Gönderen Konu: Allah kuluna neden dinde musibet verir  (Okunma sayısı 127 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2120
Allah kuluna neden dinde musibet verir
« : Ağustos 06, 2020, 08:33:02 ÖÖ »
Allah kuluna neden dinde musibet verir

Önce her şeyin, insan için bir imtihan olduğu unutulmamalıdır.

Hayat hep düzlükte gitmez. Bazen ağzımızın tadı bozulur. İşte bu sırada hemen inancımız imdâda yetişmelidir. Her şeyin Allah'tan geldiği hatırlanmalıdır. Başka sebepler aranmadığı gibi isyan edilmemeli, ümitsizliğe düşülmemelidir.

Şurası muhakkak ki, daha çok inanmış insanlar belâlara maruz kalırlar. Onun için belâya uğrayan Müslüman, imanı ölçüsünde sabırla karşılık vermelidir.

Belâ ve musibet anında şöyle bir tavır sergilemeliyiz:

-Bunda da vardır bir hayır, demeli, hayır beklemelidir.

-Bu da geçer, demeli, olayları geçici olarak görmelidir.

-Sıkıntıların ardındaki hayrı, sevabı görmeli, dua etmelidir.

-Şikayet, sızlanma, uğursuzluk arama yerine, suçu kendinde aramalı; ne hatam var ki bu başıma geldi? Benim
eksikliğim neydi? Demeli kendine ders çıkarmalıdır.

Peygamberimiz şöyle der:

-“Mü’min sıkıntıya tabi tutulur; en küçük bir acıya maruz kalanı Allah, bir derce yükseltir.”

-“Allah kime hayır dilerse, onu musibete uğratır.”

-“Tauna uğrayan sabrederse, Allah'tan bilirse, ona şehid sevabı vardır.” (Riyaz üs Salihin:33/9)

Kutsi Hadiste de şöyle buyrulmuştur:

-“Mü’min kulumun dünya ehlinden sevdiği birini aldığım zaman; sabrederse, karşılığı cennettir.”

-“Kulumu gözlerinden mahrum ettiğim zaman kulum şikayet etmezse iki gözüne bedel ona cennet vardır.” (Age:33/9)
Görülüyor ki her bir musibetin hikmeti vardır.

Mevlâna’nın hanımı Kerrâ Hatun : “Efendim Rabbim ömrünü uzun, sıhhatini dâim etsin” deyince Mevlâna : “Bre Hatun biz Firavun muyuz ki, uzun ömür daimi sıhhat dilersin” demiştir.

Evet belânın büyüğü inananlara olduğu için hatalarının cezasını bu dünyada çekmiş olacaktır. Onun için kaçınılmaz felâketler için Müslüman, Allah iltica edecektir. Nasıl edecek? “Euzu besmele çekip”, “Lâ havla velâ guvvete illâbillahil aliyyil azim” diyecek, “Hasbünellahü ve niğmel vekil, niğmel Mevlâ ve niğmen nasır” diyecektir.
Ne demişler :

“Hoştur bana senden gelen,

Ya gonca gül yahud diken”

Bir başka ifadeyle : “Kahrında hoş lütfun da hoş”

Evet, inanan insan, belâ ve musibetlere imanı ile karşı koyacak. “Buda geçer” deyip sabredecek, isyan ederek günaha girmeyecek. “Bu benim başıma neden geldi, nereden geldi” diyerek şikayet etmeyecektir.

En başta musibetlere peygamberler, sonra da Evliyaullah, sonra da inanlar mâruz kalmıştır.

Maddi musibetlere tavrımızı Bediuzzaman : “Maddi musibetleri büyük gördükçe büyük, küçük gördükçe küçülür” der.
İnsan bu dünyada maddi ve manevi belâ ve musibetlerle imtihan edilmeden bırakılıvereceğini zannetmesin. Hepimiz imtihana tabi tutulacağız. Öyle ise peygamberimizin yaptığı duayı yapalım : “Ya Rabbi bize musibetleri karşılayabilecek iman ver ve Götüremeyeceğimiz yükü yükleme!”

