektir.

Dili yalanda olanın, işleri düzgün olamaz. (Ahzab/70) Sıdk/doğruluk, Peygamberlik sıfatlarından. Müminlerin de... Nasihat talebinde bulunan bir sahabiye: “İman ettim de, dosdoğru ol” buyurmuş (S.A.V.) “Yalan, münafıklık alametlerindendir, sözünde durmamak, emanetlere hıyanet etmekle birlikte...” (S.A.V.)

En zararlısı da yalanın “normalleşmesi”, yalana alışmamız, hatta yalanın kurumsallaşmasıdır. Doğru söyleyenlerin cezalandırılabilmesidir.

Ticarette ve siyasetteki yalanlar güvenliği, barışı tehdit ediyor; düzeni bozuyor (zulüm)

Ahirete, hesaba, sorgulanmaya inanmayan neden “doğru” olsun?

Ahirete, hesaba, sorgulanmaya inanan/mümin neden yalancı olsun?

Şayet Rabbimizin lütfu, rahmeti, mağfireti olmasaydı, halimiz nice olurdu? (Nur/10)

Ne dersiniz? Yalan olmasa işlerimiz düzelmez miydi?

Rabbimizden, doğrularla beraber olmamızı diliyoruz, vesselam.

Bahiddin Elçi.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41