Gönderen Konu: Dini Değerlerle Alay Edenlerin Akıbeti  (Okunma sayısı 209 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2139
Dini Değerlerle Alay Edenlerin Akıbeti
« : Mart 30, 2020, 06:08:41 ÖÖ »
Dini Değerlerle Alay Edenlerin Akıbeti

"Değer" kelimesi; kıymet, önem ve itibar ifade eder. Söz gelimi alınıp satılan objelerin "değeri", o şeyin bedeli ve karşılığıdır. Kıymetli olan şeylerin değeri daha fazla olur. Bir şeyin değerini, o şeyi takdir eden ve anlayanlar bilir. Mesela altının değerini sarraf, nimetin değerini tadan, hoş sohbetin değerini dinleyen bilir. Bazen insana bir şeyin değerini o şeyin yokluğu öğretir. Mesela sağlığın kıymeti, hastalanınca; malın, mülkün, servetin ve nimetin değeri bunlar yitirilince; boş vaktin değeri, bir iş, bir görev yaparken zaman daralınca bilinir. İmanın ve salih amellerin değeri ise âhirette daha iyi anlaşılır. Ama bu takdirde iş işten geçmiş olur, pişmanlık da fayda vermez.

Nimetlerin, dinin, imanın, ibadetin, ahlâkın ve salih amellerin kıymetini bilemeyen, bu yüzden inkâr eden, Allah’a ortak koşan, ayetleri ve peygamberleri yalanlayan, Allah, peygamber, ayetler, dinî değerler ve müminlerle alay edenler mutlaka pişman olacaklar, "keşke" diyecekler ama iş işten geçmiş olacaktır. Bize her konuda rehberlik eden Kur’an (bk. Bakara, 185; Isrâ, 9) bu gerçeği birçok ayette bildirmektedir. Mesela yüce Allah, kendisine nimet verip de bu nimetin kıymetini bilemeyen, nimeti ile azan ve şirk koşan kimsenin nimetlerini alıvermiştir, (bk. Kehf, 32-42) Bunun üzerine hatasını anlamış, "Keşke Rabbime hiçbir kimseyi ortak koşmasaydım" (Kehf, 42) diye pişmanlık duymuş, ancak iş işten geçmiştir. Aynen bunun gibi, "Kur’an, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir" deyip Kur’an’dan uzak duranlar, insanları Kur’an’dan alıkoyanlar, böylelikle farkına varmadan kendilerini helake sürükleyenler; (En’âm, 25-26) cehennem ateşi ile karşılaşınca;

"Keşke dünyaya döndürülsek de Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve müminlerden olsak", (En’âm, 27)
"Keşke Allah’a ve Resül’e itaat edeydik," (Ahzâb, 66-68)

"Ne olurdu ben de peygamberle beraber aynı yolu tutsaydım, yazıklar olsun bana, keşke fa- lanı dost edinmeseydim!," (Furkân, 27-28)

"Keşke kitabım verilmeseydi, hesabımın ne olduğunu bilmeseydim, keşke ölüm her şeyi bi- tirseydi," (Hâkka, 25-27)
"Keşke toprak olaydım!," (Nebe’, 40)

"Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaydım" (Fecr, 24) diyecekler, ancak pişmanlıkları fayda vermeyecektir.

Bu nedenle ölmeden önce hayatın, imanın, ibadetin, kulluğun kıymetini bilmek, dinî değerlere sahip çıkmak gerekir.

Dinî değerleri; Allah’ı, peygamberi, ayetleri önemsememek, alaya almak ve inkâr etmek, pişmanlığı gerektiren davranışlardır.

