Gönderen Konu: HESAP GÜNÜNÜ UNUTMAYALIM  (Okunma sayısı 685 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
HESAP GÜNÜNÜ UNUTMAYALIM
« : Ekim 03, 2017, 10:19:30 ÖÖ »
HESAP GÜNÜNÜ UNUTMAYALIM

Bugünkü sohbetimizde, iman esaslarından olan, ahiret gününden ve bugünde Allah'a verilecek hesaptan söz etmek istiyorum.

İnsan sorumluluk taşıyan bir yaratıktır. Bu, onun temel özelliklerinden birisidir. Allah'ın emirlerine uymak ve yasaklarından sakınmakla yükümlü olan insan, mutlaka bir gün Onun huzurunda dünyada yaptıklarından sorgulanacaktır. Çünkü insan, tesadüfen dünyaya gelmiş değil, Allah'ın takdir ve yaratması ile var olmuştur. Hem de Allah kainatta olan her şeyi onun hizmetine vermiştir. Kuran’da insanın bir gün hesaba çekileceği bildirilmiş ve şöyle buyurulmuştur:[1]

أَفَحَسِبْتُمْ أَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثاً وَأَنَّكُمْ إِلَيْنَا لَا تُرْجَعُونَ.

Öldükten sonra dirilip Allah'ın huzuruna getirileceğimiz bu güne, hesap günü, diyoruz. İşte o gün insanın en önemli günlerinden biridir. Peygamberler bile o günün dehşetinden Allah'a sığınmışlardır. İşte bu Peygamberlerden biri de, Hz.İbrahim’dir. Bakınız o, Allah'a nasıl dua ediyor:[2]

وَلَا تُخْزِنِي يَوْمَ يُبْعَثُونَ. يَوْمَ لَا يَنفَعُ مَالٌ وَلَا بَنُونَ. إِلَّا مَنْ أَتَى اللَّهَ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ.

Hz.İbrahim bu duası ile bize örnek oluyor, yol gösteriyor. Zaten onun yaptığı bu duanın Kuran’da yer almasının hikmeti de budur. Ayette şu hususlara dikkatimiz çekiliyor:

1. Ey insanlar, öleceksiniz, fakat sonradan dirilip Allah'ın huzurunda hesap vereceksiniz. Bunu hatırınızdan çıkarmayın, hazırlıklı olun.

2. Hz.İbrahim, bir Peygamber olduğu, hatta Allah'ın dostu olma şerefi ile şereflendiği halde hesap gününü unutmuyor ve o gün mahcup duruma düşmemesini Allah'tan niyaz ediyor. Bu Peygamberi örnek alın; Allah'a yönelin, yalvarın ve o gün hesabınızın kolay geçmesini Allah'tan dileyin.

3. Kimseye güvenmeyin, Allah'ın rızasını kazanmaya çalışın. O, razı olmadıkça kimsenin size bir iyilik yapamayacağını unutmayın. Çünkü Allah izin vermedikçe hiç kimsenin bir başkasına şefaat etmesi de söz konusu değildir.

4. O halde yapacağınız şey, Allah'ın rızasını kazanmaktır. Bu da ancak Onun emirlerine itaat etmek ve yasaklarından sakınmakla olur.

Evet, o gün mal ve evladın fayda vermeyeceği bir gündür. Nitekim başka bir ayette de şöyle buyurulmaktadır:[3]

يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ وَاخْشَوْا يَوْماً لَّا يَجْزِي وَالِدٌ عَن وَلَدِهِ وَلَا مَوْلُودٌ هُوَ جَازٍ عَن وَالِدِهِ شَيْئاً إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُم بِاللَّهِ الْغَرُورُ.

O düşünmesi bile insana dehşet veren günde herkes kendisi ile meşgul olacak, başkası ile ilgilenmeye ayıracak zamanı olmayacaktır. Nitekim Kuran’da şöyle buyurulmuştur:[4]

يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ أَخِيهِ. وَأُمِّهِ وَأَبِيهِ. وَصَاحِبَتِهِ وَبَنِيهِ. لِكُلِّ امْرِئٍ مِّنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْنِيهِ.