Ayrıca iyiliklerle sadakalarla kazayı, belâyı def etmek için her ana tedbirli olmalıyız.

Olaylar karşısında, inançlı insanın hali başka olur. Öyleyse, bizde inanmış insan gibi karşılamalıyız.

Birde, belâ ve musibetler birçoklarına günahları ve isyanları yüzünden gelir. Onun için günah ve isyanlardan uzak duralım. Hala ders almadık; günahlar devam, müstehcenlik devam… Düzelme yerine bozulma devam ediyor.
Kur'an'da :

-“Başınıza gelenler, yaptıklarınız yüzündendir” (Şurâ:30) buyrulur.

Musibetlerin zararını, sadece günah işleyenler görmez. Bir çok masum insan, çoluk çocuk da zara görür. Bunun için iyilik emredilecek kötülükten sakındırılacaktır. Günahkâr, günahtan vazgeçirilmeye çalışılacaktır.
Hz. Peygamber (s.a.) :

-“Bir kötülük gördüğünüz zaman elinizle yok ediniz. Bunu yapacak ortam yoksa, dilinizle öğüt vererek vazgeçiriniz.

Bunu da yapacak imkân yoksa, kalbinizle o kötü ve kötülükten uzak durarak buğzediniz” buyuruyor.
Kur'an'da da şöyle bir uyarı var:

“Öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (hepinizi perişan eder.) bilin ki, Allah'ın azabı şiddetlidir.” (Enfal:25)

Cenab-ı Allah Yuşa (s.a.)’ya diyor ki:

-“Kavminden 60 bir şerli ile 40 bin hayırlıyı helâk edeceğim.”

Yuşa Peygamber sorar:

-“60 bin şerliyi günahları yüzünden helâk edeceksin; ama 40 bin Salih kimseyi neden helâk edeceksin?”

Allah vahyeder:

-“Onlara kötülere ve kötülüklere karşı çıkmamışlardır. Böylece susarak kötülere destek olmuşlardır. Onların günahına da ortak olmuşlardır.”

Hz. Peygamber şöyle anlatır:

“Üç kişi bir gemideydiler. Biri geminin dibinde, ikincisi orta katında, üçüncüsü üst katındaydı.

Geminin zeminindeki su lazımdır diyerek gemiyi delmeye başladı. İkinci ve üst kattakiler de, ‘bize ne’ diyerek ses çıkarmadılar. Sonra diptekilerin açtığı delikten giren su gemiyi bütünüyle sulara gömerken deliği açan da, ses çıkarmayanlar da birlikte boğuldular. Musibeti birlikte yaşamaktan kurtulamadılar.”
Şimdi düşünme zamanı.

Tevbe, istiğfarlarımızın arşa yükselmesi gerektiği şu acılı günlerimizde hep birlikte yaşadığımız azabın neresindeyiz
biz?

Gemiye delenden miyiz, seyirci kalandan mıyız; yoksa rıza göstermediği, ikaz görevini yaptığı halde elinden bir şey gelmeyenlerden miyiz?

Allah Rasûlü buyurur ki:

-“Yer yüzünde kötülük yayıldığında onların arasında iyiler bulunsa da Allah o yer halkına azabını indirir. Kötülere gelen azab iyilere de gelir. O iyiler daha sonra Allah'ın affına, rahmetine kavuşur.” (Ramuz:54/2)

-“Bir yerde kötülük zuhur ettiğinde, men edilmezse Allah onlara azabını indirir.” Sahabe:
-“Onlar arasında iyiler bulunsa da mı?” deyince:

-“Evet, onlara da iner. Çünkü men etmemişlerdir” buyurur. (Ramuz:54/3)

Musibet, suçluyu suçsuzu ayırmıyor. Birine ceza olur birine imtihan, diğerine de sevap kazandıran bir olay olur.

Felâketin umumi oluşunun diğer sebebi de: zulme karşı susmaktır. Tepki göstermeyerek, günahlara ortak olunmuştur, vazifeler yapılmamıştır.

Musibetlerde, suçlu ile beraber suçsuzu da sıkıntıya düşer, ama onun sıkıntısı sevaba dönüşür. Eğer felâketler anında ölürse, yangında ölse de, su da boğulsa da, öldürülse de, inanıyorsa, bir insan şehit olur. Malı telef olsa sadaka olur.