Tarih boyunca, yüce Allah (c.c.) ile, peygamber ile, ayetlerle, ibadetlerle ve müminlerle alay edilmiştir, (bk. Bakara, 14; En’âm, 5; Tevbe, 64-65; Lokman, 6; Câsi- ’ ye, 9) Kur’an’da, "Onlar, kendilerine gelen her peygamberle alay ediyorlardı" (Hıcr, 11; bk.Kehf, 56; Enbiya, 41; Şuarâ, 6, Rum, 10; Yasin, 30) "Siz namaza çağırdığınız vakit, onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar." (Mâide, 58) anlamındaki ayetler ve benzerlerinde bunlar bize haber verilmektedir. Yüce Allah, dinî değerlerle, ayetlerle, peygamberlerle ve müminlerle alay edenleri cezalandırmış, birçok insanı ve toplumu bu yüzden helak etmiştir, (bk. En’âm,
6,10; Hûd, 8; Enbiya, 41; Ahkâf, 26) işledikleri kötülüklerin cezası onlara ulaşmış ve alay ettikleri şey kendilerini kuşatmıştır. (Nahl, 34; bk. Zümer, 48; Mümin, 83) Alaycıları Allah, âhirette de cezalandıracak (bk. câsiye, 33-35) ve onları cehenneme atacaktır. (Kehf,
106; A’raf, 51)

Alaycıların akıbetine uğramamak için yüce Allah, müminleri uyarmakta, ayetlerle alay etmemelerini ve ayetleri eğlence yapmamalarını istemekte, "Sakın Allah’ın ayetlerini eğlenceye almayın" (Bakara, 23i) buyurmaktadır. Ayetleri inkâr etmek ve alaya almak şöyle dursun, ayetlerin ve peygamberlerin inkâr edildiği ve alaya alındığı bir mecliste bile bulunmamalarını istemektedir: "Allah size Kitapta / Kur’an’da, "Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikleri müddetçe, onlarla oturmayın, aksi halde siz de onlar gibi olursunuz" diye hüküm indirmiştir. Şüphesiz Allah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır." (Nisa, 144.)

Bir şeyi "inkâr etmek", onu beğenmemek ve doğruluğunu kabul etmemektir. Mesela Kur’an’ı inkâr etmek, Kur’an’ın Allah sözü ve verdiği bilgilerin doğru olduğunu kabul etmemek, emir ve yasaklarını, hüküm, öğüt ve tavsiyelerini beğenmemektir. Hz. Muhammed’in peygamberliğini inkâr etmek, onu yalancılıkla, gerçeği söylememekle itham etmek, örnekliğini ve rehberliğini kabul etmemek, öğüt ve tavsiyelerini beğenmemektir.

Bir şeyi "alaya almak"; o şeyi inkâr etmenin ve beğenmemenin sonucudur. Bir şeyi inkâr etmek ile alaya almak eş değerdedir. Ayet de bu gerçeği ifade etmektedir.

Ayette iki grup insandan söz edilmektedir. Biri, Allah’ın ayetlerini inkâr eden ve alaya alanlar, diğeri bunların meclisinde bulunup onların inkâr ve alaylarını dinleyenler. Yüce Allah, ikinci grup insanlara hitap etmekte ve onlara, inkâr edenlerin ve alaya alanların bulunduğu yerde bulunmamalarını, o meclisi terk etmelerini emretmektedir.
Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve alaya alındığını duyduğunda mümin, iki tavır sergileyebilir:

Biri, inkârcı ve alaycılara müdahale etmek, gereken cevabı vermek, inkâr ve alay edilmesini önlemek. Bu her zaman mümkün olmadığı gibi böyle bir müdahale uygun da olmayabilir, hatta birtakım sıkıntılara da sebep olabilir.
Diğeri, inkârcı ve alaycıların bulunduğu meclisi terk etmektir, ayette istenen de budur. "(Ey müminler!) Sizden kim bir münkeri (Islâm’ın hoş görmediği söz, fiil ve davranışları, bir haramın işlenişini) görürse hemen onu eli ile değiştirsin; (eliyle değiştirmeye) gücü yetmezse dili ile değiştirsin; (dili ile değiştirmeye) gücü yetmezse kalbi ile (kötülüğü tasvip etmesin, onu protesto etsin). Bu son durum imanın (gerektirdiği amellerin) en zayıf olanıdır." (Müslim, imân, 78, ı, 69) anlamındaki hadis de bu hususu ifade etmektedir.

