Gönderen Konu: Fitneye Engel Olan Ayetler 1  (Okunma sayısı 395 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 1964
Fitneye Engel Olan Ayetler 1
« : Haziran 29, 2018, 08:28:04 ÖÖ »
Fitneye Engel Olan Ayetler  1

SÛİ ZAN VE TECESSÜS

Ey mümin erkek ve kadınlar! Zandan, tahminlerinize göre yargıda bulunmaktan, hele de olayın ayrıntısına muttali olmadan “bana göre”lerle insanlar üzerinde bir yargıda bulunmaktan kaçının. Bilginiz olmayan işlerde, karşınızdaki kim olursa olsun onu sûi zanla yargılamayın. “Efendim bana göre aslında o sözüyle şunu kastetmişti”, “Bakmayın onun öyle göründüğüne, aslında niyeti şudur”, “Sen ne dersen de bana göre senin…” gibi sözlerle muhatabımızın hareketlerine bir anlam yüklemek, her söylediği sözü kendi vicdanımızın sesine göre değerlendirmek, karşılaştığımız olağanüstü bir durumdan olağandışı sonuçlar çıkarmak hem aile yaşantımıza hem de insanlarla olan ilişkilerimize zarar verecektir. Bir de karşımızdaki kişiyle aramızda olumsuz bir diyalog geçti ise vicdanımızın sesine şeytanın vesvese frekansı karışacaktır. Bizi etkisi altına alıp bizim adımıza düşünecek, bizim adımıza hüküm verip son sözü o söyleyecektir. Hatta hızımızı alamayıp sûi zannımızı delillendirme adına harekete geçeceğiz ki, bu durum bizi tecessüse doğru itecektir.

Tecessüs, herhangi bir şeyin iç yüzünü, gizli tarafını, kusurunu araştırma, araştırma merakı anlamına gelmektedir. Kur’an’da sadece bu ayette geçen tecessüs ile ilgili olarak Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’den birkaç hadis aktaralım;

1- Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Zandan sakınınız. Çünkü zan (yersiz itham), sözlerin en yalan olanıdır. Başkalarının konuştuklarını dinlemeyin, ayıplarını araştırmayın, birbirinize karşı övünüp böbürlenmeyin, birbirinizi kıskanmayın, kin tutmayın, yüz çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Allah’ın size emrettiği gibi kardeş olun.” (Müslim; Birr)

2- Muâviye radıyallahu anh şöyle dedi: Ben Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim: “Müslümanların ayıplarının, gizli durumlarının peşine düşer, araştırmaya kalkışırsan, onların ahlâkını bozarsın veya onları buna zorlamış olursun.” (Ebû Dâvûd; Edeb)

Tabi ki birilerinin kusuru kendini bağlıyor ve sonucu sadece kendi ile sınırlı ise onun kusurunu araştırıp ortaya dökmek ona fayda yerine hadiste de buyurulduğu gibi zarar verecektir. Nasıl olsa hatam ortaya çıktı denip hatasını aleni bir şekilde yapmaya kalkışabileceği gibi bu kişinin izzet ve şerefi de zedelenebilecektir. Maalesef belki de nice davetçiler, nice âlimler, nice mallarını Allah yolunda infak eden tacirler gizli kalan kusurlarının pazarlara çıkarılmasıyla hayatımız içinden çekilip yalnızlığa mahkum olmuşlardır. Nice mutlu evler bilinmeyen hatalarının aşifte edilmesinden dolayı enkaz haline getirilmiştir.

