Adalet Korunan Kitaptadır 1

[fanidunya]

Adalet  Korunan Kitaptadır  1

HADİD/25. ayete göre: BÜTÜN SEMAVİ MESAJLARIN MAKSADI ADALETİN SAĞLANMASIDIR.” (Prof. Dr. Yusuf el-Karadavi)

Kur’an; önceki ilahi kitapların (Tevrat, Zebur, İncil) aksine son kitap olarak tahriften korunmuştur. Kur’an “ilahi korumadadır” (Hicr/9). O’na önünden ve arkasından batıl karışamaz (Fussilet/42). Ve O (Kur’an) tevhit ile adaletin ikamesi için indirilmiştir (Maide/48, Şûra/13, Casiye/18, Nahl/90, Hadid/25 vb.). “Kur’an’da her şeyin beyanı var” (Nahl/89). Her şeyin misali de (İsra/89). “Din de ekmel” (Maide/3). “Salah da fesat da iki sınıfla olur: Ümera, ulema” buyurmuş Peygamber Efendimiz (S.A.V.).

Dinimizi doğru öğrenmek zorundayız. “Ahir zamandaki fitnelerden dinini doğru öğrenip, cihat edenler kurtulurlar” (S.A.V.). Yoksa nice saptırıcılar (belamlar) bizi şaşırtarak felakete sürükleyebilirler.

Bunlar cepheden değil de “suret-i hak”tan/ıslah edici gözükerek/bilerek veya bilmeyerek dinimizle oynayabiliyorlar. Kimileri hakkı gizliyorlar; kimileri dünyalıklar karşısında dinini satıyor/sömürüyor.

Kimileri de dini eğriltmeye/yanlış tanıtmaya çalışıyor. Kimileri de dinin bir bölümünü, parçasını dinin bütünü gibi algılayıp onunla avunuyor, övünüyor. Kimileri sünnetsiz bir İslam üretmeye çalışıyor. Kimileri ahkâm ayetlerini, cihatla, siyasetle, ehl-i kitapla ilgili ayetleri ayıklamaya, gizlemeye, güncellemeye çalışıyor. Kimileri de dini kendine uydurmaya çalışıyor... Vahdet adına tefrika ateşi de tutuşturuluyor. İlmi ile salih amelini, güzel ahlakını, sahih inancını birleştiren, örnek, temsilci olabilen Rabbani âlimlere ne kadar muhtacız... Onlar zaten gözükmüyorlar gizleniyorlar bile...

Fudayl  İbni Iyaz: “Ahiret âlimlerine tabi olun. Dünya âlimlerinden uzak durun. Onlar manen sarhoşturlar. Size zarar verirler.”

KÛTÜL-KULUB’dan/Ebu Talib el Mekki (rah.):

“Şu haslettekiler Kur’an’ı anlayamazlar: Bidat işlemek, günahta ısrar, kibir, malayani ile meşguliyet, dünya sevgisi, yakin duygusunun zaafiyeti, sadece lafzın zahiri ile uğraşmak, harfleri araştırmaya özen göstermek, lafızlardan gizli hakikatlere gözünü açamamak...

Kur’an’ı anlamada: “İhlâs, tefekkür, tilâvet, haramlardan ve bidatlerden kaçınmak önemlidir.”

FEYZÜL FURKAN’DAN:

“Kur’an-ı Kerim, Resul-i Ekrem’e 40 yaşındayken (m. 610) Ramazan ayında Kadir Gecesi’nde Hz. Cebrail vasıtasıyla indirilmeye başlanmış, 22 sene 2 ay 22 günde tamamlanmıştır. Hz. Ebubekir (R.A.) döneminde kitap/mushaf haline getirildi.

Tevrat, Hz. Musa’dan (A.S.) en az 750 yıl sonra kitap halinde toplanabilmiştir. Hz. Davut’un (A.S.) da M.Ö. 13.asırda yaşadığı kabul edilir. Tevrat ve Zebur’a birlikte Ahd-i Atik denilir. M.Ö. 1200 yılında yazıma başlanmış ve yazımı bin yıl sürmüştür. Ahdi Cedid denilen İncil de hemen yazılmamış, M.S. 110 tarihinde yazılmaya başlanmış, 325 yılında İznik Konsili’ne 400’e yakın İncil nüshası getirilmiş fakat Hz. İsa’nın tanrılığını yazan ve papazların kendi adlarını alan dört İncil kabul edilmiştir.

Kur’an-ı Kerim ayetlerinden bini emre, bini nehye, bini va’de, bini vaide, bini haber ve kıssalara, bini mesel ve ibretlere, beş yüzü ahkâma (helal ve haram) yüzü tespih ve duaya, altmış altısı da nasihate dair olmak üzere toplam 6666/6236 ayettir.