Değerli Kardeşlerim! İnsan dünyada bu yakınlarından birisi ile karşılaşsa sevinir ve onları sevgi ile kucaklar. Ama görülüyor ki o gün, değil başkalarından, bu en yakınları ile bile karşılaşmak istemeyecek, onlardan kaçacaktır. Bir kısmı kendi derdi ile meşgul olduğu için kaçacak, bir kısmı da sorguya çekilirim endişesiyle kaçacaktır. Çünkü kardeş, -Sen bana dünyada yardım etmedin; anne-baba, -Sen bize iyilikte kusur ettin; eşi, -Sen bana haram yedirdin; çocukları, -Sen bize dinimizi öğreterek, bizi uyarmadın deyip kişinin yakasına sarılırlar diye onlardan kaçacaktır.

Hz. Aişe validemiz anlatıyor:[5] Efendimiz:

تُحشرون حُفاةً عُراةً غُرْلا. قالت عائشة فقلتُ: يا رسول الله الرجال والنساء ينظر بعضهم الى بعض. فقال: الامر اشدُ من ان يُهِمَهم ذلك. 

Ebu Ubeyde ve İbn Münzir'in rivayetlerine göre İmam Katade şöyle demiştir:[6]

-Kıyamet günü insan tanıdığı bir kimseyi görmekten sıkıldığı kadar, hiçbir şeyden sıkılmaz. Çünkü yaptığı bir haksızlık sebebiyle peşine düşülmesinden korkar.

Ebu Hüreyre anlatıyor:[7] Allah: (وَأَنذِرْ عَشِيرَتَكَ الْأَقْرَبِينَ)[8] ayetini indirdiği zaman Efendimiz akrabalarını çağırarak, Safa tepesinde onlara yaptığı bir konuşmada şöyle buyurdu:

يا معشر قريشٍ اشتروا انفسكم لا اُغنِى عنكم من الله شيئا, يا بنى عبد مناف لا اُغنِى عنكم من الله شيئا, يا عباس بن عبد المطلب لا اُغنِى عنك من الله شيئا, ويا صفية عمة رسول الله لا اُغنِى عنكِ من الله شيئا, ويا فاطمة بنت محمد سَليِنى ما شِئْتِ من مالى لا اُغنِى عنك من الله شيئا.

Efendimiz, insanların dünya ve ahiret efendisi olduğu, kainat onun hatırına yaratıldığı halde, O şöyle derdi:

-Kıyamet günü ne olacağım, nasıl hesap vereceğim.

Ensar'dan bir kadın olan Ümmü Ala anlatıyor:[9] Müslümanlar, Mekke'den Medine'ye hicret ettikleri zaman, Ensar arasında kura ile taksim edilmişlerdi. Bizim aileye de Osman b. Maz'un düşmüştü. Biz Osman'ı evimizde konuk ettik. Osman bir süre sonra hastalandı ve vefat etti. Yıkandı, kendi elbisesi ile kefenlendi. Tam bu sırada Efendimiz cenazeye geldiler. Ben cenazeyi tezkiye ederek.

-Ey Ebu Saib. Allah sana rahmet etsin. Senin hakkında bildiğim ve bu cemaate bildirmek istediğim şudur ki; Sen Allah 'nın rahmetine erişmiş bahtiyar bir zatsın, dedim. Ben böyle söyleyince, Efendimiz bana dönerek:        -Allah'ın bu ölüye rahmet ettiğini nereden biliyorsun? dedi. Ben:   

-Ey Allah'ın Rasulü, anam-babam sana feda olsun, Allah, (Osman b. Maz'un gibi inanmış ve Allah'ın emirlerine uyup yasaklarından sakınmış bir kuluna ikram etmez de) ya kime ikram eder? dedim. Bunun üzerine Efendimiz:

-Osman b. Maz'un ölmüştür. Allah'a yemin ederim ki, ben de bu ölü için hayır ve mutluluk dilerim. Yine Allah'a yemin ederim ki, ben, Allah'ın bir Peygamberi olduğum halde bana (ve size kıyamet günü) ne muamele edeceğini bilemem, buyurdu. Ümmü Ala diyor ki:

-Vallahi, Efendimizin bu uyarısından sonra ben, kimseyi tezkiye etmeye cesaret edemedim.

