Gönderen Konu: Her Şey Hayırla Yaratılmıştır  (Okunma sayısı 830 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Her Şey Hayırla Yaratılmıştır
« : Şubat 27, 2017, 12:34:08 ÖÖ »
Her Şey Hayırla Yaratılmıştır

Yüce Rabbimiz, yaşamımız boyunca bizleri çeşitli vesilelerle denemektedir. Yaşadığımız her denemede göstermiş olduğumuz tavır, sonsuz hayatımızdaki mekânımız için belirleyici bir unsurdur.

"O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı..." (Mülk Suresi, 2)

İnsan, yaşadığı her olayda bir hayır aramalı ve Rabbimizin yarattığı hikmetleri görmeye çalışmalıdır. Allah bir Kuran ayetinde, “Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz” (Enbiya Suresi, 35) buyurmuştur.

Sadece olumsuzluklar değil, olumlu görünen konular da deneme unsuru olabilir. Kuran’da Rabbimizin bildirdiği üzere zenginlikle denenen Karun, mülkün asıl sahibinin Allah olduğunu unutmuş ve bu servete kendinde olan bir özellikten dolayı ulaştığını düşünmüştür. Allah’ın kendisini denediğini unutan Karun, ardından tüm servetini kaybetmiştir. Bu gerçekler Kuran’da şu şekilde bildirilir:

Dedi ki: "Bu, bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştir." (Kasas Suresi, 78)

Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik (Kasas Suresi, 81)

Müminler Allah’ın her an, her konuda kendilerini denediğinin ve en güzel ahlaka ulaşmaları için eğittiğinin bilincindedirler. Bu nedenle karşılaştıkları olumlu ve olumsuz her olayda son derece sakin ve tevekküllü bir tavır sergilerler. Panik ve endişe duygularını hissetmez ve asla “keşke” kelimesini kullanmazlar.

Allah’ın her şeyi bir kader ile yarattığını bilen ve bu kadere teslim olan müminler, yaşamları boyunca tevekkülün lüksünü yaşarlar. Şüphesiz tevekkül, müminler için bir rahmet ve büyük bir kolaylıktır. "… Size isabet eden Allah'ın izni ile idi…"

(Al-i İmran Suresi, 166) ayetinden de anladığımız gibi Rabbimizin izni ve bilgisi dışında hiçbir şey bizlere isabet etmez.
Kendisi için neyin hayır neyin şer olduğunu bilemeyen “İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir…” (İsra Suresi, 11)

Burada esas olan, kişinin karşılaştığı sonuç ne olursa olsun Allah’a güvenmesi ve kendisi için en hayırlı şeyi yaşadığına inanmasıdır.

Allah zaman içinde yaşanan olaydaki hayırları elbette gösterecektir. Burada önemli olan konu, o olayı yaşarken gösterilen tevekkül ve Allah katında alınan ecirdir. Zaten sonucu kaderde belli olan bir olay karşısında endişe ve huzursuzluk duyarak ecri kaybetmek çok akılcı bir tavır olmaz.

Şüphesiz: "Bizim Rabbimiz Allah'tır" deyip sonra doğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); artık onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Ahkaf Suresi, 13)

Kuran’da, peygamberlerin yaşadığı olumsuz gibi görünen her sınavın hayra dönüştüğüne şahit oluruz. Örneğin Hz.

Yusuf’u kardeşlerinin kuyuya atması, ardından suçsuz yere yedi sene zindanda kalması oldukça zorlu bir sınavdır. Ancak sağlam bir imana sahip olan Hz. Yusuf, yaşadığı tüm olayların Allah’tan geldiğini ve sabredenlere ecirlerinin hesapsızca ödeneceğini bilerek tevekküllü davranmıştır. Sonunda Rabbimiz Hz. Yusuf’u, atıldığı Mısır zindanlarından kurtararak o ülkenin yönetiminde söz sahibi bir kişi yapmıştır. Yaşadığı olaylar şer gibi görünse de kendisi için hayra dönüşmüştür.

"… Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." (Bakara Suresi, 216)

Hz. Musa’nın Hz. Hızır ile yaptığı seyahatte ise bizler için çok önemli dersler vardır. Kaderi tersten görebilen Hz. Hızır’ın uygulamalarındaki hayrı fark edemeyen Hz. Musa, en sonunda şer gibi görünen her olayın hayırla yaratıldığı gerçeğini kavramıştır. İman eden herkes için bu kıssadan alınacak pek çok hisse vardır. Beraber yaptıkları yolculukta Hz. Hızır’ın uygulamalarına anlam veremeyen Hz. Musa’nın sözleri Kuran’da şu şekilde bildirilmektedir:

Böylece ikisi yola koyuldu. Nitekim bir gemiye binince, o bunu (gemiyi) deliverdi. (Musa) Dedi ki: "İçindekilerini batırmak için mi onu deldin? Andolsun, sen şaşırtıcı bir iş yaptın." (Kehf Suresi, 71)

Böylece ikisi (yine) yola koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar, o hemen tutup onu öldürüverdi. (Musa) Dedi ki:

"Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir canı mı öldürdün? Andolsun, sen kötü bir iş yaptın." (Kehf Suresi, 74)
Hz. Hızır’ın, uygulamaları konusundaki açıklaması ise şöyledir:

"Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı."

"Çocuğa gelince, onun anne ve babası mü'min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkâr zorunu kullanmasından endişe edip-korktuk." (Kehf Suresi, 79- 80)

Kuran kıssalarında anlatılan bütün bu örnekler, insana önemli bir ders verir: Bir olayın "felaket" gibi görünmesi, onun gerçekte öyle olduğu anlamına gelmez. Eğer bir mümin, Allah'a güvenip sığınırsa, O'ndan yardım ister, O'na tevekkül ederse, onun başına gelecek hiçbir olay "kötü" değildir. Allah yalnızca onu denemek, Kendisi'ne olan sadakat ve inancını sağlamlaştırmak için çeşitli zorluklar meydana getirir, fakat bunların hepsinin hayırlı bir sonucu vardır.

Eğer insan bu bilinçle yaşarsa, hem dünya hem de sonsuz ahiret hayatında güç durumda kalmaktan korunur ve ancak bu şekilde huzur ve mutluluğa kavuşur.

YAŞLANMAK AMA İHTİYARLAMAMAK

Evet!!..yaşlanmalıyız ama ihtiyarlamamalıyız..Peki arasındaki fark nedir ?

Yaşlanmak: Doğduğumuz günün üzerinden 12 ay geçmesi ile bir yaş daha atlarız ve diğer yıla nazaran yaşlanırız, büyürüz bir nevi.

Yoo..aslında geçen gün yaşlanıyoruz :)

İhtiyarlamak:Bedenen ve ruhen diri kalamamaktır, bu da bir nevi çökmek demektir :)

Konunun özüne temas ederek başlayalım.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla...

"Tedavi arayın ey Allah'ın kulları!!.. Zira, Allah Teala hazretleri yarattığı her hastalığa şifa da vermiştir, bundan sadece ihtiyarlık hariçtir, onun tedavisi yoktur."

Asırlar öncesinden ümmetine en güzel çağrıyı ifşa etmiştir Hazreti Muhammed.

Günler geçiyor birbiri ardına aceleyle. Hayat geçiyor. Ömür bitiyor. Elbet bir gün hayatlar sona erecek. " Her nefis ölümü tadacaktır. Bir imtihan olarak size iyilik ve kötülük veririz. Sonunda Bize döneceksiniz." ( Enbiya suresi, 35.ayet)
buyrulmaktadır.

..Ölmeden evvel, mutluluğu yakalamayı ve bırakmamayı öğrenmeliyiz...Unutmayalım ki; Çaresizseniz,"çare" sizsinizdir...Çare mü'mindir. Cenab-ı Allah eşsiz yarattığı kainatda her derdin devasını bizlere vermiştir. Bizlere yanlızca doğru yolda çareleri arayarak ilerlemek düşer. Nefes aldığımız süre zarfınca "Elbet buda geçer ya hu!. " diyerek yaşamdan tat almalıyız. Ayrıca nineminde çok güzel bir sözü vardır "dertsiz baş, denesiz aş olmaz. Unutma kızım!!.. " tabii küçük yaşta bu sözün idrakı benim için birhayli zordu, lakin şimdi çok iyi anlıyorum. Herkesin derdi var!!.. Farklı farklı kimisi hastalık ile kimisi borç ile kimisi evlat, kimisi vs.vs...

Sevgili Okurlar !! Hayatımızı yeşerteceğiz, değerli kılacağız çünkü amacımız kendimizi geliştirmek sosyal yaşama ayak uydurmak en önemlisi imanlı, adaletli, takva ehli bir hayat sürmek...Mutlu bir yuva kurmak, bu yuvayı hayırlı evlatlar yetişrirerek güçlendirmek..Cenab-ı Allah'a hayrlı bir kul, Hazreti Muhammed'e karşı hayırlı bir ümmet, ana babamıza karşı hayırlı bir evlat ve vatanımıza karşı hayırlı bir vatandaş, hem yetişmeliyiz hemde yetiştirmeliyiz... Ve veda ederken sevdiklerimizin yanı sıra yaşadığımız dünyaya, bu değerleri aktarıp miras bırakmak, ardımızdan da hayırla anılacağımız, güzellikler bırakmak. Şayet olmuşsa, oluşturabilmişsek bu MUTLU SON; yaşlanmışızdır, kaçınımsız ama asla ihtiyarlamamışızdır.

