Gönderen Konu: Affetmek  (Okunma sayısı 98 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2114
Affetmek
« : Aralık 20, 2022, 02:49:09 ÖS »
Affetmek

"Afv", sözlükte yok etmek, ortadan kaldırmak, silip süpürmek; fazlalık, artık gibi anlamlara gelmektedir.
   
Ahlak ve hukuk terimi olarak ise genellikle, 'kötülük ve haksızlık yapanı, suç veye günah işleyeni bağışlama, cezalandırmaktan vazgeçme' anlamlarında kullanılmaktadır.

Kur'an-ı Kerim'de, Allah'ın (c.c) affediliciliği va bağışlaması çeşitli vesilelerle ifade edilerek affın ilahi bir sıfat ve yüksek bir ahlaki üstünlük olduğu kesin olarak ortaya konmuştur

Yine Kur'an'a göre, bir kötülüğün karşılığı ona uygun bir cezadır ve bu adaletin gereğidir.Hiçbir suçlu suçunun karşılığı olan cezadan daha fazlasıyla cezalandırılamaz.Çünkü bu zulüm olur.Buna karşılık haksızlığa uğrayan taraf suçluyu bağışladığı takdirde,"onu mükafatlandırmak Allah'a düşer"(Şura suresi 42/40) ayeti ile bağışlayanın hakkını Allah'ın (c.c) vereceği bildirilir.Zira bağışlayan kişi kendisi yararına adaletin yerine getirilmesinden gönüllü olarak vazgeçmiş ve affetmekle suçlu kimseye bir 'ihsan'da bulunmuştur.Affetmek, İslam'da bütün faziletlerin temelini teşkil eden ve takvaya en yakın olan bir meziyettir.

Yine Kur'an-ı Kerim'de:"...onlar affetsinler, hoş görsünler.Allah'ın sizleri bağışlamasını istemez misiniz?"(Araf suresi 7/199)

"Sen Allah'ın rahmeti sayesinde onlara yumuşak davrandın.Eğer kaba ve katı yürekli olsaydın, şüphesiz çevrenden dağılıp giderlerdi.Onları affet, onların bağışlanmalarını dile, iş hakkında onlara danış, fakat karar verdikten sonra Allah'a güven, doğrusu Allah kendisine güvenenleri sever."(Al-i İmran suresi 3/159) buyurulmaktadır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in güzel ahlakından birisi de hataları affedici ve bağışlayıcı olmasıdır.Peygamberimiz (s.a.v) kendi yakınlarına ve sahabelerine sürekli olarak hoşgörülü olduğu gibi, düşmanlarını da, özellile onlar güçsüz bulundukları ve teslim oldukları zaman bağışlamış, suçlarını affetmiş böylelikle sonunda da pek çoğunun Müslüman olamasını sağlamıştır.

Hz.Aişe (r.a) annemizin de buyurduğu gibi, Peygamberimiz (s.a.v) yaratılışı gereği, kendisine kötülük edene kötülükle karşılık vermez;affeder ve ondan intikam almaya da yanaşmazdı.

Bu üstün ahlak özelliklerinden dolayıdır ki, Peygamberimiz (s.a.v) düşmanları tarafından bile takdir edilmiş, sevilmiş ve sevgisini onların kalbine de ulaştırarak, onların ebedi kurtuluşlarına vesile olmuştur.

Peygamnerimiz (s.a.v) savaş dışında, düşmanlarından kendisine sığınan, teslim olan ve bağışlanmayı dileyenleri yüz üstü bırakmamıştır.
   
Ricalarını kabul ederek onları affetmiştir.

Peygamberimiz büyük bir orduyla Mekke'nin fethi için yola çıktığı, Mekke'ye yaklaştığı ve şehre girdiği sırada, düşmanlarının çoğu çaresiz kalarak eline düşmüş, zavallı bir halde önüne yığılmışlardı.Fakat Peygamberimiz (s.a.v) fırsatı olduğu ve gücü yettiği halde, rahmet Peygamberi olduğu bir kere dağa göstermiş, düşmanlarını affetme büyüklüğüni ilan etmiştir.

Zaten Allah (c.c) da kendisine böyle tavsiye etmiyor muydu?

"Affa sarıl, iyiliği emret, cahillerden de yüz çevir."(A'raf suresi 7/199)
 
Peygamberimiz (s.a.v)'in Mekke'yi fethe çıkan ordusunun şehre yaklaştığını öğrenen Mekke müşriklerinin içini bir korku sardı.Mekke'nin eski Başkanı Ebu Süfyan yanına iki kişi daha alarak İslam ordusu hakkında bilgi edinmek istedi.Ancak yolda giderken Müslüman askerler tarafından yakalandı.Peygamberimiz (s.a.v)'in amcası Hz.Abbas (r.a) onu askerlerin ellerinden alarak Peygamberimiz (s.a.v)'in huzuruna getirdi.

