Gönderen Konu: Namaz Kalkandır  (Okunma sayısı 60 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5745
Namaz Kalkandır
« : Ekim 03, 2022, 07:42:47 ÖÖ »
Namaz Kalkandır

Dünya Sağlık Örgütü’nün depresyon konusunda yaptığı araştırmalara göz atarken zihnim beni ötelere götürüyor ve hanemde, mahallemde ve yaşadığım toplumda depresyonun uğramadığı yer var mıdır diye düşünüyorum. Depresyon gün içinde sürekli karşılaştığım tanıdık biri adeta. Her eve, her aileye, her ortama uğruyor ve neşemizi alıp götürüyor.

Keşkelerimizin, şükürsüzlüğümüzün, memnuniyetsizliğimizin, kaybetme korkularımızın, ihtiraslarımızın silip götürdüğü değerlerin boşluğuna yerleşiyor depresyon ve ne yazık ki hepimiz bu alanın içinde yer alıyoruz. Hadi ötekileri anladım da biz Müslümanların depresyonla yolu nasıl kesişebiliyor diye düşünüyorum ve Cemil Meriç’in, “Namaz kılan bir toplumun psikologa ihtiyacı olmaz” ifadesini hatırlıyorum. Dikkat ederseniz Müslüman psikologa gitmez demiyor Cemil Meriç, namaz kılanın psikologla işi olmaz diyor ve namazın kişiyi ruhen güçlendirdiğini ima ediyor. Peki, ne kadar yeri var bu ifadenin hayatımızda? Ne oluyor da namazlarımız ruhsal olgunluğa, sabra, anlayışa ve teslimiyete dönüşemiyor?

Namazın hayatımıza tesir edebilmesi için günün beş vaktinde Allah’ın huzurunda durup, sorumluluğumuzu tekrar ettiğimizin ve O’nunla ahitleştiğimizin farkına varmamız gerekir.

Düşünsenize güç ve kudret sahibi olan Yaratıcı’nız size fırsat veriyor ve O’nun huzuruna geçip sorumluluklarınızı tekrar ediyorsunuz. Bunun farkında olan kişiyi hangi korku, hangi yoksunluk, hangi tehlike umutsuzluğa sürükleyebilir ki! Allah’ın huzurunda olduğunun farkında olan insanın neşesini hangi güç alıp götürebilir?

Allah’ın huzuruna geçtiğimiz anda dünya ile bağınızı koparıp asli sorumluluğunuzun farkına varıyor ve buna riayet edeceğiniz konusunda ahitleşiyoruz ki, bu imkânı Rabbimiz sadece size bahşetmiştir. Bu, Allah’ın size biçtiği değerin göstergesi değil mi?

Günün beş vaktinde ezanlar okuyor ve onlarca insan namaza koşuyor... Peki, ne oluyor da kötülük sokaklarımıza kadar taşıyor?

Hz. Peygamber, “Nice namaz kılanlar vardır ki, onlara kıldıkları namazdan sadece yorgunluk kalır” buyurur ve davranışlarımıza tesir etmeyen namazın bir yorgunluktan ibaret olduğunu ifade eder. Namaza durduğunuzda, gün içinde yapacağınız işleri, çocukların okulunu, iş ile ilgili meseleleri düşünürseniz ve kıyıda kalmış ne varsa o esnada zihninizde canlanıp sizi meşgul ederse namaz size nasıl ulaşabilecek ki!

Resulullah ve onun güzide sahabesi namazı bir hayat tarzına dönüştürdüler, namazı yaşadılar, namazla bütünleştiler ve attıkları her adımda, aldıkları her kararda vicdanları ile irtibata geçip sorumluluk bilinciyle hareket ettiler. Namaz onların kontrol duygularını geliştirdi ve Allah’ın aldığımız nefes kadar yakınımızda olduğunun bilinciyle yaşadılar. Bugün bizim kaybettiğimiz, bir türlü sürdüremediğimiz, yakalayamadığımız şeydir bu… Namazı niçin kıldığımızın ve neye söz verdiğimizin farkında değiliz. Yoksa günde beş vakit Allah’la ahitleştiğinin bilincinde olan bir kişi haram yemeye cesaret edebilir mi? Hak ihlali yapabilir mi? Kötülüğe meyledebilir mi?

Hz. Peygamber ve sahabesi namazı hayatlarının merkezine aldılar ve namazla bütünleştiler, namazla dirildiler ve namazı kalkan olarak gördüler. Onlar günü namaz vakitlerine göre düzenlediler ve her şeyi namaza göre belirlediler. Resulullah, şirk batağına saplanmış bir toplumu namazla terbiye etti ve o insanlarla birlikte bütün dünyayı etkileyecek bir sevgi medeniyeti inşa etti.

Namazı atalarımızdan görüp uyguladığımız rutin hareketler olarak gördüğümüz için hayatımızda köklü değişimler gerçekleşemiyor ve ne yazık ki namaz kılan zinakâr, sahtekâr, cani, hırsız ve torpilciler ortaya çıkıyor. Oysa namaz bir kontrol mekanizmasıdır ve bize kim olduğumuz ve ne olduğumuz konusunda farkındalık kazandırır.

Sevgili Peygamberimiz, "Namaz dinin direğidir" buyurmuş ve namazın merkezi bir noktada yer alan ve hayatımızın dengesini sağlayan bir ibadet olduğunu belirtmiştir. Fakat bu dengeyi koruyabilmek için namazın sadece kabuğu ile değil özü ile de bulaşmamız ve bu noktada bilinç kazanmamız gerekir.

Fatma tuncer.

RADYO DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Saadet Asrı Adanmış Hayatlar Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:10:20 ÖÖ]


İhsan ve Tefekkür Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:03:23 ÖÖ]


Takva ve Muttaki Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:58:21 ÖÖ]


Tam bir teslimiyet Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:53:57 ÖÖ]


İman ve Mü’min Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:43:37 ÖÖ]


Evlilikte Amaç Ne Olmalı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:39 ÖÖ]


En Şiddetli Düşman Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:02:48 ÖÖ]


Komşu Komşunun Külüne Muhtaç Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:30 ÖÖ]


Yaratılış Gâyemiz İbâdettir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:45:12 ÖÖ]


Rıfat Kaynak - Single Eserleri 320 + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:32:12 ÖS]


Diyetisyen Gözüyle Hamileliğe Hazır Mısınız Gönderen: anadolu
[Dün, 06:18:47 ÖS]


Peygamber’le Birlikte Yaşamak İçin Gönderen: anadolu
[Dün, 06:10:25 ÖS]


Yetimin Duyguları Gönderen: anadolu
[Dün, 05:46:08 ÖS]


Ölüm Var Ölümden Ölüme Fark Var Gönderen: anadolu
[Dün, 05:41:21 ÖS]


Nefis Mücadelesi Gönderen: anadolu
[Dün, 05:36:00 ÖS]


Alkolsüz Bir Hayat Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:03:57 ÖÖ]


Ümmetimin Zayıf mü’minleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:48:51 ÖÖ]


Yüksek Tansiyonda Psikolojik Faktörler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:27:08 ÖÖ]


Uyku Bozuklukları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:20:53 ÖÖ]


Bu Dünya Bir İmtihân Yeridir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:06:47 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41