Gönderen Konu: ÖFKE – ASRIMIZIN DUYGUSAL RAHATSIZLIKLARI  (Okunma sayısı 244 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
ÖFKE – ASRIMIZIN DUYGUSAL RAHATSIZLIKLARI
« : Ağustos 15, 2019, 09:14:02 ÖS »
ÖFKE – ASRIMIZIN DUYGUSAL RAHATSIZLIKLARI

Öfke; Allah’ın yarattığı, genlerde var olan bir özelliktir. Öfkeyi “İnsanın hayatını sürdürebilmesi ve onu dış tehlikelerden koruyabilmesi için onun fıtratına koyulan bir duygudur” diye tarif eder Ömer Nasuhi Bilmen. Duygusal ve şiddetli bir duygu olarak da tarif edenler olmuştur.

Maruz kaldığımız bazı davranışlar ve olaylar sonucu ortaya çıkar öfke dediğimiz durum. Öfkesiz olmak mümkün değil ama öfkemizi kontrol altına almak bizim elimizde.

İnsanın onurlu bir yaşam sürdürebilmesi için bazı duygulara ihtiyacı vardır. Öfke de bunlardan bir tanesidir. Bir çeşit savunma mekanizması gibi düşünebiliriz. Bu sebeple öfkeye kötü bir duygu demek doğru değildir, sadece dikkat edilmesi gereken şey öfkeyi kontrol altına almaya çabalamaktır.

Bazı bedeni arızaların, gerginliklerin, huzursuzlukların, stresin kaynağında duygusal rahatsızlıklar vardır. Bu tarz rahatsızlıklar sadece kendi iç dünyasında, aile, iş ve toplumsal hayatında sorun yaşayan insanlarda bulunmaz.

Günümüz insanının neredeyse tamamını ilgilendiren sorunlardır bunlar. Zira materyalist bir çağda, yani her şeyin maddeyle ölçüldüğü bir çağda yaşadığımız için, ruhun ve kalbin ihtiyaçları hep ikinci plana atılmış durumdadır. Bu da beraberinde, ister istemez çeşitli duygusal rahatsızlıkları getirmiştir. İşte bu sebeple bireylerin kendilerini iyi tanımaları, hayatlarını zorlaştıran negatif duyguları teşhis ederek tedavi yollarına gitmeleri gerekmektedir.

Materyalist bir çağda yaşadığımız için, koşturmalarımız hiç bitmiyor tabi. Artık o kadar çok koşturuyoruz ki durup kendimizi dinlemeye, ruhumuzu ve kalbimizi doyurmaya vakit bulamıyoruz. Bedenin yemeye, içmeye ihtiyacı olduğu gibi, ruhun da gıdalanmaya ihtiyacı vardır.

Ruhun ve kalbin gereken gıdasını vermediğimiz zaman, giderek zorlaşan hayat şartları altında iyice ezilmeye başlıyoruz. Sonra mutsuz oluyoruz, huzursuz oluyoruz, kendimize ve bize ihtiyacı olanlara yetememeye başlıyoruz. Bu da öfkeye, sinire ve strese sebep olunca, ilerleyen zamanlarda maalesef bedeni ve psikolojik rahatsızlıklar yaşamaya başlıyoruz. Maalesef maddeci sistemin çarkları durumundayız, bunun farkında olmalı ve bize emanet edilen hayat sermayesini doğru kullanarak, öfkeye, şiddete, karamsarlığa kurban etmemeliyiz.

Öncelikle herkesin biraz sükûna ve huzura ihtiyacı var diye düşünüyorum. Bu da oturup kendimizle biraz muhasebe yapmaktan geçiyor. Mesela hırs, tamah, kıskançlık, gıybet, su-i zan gibi ruhu ve maneviyatı zedeleyen davranışlardan uzaklaşmak, nefsin kötü istek ve arzularından kaçmak gibi.

Bunun yanında yaşadığımız zorluklara sabr etmek, her sıkıntımızda Allah’ın kapısına koşmak, Kur’an-i Kerim’e daha çok sarılmak, ibadetlerimize özen göstermek, hayatın geçiciliğini bilmek, yaşadığımız her şeyde bir hayır olduğuna inanmak, kanaat etmek, üzerimize düşen sorumlulukları hakkıyla yapabilmek, gibi güçlü duygularla örülü bir hayat yaşamak; hem hadiselere bakış açımızı değiştirir, hem de kendimizi daha güçlü hissetmemize vesile olurlar.

İmtihan Dünyası!

Hiç kimsenin hayatı dört dörtlük değildir ve herkesin yükü kendine göre ağırdır. Burada şunu unutmamak lazım; Allah hiç kimseye kaldıracağından fazla yükü yüklemez. Ayette şöyle buyuruyor Yüce Allah; "Allah hiçbir nefse gücünün yeteceğinden öte yük yüklemez."(Bakara, 286)

Olaylara bu gözle bakınca ruhen bir rahatlık hissederiz. Ama aksi düşünürsek, yaşadığımız her şey bize bir yük gibi gelmeye başlar, Allah muhafaza. Ve bakış açımızda değişme olmazsa o yüklerin altında ezilmeye başlarız zamanla.

Sonra kendimizi başkalarıyla kıyas içine gireriz belki de. “Benim hayatım çok zor, onun ki çok kolay” “Onda var bende yok” “Bende şu şu sıkıntılar var ama onun hayatı güllük gülistanlık” gibi. Aslında olay hiç de öyle değil.