Hadiste geçen "münker" kelimesi, ayetleri inkâr etmeyi ve alaya almayı da içeren bir kavramdır. Bu itibarla "kötülüklerin dil ile değiştirilmesi"; yerine ve zamanına göre kötü ve yanlış söylem, eylem ve davranışların; söz, ikaz, öğüt, tavsiye vb. yollarla mücadele edilmesidir. Kötü İ söz ve eylemleri bu şekilde değiştirmeye gücü yetmeyen mümin, hiç olmazsa bu tür söz, eylem ve davranışlara meyletmemeli, onların davranışlarını tasvip etmemeli ve onlara herhangi bir şekilde destek vermemelidir. Çünkü küfre rıza küfür, alaya rıza alay, isyana rıza isyandır. Ayetin, "Aksi halde siz de onlar gibi olursunuz Kstf cümlesi bunu ifade etmektedir. Yüce Allah inkârcı ve alaycılara destek vermek şöyle dursun, onlara en küçük bir meyil gösterilmesini bi- -r le yasaklamaktadır: "Zulmedenlere en küçük bir meyil göstermeyin. Yoksa size ateş ’MHM^HagjT ’’ dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez." (Hûd, 113)

Dolayısıyla tahlil ettiğimiz ayet; küfür, zulüm, alay ve isyandan sakınılmasının gerekli olduğunu beyan etmektedir.
Bu davranışlara doğrudan veya dolaylı katkı sağlanması veya desteklenmesi veya tasvip edilmesi, bu söz ve eylemlere razı olmak demektir. Böyle bir davranış sergileyen kimse, ayetleri inkâr eden ve alaya alan kimselerin konumuna düşer.

Mekke’de müşrikler, Peygamberimiz ve Kur’an ile alay ediyorlardı. Bunun üzerine yüce Allah, "Ey Peygamberim! Şimdi sen, sana emredileni açıkça ortaya koy ve Allah’a ortak koşanlara aldırış etme. Şüphesiz biz, Allah ile beraber başka ilâh edinen alaycılara karşı sana yeteriz. Onlar ilerde bilecekler." (Hıcr, 94-95) anlamındaki ayet ile alay eden- « lere aldırış etmemesini; "Ayetlerimiz hakkında ileri geri konuşanları gördüğün vakit başka bir söze dalıncaya kadar onlardan yüz çevir, uzaklaş. Şayet şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra (kalk), o zalimler grubu ile beraber oturma." (En’âm, 68) anlamındaki ayet ile müşriklerden uzak durmasını ve onların meclislerine katılmamasını emretmiştir. Peygambere verilen emir, müminler için de geçerlidir.

Yüce Allah, ayette mümin olmayanlarla konuşmayın, onların bulunduğu meclise gitmeyin, onlarla iş ve ticaret yapmayın, komşuluk etmeyin, sosyal ilişkilerde bulunmayın şeklinde bir yasak getirmemektedir. "Allah sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara adil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah adil davrananları sever." (Mümtehıne, 8) anlamındaki ayet de bunun delilidir.

Tahlil ettiğimiz ayetin, "Allah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır" cümlesi, Allah’ın ayetlerini inkâr eden ve alaya alanların âkıbetini, âhirette uğrayacakları cezayı beyan ettiği gibi, alay etmenin inkâr anlamına geldiğini de beyan etmektedir. Bu husus, Kehf sûresinin 103-106. ayetlerinde de açıkça bildirilmektedir: (Ey Peygamberim!) De ki: "Yaptıkları işler bakımından en çok ziyana uğrayan; iyi iş yaptıklarını sandıkları hâlde dünya hayatındaki çabaları kaybolup giden kimseleri size haber verelim mi?" Onlar, Rab’lerinin ayetlerini ve O’na kavuşmayı inkâr eden böylece amelleri boşa çıkan, o yüzden kıyamet gününde amelleri için bir terazi kurmayacağımız kimselerdir. İşte böyle, inkâr etmeleri, ayetlerimi ve Peygamberlerimi alaya almaları sebebiyle onların cezası cehennemdir."

