Gönderen Konu: AİLE TERBİYESİNDE BİLİNMESİ GEREKEN ON GÖREV  (Okunma sayısı 1173 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
AİLE TERBİYESİNDE BİLİNMESİ GEREKEN ON GÖREV
« : Nisan 17, 2017, 10:24:28 ÖÖ »
AİLE TERBİYESİNDE BİLİNMESİ GEREKEN ON GÖREV

Bugünkü sohbetimizde aile terbiyesinde bilinmesi ve uygulanması gerekli on görevden söz etmek istiyorum.

Allah,  Kuran’da şöyle buyuruyor:[1][1]

وَاعْبُدُواْ اللّهَ وَلاَ تُشْرِكُواْ بِهِ شَيْئاً وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَاناً وَبِذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَالْجَارِ ذِي الْقُرْبَى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالجَنبِ وَابْنِ السَّبِيلِ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ إِنَّ اللّهَ لاَ يُحِبُّ مَن كَانَ مُخْتَالاً فَخُوراً.

Ayette uygulanması gerekli on emir yer almaktadır. Şimdi kısaca bunların neler olduğu üzerinde duralım.

1. Allah’a İbadet Etmek ve Ona Hiçbir Şeyi Ortak Koşmamak

Bu, Allah’ın gönderdiği Peygamberleri aracılığı ile insanlara duyurduğu ilk emridir. Allah’a yapılan ibadetin makbul olması için o ibadete başkasının ortak edilmemesidir. Çünkü Allah, ortaklıktan münezzehtir, yücedir. Eşi, dengi ve ortağı yoktur. Onun eşi ve ortağı olduğunu sanan, hem derin bir sapıklığa düşmüş hem de ona büyük bir günah ile iftira etmiş olur. Onun için ona ibadete başkasını ortak kılmak, affetmeyeceğini bildirdiği büyük bir günahtır. Nitekim şöyle buyuruluyor:[2][2]

إِنَّ اللّهَ لاَ يَغْفِرُ أَن يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَ لِمَن يَشَاءُ وَمَن يُشْرِكْ بِاللّهِ فَقَدِ افْتَرَى إِثْماً عَظِيماً.

2. Ana-Babaya İyilik Etmek

Allah, kendisine ibadetten sonra ikinci derecede kişinin, var olmasının sebebi olan anne ve babasına saygılı davranılmasını emrediyor.   Kişiye en yakın olan ve onun için hiçbir fedakarlığı esirgemeyen anne ve babasına karşı saygı görevini yapmayan kimseden, başkasına saygı göstermesi beklenmez. Dinimiz, anne-babaya karşı değil saygısızlık, öf bile demeyi yasaklıyor:[3][3]

وَقَضَى رَبُّكَ أَلاَّ تَعْبُدُواْ إِلاَّ إِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَاناً إِمَّا يَبْلُغَنَّ عِندَكَ الْكِبَرَ أَحَدُهُمَا أَوْ كِلاَهُمَا فَلاَ تَقُل لَّهُمَا أُفٍّ وَلاَ تَنْهَرْهُمَا وَقُل لَّهُمَا قَوْلاً كَرِيماً.

قال النبى: رضا الرب فى رضا الوالد وسخط الرب فى سخط الوالد.[4][4]

Ayet ve hadislerde anne ve babaya iyilik yapılması emrediliyor. Çocukların anne ve babalarına karşı görevlerini kısaca şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Anne ve babaya karşı güler yüzlü ve tatlı dilli olmak. Çünkü asık surat ve sert sözler onları incitir. Onları incitici söz ve davranışlardan ise,  sakınmak gerekir.

2. Çağırdıklarında bekletmeden hemen koşmak.                                     