Herkes bu dünyaya imtihan için gönderildi. “Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.” (Bakara/155) ve “Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz.”(Enbiya/35) Diye buyuruyor Yüce Rabbimiz. Yani hayat hiç kimse için tozpembe değil. Öyle sosyal medyada görüldüğü gibi gezmekten, eğlenmekten de ibaret değil. Bu sebeple kendimizi ve hayatımızı bizden daha iyi olduğunu düşündüğümüz kişilerle kıyaslamak bize zarardan başka bir şey getirmez.

İlla da bir kıyaslama yapacaksak bu kendimizden daha zor şartlar altında yaşayan insanlarla kıyas olsun. “Benim evim var ama onun yok” “Benim ülkemde savaş yok ama onların ülkesinde savaş var” hatta “Ben üçüncü, beşinci katta oturuyorum ama o bodrum katında oturuyor” gibi kıyaslamalara girersek sahip olduğumuz nimetlerin de kıymetini idrak eder, şükr etmeye başlarız.

Bazen de çeşitli sıkıntılar çekeriz, karşı tarafta da bazı sıkıntılar vardır ama karşı tarafın sıkıntıları bize kıyasla daha kolay gibi gelir gözümüze. Birincisi; Allah herkesin yaşadığı zorluğun derecesine göre ve bu durum karşısında gösterdiği sabrına göre mükâfat verir. Bir diğeri karşı tarafın yaşadığı sıkıntılar sizin yaşadığınız zorluklardan kolay görünse de unutmamalıdır ki; Allah karşı tarafa içinde bulunduğu durumu, size de içinde bulunduğunuz durumu yaşatıyorsa siz bunu, o da o yaşadığı durumu kaldırabilecek güçte ve konumda olduğu içindir.

Öfkelenince Ne Yapmalı?

Haberlerde sıklıkla karşılaştığımız şiddetin, terörün, kavganın temelinde çoğunlukla öfke yatmaktadır. Ve yatıştırılamayan öfke maalesef bazen geri dönüşü olmayan sonuçlara davetiye çıkarmaktadır. Bir diğer konu da şikâyettir. Şikâyet öfkemizi hep taze tutar.

Oysa öfkelendiğimiz zaman Peygamber Efendimiz; “Öfke, şeytanın vesvesesinden hâsıl olur. Şeytan, ateşten yaratılmıştır. Ateş, su ile söndürülür. Sinirlenince, abdest alın.” (Ebu Davud) diye buyurmuştur.

Bir başka Hadis-i Şerifinde ise; “Sinirlenen, ayakta ise otursun. Öfkesi geçmezse yan yatsın” (Ebu Davud) buyurarak öfkenin derhal yatıştırılarak giderilmesinin gereğini ve önemini belirtmiştir.

Sabır nedir? Sabır; öfkelenmemize sebep olacak bir şey karşısında, öfkelenmeme durumudur. O zaman demek ki öfke, doğru bir şekilde kontrol edilip durdurulmazsa, sabrı baltalayan, dolayısıyla sabrın sevabını zayi eden bir durum haline gelecektir. Bu sebeple öfkemizi hep diri tutacak ve aynı zamanda gıybet, su-i zan ve kul haklarına sebep olacak olan şikâyetçiliği de hayatımızdan kaldırmamız gerekir.

Şems-i Tebrizi der ki; “Gamzelendi gönül yine devası ah’tır. Gönlü mahzun olanın dostu Allah’tır.” Bu sebepledir ki mahzunsa gönül ve dahi kızgınsa, stresliyse, öfkeliyse; Yaratana sığınmak kalbe ve ruha en büyük devadır.

Zeynep Yeter Arslan.

 


* BENZER KONULAR

Birbirimizin Hem Cenneti Hem de Cehennemi Olabiliriz Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:48:55 ÖÖ]


Kulluk Şuuru Nasıl Oluşur Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:44:55 ÖÖ]


Şeytanın Büyücülüğü Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:41:01 ÖÖ]


Birliğe Çağrı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:35:09 ÖÖ]


Ahirete İmanın Mü’mine Kazandırdıkları Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:29:15 ÖÖ]


Sen Değerlisin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:19:59 ÖÖ]


Evlilik İnsanı Mükemmelliğe Ulaştıran Hızlı Yollardan Birisidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:58:11 ÖÖ]


Müslümanım Diyen Ey Hanımlar Kızlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:51:18 ÖÖ]


Birçok Kadın Kocasını Birçok Rrkekte Karısını Cennetlik Etmiştir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:45:05 ÖÖ]


Hesap Günü İyice Yaklaştı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:33:16 ÖÖ]


Kırık Kalple Yapılan Dualar Makbuldür Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:20:47 ÖÖ]


Ertuğrul Erkişi - Safahat`tan Şarkılar 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:41:49 ÖS]


İslâm Kadına En Büyük Değeri Vermiş Şerefli Yaşamasını Sağlamış Gönderen: anadolu
[Dün, 08:16:41 ÖÖ]


Çocukla İletişim Kurarken Ona Saygı Duymak Değer Vermek Gerekir Gönderen: anadolu
[Dün, 08:08:13 ÖÖ]


Mümin Bir Erkek, Mümin Kadına Kızıp Darılmasın. Gönderen: anadolu
[Dün, 08:03:19 ÖÖ]


Çocukların Namaz Eğitimi Gönderen: anadolu
[Dün, 07:57:19 ÖÖ]


Namazını Sapasağlam Koruyanalr Gönderen: anadolu
[Dün, 07:50:26 ÖÖ]


Bu Din Sadece Camilerin Dini Değil Hayatın Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:38:19 ÖÖ]


İslam Gariplerin Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:29:34 ÖÖ]


Komşunuzu İhmal Etmeyin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:21:38 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41