Gönderen Konu: Her Kötülük De İyilik De Sahibine Mutlaka Döner  (Okunma sayısı 128 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Her Kötülük De İyilik De Sahibine Mutlaka Döner
« : Haziran 11, 2021, 06:14:16 ÖÖ »
Her Kötülük De İyilik De Sahibine Mutlaka Döner

Hayat, inanan ve salih amel işleyenler dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur”. Aliya İzzetbegoviç. Saraybosna E. Cumhurbaşkanı.

Denilir ki:

“Her iyilik de kötülük de bir tohumdur. Ayrıca her söz tohumdur, nereye ekilirse orada biter ve hasat eden birileri olur.

Buyurulduğu gibi ekildiği veya mecrasını bulduğu yerde bitmeyen veya kaybolan hiçbir söz yoktur.

Sanılmasın ki sözlerimiz ağzımızdan çıktıktan sonra unutulur ve kaybolur. Hayır! Kullar unutsa da her anımızı kaydeden zabit kâtiplerimiz unutmaz ve kayda alır.

İster iyilik, ister kötülük tohumları ekelim, ektiğimizi başkaları biçeceği gibi bizler de mutlaka biçeceğizdir.

Ne tür ve şekilde sözler etmişsek, ceza veya mükâfat olarak geri dönecektir ama nereden nasıl dönüp geldiğini bilemeyeceğizdir.

Eğer bilsek dilimizi tutar kurtuluşa ereriz. Yine denilir ki; “Dilini tutan, kurtulur”. Dil denilince sadece konuşma değil elbet.

Özellikle sosyal medya denilen ve daha çok şeytan merkezli kısımda öyle söz, ses ve görüntü canilikleri yaşanmakta ki; yazanlar, yayanlar ve üzerine konuşanlar, keşke büyük bir kul hakkına girdiklerine ve hesap gününde mutlaka hesap vereceklerine iman edebilseler.

Fıkıhçı değilim ama dinimiz adına güvendiğim ve sosyal medyada bulunmayan kendi halinde hocalarım vardır. Onlara bu durumu sorduğumda şöyle derler:

-“İslam’a iman eden kimseler, yaptıkları her işlerini, amellerini, inanarak ve idrakinde olarak icra ederler. Bilirler ki; ellerinden, dillerinden hiç kimseye zarar gelmemelidir.

Anadolu erenleri de demişler:

-“Gevşek dilli ve ahmak kimselerden uzak durun, bunlar şeytana yoldaş kötülerin ayak takımıdırlar. Ayak takımları müstamel elbise gibidirler. Lazım oldukça giyilip-çıkarılır.

Yine irfan ehilleri buyururlar:

-“Münafıklar ölüme habersiz yakalanırlar. Hiç ölmeyeceklerini sanırlar. Yaptıkları her münafıklığın sonunda kendilerini aklamak için çabalarlar.

Bu çabaları hiç bitmez ve her uğraşlarında biraz daha münafıklık denizinde boğulurlar. İşin garibi boğulduklarını kurtuluş zannederler.

Bu sebeple münafıklara dikkat edin, konuşurken sanki sizi sizden daha çok seviyor ve benimsiyormuş gibi yüreğinizin teline dokunurlar.

Arkalarını döndüklerinde ise kendi münafıklık dairelerinde, yine kendilerine göre ne kadar açık biriktirmişlerse onları çarşaf çarşaf yayarlar.

Sosyal medya denilen “Çıfıt Çarşısı” işte böyle münafıklar mecrasıdır.

Nasıl olsa kimse kimseyi görmüyor, kimse kimseyi tanımıyor, dolayısıyla içlerindeki iftiraları, öfkeleri, yalanları, dijital yolla salıveriyorlar. Şimdi böylelerine:

-“Hesap günü yazdıklarınızın, konuştuklarınızın hesabını tek tek vereceksiniz” deseniz aman asla dememek lazım! Zaten şirk içerisindeler, şirklerini artırmamalı.

Yüzünü yıkamayan birine temizlik anlatılır mı? Sözünü bilmeyen ve yalandan-iftiradan başka ağzından laf çıkmayan birine sözün temizliği anlatılabilir mi?

Böyleleri için sözün tohum olması şamatadan ibarettir.

Hüseyin Öztürk.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41