Gönderen Konu: İnsanın Büyük Sorumluluğu ve Kimsesizlere Kimse Olmak  (Okunma sayısı 97 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5598
İnsanın Büyük Sorumluluğu ve Kimsesizlere Kimse Olmak
« : Eylül 30, 2022, 08:25:07 ÖÖ »


İnsanın Büyük Sorumluluğu

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Aziz Mü’minler!

Yeryüzündeki bütün inanışların, ideoloji ve düşünce sistemlerinin en önemli konularının başında, “insan ve insanın bu dünyadaki varlık gayesi” gelir.

Öyleyse soralım kendimize bir kez daha:  Evet, varız biz; peki, ama niçin varız?

Kendiliğimizden var olmadığımıza kesinkes inandığımıza göre, bizi bu dünyaya gönderen Kudret’in bizden istedikleri nelerdir?

Bu sorulara iç sesimizin verdiği doğru cevaplarımız olduğunu biliyorum. Fakat ne yazık ki, insanların büyük kısmı kendi iç sesine kulak tıkayarak yaşamayı ve hayatın rutin telaşeleri içerisinde kaybolmayı tercih ediyor.

Kardeşlerim!

İnsanı tanımlayan en önemli kavram hiç şüphesiz sorumluluk kavramıdır. Yeryüzünde hiçbir canlı, insan kadar yaptıklarından sorumlu tutulamaz. Çünkü hiçbir canlı, insan kadar yüksek niteliklerle donatılmamıştır

İnsan akıllıdır; aklıyla doğruyu ve yanlışı bulur. İnsan vicdanlıdır; vicdanıyla adaletli ve merhametli olmayı öğrenir. İnsan sorumludur; çevresiyle hak, hukuk ve saygı temelinde ilişkiler kurar.

Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de insanın ve diğer tüm canlıların kendisine “ibadet” etmeleri için yaratıldığını ifade eder.  İbadet, yaradılış kodlarımıza aykırı hareket etmemek, yani ihanet  etmemek demektir. İbadet, Yüce Yaradıcı’dan başlayarak her şeye ve herkese karşı sorumluluk bilinci içerisinde yaşamak demektir. İbadet, içinde yaşadığımız evrende yalnız olmadığımızı, herşeyin ve herkesin kaderinin birbirine bağlı olduğunu bilmek demektir.

Kur’an-ı Kerim, insanın dünyaya gönderiliş gayesini ayrıca “halife” kavramıyla açıklar.[1]

Buna göre insan, Allah’ın hak, hakikat, adalet, iyilik ve güzelliğin yeryüzünde hakim kılınması yönündeki iradesini gerçekleştirmek üzere gönderilmiştir.

Kur’an-ı Kerim, insanın varlık gayesini açıklayan ikinci bir kavram olarak ise “emanet” kavramını kullanır.[2]

Buna göre insan, yeryüzüne geçici bir süreliğine gönderilmiştir. Bu geçici süre içerisindeki temel görevi ise, her şeye insanlığın ortak yararı adına Allah’ın emaneti olarak bakılmasıdır. Sevgili Peygamberimiz’in büyük bir ırmağın kenarında abdest alıyorsanız bile suyu dikkatlice ve tasarruflu kullanın[3]

uyarısı, insanın, bu dünyada yararlandığı ve tükettiği şeylere karşı hangi düzeyde ve nasıl bir hassasiyet sahibi olması gerektiğini çok çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır.

Evet kardeşlerim, hiçbir şey gerçekte bizim değildir. Hayatta kalmamızı sağlayan nefesimiz bile.

Kimsesizlere Kimse Olmak

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Kıymetli Mü’minler!

Kültürümüzde “Yalnızlık Allah’a aittir.” şeklinde bir sözümüz var, bilirsiniz… Yalnızlık ve kimsesizliğin insana özgü bir hal olmadığı anlatılır bu sözle… Çünkü yeryüzünde insan kadar ana-babaya ve insan çevresine ihtiyaç duyan bir başka varlık yoktur. Zira hayat tek başına taşınabilecek bir yük değildir.

İnsanın sosyal bir varlık olması da bu gerçeğe dayanır.

Biliyoruz ki, üzüntü ve kederler paylaşıldıkça azalır, sevinç ve mutluluklar ise paylaşıldıkça çoğalır.

Bu gerçekten hareketle, dert ve sıkıntıları en fazla paylaşılmaya layık olanlar hiç şüphesiz ‘kimsesizler’ olarak nitelenen toplumumuzun ilgi, şefkat ve merhamete muhtaç kesimleridir.

