Gönderen Konu: TEVBE GÜNAHLARIN SİLGİSİDİR  (Okunma sayısı 281 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
TEVBE GÜNAHLARIN SİLGİSİDİR
« : Nisan 24, 2019, 05:56:54 ÖS »
TEVBE GÜNAHLARIN SİLGİSİDİR

Tevbe günahı çirkin olduğu için terk etmek,işlemiş olduğu günahlara pişman olmak,bir daha onlara dönmemeye azmetmek,telafisi mümkün olan geçmiş amelleri tekrar etmeye karar vermektir.

Tevbe insan içindir.Yani tevbe günaha meyilli yaratılan biz kullar içindir.Tevbe bir af dilemedir.Tevbe Rabb’e ilticadır aslında.Ancak tevbenin de gerçek manada teve olabilmesi, için Allah’ın istediği formatta olması gayet tabiidir.Yüce Yaratıcımızın NASUH TEVBESİ dediği tevbe makbul bir tevbedir ki Kur’an’ında mealen şöyle beyan eder bu gerçeği:

“Ey iman edenler ! Samimi bir tevbe ile Allah’a dönün.umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter…”[1] Muaz bin Cebel: Ya Rasulallah  tevbe-i Nasuh ne demektir? Diye sorunca Rasulullah (sav ):

“ Kulun,yapmış olduğu günaha pişmanlık duyması,Allah’a özür beyan etmesi,son ra da sütün memeye dönmediği gibi o günaha bir daha dönmemesidir”[2] Esasen samimi bir tevbe günahları da sıfırlamaktadır.Bunu da yine her konuda bize rehb diye sorunca Rasulallah(sav)er olan Efendimiz(sav)’den öğreniyoruz:  “Günahlarından tevbe eden(derece bakımından değil de günahtan kurtuluş bakımından) günahı olmayan kimse gibidir.Günaha devam ettiği halde mağfiret dileyen de sanki Rabbi ile alay eden kimse gibidir”[3]  Bu hadisten iki şey anlıyoruz.

1-Tevbe günahlardan sıyrılmak için önemli bir vesiledir.

2-Tevbe sadece dil ile olmamalı yaşantımızla günahlardan el etek çekmeliyiz ki samimi bir tevbe yapılmış olsun.Hem günaha devam edip hem de tevbe etmek sanki Yüce Yaratıcı ile alay etmek olarak niteleniyor bu hadiste.Yine  makbul tevbenin önemli bir formatı da çirkini terk edip güzele yönelme şeklinde tezahür edendir.Bunu da yine Kur’an’dan öğreniyoruz:

 “Ki tevbe eder iyi davranış gösterirse ,şüphesiz o,tevbesi kabul edilmiş olarak Allah’a döner”[4]

Tevbe kabahatten kabahat kabahat olduğu için vaz geçmektir.Yoksa bedenine veya malına zarar verdiğinden vazgeçmek tevbe değildir.Mesela sağlığına zarar verdiği için içkiden vazgeçmek tevbe değildir.Bu ,günahı terk etmek değil,günahın o şahsı terk etmesidir.Yani mecburi olarak günahı terk etmektir.Önemli olan günahı işleme imkanı varken sırf Allah ‘tan korktuğu için o günahı terk etmektir.

İnsan günah işleye işleye kalbi kararır.tevbe edip bu günahlardan vazgeçmezse kalbi katran kesilir.Öyle buyurur Alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz (sav) : “Kul bir günah işleyince kalbine siyah bir nokta konulur.O,bunu tevbe-i istiğfar ile koparıp attığı zaman kalbi cilalandırır.Fakat tekrar günaha dönerse o noktalar artırılır.Nihayet kalbini kaplar.İşte bu Cenab-ı Hakk’ın ‘Hayır, bilakis onların işlemekte oldukları günahlar, kalplerini paslandırmıştır’(Mutaffifin83/14) ayetinde zikretmiş olduğu pastır.”[5]

 Tevbe yeis halinde olmamalıdır.Yani kötülükleri yapıp yapıp ta can boğaza gelince tevbe olmaz.Buna Firavun tevbesi denir.Hani Firavun Kızıldenizde boğulurken “Ben de Musanın Rabbine inandım “ demişti ye işte tevbe son dakikaya bırakılmamalıdır. Yoksa Rabbimizin Firavun’a söylediğine (  şim di mi?  ) muhatab olur kul.Tevbe tez elden tebve edenlerin tevbesidir(Nisa4/17).Yoksa ölüm gelip çatınca yapılan tevbe geçersiz bir tevbedir(Nisa 4/18)

Allah’ın rahmet geniştir diye tevbeden kaçınmak doğru değildir.Nitekim.şirk,katil,faiz,yetim hakkı yemek,namuslu bir kadına iftira etmek gibi bazı büyük günahlar vardır ki bunların günahından  kurtulmak için sadece sözlü tevbe yetmez.Bu gibi suçlar kul hakkına taaluk ettiği için helalleşmek te gerekir.Asıl tevbe de budur.Evet Allah’ın rahmeti geniştir. “..rahmetim ise her şeyi kuşatır.onu muttakilere(Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde olanlara)  ,zekatı verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım.”[6]  Bu ayetin tefsiri sadedinde merhum Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır şöyle der:

