Gönderen Konu: Çocuklarımızın Yazgısı  (Okunma sayısı 56 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5750
Çocuklarımızın Yazgısı
« : Ağustos 13, 2022, 07:53:53 ÖÖ »
Çocuklarımızın Yazgısı

Erişkinlerin gündeminden hiç düşmeyen genç birey, geçmişe değil geleceğe odaklı yaşıyor. Fiziki olarak ebeveyni ile aynı ortamda yaşayan gencin hayalleri, hüznü ve neşesi ebeveyninin gölgesinden uzaklarda, çok ötelerde yer alıyor.

Erişkinler geçmişe odaklı yaşarken o yönünü geleceğe çeviriyor ve yeniliklere hemen uyum sağlayabiliyor. Erişkinler dışarıdan gelecek övgü ve ya da eleştiriye karşı aşırı hassasiyet gösterirken genç, kulaklarına çarpan ifadelere hiç aldırmıyor, başını çevirip geçiyor. Genç komşunun eleştirilerini de övgülerini de dikkate almıyor ama istediği cep telefonunu elde edememişse bunu kendine dert ediniyor ve engellenmekten, kontrol altında tutulmaktan hoşlanmıyor. Popüler kültürün kıskacında yer alan gencin talepleri, beklentileri, hayalleri ve gelecek tasavvurları ebeveyninkinden çok farklı kuşkusuz. Ama yine de sevgide buluşabiliyor onlarla, sevildiğini hissettiğinde tavrını değiştiriyor ve onlarla yakınlık kurabiliyor.

Fakat ebeveynler değişime karşı oldukça dirençli oluyor ve çocuklarına yaklaşırken çağın getirdiği sorunları dikkate almıyor, bunu gerekli dahi görmüyorlar. Ve ne yazık ki bu durum iki kuşak arasında yaşanan çatışmayı kronik hale getiriyor.


Bir yanda dijital araçlar, marjinal zihniyetler, popüler kültür ve gayr-i ahlâki görüntülerle haya sınırlarını aşanlar diğer yanda uyuşturucu, alkol, eğlence ve tüketim furyası ve bütün bunların bedelini ödeyen gençler… Aslında tarafsız bir bakış açısı ile değerlendirdiğinizde gençlerin işinin pek de kolay olmadığını anlayabilirsiniz.

Bitmek bilmeyen bir çatışma ve kaosun kıskacından kaçış ve sığınma mücadelesi veren mütedeyyin ve muhafazakâr gençler ise sokaklara taşan kire bulaşmamak için eteklerini sıvayarak geçiyorlar ama bu ne kadar mümkün olabilir ki?

Zira attığınız her adımda, aldığınız her nefeste bir kir deryası ile karşılaşıyorsunuz ve siz yol aldıkça sokaklara taşan kokular daha da yoğunlaşıyor.

İyi şeylerin bedeli de ağır olur derler ki, bunca kokuşmuşluğun göbeğinde inançlı, şuurlu bireylerin yetişmesi elbette kolay olmayacaktır.

Kötülüğün çığ gibi büyüdüğü çağda iyilik devşirmek ve iyilik üzere kalabilmek çölde tarım yapmak gibidir. Pek kolay bir iş değildir bu.  Bunca karmaşanın yaşandığı bir dönemde çocuklarınızı koruyabilmek için onları her zamankinden daha yoğun bir sevgi ve ilgi ile desteklemek ve olayları onların nazarından değerlendirmek zorundasınız.

Bugün çocuklar dijital çağın sorunlarını yaşıyor ve yönlerini geçmişe değil geleceğe çeviriyorlar. Onların dünyalarına inmek ve kalplerine dokunabilmek için sevgiyi merkeze almak ve ne olursa olsun seni seviyorum diyebilmek gerekir… Bunu niçin esirgiyorsunuz?

Sevgi bütün canlıların ihtiyaç duyduğu temel bir değerdir ve ait olduğu yere ulaşmak zorundadır yoksa kurumaya ve yok olmaya namzettir. Sadece şiirlerin konusu değildir sevgi aksine kalplerimizi birleştiren, ilişkilerimizi iyileştiren bir güç, bir değerdir. İnsanın gönül dünyasında bütün insanlara, hatta bütün canlılara yetecek kadar sevgi kaynakları çağıldamaktadır. Bu kaynak verdikçe artar ve bir güce dönüşür. Çağın hastalıkları arasında sayılan rekabet, kıskançlık ve ihtiraslar bir tutkudur sevgi ise kişinin özgür seçimi, gönüllü tercih ettiği bir değerdir. Varlık âleminin müşterek dilidir sevgi, saklı tutulamaz, paylaşılmalı ve ait olduğu yere ulaşabilmelidir.

Çocuklarımız yarınlarımızdır ve yüreklerimizde ürettiğimiz sevgide onların hakları vardır.

Maddi âlemde verilen şeyin elden çıktığına inanılır ve bu bir kayıp olarak görülür. Sevgiyle bakıp, sevgiyle verdiğimiz şeyler ise kayıp değil kazançtır ve verdiğimizden daha fazlasını elde ederiz.

Kıvançla söyleyebiliriz ki bizler paylaşımı, ikram severliği ve hoşgörüyü telkin eden inanç ve değerlere sahibiz. Yüce dinimiz yardımlaşmanın maddi ve manevi boyutlarına vurgu yapar ve bunu ibadetin bir parçası olarak değerlendirir. O yüzden bunca aşınmaya, bunca saldırıya rağmen coğrafyamızın ücra köşelerinde iyiliği yeşertmek için çaba gösterenler hâlâ var, hamd olsun…

Fatma Tuncer.

RADYO DİNEME LİNKİMİZ.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Salih Kul Olmanın Yolu Kur’ân ve Sünnet’tir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:42:10 ÖÖ]


Ahd ve Ahdin Gereği Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:37:16 ÖÖ]


İman Amel ve Salih Amel Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:29:54 ÖÖ]


Peygamberimizin Ticari Muamelelerle İlgili Tavsiyeleri Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:20:53 ÖÖ]


Sağlık ve Afiyet Nimeti Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:04:27 ÖÖ]


Saadet Asrı Adanmış Hayatlar Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:10:20 ÖÖ]


İhsan ve Tefekkür Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:03:23 ÖÖ]


Takva ve Muttaki Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:58:21 ÖÖ]


Tam bir teslimiyet Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:53:57 ÖÖ]


İman ve Mü’min Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:43:37 ÖÖ]


Evlilikte Amaç Ne Olmalı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:39 ÖÖ]


En Şiddetli Düşman Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:02:48 ÖÖ]


Komşu Komşunun Külüne Muhtaç Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:30 ÖÖ]


Yaratılış Gâyemiz İbâdettir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:45:12 ÖÖ]


Rıfat Kaynak - Single Eserleri 320 + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 22, 2024, 06:32:12 ÖS]


Diyetisyen Gözüyle Hamileliğe Hazır Mısınız Gönderen: anadolu
[Nisan 22, 2024, 06:18:47 ÖS]


Peygamber’le Birlikte Yaşamak İçin Gönderen: anadolu
[Nisan 22, 2024, 06:10:25 ÖS]


Yetimin Duyguları Gönderen: anadolu
[Nisan 22, 2024, 05:46:08 ÖS]


Ölüm Var Ölümden Ölüme Fark Var Gönderen: anadolu
[Nisan 22, 2024, 05:41:21 ÖS]


Nefis Mücadelesi Gönderen: anadolu
[Nisan 22, 2024, 05:36:00 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41