Bugünün insanı, bu hususları pek düşünmüyor. Aciz, zayıftır. İmanla karşı koymuyor. Yavrusu şehid olmuş anaya bakın; yeri – göğü yıkıyor, söz ve davranışları ile Allah'a isyan ediyor.

Bakar sûresinde : ”Sabır ve namazla yardım isteyiniz.” (45) buyruluyor. Sabır elden bırakılmayacak ve ibadetlerle, dualar da ihmal edilmeyecek. Çünkü insanın davranışına göre felâket ya günahlara kefaret olur veya günahları arttırır.
Yakup Peygamberin sabrı, Eyüp Peygamberin sabrı, felâkete uğrayanlara örnek olmalıdır.

Kur'an'da, birçok defa : “Allah sabredenlerle beraberdir” buyrulmuştur. (Bakara:153)

Bakara 155. ayetinde : “Sizi biraz korku, biraz açlık, biraz maldan, candan ve ürünlerden eksiklik ile imtihan edeceğiz.

Sabredenlere müjdele.”

Al-i İmran 142 : “Yoksa siz, Allah içinizden cihad edenleri ve sabredenleri hiç ayırt etmeden cennete girivereceğinizi mi sanıyorsunuz? ”

Ankebut 2 : “İnsanlar. İnandık! Demeleriyle bırakılıp da, imtihan edilemeyeceklerini mi sanıyorlar?”

Şunu asla unutmayın; mü’minin başına gelen ne olursa olsun boşuna değildir. Hoşuna gitse de gitmese de hayrındandır.

-Kul : “Ya Rabbi, derdin daha büyüğünü vermedin” der şükrederse, sevap kazanır.

-“Rabbim senden geldi” der sabreder, sevap kazanır.

-“Acı çeker, günahlarına kefaret olur, günahlardan temizlenir, ahirette acı çekmez.”

Demek ki, dert, bilene rahmet olur. İnanana mükafat olur. Allah çekemeyeceğiz dert vermesin.

Hadis-i şeriflere göre Müslüman'a bela ve musibetlerin gelme sebebi nedir?

Asıl musibet ve zararlı musibet, imanımıza, Müslümanlığımıza, ahlakımıza gelen musibettir. Bu musibetlerden her zaman Allah’a sığınmamız ve ağlayıp sızlanmamız gerekir. (bk. Tirmizî, Deavât: 79)

Fakat dinî olmayan musibetler, hakikat noktasında musibet değildirler. Bunların bir kısmı Allah’ın bir ikazı ve uyarısıdır; bir kısmı günahlara kefarettir; hastalık gibi bir kısmı ise, Allah’ın bir iltifatıdır, bir temizliktir. (bk. Buhâri, Îman: 39, Müslim, Birr: 52)

Nitekim bir rivayetlerde “Meyveleri olgunlaşmış bir ağacı silkmekle nasıl meyveleri düşüyor; sıtmanın titremesinden günahlar öyle dökülüyor.” (Buharî, Merdâ: 3, 13, 16; Müslim, Birr: 45) “Ateşin altın ve gümüşün paslarını giderdiği gibi bîr müslümanın hastalığı da onun günahlarını giderir " (İbn Mace, Tıb 18) müjdeleri verilmiştir.

Başka bir hadiste ise Allah en çok sevdiği kullarına, en ağır ve şiddetli musibetleri verdiği bildirilmektedir: “İnsanların en çok musibete uğrayanları evvela peygamberlerdir, sonra derecelerine göre (veliler ve salihler) gelir. Kişi dinine göre bela ve imtihanlara maruz kalır. Eğer dine bağlılığı varsa, belası daha da artar. Fakat dininde gevşek yaşıyorsa ona göre musibetlerle karşılaşır. Kişiye belalar gelir gelir de artık onun üzerinde hiçbir günah kalmaz.” (Tirmizi, Zühd 57; Ahmed b. Hanbel 1,172, 174)

"Bir kul kendisi için (cennette) hazırlanmış olan makama ameliyle erişemeyecekse, Allah onun bedenine veya malına veya çoluk çocuğuna bir bela verir de bu belaya sabrı sebebiyle o makama eriştirilir." (Ahmed b. Hanbel V-272)

Bu nedenle müminlerin başına gelen bela ve musibetlerin bir çok nedeni ve hikmeti olabilir. Ama hepsi de onun faydasınadır

1- Bunlardan birisi işlediğimiz günahlar sebebiyledir.