3. Allah’a itaatsizlik olmadıkça isteklerini yerine getirmek.           

4. Yanlarında yüksek sesle konuşmamak.                                               

5. Yolda yürürken, bir zaruret olmadıkça önlerine geçmemek.               

6. Geçim sıkıntısı içerisinde iseler, yardım etmek ve ihtiyaçlarını gidermek.     

7. Hastalık veya yaşlılık sebebiyle hizmete ihtiyaç duyuyorlarsa, seve seve hizmet etmek.

Öldükten sonra ise;

1. Onları rahmetle anmak, bağışlanmaları için dua etmek.             

2. Ruhları için hayır yapmak, yoksullara ve kimsesiz çocuklara yardım etmek.                                                                                                       

3. Vasiyet yapmışlarsa yerine getirmek.                                         

4. Dostlarına iyilik etmek ve onları kırıcı davranışlardan sakınmak.

3. Akrabaya İyi Davranmak                                                 

Dinimiz bütün insanlara ve hatta hayvanlara iyi davranılmasını emreder. İnsanlar içerisinde iyilik yapılmasını emrettikleri kimseler sıralanırken akraba ikinci sırada yer alır. Akrabanın görüp gözetilmesi dini bir terim olarak sıla-i rahim diye ifade edilir. Dinimiz sıla-i rahime büyük önem vermiştir.         

Kuran’da şöyle buyurulur:[5][5]

يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُواْ رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَثِيراً وَنِسَاء وَاتَّقُواْ اللّهَ الَّذِي تَسَاءلُونَ بِهِ وَالأَرْحَامَ إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيباً.

Efendimiz de şöyle buyurmuştur:[6][6]

عن أبى هريرة قال: من كان يؤمن بالله واليوم الأخر لا يؤذ جاره ومن كان يؤمن بالله واليوم الأخر فليكرم ضيفه ومن كان يؤمن بالله واليوم الأخر فليصل رحمه ومن كان يؤمن بالله واليوم الأخر فليقل خيرا أو ليصنتْ.

Efendimizin bir seferinde, Bedevinin birisi önüne geçip, bindiği devenin yularını tuttuktan sonra:                                                                     

-Ey Allah’ın Rasulü, beni cennete koyacak bir ameli bana haber verir misiniz, dedi. Orada bulunanlar:

 -Buna ne oluyor, buna ne oluyor, demeye başladılar. Efendimiz:

-Ne olacak, ihtiyacı var ki soruyor, dedikten sonra Bedeviye şu cevabı verdi:[7][7]

تعبد الله ولا تشرك به شيئا وتقيم الصلاة وتؤتى الزكاة وتصل الرحم.

Efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet ediliyor:[8][8]

عن أنس ابن مالك قال: من أحبَّ أن يُبسَط له فى رزقه ويُنسا له فى أثره فليصل رحمه.

Allah’ın insan için takdir buyurduğu ömür ne artar ne de eksilir. Bu ve benzeri hadislerde sadakaların ve güzel işlerin ömrü artıracağı ifade buyurulmuştur. 

Bu artma, bizim anladığımız manada bir artma değildir. Allah, insanların yapacakları ibadetleri ve güzel işleri ezelde biliyor. Bunun için bunların güzel işleri sebebiyle ömürlerini artırarak, takdir buyuruyor. Yoksa ezelde takdir edilmiş olan ömürleri, sonradan yapacakları ibadet ve güzel işleri sebebiyle artırılacak değildir.

Allah’ın hakkımızdaki takdirini bilmediğimiz için Efendimizin konu ile ilgili teşviklerine uymamız uygun olacaktır.

Akrabadan muhtaç olanlara yardım etmek sıla-i rahmin kapsamı içindedir. Zekat ve fitrelerimizi öncelikle akrabadan yoksul olanlara vermemiz, bu mali ibadetlerimizin daha çok kabulüne vesile olacaktır. Efendimiz buyuruyorlar ki:[9][9]

عن سلمان بن عامر قَال: الصدقة على المسكين صدقة وعلي ذي الرحم ثنتان: صدقة وصلة.

Bir başka hadis de şöyledir:[10][10]

أفضل الصدقة على ذى الرحم الكاشح.

 Böyle bir akrabaya verilecek sadaka, hiç şüphe yok ki, onun içinde sakladığı düşmanlık hislerinin ortadan kalkmasına ve düşman gördüğü akrabaları ile dost olmasına sebep olacaktır.

Efendimiz hayır yapmak isteyen kimselere akrabalarını hatırlatarak bu hayrın onlara yapılmasının daha çok sevap olacağını ve Allah’ı daha çok memnun edeceğini bildirirdi.   