Osman b. Maz'un, müslüman olanların on dördüncüsüdür. Önce Habeşistan'a, sonra da Medine’ye hicret etmiştir. Bedir savaşında bulunmuş ve büyük yararlıklar göstermiştir. Hicretin ikinci yılında Medine'de vefat etmiştir. Medine'ye hicret edenlerden ilk vefat eden sahabe budur.[10]

Burada akla şu soru gelebilir: Bedir savaşında hazır bulunanların bağışlandıkları, Efendimiz tarafından müjdelendiği halde, Efendimiz İbn Maz'un hakkında neden tereddüt ifade eden bir üslup ile Ümmü Ala'ya cevap vermişlerdir? Ayni diyor ki: Bunun sebebi, Osman b. Maz'un'un vefatı, Bedir savaşında bulunanların cennetlik oldukları haber verilmeden önce idi.[11]

Bu hadisten öğrenilen bir başka husus da şudur: Cennetle müjdelenmiş olan on kişi ile Bedir savaşına katılanlar gibi cennetlik oldukları bildirilenlerden başka hiçbir kimse hakkında cennetliktir, diye hükmedilemez. Ancak genel olarak, inananlar cennetliktir, inanmayanlar da cehennemliktir, denilebilir. Bir de mümin ve muttaki olan kişiler için, cennetlik oldukları umulur, ifadesi kullanılabilir, kesin olarak cennetlik oldukları söylenemez.[12]

Hz.Bera anlatıyor:[13] Efendimizle birlikte bir cenazede idik. Cenazenin mezarı kazılmakta olduğundan, Efendimiz mezarın bir tarafında oturdu. Bu manzara onu o kadar etkiledi ki, ağladı, göz yaşları ile toprak ıslandı. Sonra da orada bulunanlara şöyle buyurdu:

يا اخوانى لمثلى هذا فاَعِدوا.

Efendimiz, kıyamet gününden ve oradaki hesaptan söz edildiği zaman gözleri yaşarırdı.         

Hz.Abdullah b. Mesud anlatıyor:[14] Bir kere Efendimiz bana:

اقرا علىَ. قلت: اَقراُ عليك وعليك اُنزل؟ قال: فانى اُحب ان اَسْمَعَه من غيرى. فقراتُ عليه سورة النساء حتى بلغتُ )فَكَيْفَ إِذَا جِئْنَا مِن كُلِّ أمَّةٍ بِشَهِيدٍ وَجِئْنَا بِكَ عَلَى هَـؤُلاء شَهِيداً([15][15] قال: اَمسِكْ, فاذا عيناه تَذْرفانِ.

Efendimizin şu uyarısı da çok düşündürücüdür. Buyuruyor ki:[16]

لو تعلمون ما اعلم لضحِكْتم قليلا ولبكيتم كثيرا.

Ashabı Kiram da kıyamet günü Allah'a verilecek hesaptan endişe ederlerdi. Hz. Ömer, bir gün Ebu Musa el-Eş'ari’ye:

-Ey Ebu Musa, biz ki müslümanlığı kabul ettik, yerimizi yurdumuzu bırakarak göç ettik, her yerde Efendimizle beraber bulunduk. Acaba kıyamet gününde bir ecir ve mükafata nail olacak mıyız? dedi. Ebu Musa:       

-Elbette olacağız. Biz, bir çok iyilik yaptık. Cenab-ı Hak’tan büyük ihsan ve lütuf bekliyoruz, dedi. Hz. Ömer:   

-Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, Allah'ın huzurunda hesaptan kurtulmaktan başka bir şey istemiyorum, dedi.[17]

Kıyamet günü insanın dünyada gizli ve aşikar işlediği her şeyin hesabı görülecek, kişiler arasındaki anlaşmazlıklar çözümlenecektir. O gün hiçbir şeyi saklamak mümkün değildir. Çünkü yerde ve göklerde Allah'a saklı hiçbir şey yoktur. Nitekim Kuran’da buyuruluyor ki:[18]

لِّلَّهِ ما فِي السَّمَاواتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَإِن تُبْدُواْ مَا فِي أَنفُسِكُمْ أَوْ تُخْفُوهُ يُحَاسِبْكُم بِهِ اللّهُ فَيَغْفِرُ لِمَن يَشَاءُ وَيُعَذِّبُ مَن يَشَاءُ وَاللّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ.

Allah'a gizli ve saklı hiçbir şey olmadığı halde O, insanın yaptıklarını melekler aracılığı ile de yazdırmaktadır. Kuran’da şöyle buyurulmuştur:[19]

 وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظِينَ. كِرَاماً كَاتِبِينَ. يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ. إِنَّ الْأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ. وَإِنَّ الْفُجَّارَ لَفِي جَحِيمٍ. يَصْلَوْنَهَا يَوْمَ الدِّينِ. وَمَا هُمْ عَنْهَا بِغَائِبِينَ. وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ. ثُمَّ مَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ. يَوْمَ لَا تَمْلِكُ نَفْسٌ لِّنَفْسٍ شَيْئاً وَالْأَمْرُ يَوْمَئِذٍ لِلَّهِ.

Meleklerin kaleme aldıkları bu defterlerde kulun neyi ne zaman ve nerede yaptığı yazılmış bulunmaktadır. Bu defterler, kıyamet günü sahiplerine verilecek ve şöyle denecektir:[20]

اقْرَأْ كَتَابَكَ كَفَى بِنَفْسِكَ الْيَوْمَ عَلَيْكَ حَسِيباً.

Bu amel defterlerinde her şey yazılmış, hiçbir şey unutulmamıştır. Kuran’da şöyle buyurulur:[21]

وَوُضِعَ الْكِتَابُ فَتَرَى الْمُجْرِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا فِيهِ وَيَقُولُونَ يَا وَيْلَتَنَا مَالِ هَذَا الْكِتَابِ لَا يُغَادِرُ صَغِيرَةً وَلَا كَبِيرَةً إِلَّا أَحْصَاهَا وَوَجَدُوا مَا عَمِلُوا حَاضِراً وَلَا يَظْلِمُ رَبُّكَ أَحَداً.

O gün herkes sorgulanacaktır. Kuran bu hususu ifade eder:[22]

فَلَنَسْأَلَنَّ الَّذِينَ أُرْسِلَ إِلَيْهِمْ وَلَنَسْأَلَن الْمُرْسَلِينَ.

Peygamber kendilerine gönderilenlere:

-Elçilere ne cevap verdiniz? Peygamberlere de:

-Size ne cevap verildi? diye sorulacaktır.

Aslında o günde günahkarlara, suçlu oluşları yüzlerinden belli olduğu için günahlarından sorulmayacağı Rahman 39 ve Kasas 78. ayetlerinde ifade buyurulmuştur. Ancak buradaki sorgulama, inkarcıları Peygamberler önünde azarlayarak sorumlu tutmaktır.

Amel defterlerini inceleyenlerden bazıları orada yazılı günahlarından bir kısmını inkar edecekler ve: -Bunları ben yapmadım, melekler yazdı diyecekler ama, bu konudaki şahitlere itiraz edemeyeceklerdir. Çünkü o gün vücutlarındaki organlar aleyhlerine şahitlik yapacaktır. Nitekim Kuran’da bu husus şöyle ifade edilmiştir:[23]

يَوْمَ تَشْهَدُ عَلَيْهِمْ أَلْسِنَتُهُمْ وَأَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُم بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ.