İhtiyarlamak, çok başka bir duygu ve oluşum. İdeallerle, çalışmakla, yaşama bakış açısıyla ilintili bir süregelim. O nedenle ki yirmi beş, otuzlu yaşlarda pek çok ihtiyar görmekteyiz çevremizde; yetmiş, seksen yaşındaki gençlerin yanı sıra. İdealsiz insan, üretmeksizin yaşayan, yaşamı bomboş, yemek içmek ve uyumaktan ibaret bırakın ihtiyarlamayı, yaşamıyor, ölüdür hatta. Her yaşın bir güzelliği, o güzellikleri güzellik yapan bir takım değerleri vardır. Olmalıdır da. Olması gereken budur.

Doğru yaşamayı yalnış nitelendirenler var. Şöyle ki; belli bir yaşa gelinince, elini eteğini dünyaya dair metadan çekip bir köşede ölümü bekleyenler veyahutta aksine hep para mal-mülk gez-eğlen ahirete meğili olmayan yaşam tarzıda doğru değildir. Dengede yaşamanın adına " hiç ölmeyecek gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahirete hazırlanın" denmiştir. Son decere akılda idrakı kolay bir cümle. Lakin hayata geçirmekte birhayli zorlandığımız bir konu. İftat ve tefrit arasında yansıtılan yaşamlar biz kullara tat aldırmaz. Zaten Cenab-ı Allah bu kainati bir dengece yaratmıştır.

Fatih Sultan Mehmed " Hayatım boyunca Allah'ın emirlerinden dışarı çıkmadım. Allah'ın rızasını kazanmak için uğraştım.

Tek Gayem bu idi. " demiştir. Yaşama ve insan ilişkilerine yönelik ibretli önerilerinin her birinde olduğu gibi, o meşhur inci sözlerinden biride budur. Nitekim Allah'ın rızasını kazanmak demek bütün maksada ulaşmak demektir. Cenab-ı Allah için tüketilen nefesde ihtiyarlamaksızın yaşlanlanmıştır.

Cenab-ı Allah yolunda, Hazret'i Muhammed'in rotasında yaşlanmanın ümidi ile..



 


* BENZER KONULAR

Kim Allah’a Ve Ahiret Gününe İnanıyorsa Gönderen: melek
[Bugün, 07:53:18 ÖÖ]


Allah’ın Ahlakıyla Hhlaklanmak Gönderen: melek
[Bugün, 07:46:57 ÖÖ]


Allah Sevgisi Kalbine Yer Etmelidir Gönderen: melek
[Bugün, 07:41:05 ÖÖ]


Nefsimiz ve Allah C.C Rahmeti Gönderen: melek
[Bugün, 07:34:32 ÖÖ]


Allah İçin Sevmek Yada Sevmemek Gönderen: melek
[Bugün, 07:28:23 ÖÖ]


Zor Zamanlar ve Dayanışma Ruhu Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:05:43 ÖÖ]


İbadetler Güzel Ahlâklı Olmayı Sağlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:52:03 ÖÖ]


Ramazan ve İman Kardeşliği Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:44:35 ÖÖ]


Tasavvuf Nefsi ve Kalbi Temizlemek Demektir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:27:41 ÖÖ]


Hased, İyilikleri Yer Bitirir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:18:45 ÖÖ]


Esat Aydoğan - Güller Hürmetine Rahmet 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:22:20 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Badı Saba 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:10:40 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Selam Götürün 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:56:26 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Aşkı Mevla 1 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:37:39 ÖS]


Mehmet Emin Ay & Mustafa Demirci - Gülbeste 1 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:24:51 ÖS]


Celaleddin Ada - Aşkullah Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:15:31 ÖS]


Mehmet Emin Ay - O'nun Güzel İsimleri 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:06:15 ÖS]


Mehmet Emin Ay - Nât-ı Şerîfler & Gül-i Ruhsâr 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:55:22 ÖS]


2024 - Agah - Mestâne - Enstrümantal Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:30:02 ÖS]


Birbirimizin Hem Cenneti Hem de Cehennemi Olabiliriz Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:48:55 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41