Hz.Enes anlatıyor:[11][11]

 -Sahabeden Ebu Talha Medine’deki Ensar’ın en zenginlerindendi. En sevdiği mal da, Efendimizin mescidinin karşısındaki Beyreha denilen bahçesi idi. Efendimiz zaman zaman, o bahçeye girer ve tatlı suyundan içerdi.

لَن تَنَالُواْ الْبِرَّ حَتَّى تُنفِقُواْ مِمَّا تُحِبُّونَ وَمَا تُنفِقُواْ مِن شَيْءٍ فَإِنَّ اللّهَ بِهِ عَلِيمٌ. [12][12]

Ebu Talha,  okuduğumuz bu ayet nazil olunca  Efendimize geldi:

-Ey Allah’ın Rasulü, Allah:

-En sevdiğiniz maldan Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe eremezsiniz, buyuruyor. En sevdiğim mal, Beyreha adındaki hurmalıktır. Onu Allah rızası için sadaka ettim. Allah katında onun hayrını ve ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah’ın Rasulü, Allah sana nasıl ilham ederse öyle yap, dedi. Efendimiz:

 -İyi yaptın, senin için karlı bir maldır. Sözünü dinledim. Ben onu akrabana vermeni uygun görüyorum, buyurdu. Ebu Talha:   

-Uygun gördüğün gibi yapayım, Ey Allah’ın Rasulü, dedi ve bahçeyi akrabasıyla amca çocukları arasında taksim etti.

Abdullah b. Mesud’un eşi Zeynep es-Sakafiyye’nin rivayetine göre Efendimiz:       

-Ey kadınlar topluluğu, ziynetlerinizden olsun sadaka verin. buyurdu. Ben eşim Abdullah b. Mesud’a:

-Sen fakir bir adamsın, mali durumun iyi değil. Efendimiz sadaka vermemizi emrettiler. Efendimize git de sor, eğer senin ve çocukların için harcadığım sadaka yerine geçiyorsa size, geçmiyorsa başkalarına vereyim dedim. Eşim Abdullah:

-Kendin git sor, demesi üzerine, Efendimize gittim. Bir de baktım ki Ensardan aynı maksatla gelmiş bir kadın da kapıda durmaktadır. Efendimiz heybetli idi. Önümüze Bilal çıktı. Ona:

-Efendimize git de kapıda iki kadın bekliyor, sizden, kocalarına ve terbiyelerinde bulunan yetimlere harcadıkları sadaka yerine geçer mi? diye soruyorlar, de. Fakat bizim kim olduğumuzu söyleme, dedik. Bunun üzerine Bilal Efendimizin yanına girdi ve ondan sordu. Efendimiz:

-Onlar kimlerdir? Buyurdu. Bilal de:       

-Ensar’dan bir kadın ile Zeynep’tir, dedi. Efendimiz:

-Zeyneplerin hangisi? buyurdu. Bilal:

-Abdullah b. Mesud’un eşi, cevabını verdi.  Efendimiz:       

-Onun için iki sevap vardır. Biri akrabalık sevabı diğeri sadaka sevabı, buyurdu.[13][13]

Sıla-i rahmin en güzeli akrabadan muhtaç olanları ziyaret ederek, onlara yardım etmek ve geçim darlıklarını hafifletmektir.

Sıla-i rahim görevini ihmal etmek, Allah’ın rahmetinin üzerimizden kesilmesine sebeptir. Efendimiz buyuruyor ki:[14][14]

اَلرَّحِمُ مُعَلَّقٌ بِالْعَرْشِ تَقُولُ: مَنْ وَصَلَنِي وَصَلَهُ اللّهُ وَمَنْ قَطَعَنِي قَطَعَهُ اللّهُ.

Bir adam Efendimize sordu:

-Ey Allah’ın Rasulü, benim yakınlarım var. Ben onları ziyaret ederim, onlar bana gelmez. Ben onlara iyilik ederim. Onlar bana kötülük eder. Ben onlara yumuşak davranırım, onlar bana kaba davranır. Efendimiz:       

-Eğer dediğin gibi isen, onlara sıcak kül yediriyor gibisin. Sen böyle davrandığın sürece, Allah  sana yardımcı olur ve seni onlardan korur.[15][15]

Hadiste geçen, onlara sıcak kül yediriyor gibisin, ifadesi bir benzetmedir. Efendimiz, kişinin akrabasına karşı bu örnek davranışı karşısında, onların çirkin davranışlarından ötürü başlarına gelecek elem ve ızdırabı, sıcak kül yiyenin ıztırabına benzetmiştir.