Size gelen musibet, işlediğiniz (günahlar) yüzündendir. (Şura, 30)

Sana gelen kötülük, kendindendir, (günahların yüzündendir). (Nisa, 79)

Bir millet, kendini bozmadıkça, Allah onların hallerini değiştirmez. (Rad, 11)

2- Bela, hastalık ve musibetler, günahların kefareti (affolması) için gelir.
Dünyada musibetlere maruz kalıp da güzelce sabreden kimse, ahirete günahsız gider veya günahları azalır.


Her musibet, affedilecek bir günah için gelir. (Ebu Nuaym)

Mümine gelen her sıkıntı, günahlarına kefaret olur. (Buhari)

Müminin günahları affoluncaya kadar bela ve hastalık gelir. (Hakim)

3- Cennette yüksek derecelere kavuşması için mümine musibet gelir.

Bunun için Peygamberlere çok bela ve musibetler gelmiştir.

En şiddetli bela, Peygamberlere, velilere ve benzerlerine gelir. (Tirmizi)

Nimete kavuşması için insana musibet gelir. (Buhari)

Musibet, kavuşulacak bir derece için gelir. (Ebu Nuaym)

Allahü teâlânın hayrını murad ettiği kul, belaya maruz kalır. (Taberani)

Kişi, hep sıhhat ve selamette olsa idi, bu ikisi onun helakı için kâfi gelirdi. (İ.Asakir)

Mümin, keler deliğine saklansa, ona, eza edecek biri musallat olur. (Beyheki)

Dünya, (Cennetteki nimetlerin yanında) mümine zindandır. (Müslim)

Allah’ı ve Resulünü seven, belaya (hazırlıklı olsun) zırh giysin! (Beyheki)

Demek ki belanın en şiddetlisi, Allahü teâlânın çok sevdiği kimselere geliyor. Belalara sabır, sıddıkların derecesidir.

Peygamber efendimiz, kendisine gelecek musibetlere karşı dayanma gücü vermesi için Allahü teâlâya dua ederdi.

 


* BENZER KONULAR

Esat Aydoğan - Güller Hürmetine Rahmet 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:22:20 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Badı Saba 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:10:40 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Selam Götürün 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:56:26 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Aşkı Mevla 1 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:37:39 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Gülbeste 1 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:24:51 ÖS]


Celaleddin Ada - Aşkullah Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:15:31 ÖS]


Mehmet Emin Ay - O'nun Güzel İsimleri 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:06:15 ÖS]


Mehmet Emin Ay - Nât-ı Şerîfler & Gül-i Ruhsâr 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:55:22 ÖS]


2024 - Agah - Mestâne - Enstrümantal Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:30:02 ÖS]


Birbirimizin Hem Cenneti Hem de Cehennemi Olabiliriz Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:48:55 ÖÖ]


Kulluk Şuuru Nasıl Oluşur Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:44:55 ÖÖ]


Şeytanın Büyücülüğü Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:41:01 ÖÖ]


Birliğe Çağrı Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:35:09 ÖÖ]


Ahirete İmanın Mü’mine Kazandırdıkları Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:29:15 ÖÖ]


Sen Değerlisin Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:19:59 ÖÖ]


Evlilik İnsanı Mükemmelliğe Ulaştıran Hızlı Yollardan Birisidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:58:11 ÖÖ]


Müslümanım Diyen Ey Hanımlar Kızlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:51:18 ÖÖ]


Birçok Kadın Kocasını Birçok Rrkekte Karısını Cennetlik Etmiştir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:45:05 ÖÖ]


Hesap Günü İyice Yaklaştı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:33:16 ÖÖ]


Kırık Kalple Yapılan Dualar Makbuldür Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:20:47 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41