 Yine bu hususa işaret eden diğer bir ayet ise şudur:[24]

وَيَوْمَ يُحْشَرُ أَعْدَاء اللَّهِ إِلَى النَّارِ فَهُمْ يُوزَعُونَ. حَتَّى إِذَا مَا جَاؤُوهَا شَهِدَ عَلَيْهِمْ سَمْعُهُمْ وَأَبْصَارُهُمْ وَجُلُودُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ. وَقَالُوا لِجُلُودِهِمْ لِمَ شَهِدتُّمْ عَلَيْنَا قَالُوا أَنطَقَنَا اللَّهُ الَّذِي أَنطَقَ كُلَّ شَيْءٍ وَهُوَ خَلَقَكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ.

Enes b. Malik (r.a.) anlatıyor:[25]

عن انس بن مالك قال: كنا عند رسول الله فضحك. فقال هل تدرون مم اضحك؟ قال: قلنا الله ورسوله اعلم. قال: من مخاطبة العبد ربَه يقول يا رب الم تُجِرْنِى من الظلم؟ قال يقول: بلى. قال فيقول فانى لا اُجيزُ على نفسى الا شاهدا منى. قال فيقول: كفى بنفسك اليوم عليك شهيدا وبالكرام الكاتبين شهودا. قال فيُخْتَمُ على فيه فيقال لأركانه إنْطَقى. قال فتنطق باعماله. قال ثم يُخَلىِّ بينه وبين الكلام قال فيقول: بُعْدا لَكُنَّ وسُحْقا فعنكنَّ كنت أٌناضلُ.

Kıyamet günü iyilerle kötüler birbirinden ayırt edilecek, haklar alınıp sahiplerine verilecektir. O gün hiç kimsenin hakkı kimsede kalmayacaktır. Efendimiz bu hususu ifade ederken şöyle buyurmuşlardır:[26]

عن أبى هريرة قال:لَتُؤَدُّنَّ الحقوقُ الى اهلها حتى يقاد للشاة الجلجاء من الشاة القَرناء.

Hak sahipleri haklarını eksiksiz alacakları muhakkak olan o günde, dünyada haksızlık yapanlar da, iyiliklerini hak sahiplerine vermekle yaptıkları iyiliklerden de mahrum olacaklardır.

Ebu Hüreyre anlatıyor:[27]

عن ابى هريرة ان رسول الله قال: اتدرون ما المفلس؟ قالوا: المفلس فينا مَن لا درهم له ولا متاع. فقال: إن المفلس من امتى ياتى يوم القيامة بصلاة وصيام وزكاة وياتى قد شتم هذا وفذف هذا واكل مال هذا وسفك دم هذا وضرب هذا فيُعطى هذا من حسناته, فان فنيت حسناته قبل ان يُقضى ما عليه اُخذ من خطياهم فطُرحت عليه ثم طُرح فى النار.

Bu hadis, insan haklarına verilen önemi belirtiyor. İnsan haklarına riayet etmeyen kimselerin, kıyamet gününde sorgulanırken dünyada kazandıkları iyilikleri de kaybederek, çok kötü bir duruma düşeceklerini açık bir şekilde ifade ediliyor.

Efendimiz, inananlara olan şefkat ve merhameti sebebi iledir ki, kul hakkı ile Allah'ın huzuruna çıkmamamız için her vesile ile bizi uyarmıştır. Hatta o, borçlanıp borcunu ödeyemeden ölen kimselerin borçlarını öder ve şöyle buyururlardı:[28]

والذى نفسُ محمد بيده إنْ على الارض من مؤمن الا انا اوْلى الناس به. فايكم ما ترك ديْنا او ضَيَاعا فانا مولاه. وايكم ترك مالا فالى العصبة مَن كان.