Kimsesizler denince aklımız öncelikle yetimler gelir. Peki, sadece anne veya babaları vefat etmiş çocuklar mıdır yetimler? Yoksa daha hayatlarının baharında anne ve baba ilgisinden yoksun kalmış, itilmiş, terkedilmiş çocukları yetim kabul etmiyor muyuz?

Hayatın ağır yükü altında beli bükülmüş, kendisine selam verecek, hal hatır soracak bir ses, bir nefes bekleyen yaşlılarımız bizim kimsesizlerimiz değil midir?

Hastane köşelerinde çaresiz bakışlarıyla umut ışığı arayan hastalarımız bizim kimsesizlerimiz değil midir?

Bazen bir öfke bazen de bir anlık gaflet neticesi ya da tasarlanmış bir suç sebebiyle cezaevi köşelerinde ömür tüketen mahkûmlarımız bizim kimsesizlerimiz değil midir?

Hangi sâikle sokaklara, köprü altlarına düştüğünü bilemediğimiz, bilemeyeceğimiz sokak çocukları bizim kimsesizlerimiz değil midir?

Bir de dünyanın kimsesizleri var. Filistin, dünyanın kimsesizi değil midir? Afrika, dünyanın kimsesizi değil midir? Tokların israf ettikleriyle bütün bir coğrafyanın makûs talihi olan açlığın tamamıyla ortadan kaldırılabileceği gerçeğine rağmen, koca kıta kendi dert ve ıstıraplarıyla başbaşa bırakılmış değil midir?

Bunlar ve sayamadığımız daha niceleri bizim kimsesizlerimizdir ve hepsi de insanlığın ortak sorumluluğuna, merhamet, şefkat ve ilgisine emanet edilmişlerdir.

Bu emaneti taşımaya en fazla ehil olanlar ise mü’minlerdir.

 Çünkü mü’minler her şeye ve herkese Allah’ın nazarıyla bakarlar ve herkesi Yaradan’dan ötürü hoş görürler. Onlar, Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmış merhamet kahramanlarıdır. Onlar, “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.”[1]

korkusuyla yaşarlar ve onlar “Yeryüzündekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin.”[2] Müjdesine âşık kimselerdir. Çünkü onlar “merhameti kendisine ilke edinmiş” Rahman’ın kullarıdır.[3]

Öyleyse geliniz, merhametli ve müşfik Rabbimizin kulları olarak her şeye ve herkese O’nun merhametiyle nazar edelim. Kimsesizlerimize kimse olmaya; yardımımıza ihtiyacı olana koşmaya; anne ve baba ilgisinden mahrum çocuklara aile,  biçarelere çare, dertlilerle hemdert olmaya çalışalım. Şu kısacık ömrümüzde, hayatlarına iyilik ve güzellikle dokunduğumuz ve arkamızdan samimiyetle hayır dualar edecek insanlar bırakalım.

--------------------------------------------------------------

 [1] Buhari, Edeb 18.

[2] Tirmizî, Birr, 16.

[3] En’âm, 6/54.

RADYO DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kim Allah’a Ve Ahiret Gününe İnanıyorsa Gönderen: melek
[Bugün, 07:53:18 ÖÖ]


Allah’ın Ahlakıyla Hhlaklanmak Gönderen: melek
[Bugün, 07:46:57 ÖÖ]


Allah Sevgisi Kalbine Yer Etmelidir Gönderen: melek
[Bugün, 07:41:05 ÖÖ]


Nefsimiz ve Allah C.C Rahmeti Gönderen: melek
[Bugün, 07:34:32 ÖÖ]


Allah İçin Sevmek Yada Sevmemek Gönderen: melek
[Bugün, 07:28:23 ÖÖ]


Zor Zamanlar ve Dayanışma Ruhu Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:05:43 ÖÖ]


İbadetler Güzel Ahlâklı Olmayı Sağlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:52:03 ÖÖ]


Ramazan ve İman Kardeşliği Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:44:35 ÖÖ]


Tasavvuf Nefsi ve Kalbi Temizlemek Demektir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:27:41 ÖÖ]


Hased, İyilikleri Yer Bitirir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:18:45 ÖÖ]


Esat Aydoğan - Güller Hürmetine Rahmet 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:22:20 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Badı Saba 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:10:40 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Selam Götürün 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:56:26 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Aşkı Mevla 1 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:37:39 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Gülbeste 1 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:24:51 ÖS]


Celaleddin Ada - Aşkullah Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:15:31 ÖS]


Mehmet Emin Ay - O'nun Güzel İsimleri 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:06:15 ÖS]


Mehmet Emin Ay - Nât-ı Şerîfler & Gül-i Ruhsâr 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:55:22 ÖS]


2024 - Agah - Mestâne - Enstrümantal Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:30:02 ÖS]


Birbirimizin Hem Cenneti Hem de Cehennemi Olabiliriz Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:48:55 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41