Sonuç olarak; ilk insandan itibaren yaratılıştan sahip olduğu din duygusuna kulak vermeyen birçok insan, Allah’ın ayetlerini, peygamberlerini inkâr etmişler ve alaya almışlardır. Bu yüzden Allah, birçok insan ve toplumu cezalandırmış ve helâk etmiştir. Bu kimselerin âhiretteki cezası da cehennemdir.

Yüce Allah, müminlerin bu tür insanlara meyletmemelerini, ayetlerin inkâr edildiğini ve alaya alındığını duydukları zaman onların yanında durmamalarını, aksi takdirde onların konumuna düşeceklerini bildirmektedir. Geçmişte ayetleri inkâr edip alaya alanlar olduğu gibi, günümüzde de çeşitli vesilelerle, yazı, söz ve tavırlarla aynı şekilde ayetleri inkâr edenler, dinî değerleri ve müminleri alaya alanlar, İslâm’ı beğenmeyenler ve dinî hükümleri çağ dışı görenler vardır. Bu durum karşısında müminlerin ezilmemeleri, inkârcı ve alaycılara meyletmemeleri, meşru yol ve yöntemlerle inançlarını ve dinî değerlerini savunmaları, dinî değerlerle alay edenlerin oyunlarına gelmemeleri ve şu ayetlerin hükmüne uymaları temel görevleridir:

"işte bu (Kur’an), benim dosdoğru yolumdur, artık ona uyun, başka yollara uymayın, yoksa o yollar sizi bölüp parçalar ve Kur’an yolundan ayırır, işte Allah, bunları size sakınasınız diye emretti." (En’âm, 15)

"Allah’a karşı gelmekten sakınanlara, ayetler hakkında ileri geri konuşanların hesabından bir sorumluluk yoktur. Fakat üzerlerine düşen, bir uyarı ve hatırlatmadır, belki sakınırlar. Dinlerini oyun ve eğlence edinenleri ve dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak(ın)..." (En’âm, 69-70)

 


* BENZER KONULAR

Saadet Asrı Adanmış Hayatlar Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:10:20 ÖÖ]


İhsan ve Tefekkür Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:03:23 ÖÖ]


Takva ve Muttaki Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:58:21 ÖÖ]


Tam bir teslimiyet Gönderen: türkiyem
[Dün, 07:53:57 ÖÖ]


İman ve Mü’min Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:43:37 ÖÖ]


Evlilikte Amaç Ne Olmalı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:39 ÖÖ]


En Şiddetli Düşman Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:02:48 ÖÖ]


Komşu Komşunun Külüne Muhtaç Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:30 ÖÖ]


Yaratılış Gâyemiz İbâdettir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:45:12 ÖÖ]


Rıfat Kaynak - Single Eserleri 320 + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 22, 2024, 06:32:12 ÖS]


Diyetisyen Gözüyle Hamileliğe Hazır Mısınız Gönderen: anadolu
[Nisan 22, 2024, 06:18:47 ÖS]


Peygamber’le Birlikte Yaşamak İçin Gönderen: anadolu
[Nisan 22, 2024, 06:10:25 ÖS]


Yetimin Duyguları Gönderen: anadolu
[Nisan 22, 2024, 05:46:08 ÖS]


Ölüm Var Ölümden Ölüme Fark Var Gönderen: anadolu
[Nisan 22, 2024, 05:41:21 ÖS]


Nefis Mücadelesi Gönderen: anadolu
[Nisan 22, 2024, 05:36:00 ÖS]


Alkolsüz Bir Hayat Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 22, 2024, 07:03:57 ÖÖ]


Ümmetimin Zayıf mü’minleri Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 22, 2024, 06:48:51 ÖÖ]


Yüksek Tansiyonda Psikolojik Faktörler Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 22, 2024, 06:27:08 ÖÖ]


Uyku Bozuklukları Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 22, 2024, 06:20:53 ÖÖ]


Bu Dünya Bir İmtihân Yeridir Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 22, 2024, 06:06:47 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41