Yine Efendimiz buyuruyor ki:[16][16]

عن عبد الله ابن عمرو قال: ليس الواصل بالمُكافِئِ ولكن الواصل الذى إذا قطعت رحمُه وصلها.

İnanmış olan kimse artık bu ayet ve hadisler karşısında akrabaları ile ilgisini kesemez. Onları rahatsız edici ve kabul edilemez davranışları karşısında bile onlara iyilik etmek ve yardımda bulunmak durumunda olmalıdır. Çünkü Hz.Ali’nin şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:[17][17]

ألا أدلك أكرم أخلاق الدنيا والأخرة: أن تصل من قطعك وتُعطىَ من حرمك وأن تَعفو عمن ظلمك.

4. Yetimlere İyi Davranmak   

Dinimiz, toplum fertlerinin birbirleriyle yardımlaşmalarını öğütlerken, yoksulları görüp gözetmemizi, öksüzleri kendi çocuklarımız gibi koruyarak eğitip yetiştirmemizi tavsiye eder. Efendimiz buyuruyor:[18][18]

عن سهل بن سعد قال: أنا وكافل اليتيم في الجنة هكذا وأشار بالسّبابة والوسطى وفرّج بينهما. 

Öksüzler bize Allah’ın emanetidir, onların anası da babası da biziz. Onların görüp gözetilmesi, eğitilip yetiştirilmesi ve topluma yararlı birer insan haline getirilmesi bizim görevimizdir.

5. Yoksullara Yardım Etmek           

İnsanların durumları eşit değildir. Bir kısmı varlıklı iken bir kısmı yoksuldur. Bir kısmının sağlığı iyi olduğu halde bir kısmı hasta ve sakattır. Zira insanların yaradılış gayesi imtihandır. Bu gerçeği Kuran şöyle ifade ediyor:[19][19]

ولنبلونكم بشيء من الخوف والجوع ونقص من الأموال والأنفس والثمرات وبشر الصابرين.

Toplum halinde yaşayan insanların birbirleriyle yardımlaşmaları dinimizin emridir. Varlıklı zengin insanlar toplum içindeki yoksulları soruşturmalı ve onlara yardım etmelidir. Efendimiz buyuruyor:[20][20]

عن أبى هريرة قال: اُبْغونى ضعفاءكم فإنما تُنصرون وترزقون بضعفائكم.

6-7.  Yakın ve Uzak Komşuya İyi Davranmak

Toplu yaşayışta aileden sonra haklarına en çok riayet etmemiz gerekenler, yan yana yaşadığımız komşularımızdır.

Ayette komşular, yakın ve uzak olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Yakın komşu; evi yakın olan komşuya denebileceği gibi, akrabadan olan komşuya da denir. Uzak komşu da; ya evi uzak olan veya akrabadan olmayan veya da müslüman olmayan komşudur. Efendimiz buyuruyor:[21][21]   

-Komşu üç kısımdır. Birincisinin üç hakkı vardır:       

a. Komşuluk hakkı,                                                                                  b. Yakınlık hakkı,         

c. İslamiyet hakkıdır. (Bu yakınlığı olan, müslüman komşudur.) İkincisinin iki hakkı vardır:       

a. Komşuluk hakkı,

b. İslamiyet hakkı. (Bu müslüman olan komşudur.) Üçüncüsünün ise bir hakkı vardır ki, bu, komşuluk hakkıdır. (Bu müslüman olmayan komşudur.)

Görülüyor ki, komşu tabirinde müslüman, müslüman olmayan dost, düşman, zararlı, faydalı, yakın uzak istisnasız bütün komşular dahildir. Demek ki müslüman, yakınında bulunan kim olursa olsun, herkesle iyi geçinecek ve İslam’ın güzelliklerini yaşayarak gösterecektir. En etkili nasihat budur.