Prof. Dr. Vecdi Akyüz’e göre ahkâm ayetleri sayısı 480’dir. 250’si ibadet, 200’ü muamelat, 30’u da ukubat ile ilgilidir. Kur’an-ı Kerim, Hüda, Furkan, Zikr, Nur, Hâkim adlarıyla da anılmıştır.

Kur’an’ın üçte biri ahkâm, üçte biri vaat-vaid, birisi de esma/sıfatlarla ilgilidir. Kur’an’da Allah lafzı 2699 kez, Rab 969 kez, Rahman 57, Rahim 114, Samed 1 kez geçiyor.

Kur’an’ın amacı: İnançları düzeltmek, ahlakı güzelleştirmek, dünya hayatını düzenlemek, böylece dünya ve ahiret saadetini kazandırmak. İnsanların nefislerinin terbiye edilmesi.

Allah Teala adaleti herkese karşı farz, zulmü de haram kılmıştır. Toplumlar zulümle yıkılırlar. (Nahl/90). İlahi adaletin hayata hâkim olmasını, bunun için de demirden yararlanmayı bildirmektedir (Hadid/25).

Muhtevası/içeriği: Bilinmesi ve inanılması gerekenler, yapılması ve yapılmaması gerekenler (emir ve yasaklar), (mükâfat ve cezalar).

Ulûhiyet, nübüvvet, gayb âlemi, ibadetler, hayat düzeni, ahlâk, sosyal, hukuki ve siyasi hayatla ilgili hükümler (farzlar, vacipler, mübahlar, mekruhlar, haramlar).

Kur’an her yönüyle eşsiz, benzersiz, muciz. Ne şiir ne nesir (özgün) üslubu, şekli, muhtevası her yönüyle özgün...”

MAKASIDÜŞ ŞERİA FIKHI (Prof. Dr. Yusuf El-Karadavi):

“İlahi hukukun arkasında halkın dünya ve ahiret maslahatından başka bir şey yoktur. Allah, yarattığı şeylerde, hükümlerinde de sonsuz hikmet sahibidir (el-Hakîm). Anlamsız, rastgele hüküm koymaz. Kur’an’da binden fazla yerde “düşünmek” geçmektedir. (İbn Kayyim): ‘Şeriatın tamamı adalet, rahmet, maslahat ve hikmettir.’ Kur’an ve Sünnetteki hükümlerin gerekçeleri adaletin sağlanmasıdır. Yüce Allah, insanlar arasında adaleti sağlamak için Peygamberlerini göndermiş ve kitaplarını indirmiştir. Yer ve gök adaletle ayakta durur.”

İ. Gazali (R.H.): “Makasid; zaruri, hâcî ve tahsini olmak üzere üç aşamalıdır. Şeriatın halka yönelik maksadı; onların dinlerini, canlarını, akıllarını, nesillerini ve mallarını korumaktır. Adalet ve ahlâk da bunlara ek olarak zaruriyet kapsamında olmalıdır.”

KUR’AN’DA YEDİ MAKSAT:

- Uluhiyet, nübüvvet, ceza konusundaki inanca dayalı düşünceleri düzeltmek,

- İnsanın, özellikle zayıfların saygınlığını ve haklarını açıklamak,

- Allah’a kulluğa ve O’ndan sakınmaya dâvet etmek,

- Nefsi arındırmak, ahlakı güçlendirmek,

- Sahih/düzgün bir aile oluşturmak ve kadının haklarını gözetmek,

- İnsanlığa şahit/örnek olacak ümmeti oluşturmak,

- Birbirimizle yardımlaşacak bir insanlık alemi için çağrıda bulunmak.

İSLAM’IN TEMEL MAKSAT VE HEDEFİ:

“Sahih/düzgün insanı, aileyi, toplumu ve ümmeti oluşturmak. İnsanlığın faydasına olacak çağrıda bulunmak.”

İslam’ın hükümleri; deva (ilaç), ruh (can), ruhu arındıran “hayat suyu”, zulmeti, cehaleti gideren nur (kandil), Allah’a kavuşturan vesile, tarik-i müstakim ve rehberdir.

Adalet de saadet ve barış da İslam’sız olmaz. Vesselam. “O halde (Kur’an’ı bırakıp) nereye gidiyorsunuz…” (Tekvir/26).

Bahaddin Elçi.

