KADINLARIN NAFAKA MESELESİ VE İSLAM'IN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
İbrahim Halil Er
Kadın hakları ve sorunları ekseninde kadınlara süresiz nafaka verilmesi de tabi ki tartışılmaktadır.
Kadın dernekleri bunu bir hak, hatta kazanılmış hak olarak görürken, bağımsız düşünürler de bunu bir tarafın haksız kazancı olarak telakki etmektedirler.
Çünkü iki taraf arasındaki hukuki, dini ve psikolojik ilişki bitmiş iken taraflardan birisinin artık el olmuş birisinden nemalanması haksızlık olduğu gibi, eşitlik ilkesine de aykırıdır...
Onurlu bir kadının artık el olmuş birisinden hâlâ nemalanması da kadın açısından yanlış bir yaklaşımdır. Kendini bilen ve hatta feminist olduğunu iddia eden bir kadının eski eşiyle irtibatı kesildiği halde hâlâ onun parasına göz dikmesini kabul etmesi yanlıştır.
Genelde, uzun süre birliktelik yaşamış bir kadın boşanınca ne yapsın? Orta da mı kalsın diye olayı ajitasyon edenler, neden kadının boşanmasını teşvik ederler de bu kadın niye boşandı, boşanmaya giden sebepler nelerdir, bunu nasıl ortadan kaldırırız meselesini düşünmezler...
Ayrıca, boşanan bir kadının nafakası neden ayrıldığı eşi üzerinde olur.
Bunun süresiz değil maksimum bir yıl ile sınırlandırılması daha insani olur. Çünkü nafaka sorumluluğu erkeğin yeni bir evlilik yapmasını da engellemektedir, hem eski eşine nafaka vermek ve hem de yeniden evlenmek ekonomik açıdan zor olmaktadır.
Peki, ayrılan kadının geçimi nasıl olacak?
Tabi ki çalışmıyorsa ve hele yaş da ilerlemişse bu kadının geçimini de kanun koyucular düşünmesi gerekir, ama bu sorumluluğu artık ilişkisi kalmamış bir insana yüklemek de insafsızlıktır. İşten ayrılan bir insana bile devlet maksimum 10 ay yardım ederken, evden ayrılan bir eşe neden bir ömür boyu nafaka sorumluluğu yüklenir.
İSLAMİ ÇÖZÜM
Kulların yaptığı kanunların adaletsizlik üzerine yürüdüğünü görmekteyiz...
Peki, yaradan bu sorunu görmemiş mi?
Ya da nasıl çözmüş?
Neden ülkemizin bu kadar ilahiyatçı akademisyeni İslami çözüm önerileri sunmazlar?
İş yine bizim gibilere kaldı...
İslam aslında sorunu görmüş ve gerçekten de adil bir şekilde çözmüştür.
İslam’a göre kadının nafakası iddet bitinceye kadardır...
Peki, çalışmayan veya yaşlı bir kadının durumu ne olacak bu zamandan sonra...
Bu kadınların nafakası babasının üzerinedir...
Baba yoksa erkek kardeşlerinin üzerinedir. Zaten erkek kardeşlerin mirasta iki almasının hikmetlerinden birisi de budur.
Erkek kardeş yoksa baba tarafından akrabalarına düşer…
Onlar da yoksa kimsesizlerin velisi olan devlete düşer...
Yani kadının sorumluluğu boşandığı kocasının değil, ailesinin üzerinedir..
Devlet, boşanan kadının nafakasını otomatikman bu kişilerden alıp kadının hesabına yatırmalıdır, onların insafına terk etmemelidir.
Eğer, boşanan kadının nafakası baba ve kardeşlere yüklenirse, emin olun boşanmalar azalır. Baba ve kardeşler boşanma olmasın diye araya girer ve sorunu çözerler. Şimdiki yasalar nedeniyle kızın ailesi babası, kardeşi ve diğer akrabaları sorunu çözmek için uğraşmadığı gibi, sorunu körüklemekte “böyle bir adamı boşa da gel” diye gaz vermektedir…
Bu nedenle devletin nafaka sorununu aileye yüklemesi hem İslami ve hem de insani bir durumdur...
Hiçbir bağlantısı kalmadığı bir erkek neden baksın?
Baba ve kardeşler yani aile neden var?
FANİ DUNYA RADYO FORUM