Değerli Kardeşlerim! Kişi kıyamet günü genel olarak beş şeyden sorguya çekilecektir. Bu beş şeyi Efendimiz şöyle bildirmişlerdir:[29]

لا تزول قدمُ بن ادم يوم القيامة من عند ربه حتى يُسئل عن خمس: عن عمره فيم افناه, وعن شبابه فيم أبْلاه, وماله من اين اكتسبه, وفيم انفقه, وماذا عمل فيما علم.

Bu hadis üzerinde düşünmeli ve bu sorulara cevap verecek şekilde hazırlanmalıyız.

Bu olaydan sonra terazi kurulur ve amellerin tartılmasına geçilir. Nitekim Kuran’da şöyle buyurulmuştur:[30]

وَالْوَزْنُ يَوْمَئِذٍ الْحَقُّ فَمَن ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ فَأُوْلَـئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ. وَمَنْ وَمَنْ خَفَّتْ مَوَازِينُهُ فَأُوْلَـئِكَ الَّذِينَ خَسِروا أَنفُسَهُم بِمَا كَانُواْ بِآيَاتِنَا يِظْلِمُونَ.

Buradaki terazi (mizan) insanların dünyada yaptıkları amelleri, tartacak olan ve keyfiyetini bilemediğimiz ilahi adalet ölçüsüdür. Bu, dünyadaki ölçü aletlerinin hiç birine benzemez. Çünkü bu terazi, insanın yaptığı iyilikler ile kötülükleri tartacaktır.

Ayette de ifade buyurulduğu gibi, tartıda, iyilikleri kötülüklerinden ağır gelenler kurtuluşa erecek, hafif gelenler ise cehenneme gidecektir. Cehenneme gidenlerden inanmış olanlar, cezalarını çektikten sonra cehennemden çıkıp cennete girebileceklerdir. Ameller tartılırken ise hiç kimseye haksızlık yapılmayacak, yaptığı her şey adalet terazisinde tartılacaktır. Nitekim Kuran’da:[31]

وَنَضَعُ الْمَوَازِينَ الْقِسْطَ لِيَوْمِ الْقِيَامَةِ فَلَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْئاً وَإِن كَانَ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِّنْ خَرْدَلٍ أَتَيْنَا بِهَا وَكَفَى بِنَا حَاسِبِينَ.

Bu konuda bir başka ayet de şudur:[32]

فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْراً يَرَهُ. وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرّاً يَرَهُ.

        Tartıda iyilikleri kötülüklerinden ağır gelenlere ne mutlu. Onlar cennete girecekler ve cennetin sonsuz nimetlerine ereceklerdir.

Değerli Müminler! Kıyamet günü Allah'ın huzurunda vereceğimiz hesap ile ilgili bu kısa açıklamadan sonra, o halde ne yapmalıyız ki, o gün hesabımız kolay geçsin? gibi bir soru akla geliyor. Evet, yapacağımız şeyi Efendimiz bize şöyle hatırlatıyor:[33]

حاسِبوا انفسكم قبل ان تُحاسب.

İnsan dünyada yaptıklarının bir gün hesabını vereceğine ve o günkü mahkemede hakimin bizzat Allah olduğuna inanır ve bu inancını ölünceye kadar muhafaza ederse, her işinde dikkatli olur. İşlerinde doğruluktan ayrılmaz. Kimseyi aldatmaz. Kimseye haksızlık yapmaz. Yalan konuşmaz. Kimsenin malına ve ırzına göz dikmez. Kendi hakkı kadar başkalarının hakkını da gözetir. Kendisine layık görmediği bir şeyi din kardeşlerine de layık görmez.

Bu inanca sahip olan kimse, hesap günü gelip çatmadan evvel, kötülükleri azaltır ve iyilikleri çoğaltılır. Allah'tan korkar. Ona karşı gelmekten çekinir. Günah işlememeye gayret eder. İşlediği günahlardan hemen tevbe eder. Günahkar olarak Allah'ın huzuruna gitmek istemez. İşte ahiret inancı, insanın, duygu, düşünce ve davranışları üzerinde olumlu etkiler yapar.

