Gönderen Konu: İnsanın “Özgür İradesi”nin Önemi  (Okunma sayısı 96 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
İnsanın “Özgür İradesi”nin Önemi
« : Şubat 12, 2021, 08:42:44 ÖÖ »
İnsanın “Özgür İradesi”nin Önemi

İnsanın yaratılışından, Allah-u Teâlâ’nın yegâne güç ve hüküm sahibi olduğunu kabullenmesi ve “emanet”i yüklenmesinden önce Allah-ü Teâlâ’yı devamlı yücelten ve takdis eden meleklerin varolduğu bilinmektedir. Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresi, 30’uncu ayette “meleklerin, Allah’ı devamlı yücelttiği ve takdis ettiği” anlatılır. Başka ayetlerde de meleklerin özellikleri hakkında şu bilgiler verilmektedir: “Onlar (melekler), Allah’tan önce söz söylemezler ve hep O’nun emriyle hareket ederler” (Enbiya, 27). “Göklerde ve yerde olan bütün varlıklar Allah’ındır. O’nun katındakiler (melekler), O’na ibadet etmekten çekinmezler, yorulmazlar. Gece gündüz O’nu tespih ederler, usanmazlar” (Enbiya, 19-20).

Allah-u Teâlâ, bezm-i elest’te, ruhlar âleminde insandan aldığı sözün icracısı olmak üzere insanı yaratmıştır. İnsanın yaratılış aşamasında kendisinden daha önce yaratılmış, ibadet ve itaatte hiç itiraz etmeyen meleklerle Allah-u Teâlâ arasında geçen konuşma da önemlidir.

Allah-u Teâlâ’nın meleklere insanı yaratacağından bahsettiği olay Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılmaktadır: “Meleklere: ‘Muhakkak ben yeryüzünde bir halife yaratacağım’ demişti; melekler, orada bozgunculuk yapacak, kan akıtacak birini mi var edeceksin? Oysa biz seni yüceltiyor ve seni devamlı takdis ediyoruz dediler.

Allah, ‘Ben şüphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim’ dedi” (Bakara, 30). (Buradaki halifeden murat, “İnsan” neslinin büyük babası olacak Âdem’dir. Tespihten maksat, “Sübhan-Allahî ve bihamdihî” demektir.)

Meleklerin, “Yeryüzünde bozgunculuk yapacak, kan akıtacak birini mi var edeceksin?” sualinin cevabı aslında ayetin hemen devamındaki, “Biz seni yüceltiyor ve seni devamlı takdis ediyoruz” demelerinde gizlidir. Yani melekler, biz ibadet ve itaat etmekten başka bir şey yapmazken bir halife mi yaratacaksın demeleri taaccüb ifade eder.

Ancak Allah-u Teâlâ’nın Adem’i yarattıktan sonra meleklere dediği “ben sizin bilmediklerinizi bilirim” hükmünün icrasını şöyle anlatmaktadır:

“Ve Âdem’e bütün isimleri öğretti. Sonra onları meleklere arz ederek, ‘Eğer sözünüzde sadıksanız bana şunların adlarını söyleyin’ buyurdu (Bakara, 31). “Melekler, ‘Biz seni tenzih ederiz. Senin öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Muhakkak her şeyi bilen hâkim ancak sensin’ dediler” (Bakara, 32).

“(Allah) ‘Ey Âdem! Onlara eşyanın adlarını haber ver’ buyurdu. Âdem eşyanın adlarını haber verince, Allah, ‘Ben size demedim mi ki, göklerin ve yerin gaybını ben bilirim. Açıkladığınız ve gizlediğiniz her şeyi de ben bilirim!’ diye buyurdu” (Bakara, 33).

Allah-u Teâlâ’nın kendisine mutlak ibadet ve itaate kodladığı melekler varken, insanı yaratmasındaki murat, iyiliğe ve kötülüğe meyletme olasılığı olan insanı “özgür iradesiyle” bıraktığı zaman tercihini haktan yana mı yoksa bâtıldan yana mı kullanacağını denemektir, sınamaktır. İşte insanın özgür iradesiyle bırakılarak karar verdiği şey imtihandır. İmtihan, insanoğlunun haktan mı yoksa batıldan mı yana tavır alacağının sınanmasıdır. Bu imtihan, Kur’an’daki ayetlerde şöyle anlatılmaktadır: “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır” (Mülk, 2).

Başka ayetlerde de imtihan şöyle anlatılmaktadır:

“Muhakkak ki, ölüm tehlikesiyle, korku ve açlıkla, mal, can ve ürünlerin eksiltilmesiyle sizi sınayacağız. Ama zorluklara karşı sabredip sebat ve dayanıklılık gösterenlere iyi haberler müjdele” (Bakara, 155). “Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz/sınıyoruz. Ancak bana döndürüleceksiniz” (Enbiya, 35).

Kur’an-ı Kerim’de, kendi iradesiyle emaneti yüklenen ve ruhlar âleminde Rabbine söz veren insanın, misakına uyup emanete sahip çıkması halinde yaratılmışların en şereflisi (İsra, 70) olarak cennetle mükâfatlandırılacağı (Nisa, 13), misakını unutup emanete hıyanet edenlerin ise “belhumadal” yani hayvanlardan daha aşağı (A’raf, 179, Furkan, 44) olarak cehennemle cezalandırılacağı anlatılmaktadır.

İnsanın özgür iradesiyle yaratıcısını tanıması, itaat etmesi, bezm-i elestte verdiği sözü unutmayarak hayatını devam ettirmesi, yaratılış kodları gereği ibadet yapan meleklerden daha efdaldir. Yani iradî itaat, icbarî itaatten daha önemli ve daha kıymetlidir.

Siyami Akyel.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41