Sadakat İffet Safiyet ve Vefa
Hz. Peygamber vahye ilk muhatap olduğunda eşi olan Hz. Hatice'ye söyle buyurdu:
"Kalk Hatice! Uyku zamani bitti."
Ilk Müslüman olanlara dikkat ediniz. Hz. Hatice, Hz. Ebubekir, Hz. Ali ve eski bir köle olan Hz. Zeyd. Islam dininin karakterini yansitıyor bu isimler. Hz. Hatice, Hz. Peygamber'in esi. Bir kadın. Ve bir kadının iffet, incelik ve zarafetini bütün Islam'a yansıttı. Hz. Ali bir çocuk. Bir çocuğun temizligini, safiyetini, günahsızlığini Islam'a yansıttı. Hz. Ebubekir sadakat, dostluk ve fedakârlığı Islam'a yansıttı. Ve nihayet eski bir köle olan Hz. Zeyd, kendini bağlarından azade eden efendisine vefanın, mazlumiyetin bütün izlerini sonradan Müslüman olacak ilk kadroya yansıttı.
Sadakat, dostluk, fedakârlık, safiyet, vefa ve çocuk safiyeti. Efendimiz (SAV) bunlarla yola çıktı. Sonradan gelenler bu öncü isimlerin olusturduğu iklimi soluyarak yetiştiler. Saflarda yerlerini aldılar. Etkilendiler, etkilediler. Ilk öncüler bunlar. Karakterleri de belli. Peki sonradan gelen öncüler kimlerdi? Dilerseniz iki örnek vereyim.
Biri Hz. Halid bin Velid. Savaş ve kılıç ustası. Savaş meydanlarının şahini. Ünü o kadar yayıldı ki, Rumların gözünde bir efsaneydi. Islam'a girdi. Ne zaman? Hz. Peygamber'in Medine'ye gelmesinden çok sonra. Yani 23 senelik Islamlaşma ve vahiy sürecinin 21. yılında Müslüman oldu. Dinin ilk oluşum sürecine değil sonraya etki etti.
Ayni dönemde Müslüman olan bir diğer isim Hz. Amr bin El-As. Arap tarihinin en güçlü diplomatlarindan biri. Siyasetin bütün manevra ve degajmanlarına karşı güçlü bir duruşu olan siyaset dehası. Ama o da ancak 21. yılda, Efendimizin vefatindan 2 yil önce Islam'a girebildi. Ilk Islam kadrosunun kurulusunda etkisi olmadı. Sonraları elbette birçok faydaları olmuştur. Allah tümünden razı olsun.
Eger Hz. Halid ve Hz. Amr gibi özel ve kendilerine özgü müthiş kabiliyetleri olan bu kişiler Islam'ın ilk öncüleri olsaydılar, belki Islam'a at gözlüğüyle bakanlar "Dinin insaışnda kılıç ve ince siyaset hâkim oldu" saçmalıklarina bir dayanak bulmaya çabalarlardı. Bu garip ve manidar hâl bize, bugünümüze ders verir mahiyettedir. Islam'ın ilk iman edenlerinin karakterleri dinin tüm hayatına yansıdı. Bir hanimefendinin iffet ve zarafeti, bir çocuğun safiyet ve günahsızliığ, bir sadik dostun sıdkı ve duruşu, bir eski kölenin vefası ve yol arkadaşliğı... Kur'an'ı ve sahih sünneti inceleyin. Orada sık sık bir Hz. Hatice, bir Hz. Ebubekir, bir Hz. Ali, bir Hz. Zeyd bulursunuz. Onların tertemiz, kirlenmemiş ahlaklarının Kur'an ve sünnetten onay aldığinı görebilirsiniz.
Bu saf, duru, temiz, tertemiz haller ile bu din yerleşti. Öncülük etti. Mazlumların sığınağı oldu. Ümit oldu. Umut oldu. Karanlık ve batıl zihniyetleri tarihe gömdü. Kilıç zoru, çok çetrefilli, siyasi ve politik manevralarla değil. Açik ve net. Zaten Efendimiz (SAV), "Ben apaçık bir uyarıciyım, apaçık bir dinle gönderildim" demedi mi?
Bugün eksikliklerimiz var biz Müslümanların. Ilk dönemin abartisız, ama samimi imanına ihtiyacimız var.