[fanidunya]

Adalet, korunan kitaptadır  2

HADİD/25. ayete göre: BÜTÜN SEMAVİ MESAJLARIN MAKSADI ADALETİN SAĞLANMASIDIR.” (Prof. Dr. Yusuf el-Karadavi)

Kur’an; önceki ilahi kitapların (Tevrat, Zebur, İncil) aksine son kitap olarak tahriften korunmuştur. Kur’an “ilahi korumadadır” (Hicr/9). O’na önünden ve arkasından batıl karışamaz (Fussilet/42). Ve O (Kur’an) tevhit ile adaletin ikamesi için indirilmiştir (Maide/48, Şûra/13, Casiye/18, Nahl/90, Hadid/25 vb.). “Kur’an’da her şeyin beyanı var” (Nahl/89). Her şeyin misali de (İsra/89). “Din de ekmel” (Maide/3). “Salah da fesat da iki sınıfla olur: Ümera, ulema” buyurmuş Peygamber Efendimiz (S.A.V.).

Dinimizi doğru öğrenmek zorundayız. “Ahir zamandaki fitnelerden dinini doğru öğrenip, cihat edenler kurtulurlar” (S.A.V.). Yoksa nice saptırıcılar (belamlar) bizi şaşırtarak felakete sürükleyebilirler.

Bunlar cepheden değil de “suret-i hak”tan/ıslah edici gözükerek/bilerek veya bilmeyerek dinimizle oynayabiliyorlar. Kimileri hakkı gizliyorlar; kimileri dünyalıklar karşısında dinini satıyor/sömürüyor. Kimileri de dini eğriltmeye/yanlış tanıtmaya çalışıyor. Kimileri de dinin bir bölümünü, parçasını dinin bütünü gibi algılayıp onunla avunuyor, övünüyor. Kimileri sünnetsiz bir İslam üretmeye çalışıyor. Kimileri ahkâm ayetlerini, cihatla, siyasetle, ehl-i kitapla ilgili ayetleri ayıklamaya, gizlemeye, güncellemeye çalışıyor. Kimileri de dini kendine uydurmaya çalışıyor... Vahdet adına tefrika ateşi de tutuşturuluyor. İlmi ile salih amelini, güzel ahlakını, sahih inancını birleştiren, örnek, temsilci olabilen Rabbani âlimlere ne kadar muhtacız... Onlar zaten gözükmüyorlar gizleniyorlar bile...

Fudayl  İbni Iyaz: “Ahiret âlimlerine tabi olun. Dünya âlimlerinden uzak durun. Onlar manen sarhoşturlar. Size zarar verirler.”

KÛTÜL-KULUB’dan/Ebu Talib el Mekki (rah.): “Şu haslettekiler Kur’an’ı anlayamazlar: Bidat işlemek, günahta ısrar, kibir, malayani ile meşguliyet, dünya sevgisi, yakin duygusunun zaafiyeti, sadece lafzın zahiri ile uğraşmak, harfleri araştırmaya özen göstermek, lafızlardan gizli hakikatlere gözünü açamamak...

Kur’an’ı anlamada: “İhlâs, tefekkür, tilâvet, haramlardan ve bidatlerden kaçınmak önemlidir.”

FEYZÜL FURKAN’DAN:

“Kur’an-ı Kerim, Resul-i Ekrem’e 40 yaşındayken (m. 610) Ramazan ayında Kadir Gecesi’nde Hz. Cebrail vasıtasıyla indirilmeye başlanmış, 22 sene 2 ay 22 günde tamamlanmıştır. Hz. Ebubekir (R.A.) döneminde kitap/mushaf haline getirildi.

Tevrat, Hz. Musa’dan (A.S.) en az 750 yıl sonra kitap halinde toplanabilmiştir. Hz. Davut’un (A.S.) da M.Ö. 13.asırda yaşadığı kabul edilir. Tevrat ve Zebur’a birlikte Ahd-i Atik denilir. M.Ö. 1200 yılında yazıma başlanmış ve yazımı bin yıl sürmüştür. Ahdi Cedid denilen İncil de hemen yazılmamış, M.S. 110 tarihinde yazılmaya başlanmış, 325 yılında İznik Konsili’ne 400’e yakın İncil nüshası getirilmiş fakat Hz. İsa’nın tanrılığını yazan ve papazların kendi adlarını alan dört İncil kabul edilmiştir.

Kur’an-ı Kerim ayetlerinden bini emre, bini nehye, bini va’de, bini vaide, bini haber ve kıssalara, bini mesel ve ibretlere, beş yüzü ahkâma (helal ve haram) yüzü tespih ve duaya, altmış altısı da nasihate dair olmak üzere toplam 6666/6236 ayettir.

Bahaddin Elçi.