Abdullah ibni Ömer radıyallahu anhuma bir seferinde Sevgili Peygamberimizi Kabe’ye bakıp tavaf ederken şunları söylediğini haber verir: “Ey Kabe kokun ne hoştur, ihtişamın ne büyüktür. Canımı elinde tutan Zât’a yemin olsun ki, müminin malıyla, kanıyla Allah yanındaki değeri senden daha büyüktür.”  (İbni Mâce)

Evet, müminin Allah katındaki şerefini düşünelim ve onun kusurlarını başkalarına hissettirmeden vazgeçirmeye çalışalım ki bunun karşılığını hem dünyada hem de ahiret yurdunda alalım; “…Kim bir müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.” (Buhârî; Müslim)

“Bir müminin kusurunu örten bir kimse diri diri gömülmüş bir kız çocuğunu kabrinden diriltmiş gibi olur.” (Ebu Davud, İmam Nesai)

Eğer bu hadislere rağmen şeytanın ve nefsin sana ailenin, kardeşlerinin ve müminlerin kusurlarını araştırıp yaymayı telkin ediyorsa harekete geçmeden şu hadisi de okumanı isterim; “Ey dili ile inanıp, iman kalbine işlemeyenler topluluğu, müslümanları gıybet etmeyiniz. Onların ayıplarını araştırmayınız. Kim onların ayıplarını araştırırsa Allah da onların ayıplarını araştırır. Allah kimin ayıbını araştırırsa onun evinin içinde dahi ayıbını açar perişan eder.” (Ebu Davûd; Edeb, Tirmizî; Birr)

Şerefli selefimiz olan sahabe (Allah hepsinden razı olsun) bu anlamda ne de güzel örnek olmuş bu hastalıklı kalplerimize; İbni Mes’ûd radıyallahu anh, bir gün kendisine bir adam getirilerek, “Bu, sakalından şarap damlayan falanca kişidir” denildiğini, bunun üzerine kendisinin de şu cevabı verdiğini bildirmektedir: “Biz ayıp ve kusur araştırmaktan menedildik. Kendiliğinden bir kusur veya ayıp ortaya çıkarsa biz onun gereğini yaparız.” (Ebû Dâvûd, Edeb)

GIYBET

Mümin erkek ve kadınların fitneye düşmelerine engel olan diğer bir yasak ise gıybet hastalığıdır;

Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

– “Gıybet nedir, bilir misiniz?”

– Allah ve Rasûlü daha iyi bilir, dediler. Hz. Peygamber:

– “Gıybet, din kardeşini hoşlanmadığı bir şey ile anmandır” buyurdu.

– Söylenen ayıp eğer o kardeşimde varsa, ne dersiniz?” diye soruldu.

“Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin;  yoksa, o zaman  ona iftira ettin demektir,” buyurdu. (Müslim, Birr)

Büyüğünden, küçüğüne; ilimlisinden, cahiline ki müstesnalar hariç, bizleri kuşatmış bir hastalıktır gıybet. İnsanların arkasından onların hoşlanmayacakları şekilde konuşmak, onların kusurlarını paylaşmak dinimizce yasaklanan işlerdendir. İnsan, kendisinin arkasından gıybet yapıldığını; kendisinin olmadığı bir ortamda kendisiyle alay edildiğini, eksiklerinin konuşulduğunu düşündüğünde bu yasağın ne kadar da hikmetli olduğunu daha iyi anlayacaktır. Çünkü gıybet dostlukları yıkan, insanların birbirlerine olan güvenlerini kıran bir hastalıktır.

Bir gün müminlerin annesi Hz. Aişe, Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem ile başından geçen bir olayı bize şu şekilde aktarmaktadır;

– (Sevgili Peygamberimize) Ey Allah’ın Rasûlü! Safiyye’nin şöyle şöyle oluşu sana yeter, dedim. -Ravilerden biri, bu sözle Hz. Âişe’nin, onun kısa boylu oluşunu kastettiğini söylüyor-. Bunun üzerine Hz. Peygamber:

“Ey Âişe! Öyle bir söz söyledin ki, eğer o söz denize karışsa idi onun suyunu bozardı.” buyurdu. Hz. Âişe dedi ki, ben bir başka gün de kendisine bir insanın durumunu takliden hikâye etmiştim. Bunun üzerine de Hz. Peygamber:

“Bana dünyanın en kıymetli şeylerini verseler, ben yine de  bir insanı hoşlanmayacağı bir şekilde taklid edip anmayı  kesinlikle istemem” buyurdu. (Ebû Dâvûd; Edeb, Tirmizî; Kıyâmet)

İşte Allah Rasulü’nün kendise tüm dünya verilse de yapmaktan çekindiği bu durumun ahiretteki karşılığını yine ondan dinleyelim;

Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Mi’raca çıkarıldığımda ben bakırdan tırnaklarla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan bir topluluğun yanından geçtim.