Hz. Hatice'lere, Hz. Ebubekir'lere, Hz. Ali'lere ve diğerlerine. Onların karakterlerini karakter edinmeye ihtiyacimız var. Böyle ancak silkelenir ve yol ediniriz.
Islam'i yeniden anlatmaliyız. Kötü niyetliler çok. Onlara zemin bırakmamaliyız. Bozuyorlar, niyetleri kötü. Biz akıl kadar kalplere hitap etmeliyiz. Hidayet Allah'ın elinde. Ama gayret bizim elimizde. Biz çabayla sorumluyuz, hidayetle değil.
O hidayet Yaratıci'nın elinde. Inanmiyorum diyen belki Rab tarafından istenmiyor. Hak etmediği için. Ama bize düşen, bakışlarında hainlik sezilene bile aktarmak. Artık dilerse doğruya gelir. Allah'a, Peygamber'ine... Dilerse ilahlastırdığına gider. Ancak önemli bir uyarıyi da yapalım hepimize. Kendimizi düzeltmeden, tövbekâr olmadan, merhamet etmeden, her kula iyi gözle bakmadan, insana sevgi dolu olmadan, beli bükülmüsün sırtından yükü almadan, Islam'ı yaşamaya gayret etmeden ne anlatırsak anlatalım karşılık bulamayız. Karşılık bulamiyorsak biraz da kendimizde suçu arayalım.
BIR MÜSLÜMAN...
1- Söz getirip götürmez.
2- Başkasinin ırzına, iffetine göz koymaz.
3- Iftira atmaz.
4- Hor görmez.
5- Hile yapmaz.
6- Yapmayacağı şeyi vaat etmez.
7- Gösterişte bulunmaz.
8- Vicdansizlik yapmaz.
9- Emanete ihanet etmez.
10- Haset etmez.
11- Kibirlenmez.
12- Büyüklenmez.
13- Başkasiyla alay etmez.
14- Haram para edinmez.
15- Parasını haramda harcamaz.
16- Insanların mahrem hallerini merak etmez.
17- Baskasıyla didişmez.
Bunun tersi özellikler herhangi birimizde varsa onu tez elden düzeltmeliyiz. Başkasinda bu özelliklerin tümü bulunabilir. Onda bu hallerin bulunması sizi aldatmasın.
Allah iyi olana cennet kapısinı açtigi gibi; yalancı, düzenbaz, inkârcı, sahtekâr ve vicdansıza da cehennem kapısinı açar. Neticede o iki kapıya da insan ameliyle girer. Allah zorlamaz.
SIGINIRIM RABB'E
1- De ki: "Yarattığı şeylerin kötülüğünden,
2- Karanlığı çöktügü zaman gecenin kötülüğünden,
3- Düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden,
4- Haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden,
5- Sabah aydınlığının Rabb'ine sigınırım.
Denir ki; bu Felak Suresi indikten sonra Hz. Peygamber, kötülüklerden korunmak niyetiyle bu sureyi hem okudu hem de sahabeye okumalari için tavsiyede bulundu.
GIDECEGIM YERDE 3-5 GÜN KALACAGIM, NAMAZLARI KISALTMAK ZORUNDA MIYIM?
90 km ve üzeri bir yolculuğa niyet edip sefere çıkan biri, gittiği yerde tahminine göre 15 günden az kalacaksa seferi olur. Hem yol boyunca hem de gittigi yerde kaldığı süre zarfında misafir sayılır. Farzların dört rekâtlı olanlarıkini ikişer rekât olarak kılar. Ama sünnetleri tam kılar. Sabah ve akşam namazları ise kısaltilmaz.
Varsayalım anne ve babasının evine de gitse (yani evlenmiş ve ayrilmişsa baba evinden) yine seferi sayılır.
Ancak gideceği yerde 15 günden fazla kalacağı kesin ise misafir sayılmaz. Namazları tam kılar. Kişi 15 günden az kalmak niyetiyle çıkar da "Ha bugün ha yarın döneceğim" diye niyetlenir de bir türlü dönemezse kaldiğı süre boyunca yine misafir sayilir. Bu süre toplamda iki ayı bulsa da seferilik hükmü devam eder
Nihat Hatipoğlu.
FANİ DUNYA RADYO FORUM