Hava kirliliği konusunda konferans vermek üzere Türkiye’ye gelen Amerikalı bir profesör müslüman olmak üzere Ankara Müftülüğe başvurur. Gerekli dini merasimi yaptıktan sonra kendisine sorulur:

-Müslümanlığı neden kabul ettiniz? Şu cevabı verir:   

-Bundan önce Fas veya Tunus’ta üniversitede öğretim üyesi idim. Kaldığım daire komşum bir müslümandı. Çok saygılı ve edepli birisi idi. Ben müslüman olmadığım halde bana karşı örnek davranışlarına şahit oldum ve çok etkilendim. Oradan ayrılırken kendisine:                                 

-Bir yabancı ve dininizden olmayan kimseye karşı bu asil davranışlarınızın kaynağı nedir? diye sorunca:                                           

-Kuran din ayırımı yapmaksızın, komşunun komşuya karşı iyi davranmasını emrediyor. Kitabımın bu emrini uyguladım, dedi. Bunun üzerine Kuran-ı inceledim ve müslüman olmaya karar verdim.                         

Görülüyor ki, müslüman tavırlarıyla İslam’ın güzelliklerini telkin ederse, daha etkili olur.

Evet yüce dinimiz komşu haklarına büyük önem vermiştir. Efendimiz bu önemi şu sözleriyle açıklamıştır:[22][22]

عن عائشة قال: ما زال جبريل يوصينى بالجار حتى ظننت أنه سيُورِّثه.

Ebu Zer diyor ki:                             

-Efendimiz, bana şöyle vasiyet etti:

يا أبا ذر إذا طبخت مرقة فأكثِرْ ماءها وتعاهدْ جيرانَك.

Efendimiz kadınlara hitaben şöyle buyurmuştur:[23][23]

يا نساء المسلمات لا تحقرن جارةٌ لجارتها ولو فِرْسَنَ شاةٍ.

Komşularımıza karşı başlıca görevlerimiz şunlardır:

1. Komşuların haklarına saygılı olmak, onları söz ve davranışlarımızla incitmemek,                                                                           

2. Sevinç ve üzüntülerini paylaşmak, dert ve sıkıntılarını gidermeye çalışmak,                             

3. Gerektiğinde yardım etmek, ödünç vermek, hediyeleşmek,                 

4. Hastalandıklarında ziyaret etmek, ölenin cenazesine katılmak ve başsağlığı dilemek.         

Özet olarak, kendimiz için sevip istediğimiz şeyleri onlar için de sevip arzu etmek, kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyleri onlara reva görmemek ve yapmamak.

Bu bölümü bir hadisle tamamlayalım:[24][24]

عن أنس ابن مالك قال: ما أمن بى من بات شَبْعانا وجاره جائع إلى جنبه وهو يعلم.

8. Yanındaki Arkadaşa İyi Davranmak   

İyi davranılması gerekenlerden biri de yanındaki iş arkadaşı ve meslektaşıdır. Mümin, herkesle iyi geçinir, herkesin haklarına saygılı olur ve kimseyi kırıp incitmez. Özellikle birlikte çalıştığı, her gün yüz yüze baktığı arkadaşına daha iyi davranır. Efendimiz buyuruyor:[25][25]

خير الأصحاب عند الله خيرهم لصاحبه، وخير الجيران عند الله خيرهم لجاره.

9. Yolda Kalmışlara İyilik Etmek             

Memleketinden, evinden uzakta kalmış, hele parası da tükenmiş olan insanlara iyilik etmek, yardımda bulunmak ve yol göstermek müslümanın görevidir.

10. Ellerimizin Altında Bulunanlara İyi Davranmak           

Ayette kendilerine iyi davranılması, emredilenlerin sonuncusu, yanımızda çalıştırdığımız insanlar ve hizmetimizde bulunanlardır. Onların ücretlerini zamanında ve eksiksiz ödemek ve onları üzecek davranışlardan sakınmaktır.

Enes b. Malik diyor ki:         

-Efendimize on sene hizmet ettim de bir defa olsun bana öf demedi, niçin böyle yaptın? diyerek azarlamadı. Böyle yapsaydın da demedi.[26][26]

İşte ayette yer alan on emir kısaca bunlardır. Bu on emri yerine getirenler, getirmeye çalışanlar Allah’ın sevgili kullarıdır.                           

