Gönderen Konu: Gelenekte Kadın Ancak Hangi Gelenek  (Okunma sayısı 107 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2120
Gelenekte Kadın Ancak Hangi Gelenek
« : Temmuz 20, 2021, 05:51:22 ÖS »
Gelenekte Kadın Ancak Hangi Gelenek

Gündemde sıcaklığını koruyan tartışmaların en başında kadın konusu gelmektedir. Şiddete uğramalarının yanı sıra kadınlar başarıları ile de gündemde sıklıkla yer almaktadır. Tartışmalarda iki konu var ki bunlar kadınlar hakkında üzerine en çok konuşulan konulardandır. İlki dinlerin, özellikle de İslâm’ın kadına bakışı; ikincisi, geleneğin kadına bakışıdır.

“Asırlar boyunca nesilden nesile geçerek gelen ve bir topluluğun fertleri arasında sağlam bir bağ, ortak bir ruh meydana getiren her türlü âdet, alışkanlık, davranış biçimi ve kültürel değerler, örf, an’ane”1 olarak tanımlanan gelenek; günümüzde daha çok ‘modenitenin karşısında yer alan, muhafazakarlar tarafından korunması gereken’ bir algı ile sunulmaktadır. Bu noktadan bakıldığında ya gelenekçisinizdir ya da modernsinizdir. İkisinin bir arada bulunması mümkün değilmiş gibi modern olmanız geleneğe karşı çıkmakla eş değer sayılır. Çünkü modernite kendisini geleneğin karşısına koymuştur.2 Modernite geleneği her zaman eksi kutba, kendisini ise artı kutba koymaktadır. Gelenek, modernite tarafından dogma, câhil, hoşgörüsüz, hurâfelerle dolu, kısaca modern olmayanolarak târif edilir. Bunu özellikle de din üzerinden yapar. Kadın konusunda da bu tavrını devâm ettiren modernite, dinlerin kadını ikincileştirdiğini ifâde eder. Kadının ancak din vurgusu kaldırıldığında yerini bulacağını vurgular. Peki İslâm geleneğinde kadın ikinci planda mıdır yoksa müslümanın değişen algısında mı kadın ikinci plana atılmıştır?

Kur’ân-ı Kerîm’e bakıldığında kadının, halîfe olması bakımından, îman ve ibâdetlere, ahlâkî erdemlere muhataplığı açısından erkekle arasında bir fark bulunmamaktadır.3 Kadının da erkeğin de amellerinin kabûle eşit oranda şâyân olması ve her iki tarafın da amellerinin zâyî olamayacağı vurgusu bulunmaktadır.4 İyiliğin emredilmesi, kötülüğün nehyedilmesinde de kadın ve erkek eşit derecede me’murdur.5 Çocuk sâhibi olmada da kız ve erkek çocuk ayrımı bulunmaz, her iki cinsiyetin de Allâh’ın bir lutfu olduğu vurgulanır.6 Kadının yaratılışında ise Kur’ân, “nefs-i vâhide” vurgusunda bulunmaktadır.

Sünnete bakıldığında; Hz. Peygamber (sav)’in hayatta olduğu sürece eşlerine fiilî bir şiddeti söz konusu olmadığı gibi psikolojik bir şiddeti de bulunmamaktadır. Peygamberimiz, kadını ve erkeği bir bütünün iki eş parçası olarak görmektedir. Onun hayâtında tek tip bir kadın portresi yoktur. Hz. Hatîce, Hz. Aişe ve diğer eşleri farklı karakterlerde ve özelliklerde olmalarına rağmen Peygamberimiz hiçbir zaman aralarında karşılaştırma yapmamıştır. Sahabeye de her zaman eşlerine karşı hayırlı kimseler olmalarını öğütlemiştir. Vefât edeceği vakit dahi, Vedâ Hutbesinde kadınları unutmamıştır. Kadınların şikâyetlerini dinlemiş, sıkıntılarına çözüm bulmuş, ihtiyâcı olanın ihtiyâcını gidermiştir.

Hz. Aişe’ye baktığımızda güçlü kişiliği ve ilmî birikimi ile günümüzdeki algının aksine bir profil karşımıza çıkar. Yine Hz. Aişe’nin yeğeni olan ve bizzat Hz. Aişe tarafından yetiştirilmiş, ondan hadis rivâyetinde bulunmuş olan Aişe bint Talha şiir, târih, edebiyat vb. alanlarda iyi eğitim görmüş bir kimsedir.  Yüzü dışında bütün uzuvlarını örten elbiseler giyerek yanında âile efrâdı ya da câriyelerinden birisini bulundurarak, evine gelen misâfirlerle görüşmüş; târih, edebiyat, şiir konulu sohbetlere ev sâhipliği yapmıştır. Yüzünü peçeyle örtmediği için eşi tarafından tenkîd edilse de iffetine gölge düşürecek bir harekette bulunmadığını ve bunu herkesin bildiğini ifâde etmekten de çekinmemiştir.7 Hz. Hüseyin’in kızı olan Sükeyne bint Hüseyin (v. 117/735) de evini hadis ve ilim öğrenimi için halka açmış ve şiire olan ilgisi dolayısıyla şâir toplantılarına ev sâhipliği yapmıştır.8 Sükeyne, dönemin şiir atışmalarında da hakemlik yapmıştır.