”Dünyada mümin,kafir,sorumlu,sorumsuz,,hatta şey adını alabilen her varlık ve her ne varsa hepsini kaplamış,hepsini kuşatmıştır,onların hepsine şamil olmuştur…Hiçbir şey yoktur ki,ilk var oluşundan itibaren Allah’ın rahmetinden nasibini almamış olsun.Rahmetin ona dar geleceği,yetmeyeceği ve yetişmeyeceği hiçbir şey yoktur…Ancak bunun böyle olması,her şeyin rahmetten eşit pay alması gerektiğini ortaya koymaz…Hasılı Allah’ın rahmeti genel ve her şeyi kapsamına alan bir rahmettir.Yaradılmış olup da bundan nasibini almamış olan hiçbir şey yoktur. ‘Ben o rameti(silinmez bir şekilde yazılmasını istediğin o haseneyi ilerde) o kimselere yazacağım ki onlar takva ehli olacaklar’ her türlü vazifelerini yapıp yerine getirdikleri halde isyandan ve şüpheli şeylerden kaçıp korunacaklar...”[7]

Allah’ın geniş olan rahmeti dünya hayatında her yarattığını kapsar.Yani Rabbimiz  asi olana da itaatkar olana da rızık vermektedir.Ancak ayetin devamından da anlaşılıyor ki bu rahmetin ahiret boyutunda sadece ehli- takva olanlar vardır.Yani bu rahmet sadece inananları kapsamı alanına alacaktır.Allah Rahman sıfatıyla tüm mahlukata tecelli ederek rızık verir ,her türkü dünya nimetini verir.Yine Rahim sıfatı ile de ahrette inananlara acıyacaktır.

Günahın türüne göre tevbe şekli de değişmektedir.Eğer işlenen günah, küfür,nifak,veya irtidat ise bunun tevbesi tam bir pişmanlık ve halis bir islamdır.İşlenen günah itikadi bir bozukluk ise bunun tevbesi pişmanlık ve itikadı düzeltmedir.İşlenen günah farzları terk ise yine pişmanlık ve bunların kazasıdır.İşlenen günah Allah ile kul arasında kalıyorsa  bunun için yapılacak şey Nasuh tevbesidir.işlenen günah hayvan hakları ile alakalı ise bu kişinin hali müşkildir.Tevbe-i nasuhtan ve Allah’a yalvarıp göz yaşı dökmekten başka yapacağı bir şey yoktur.Eğer işlenen günah Kul hakları(kamu haklar) ile alakalı ise  önce  tevbe  edilmeli sonra  hak sahibi ve ya sahipleriyle helalleşilmeli,eğer hak sahibi ölmüş ise varisleriyle helalleşme cihetine gidilmeli.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------


[1] Tahrim66/8

[2] Tirmizi,Zühd,8; Nesai,Cihad 8; Ahmed 2/505

[3] İbn Mace ,Zühd, 30

[4] Furkan25 /71

[5] İbn Mace ,Zühd,29

[6] Araf 7/156

[7] Hak Dini Kur’an Dili C4 Sh 145

Recep Şahan.

 


* BENZER KONULAR

Dinimizin Bizden İstediği Hayat Gönderen: melek
[Bugün, 09:02:39 ÖÖ]


Hidâyetten Sonra Kalblerin Kayması Gönderen: melek
[Bugün, 08:54:05 ÖÖ]


Kalbin Temizliği Gönderen: melek
[Bugün, 08:45:49 ÖÖ]


Peygamberimizin Kadınlara Karşı Muamelesi Gönderen: melek
[Bugün, 08:36:03 ÖÖ]


Allah Rasülü’ne Muhabbetimiz Gönderen: melek
[Bugün, 08:33:38 ÖÖ]


Kendimize ve Ailemize Sahip Çıkalım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:12:49 ÖÖ]


Müslümanlar Kazanımlarını Ne Zaman Kaybederler Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:05:29 ÖÖ]


Savrulsak Da Beraberiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:41 ÖÖ]


Egemenlik Kimde Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:50:29 ÖÖ]


Yolumuzun Esası Zaruri Olan İle Yetinmektir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:57 ÖÖ]


Vakit İnsanın Sahip Olduğu En Değerli Varlığıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:35 ÖÖ]


Engin Titiz - Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:55:37 ÖS]


Hakan Bayraktar - Albümdışı Ve Single Eserler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:46:16 ÖS]


Salih Kul Olmanın Yolu Kur’ân ve Sünnet’tir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:42:10 ÖÖ]


Ahd ve Ahdin Gereği Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:37:16 ÖÖ]


İman Amel ve Salih Amel Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:29:54 ÖÖ]


Peygamberimizin Ticari Muamelelerle İlgili Tavsiyeleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:20:53 ÖÖ]


Sağlık ve Afiyet Nimeti Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:04:27 ÖÖ]


Saadet Asrı Adanmış Hayatlar Gönderen: türkiyem
[Nisan 23, 2024, 08:10:20 ÖÖ]


İhsan ve Tefekkür Gönderen: türkiyem
[Nisan 23, 2024, 08:03:23 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41