Allahım! Bizi bu kullarından eyle.

Amin!

--------------------------------------------------------------------------------

[1][1] Nisa, 4/36.

[2][2] Nisa, 4/48.

[3][3] İsra, 17/23.

[4][4] Tirmizi, Birr, 3.

[5][5] Nisa, 4/1.

[6][6] Buhari, Edeb, 31.

[7][7] Buhari, Zekat, 1; Müslim, İman, 4.

[8][8] Buhari, Buyu, 12; Müslim, Birr, 6.

[9][9] Nesai, Zekat, 82;Tirmizi, Zekat, 26; İbn Mace, Zekat, 28;

[10][10] Münziri, et-Terğib, 2, 37. (Düşman fakat bunu açığa vuramayan akraba)

[11][11] Buhari, Zekat, 44; Müslim, Zekat, 14.

[12][12] Al-i İmran, 3/92.

[13][13] Buhari, Zekat, 48; Müslim, Zekat, 14.

[14][14] Müslim, Birr, 8.

[15][15] Müslim, Birr, 6.

[16][16] Buhari, Edeb, 15.

[17][17] Münziri, et-Terğib ve’t-Terhib, 3, 342.

[18][18] Buhari, Talak, 14, Edeb, 24; Tirmizi, Birr, 14; Ebu Davud, Edeb, 131.

[19][19] Bakara, 2/155.

[20][20] Ebu Davud, Cihat, 77; Tirmizi, Cihat, 24; Nesai, Cihat, 43. (Bana arayın)

[21][21] Kenzü’l-Ümmal, 9, No: 24891.

[22][22] Buhari, Edeb, 28; Müslim, Birr, 41; Ebu Davud, Edeb, 132; Tirmizi, Birr, 28.

[23][23] Buhari, Edeb, 30; Müslim, Zekat, 29.  (Paça)

[24][24] Münziri, et-Terğib, 3, 358.

[25][25] Tirmizi, Birr, 28.

[26][26] Buhari, Edeb, 39.

 


* BENZER KONULAR

Birbirimizin Hem Cenneti Hem de Cehennemi Olabiliriz Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:48:55 ÖÖ]


Kulluk Şuuru Nasıl Oluşur Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:44:55 ÖÖ]


Şeytanın Büyücülüğü Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:41:01 ÖÖ]


Birliğe Çağrı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:35:09 ÖÖ]


Ahirete İmanın Mü’mine Kazandırdıkları Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:29:15 ÖÖ]


Sen Değerlisin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:19:59 ÖÖ]


Evlilik İnsanı Mükemmelliğe Ulaştıran Hızlı Yollardan Birisidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:58:11 ÖÖ]


Müslümanım Diyen Ey Hanımlar Kızlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:51:18 ÖÖ]


Birçok Kadın Kocasını Birçok Rrkekte Karısını Cennetlik Etmiştir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:45:05 ÖÖ]


Hesap Günü İyice Yaklaştı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:33:16 ÖÖ]


Kırık Kalple Yapılan Dualar Makbuldür Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:20:47 ÖÖ]


Ertuğrul Erkişi - Safahat`tan Şarkılar 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:41:49 ÖS]


İslâm Kadına En Büyük Değeri Vermiş Şerefli Yaşamasını Sağlamış Gönderen: anadolu
[Dün, 08:16:41 ÖÖ]


Çocukla İletişim Kurarken Ona Saygı Duymak Değer Vermek Gerekir Gönderen: anadolu
[Dün, 08:08:13 ÖÖ]


Mümin Bir Erkek, Mümin Kadına Kızıp Darılmasın. Gönderen: anadolu
[Dün, 08:03:19 ÖÖ]


Çocukların Namaz Eğitimi Gönderen: anadolu
[Dün, 07:57:19 ÖÖ]


Namazını Sapasağlam Koruyanalr Gönderen: anadolu
[Dün, 07:50:26 ÖÖ]


Bu Din Sadece Camilerin Dini Değil Hayatın Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:38:19 ÖÖ]


İslam Gariplerin Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:29:34 ÖÖ]


Komşunuzu İhmal Etmeyin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:21:38 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41