Şifa bint Abdullah ve Semra bint Nüheyk ise ilk müslümanlar döneminde zâbıta görevi yapmaktadırlar. Semra bint Nüheyk’ın Hz. Ömer’in hilâfetinde de bu görevi icrâ ettiği, elinde kırbacı ile dolaştığı ve düzeni korumaya çalıştığı ifâde edilir.9

İlmî İslâm geleneğinde; kadın ilk dönemlerden îtibâren geri planda değildir. Kütüb-i Sitte’de 112 kadın sahabinin rivâyet ettiği hadîs sayısı 2539’dur. Sahabi hanımlar içerisinde Hz. Âişe’nin rivâyeti 2081’dir. Diğer tabakalardan 84 hanım, 225 adet hadîs rivâyetinde bulunmuştur. Hz. Aişe’nin erkek ve kadın yüzlerce talebesi olmuştur.10 Kadınlar o dönemde de ilmî yolculuklar yapmışlar, ders almışlar ve ders vermişlerdir. Hadîs âlimi olan İbn Asâkir’in (v.571/1176), 80 kadar kadın hocası vardır. Ayrıca İbn Asâkir, Târîḫu medîneti Dımaşḳ isimli eserinin son cildini kadın muhaddis ve şâirlere ayırmıştır.11 İbn Hacer’in (v. 852/1449) de 50’ye yakın kadın hocası vardır. Sâdece hadîs alanında değil, diğer alanlarda da kadın hocası olan pek çok âlim vardır. Ebû Hanîfe, Ahmed b. Hanbel, İmam Mâlik, İmam Buhârî, İbn Teymiyye; kadınlardan ders alan diğer önemli isimlerdir.12 Geometri, cebir, astronomi, kimya, matematik ve fizik gibi alanlarda da ilk dönemlerden îtibâren kadınlar yer almaktadır. Örneğin, dünyânın ilk yüksek öğretim merkezi olan Karaviyyun Üniversitesi, Fâtıma el-Fihriyye (v. 880) tarafından açılmış, Halepli Meryem el-Ciliyye ise usturlab yapmıştır.13

Yönetim geleneğinde; kadının yönetici olması bir fıkhî tartışma konusu olsa da İslâm târihinde hükümdâr olan, isimlerine hutbe okutulan ve para bastıran hanımlar vardır. “1021-1023 yılları arasında Sultan Nâibi sıfatıyla Mısır civârını yöneten Fâtimî prensesi Sittü’l-mülk, Halîfe el-Hakem’in kız kardeşidir. Aynı yüzyılda Yemen’de iki kadın hükümdar ortaya çıkmıştır. Bunlardan Esma bint Şihab es-Sulehiyye (v. 1138) devleti eşi ile birlikte yönetmiş, hem eşi hem kendi adına hutbe okutmuştur.”14 Yine kaynaklarda “Erzurum Sâhibesi” olarak bilinen Mama Hatun (v. 1201) Saltukoğulları Melikesidir.15 Buna benzer Mısır’da, Afrika’da, Maldivler’de kadın hükümdarlar bulunmaktadır. Osmanlı’da da, her ne kadar isimleri günümüz dizileri sebebiyle kötü anılsa da Hürrem Sultan ve Kösem Sultan devlet yönetiminde etkili olmuşlardır.

Tasavvuf geleneğinde; Râbiatu’l-Adeviyye, Hafsa binti Sîrîn gibi isimler yer almaktadır. Tasavvufta büyük isim yapmış olan Mâlik b. Dînâr (ö.131/748), Rebahü’l-Kaysî (ö.?), Şakîk-i Belhî (ö.194/809) ve Süfyân-ı Sevrî (ö.161/777) gibi isimler Râbiatu’l-Adeviyye’nin duâsını almak ve öğütlerini dinlemek için toplanan isimler arasındadır. Sülemî Zikru’n-Nisveti’l-Muteabbidâti’s-Sûfiyye isimli eserinde, İbnu’l-Cevzî Sıfâtu’s-Safve isimli eserinde bu zâhidelerin fazîletleri, meziyetleri, ahlâkları, dindarlıkları hakkında geniş bilgiler vermişlerdir.16

