Gönderen Konu: BİLAL'İ HABEŞİ ANLATIYOR  (Okunma sayısı 346 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
BİLAL'İ HABEŞİ ANLATIYOR
« : Temmuz 22, 2018, 09:46:12 ÖÖ »
BİLAL'İ HABEŞİ ANLATIYOR:

Medinelilerin Üzüntüsü

Mekke'nin fetedilmesi hepimizi çok sevindirmişti. On yıla yakın ayrı kaldığımız sevgili şehrimizi artık istediğimiz zaman ziyaret edebilecektik. Kabede ibadet etmek için artık Mekkeli müşriklerden izin almak zorunda değildik.

Mekke'nin fethinden sonra biraz çok sevinçliydik ama Medineli Ensar kardeşlerimiz biraz üzüntülüydüler. Çünkü onlar, Peygamberimizin Medine'den ayrılıp Mekke'ye yerleşeceğini zannediyorlardı.

Sevgili Peygamberimiz safa Tepesi'nde dua ederken, Medineli birkaç Müslüman kendi aralarında şöyle dediler:

''Ne dersiniz, artık Mekke fetedildiğine göre peygamberimiz bizimle Medine'ye döner mi?''

Peygamberimiz duasını bitirince onlara ''Ne diyorsunuz?'' diye sordu. Medineliler, mahçup olarak, ''Bir şey demiyorduk ey Allah'ın Elçisi'' dediler. Ama Peygamberimiz ısrar edince, aralarında konuştuklarını anlattılar.''Artık Mekke fetedildiğine göre, sen herhalde memleketine geri dönersin ve bizleri bırakırsın.'' dediler.

Sevgili Peygamberimiz onları teselli etti ve şöyle dedi:

''Benim hayatım sizin hayatınızla birliktedir. Ölümüm de sizin  aranızda ve sizinle olacaktır.''

Medineli kardeşlerimiz aldıkları bu müjdeden dolayı çok memnun oldular. Artık hiç üzüntüleri kalmamıştı.


HZ. ENES BİN EBÜ MERSED ANLATIYOR:

Cennet Nöbeti

Mekke'nin fethine kadar her şey çok hızlı gelişmişti. Sevgili Peygamberimiz, sadece 23 yıl içinde İslam'ı dört bir yana duyurmuş, yüz binlerce insan Müslüman olmuştu. Mekke'nin fethi ile birlikte bütün arap yarımadası İslam'la buluşmuştu. Fakat yine de bazı kabileler Müslümanalra savaş etmekten çekinmiyordu.Hevaziniler bunlardan biriydi. Onların, Mekke'ye saldırmaya hazırlandıkları haberi gelmişti.

Sevgili peygamberimiz hızlı bir şekilde orduyu hazırladı. Önde giden arkadaşımız, Hevazinilerin Huneyn denilen bir yerde pusu kurduklarını öğrenip geri döndü. Çok geçmeden yola çıkıldı. Dar bir geçidin yakınlarına geldiğimizde, oradan Müslümanlara bir saldırı yapılacağından çekinen Peygamberimiz. ''Kim gece nöbetçi olmak ister?'' diye sordu. Ben hemen öne çıktım.

Babam Mersed, Peygamberimizin güvendiği savaşçılardandı. Ben de onun oğlu olarak iyi bir savaşçıydım. Allahtan başka kimseden korkmazdım. Peygamberimiz benim bu kararıma sevindi ve bana görev yerimi tarif etti.

Dağın en yüksek noktasına çıktım. Sabah güneş doğup da her yer aydınlanıncaya kadar orada kaldım. Etrafı gözetledim. Gelen giden yoktu.

Uzaklara göz attım. Durumun tamamen normal olduğunu görünce Peygamberimizin yanına döndüm.

Ben yokken meğer Peygamberimiz de beni merak edip arkadaşlarıma soruyormuş. Selam verip tehlike olmadığını heber verince sevgili Peygamberimiz çok sevindi. Benim sabaha kadar atımdan bile inmden nöbet tuttuğumu öğrenince bana şu müjdeyi verdi:

''Sen bu güzel işle Cennet'i hakettin!''

Bu çok büyük bir müjdeydi. Buna layık olabilmek için o günden sonra çok daha dikkatli yaşamaya başladım.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41