Ebu Süfyan, Hicret'ten önce Peygamberimiz (s.a.v)'e Mekke'de bulunduğu süre içinde her türlü işkence ve eziyeti yapmaktan geri kalmamıştı.Medine'ye hicretinden sonra da O'nu rahat bırakmadı.Peygamberimiz (s.a.v)'e karşı yapılan bütün düşmanca hareketlerin ve planların başında hep o bulunuyordu.

Kureyş otoritesinin başına geçerek müşrikleri sürekli Müslümanların aleyhine kışkırtıyor, ordu kurarak savaş hazırlıyordu.Uhud ve Hendek savaşlarında müşrikler ordusunun başkomutanıydı.Bu savaşlarda çok sayıda Müslüman şehid olmuştu.

İşte böyle bir müşrik lideri ve düşman ordu başkomutanı bir savşa halinde esir olarak Peygamberimiz (s.a.v)'in karargahına getirildi.Bir gece bekledikten sonra da İslam'ı kabul etti.Peygamberimiz (s.a.v) kendisine yaraşan büyüklüğü gösterdi.Onu affetti.Bununla da kalmayarak, ona bazı haklar verdi."Ebu Süfyan'ın evine kim girerse güvendedir." buyurdu.

Peygamberimiz (s.a.v)'in affetmesi sonucu, baş düşman Ebu Süfyan, dostlar sınıfına geçti ve Müslüman oldu.

Peygamber ordusu Mekke'ye girince, İslam saflarına giren pek çok insan bulunuyordu.Ebu Süfyan'ın hanımı Hind de Kureyş kabilesi kadınlarıyla birlikte yüzü örtülü olarak Peygamberimiz (s.a.v)'in huzuruna geldi.Müslüman olarak affını dledi.Peygamberimiz (s.a.v) onu tanımıştı.Fakat daha önceleri yaptıklarını yüzüne vurmadan onu affetti.

O Hind ki, Uhud Savaşı'nda Kureyş kadınları ile birlikte def çalıp şarkı söyleyerek müşriklerin ordusunu savaşa kızıştıranların başında geliyordu.Bu savaşta Peygamberimiz (s.a.v)'in amcası Hz.Hamza (r.a) şehit düşünce, onu parça parça etmiş, kin ve ihtirasını yenemeyerek ciğerini çıkarıp ısırmıştı.

Bu hali gören Peygamberimiz (s.a.v)'in içi parçalanmıştı.Fakat O'nun affı her zaman üstün geldi.En azılı can düşmanını bile Müslüman olduğu için affetti.Bu anda nefreti ve kini sevgiye dönüşen Hind, 'Bugün senin meclisinden daha sevimli br meclis görmüyorum' diyerek takdirlerini dile getirmişti.

Hz.Hamza (r.a)'nın katili Vahşi de Mekke'den kaçarak bir süre kabileler arasında gizlendi.Fakat kendisi için asla güvenli bir yer bulamıyordu.Sonunda birisi kendisine, 'Sen kendin için en güvenli yeri ancak O'nun yanında bulabilirsin; git, Resullullah'tan af dile' dedi.

Vahşi çekinerek ve sıkılarak Resullullah'ın huzuruna girdi.Peygamberimiz (s.a.v) Vahşi'yi görünce başını yere eğdi.Ona bakamıyordu.O anda şehit amcası Hz.Hamza'yı hatırlamıştı.Amcasının Uhud Savaşı'nda alkanlar içinde bulunan başı gözünü önüne geldi.Mübarek gözlerinden yaşlar boşandı.Amcasının katili karşısındaydı.Kıssas yapabilirdi.Kimse de bir şey diyemezdi.Kendisinde hem böyle bir hak ve hem de bu güç vardı.Fakat O yine büyüklük gösterek Vahşi'yi affetti.Ona bir daha gözüne görünmemesini söyledi.Çünkü onu her gördükçe gözünü önüne amcası Hz.Hamza (r.a) geliyor ve içi yanıyordu.Hebbar b. Esved, gözü dönmüş bir peygamber düşmanıydı her fırsatta Müslümanlara eziyet etmekten zevk alıyordu.Bir çok Müslümanın canına kıymıştı.Bununla kalmamış hicret esnasında Peygamberimiz (s.a.v)'in kızı Zeyneb'i devesinden iterek düşürmüştü.Hamile olan Hz.Zeyneb çocuğunu düşürdü.Bir süre sonra da bu hastalıktan vafet etti.Böylece Peygamberimiz (s.a.v)'in kan düşmanı da olmuştu.Mekke'nin fethi günü Peygamberimiz (s.a.v) onun kanını helal kılmıştı.Görüldüğü yerde öldürülecekti.Hebbar çok korkuyordu.İran'a kaçmayı düşündü.Fakat daha sonra bundan vazgeçti.Akıllı davranarak Peygamberimiz (s.a.v)'in huzuruna gitti ve O'na sığındı.