Görüldüğü gibi İslâm geleneğinde kadın, vahyin gelişinden günümüze kadarki süreç içerisinde toplumda etkin ve önemli pek çok role sâhip olmuştur. Bu süreç içerisinde her şeyde bir tekdüzelik olmadığı gibi kadın algısında da değişmeler mutlakâ olmuştur ve olmaya devâm etmektedir. Bu nedenle doğru bir gelenek okumasına ihtiyaç vardır. “Erkekler olmasa kadınlar daha iyi konumda olacaktı, kadını erkek arka plana itti, ataerkil dînî söylem sebebiyle kadınlar bugün bu durumda” demek doğru bir yaklaşım ve doğru bir okuma değildir. Kadın İslâm içerisinde engellenen değil, bilakis -yukarıda da görüldüğü üzere- potansiyeli ortaya çıkan bir konumdadır. Bu sebeple İslâm’da ve gelenekte kadın konusuna, çoğulcu bir gelenek okuması ile yaklaşmak gerekmektedir.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

1 İlhan Ayverdi, Misalli Büyük Türkçe Sözlük (İstanbul: Kubbealtı Lugati, 2010), “Gelenek”, 410.

2 Sıtkı Karadeni̇z, “Gelenek Üzerine Bir Okuma Denemesi “Geçmişle Gelecek Arasında Gelenek”, Milel ve Nihal 4/2 (01 Ocak 2007), 36.

3 Bakara, 2/30; Ahzâb, 33/72.

4 Âl-i İmrân, 3/195; Nisâ, 4/124.

5 Tevbe, 9/71.

6 Şûrâ, 42/49-50.

7 Fatımatüz Zehra Kamacı, “Tâbiîn Döneminden Seçkin Bir Kadın Portresi Âişe bint Talha”, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 49/49 (26 Ocak 2016), 129.

8 Kamacı, “Âişe bint Talha”, 130.

9 H. Şule Albayrak, Kadın olmak: islâm, gelenek, modernite ve ötesi, ed. H. Şule Albayrak (Istanbul: İz Yayıncılık, 2019), 411.

10 Muhammet Yılmaz, “Hz. Peygamber Dönemi ve Sonrasında Kadın Âlimlerin Hadis İlmine Katkıları (Memlükler Dönemine Kadar)”, Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi (UKSAD) 2/Special Issue 1 (01 Ağustos 2016), 381,382,383.

11 Mustafa Sabri Küçükaşcı – Cengiz Tomar, “Ebü’l-Kāsım İbn Asâki̇r”, TDV İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 1999), 19/322.

12 Albayrak, Kadın olmak, 414.

13 Albayrak, Kadın olmak, 414.

14 Albayrak, Kadın olmak, 416.

15 Albayrak, Kadın olmak, 416.

16 Kadir Özköse, “Kadın Sûfiler”, Somuncu Baba dergisi 148 (2013), 20.

Büşra Hatice Biçgel.

 


* BENZER KONULAR

Birbirimizin Hem Cenneti Hem de Cehennemi Olabiliriz Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:48:55 ÖÖ]


Kulluk Şuuru Nasıl Oluşur Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:44:55 ÖÖ]


Şeytanın Büyücülüğü Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:41:01 ÖÖ]


Birliğe Çağrı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:35:09 ÖÖ]


Ahirete İmanın Mü’mine Kazandırdıkları Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:29:15 ÖÖ]


Sen Değerlisin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:19:59 ÖÖ]


Evlilik İnsanı Mükemmelliğe Ulaştıran Hızlı Yollardan Birisidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:58:11 ÖÖ]


Müslümanım Diyen Ey Hanımlar Kızlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:51:18 ÖÖ]


Birçok Kadın Kocasını Birçok Rrkekte Karısını Cennetlik Etmiştir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:45:05 ÖÖ]


Hesap Günü İyice Yaklaştı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:33:16 ÖÖ]


Kırık Kalple Yapılan Dualar Makbuldür Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:20:47 ÖÖ]


Ertuğrul Erkişi - Safahat`tan Şarkılar 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:41:49 ÖS]


İslâm Kadına En Büyük Değeri Vermiş Şerefli Yaşamasını Sağlamış Gönderen: anadolu
[Dün, 08:16:41 ÖÖ]


Çocukla İletişim Kurarken Ona Saygı Duymak Değer Vermek Gerekir Gönderen: anadolu
[Dün, 08:08:13 ÖÖ]


Mümin Bir Erkek, Mümin Kadına Kızıp Darılmasın. Gönderen: anadolu
[Dün, 08:03:19 ÖÖ]


Çocukların Namaz Eğitimi Gönderen: anadolu
[Dün, 07:57:19 ÖÖ]


Namazını Sapasağlam Koruyanalr Gönderen: anadolu
[Dün, 07:50:26 ÖÖ]


Bu Din Sadece Camilerin Dini Değil Hayatın Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:38:19 ÖÖ]


İslam Gariplerin Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:29:34 ÖÖ]


Komşunuzu İhmal Etmeyin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:21:38 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41