Ne mutlu o hesap gününe hazırlananlara. Yine ne mutlu o günü hiç unutmayanlara.

Konuşmamı, Kuran'ın en son nazil olduğu, Abdullah b. Abbas tarafından rivayet edilen ayetle bitiriyorum. Allah  buyuruyor ki:[34]

 وَاتَّقُواْ يَوْماً تُرْجَعُونَ فِيهِ إِلَى اللّهِ ثُمَّ تُوَفَّى كُلُّ نَفْسٍ مَّا كَسَبَتْ وَهُمْ لاَ يُظْلَمُونَ.

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Müminun, 23/115.

[2] Şuara, 26/87-89.

[3] Lokman, 31/33.

[4] Abese, 80/34-37.

[5] Buhari, Rikak, 45; Müslim, Kitabu’l-Cenne,14.

[6] Alusi Tefsiri, 30,48.

[7] Buhari, Vesaya, 11; Müslim, İman, 89.

[8] Şuara, 26/214.

[9] Buhari, Cenaiz, 3.

[10] Ayni, Umdetü’l-Kari, 8,16.

[11] Ayni, Umdetü’l-Kari, 8,16.

[12] Ayni, Umdetü’l-Kari, 8,16.

[13] İbn Mace, Zühd, 19.

[14] Buhari, Nisa Suresi Tefsiri, 9.

[15] Nisa, 4/41.

[16] Buhari, Küsuf, 2; Müslim, Küsuf, 1.

[17] Şibli, İslam Tarihi, 7,501.

[18] Bakara, 2/284.

[19] İnfitar, 82/10-12.

[20] İsra, 17/14.

[21] Kehf, 18/49.

[22] Araf, 7/6.

[23] Nur, 24/24.

[24] Fussilet, 41/21-21.

[25] Müslim, Kitabu’z-Zühd, ve’r-Rekaik.

[26] Tirmizi, Kitabu Sıfati’l-Kıyame, 2.

[27] Müslim, Birr , 15.

[28] Müslim, Feraiz, 4.

[29] Tirmizi, Kıyame, 1.

[30] Araf, 7/8-9.

[31] Enbiya, 21/47.

[32] Zilzal, 99/7-8.

[33] Tirmizi, Kıyame, 25.

[34] Bakara, 2/281.

LÜTFİ ŞENTÜRK.

 


* BENZER KONULAR

Nefsimiz ve Allah C.C Rahmeti Gönderen: melek
[Bugün, 07:34:32 ÖÖ]


Allah İçin Sevmek Yada Sevmemek Gönderen: melek
[Bugün, 07:28:23 ÖÖ]


Zor Zamanlar ve Dayanışma Ruhu Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:05:43 ÖÖ]


İbadetler Güzel Ahlâklı Olmayı Sağlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:52:03 ÖÖ]


Ramazan ve İman Kardeşliği Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:44:35 ÖÖ]


Tasavvuf Nefsi ve Kalbi Temizlemek Demektir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:27:41 ÖÖ]


Hased, İyilikleri Yer Bitirir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:18:45 ÖÖ]


Esat Aydoğan - Güller Hürmetine Rahmet 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:22:20 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Badı Saba 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:10:40 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Selam Götürün 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:56:26 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Aşkı Mevla 1 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:37:39 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Gülbeste 1 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:24:51 ÖS]


Celaleddin Ada - Aşkullah Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:15:31 ÖS]


Mehmet Emin Ay - O'nun Güzel İsimleri 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:06:15 ÖS]


Mehmet Emin Ay - Nât-ı Şerîfler & Gül-i Ruhsâr 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:55:22 ÖS]


2024 - Agah - Mestâne - Enstrümantal Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:30:02 ÖS]


Birbirimizin Hem Cenneti Hem de Cehennemi Olabiliriz Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:48:55 ÖÖ]


Kulluk Şuuru Nasıl Oluşur Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:44:55 ÖÖ]


Şeytanın Büyücülüğü Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:41:01 ÖÖ]


Birliğe Çağrı Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:35:09 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41