Gönderen Konu: KULAKTAN KULAĞA RİVAYET  (Okunma sayısı 281 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
KULAKTAN KULAĞA RİVAYET
« : Mart 02, 2019, 08:14:03 ÖÖ »
KULAKTAN KULAĞA RİVAYET

Halime hanım'ın misafirleri, kahvelerini içerken memleketleri hakkında koyu bir sohbete dalmışlardı. Misafirlerden biri:

Biizim köyde bir ''Yılantaş'' var. Gerçekten de köyün en heybetli dağının etrafını, yılan şeklinde uzun ince bir taş kaplar. Rivayete göre bir gün, dev bir ejderha köyü basmış. Yılana benzeyen, sürüngen bir hayvanmış bu köy halkına zarar vereceği sırada birden taş kesilivermiş.

Hikaye herkesi çok şaşırtmıştı. Halime hanım, okuldan gelmiş aç aç onları dinleyen kenan'a döndü. ve açıkıp acıkmadığını sordu. Daha sonra mutfağa gitti. kenan da annesinin arkasından gitti. Annesine rivayetin ne demek olduğunu sordu. Halime Hanım şöyle bir açıklama yaptı:

Rivayet, halk arasında yıllardan beri söylenegelen söylenti ya da hikaye demektir. Rivayetler kişiden kişiye, yıllar boyunca aktarılır ve sonunda bizlere kadar ulaşır. Ancak bir konuyu anlatırken bazan araya doğru olmayan şeyler karışabilir. mesela anlatılan bu olayın doğruluk payı çok zayıf. Kısacası bilgiyi aktaranın güvenirliği çok önemlidir. Peygamber Efendimiz'den gelen hadislerdeki rivayeti bu yönüyle ayrı tutmak gerekir. Çünkü hadis aktaran kişiler hayatları boyunca hiç yalan söylememiş ve bazen bir kelime için günlerce yolculuk yaparak hadisin kaynağını araştırmışlardır.

Açıklama biraz uzun olmuştu, ama Kenan başını sallayarak anladığını göstermişti.. Zeki çocuktu ne de olsa.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41