'Ya Resullullah önce İran'a kaçmayı kararlaştırdım.Fakat sizin büyük affınızı, benzersiz hoşgörünüzü düşünerek işte huzurunuza geldim.Yaptığım bütün suçlarımı itiraf ediyorum,sizden af diliyorum.' dedi.

Peygamberimiz (s.a.v), af kapısını O'na da açtı.İçtenlikli itirafları üzerine Hebbar'ı da bağışladı.

Peygamberimiz (s.a.v)'in sahabileri, tabiin ve ondan sonra gelen yöneticii hüküm verici veya diğer bütün Müslümanlar, her konuda olduğu gibi af konusunda da Allah (c.c)'ın emirlerine ve Peygamber (s.a.v)'in sünnetine uyarak hep affedici oldular.Tarih boyunca tüm dünyada huzur ve barışın, kardeşliğin, hoşgörünün yayılması için olağanüstü bir çaba gösterdiler.Bu konuda da tarihe şeref levhaları yazdırdılar.

İslam ahlakçıları, bütün bu kurallar ışığında affetmeyi Müslümanlar arasında uyulması gereken bir din kardeşliği göreve ve hakkı olarak düşünmüşlerdir.Ancak hangi suçaların affedilebileceği, hangilerinin affının mümkün olmadığı tartışılmıştır.Bir kişiye karşı kötülük ve haksızlık yapan kimsenin ancak haksızlığa uğrayan tarafından affedilebileceği ve bunun bir fazilet olduğu konusunda ahlakçılar görüş birliğine varmışlardır.Yine bir suçlunun, haksızlığa uğrayan taraf rıza göstermedikçe, başka herhangi bir kişi veya kurumca affedilemeyeceği de ittifakla benimsenmiştir.
 
Ragıp el-İsfehani, affın verdiği mutluluğa, cezalandırma yoluyla hiçbir zaman erişilemeyeceğine, bu faziletin insana toplum içinde saygınlık ve sevgi kazandıracağını bunun için de affı tercih etmenin saygı değer bir davranış olduğu ifade etmektedir.

Bütün İslam eğitimcileri de af ve hoşgörüyü eğitimin vazgeçilmez metodları arasında göstermişlerdir.

Allah (c.c) dilerse kulunun bütün günahlarını bağışlayabilir.Kul hakkına tecavüz etmiş bir kulunuda affetmek isterse, haklarına tecavuz edilenleri nimetlendirerek sevindirir ve hakkını helal ettirir ve o kulunu da af eder.Ancak O'nun rahmetinin genişliği yanında azabı da çetindir.Bundan dolayı Allah (c.c)'ın rahmetinden asla ümit kesmemeli fakat rahmetine güvenip günahlara dalmamalıdır.

RADYO  FANİDUNYA FM.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Birbirimizin Hem Cenneti Hem de Cehennemi Olabiliriz Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:48:55 ÖÖ]


Kulluk Şuuru Nasıl Oluşur Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:44:55 ÖÖ]


Şeytanın Büyücülüğü Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:41:01 ÖÖ]


Birliğe Çağrı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:35:09 ÖÖ]


Ahirete İmanın Mü’mine Kazandırdıkları Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:29:15 ÖÖ]


Sen Değerlisin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:19:59 ÖÖ]


Evlilik İnsanı Mükemmelliğe Ulaştıran Hızlı Yollardan Birisidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:58:11 ÖÖ]


Müslümanım Diyen Ey Hanımlar Kızlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:51:18 ÖÖ]


Birçok Kadın Kocasını Birçok Rrkekte Karısını Cennetlik Etmiştir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:45:05 ÖÖ]


Hesap Günü İyice Yaklaştı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:33:16 ÖÖ]


Kırık Kalple Yapılan Dualar Makbuldür Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:20:47 ÖÖ]


Ertuğrul Erkişi - Safahat`tan Şarkılar 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:41:49 ÖS]


İslâm Kadına En Büyük Değeri Vermiş Şerefli Yaşamasını Sağlamış Gönderen: anadolu
[Dün, 08:16:41 ÖÖ]


Çocukla İletişim Kurarken Ona Saygı Duymak Değer Vermek Gerekir Gönderen: anadolu
[Dün, 08:08:13 ÖÖ]


Mümin Bir Erkek, Mümin Kadına Kızıp Darılmasın. Gönderen: anadolu
[Dün, 08:03:19 ÖÖ]


Çocukların Namaz Eğitimi Gönderen: anadolu
[Dün, 07:57:19 ÖÖ]


Namazını Sapasağlam Koruyanalr Gönderen: anadolu
[Dün, 07:50:26 ÖÖ]


Bu Din Sadece Camilerin Dini Değil Hayatın Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:38:19 ÖÖ]


İslam Gariplerin Dinidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:29:34 ÖÖ]


Komşunuzu İhmal Etmeyin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:21:38 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41