“Ey Cebrâil! Bunlar kimlerdir? diye sordum.”

“Bunlar, (gıybet etmek suretiyle) insanların etlerini yiyenler ve onların şeref ve namuslarıyla oynayanlardır.”  cevabını verdi. (Ebû Dâvûd, Edeb)

Sevgili kardeşlerim, benim ve kendisini bu hastalıktan kurtaramamış kardeşlerimin kalplerini ve bedenlerini bir ağ gibi sarmış bu hastalıklardan, Şafi olan Allah’ın hidayet etmesi ile şifa bulmayı, yanlışımızdan dönüp takvaya bürünmeyi, ölmeden önce bizi bu kusurlardan temizlemesini Allah’tan niyaz ederek yazımı Hucurat Suresinin, sevdiklerimizle aramıza fitnelerin girmemesi için sakındırdığı altı konuyu tekrar hatırlatarak bitirmek istiyorum;

Ey iman edenler!

1- Birbirinizle alay etmeyin,

2- Birbirinizi ayıplamayın,

3- Birbirinize kötü lakaplar takmayın,

4- Birbirinize sûi zan beslemeyin,

5- Birbirinizin kusurlarını araştırmayın,

6- Birbirinizin gıybetini yapmayın.

“EY ALLAH’IN KULLARI! ALLAH’IN SİZE EMRETTİĞİ GİBİ KARDEŞ OLUN.”

 


* BENZER KONULAR

Egemenlik Kimde Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:50:29 ÖÖ]


Yolumuzun Esası Zaruri Olan İle Yetinmektir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:57 ÖÖ]


Vakit İnsanın Sahip Olduğu En Değerli Varlığıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:35 ÖÖ]


Engin Titiz - Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:55:37 ÖS]


Hakan Bayraktar - Albümdışı Ve Single Eserler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:46:16 ÖS]


Salih Kul Olmanın Yolu Kur’ân ve Sünnet’tir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:42:10 ÖÖ]


Ahd ve Ahdin Gereği Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:37:16 ÖÖ]


İman Amel ve Salih Amel Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:29:54 ÖÖ]


Peygamberimizin Ticari Muamelelerle İlgili Tavsiyeleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:20:53 ÖÖ]


Sağlık ve Afiyet Nimeti Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:04:27 ÖÖ]


Saadet Asrı Adanmış Hayatlar Gönderen: türkiyem
[Nisan 23, 2024, 08:10:20 ÖÖ]


İhsan ve Tefekkür Gönderen: türkiyem
[Nisan 23, 2024, 08:03:23 ÖÖ]


Takva ve Muttaki Gönderen: türkiyem
[Nisan 23, 2024, 07:58:21 ÖÖ]


Tam bir teslimiyet Gönderen: türkiyem
[Nisan 23, 2024, 07:53:57 ÖÖ]


İman ve Mü’min Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 23, 2024, 07:43:37 ÖÖ]


Evlilikte Amaç Ne Olmalı Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 23, 2024, 07:12:39 ÖÖ]


En Şiddetli Düşman Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 23, 2024, 07:02:48 ÖÖ]


Komşu Komşunun Külüne Muhtaç Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 23, 2024, 06:53:30 ÖÖ]


Yaratılış Gâyemiz İbâdettir Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 23, 2024, 06:45:12 ÖÖ]


Rıfat Kaynak - Single Eserleri 320 + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 22, 2024, 06:32:12 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41