Gönderen Konu: Peygamber Bedduasına Muhatap Olmayalım  (Okunma sayısı 137 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Peygamber Bedduasına Muhatap Olmayalım
« : Nisan 22, 2021, 05:59:29 ÖÖ »
Peygamber Bedduasına Muhatap Olmayalım
   
Yaşamın kıymetini bilmek için evvela onun nimet olduğuna inanmak gerekli. Sonra nimet vereni tanımak ve varsa hakkını tastamam eda etmeli. Aksi takdirde ne hayatın ne de içindekilerin bir anlamı ve kıymeti kalmaz. Dolayısıyla da hepsi beraber heba olur gider, önüne geçemezsin.

Değil mi ki her birimiz, çocukken hep büyümek, daha da büyümek isterdik. Sonra da çepeçevre bizi kuşatan yaşamın adımlarını, gerekliliklerini bir bir aşarak daha ileriye adım atmak ve sırasıyla tüm engelleri geride bırakıp özgürlüğü(!), başımıza buyrukluğu yakalama hevesi içinde olurduk hep.

Günün birinde dönüp arkamıza baktığımızda boşa gitmiş bir ömür göreceğimizi bilseydik bunu yapar mıydık?

Zamanın hızla geçmesini ve bir diğer adıma geçmek için çaba harcar mıydık?

Yoksa yirmili yaşlardan sonra bir türlü durduramadığımız hayatın, zamanın önüne geçip durdurmaya mı çalışırdık?

Hayır! Hayır! Böyle olacağını bilseydik…

Asla! Asla izin vermezdik!

Öyleyse bizi bu karanlık, dipsiz girdaba doğru çeken ve başıboşluğun içinden uyanmamıza engel olan ne?

Ve hâlâ fırsatları yakalamamız için elimizde bir şeyler var mı diye bakınırız…

Evet, hâlâ bizi bekleyen ve kaçmamış çok fırsatlar var önümüzde!

Asla ve kat’a unutmayalım ki bu satırları yazabilecek veya okuyup anlayabilecek bir şuur ve uyanıklıktaysak; en önemlisi daha yaşıyorsak, kıyamet kopmamışsa, kendi kıyametimiz ölümümüz için bize ölüm meleği hâlen gelmemişse daha imkânlar bitmemiş demektir!

Her Ramazan ayı geldiğinde naçizane ben ömrümden bir yıl daha geçtiğini fark ederim.

Bir yıl içinde çevremden ayrılıp ahirete göç edenlerden olmadığımı ve Rabbimin biraz daha fırsat verdiğini anlarım.

İnancım böyle!

Zira yaş olarak bizden çok küçük olanlar, yaşıt olduklarımız veya biraz bizden büyük olup da ama bir şekilde ölümle tanışanların olduğuna şahidiz.

Ben de onlardan biri olabilirdim ve bu sene ölenlerden birinin ben olamayacağımın garantisi de yoktur.

Öyleyse hayata biraz daha dikkatle bakmam gerekir.

Zira “son dönemeçte de bir şeyler kaçırırsam, kendime çekidüzen veremeden hayatım noktalansa halim nice olur” diye düşünmeden edemem. Tüm bunlara rağmen hayat, bir şekilde beni tekrar kendi içine çekebiliyor.

Evet, geldi gelecek dediğimiz Ramazan’ın üçüncü günündeyiz bugün.

İşte hayatı nasıl nimet bilmemiz gerekiyorsa ‘Ramazan Ayı’nı da öylece nimet bilmek durumundayız.

Dolayısıyla bu ayın feyiz ve ihsanından bihakkın yararlanarak çıkma arzu ve iştiyakında olamazsak kendimize yazık etmiş oluruz.

Tabir yerindeyse böyle imkânları kaçırdığımızda Allah Resulünün (s.a.s.) bedduasıyla karşı karşıya gelmekten de kendimizi kurtaramayız.

“Ramazan girip çıktığı hâlde günahları affedilmeyenin burnu sürtülsün/yazıklar olsun! Ana babasına veya ikisinden birine yetişip de Cennete girmeyenin burnu sürtülsün/ yazıklar olsun! Yanında anıldığım zaman bana salavat getirmeyenin burnu sürtülsün/ yazıklar olsun!” [Tirmizi]

Öyle ya!

Ramazan, mağfiret ayı değil miydi?

Nitekim Selman-ı Farisi’den nakledilen uzunca bir hadiste Rahmet peygamberinin (s.a.s.): “…Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluştur…” sözü belleğimizde hep durmuyor mu? (İbn Hüzeyme, Beyhaki)

Yine hadiste şöyle buyruluyor, öyle değil mi? “Ramazan ayı geldiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır.” (Müslim)

Tüm bunlara rağmen bizler, neden Cehennemden uzaklaşmayı, Cennetin kapısına yakın olmayı Allah’ın mağfiretini talep ederek koşmayalım ki?

“Rabbinizin bağışına, genişliği göklerle yer arası kadar olan ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun.” (3-Ali İmran 133)

Böyle bir çağrıya icabet etmeyene (Allah muhafaza) Peygamber bedduasının ulaşması nasıl hak olmasın!

Zira çeşitli AVM’lerin açılış günleri, kampanyaları, indirim fırsatları kaçmasın diye dört gözle beklenebiliyorsa…

Ya da altın, döviz veya hisse senetleri gibi bir yatırımda, bir miktar parası olanlarca borsanın açılışı veya bilmem FED’in ya da şu ve bu Merkez Bankası Başkanının konuşması, kazara kaçırılmamak için günlerce ve sabırla beklenebiliyorsa…

Ve de kâr mı, zarar mı edeceği de muammaysa. Ve buna rağmen titizlikle ilgi, alaka duyuluyorsa…

Amma velakin, diğer taraftan Allah’ın kesin sözüne binaen, Resulünün inancı, uygulaması ve tavsiyesi olan sözlerine rağmen önemli fırsatları kaçırabilene çok ama çok yazıklar olsun!

“…insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği aydır…”  (2-Bakara 185) ve “bin aydan daha hayırlıdır” (97-Kadir 3)denilen “Ramazan” ve “Kadir Gecesi” gelmiş, geçmiş umurunda olmayanlar ne fırsat ve imkânlar kaçırdıklarını ve kendilerine ne kadar çok yazık etmiş olduklarını keşke bilselerdi!

 “Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da grup grup cennete sevk edilirler. Cennete vardıklarında oranın kapıları açılır ve cennet bekçileri onlara şöyle der:

Size selâm olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi, ebedî kalmak üzere buraya girin. ” (39-Zümer 73) müjdesini, “yazıklar olsun” mukabelesine tercih edeceğimizi umarak hepimize Ramazan ayı hayırlar getirsin, inşallah!

 


* BENZER KONULAR

Saadet Asrı Adanmış Hayatlar Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:10:20 ÖÖ]


İhsan ve Tefekkür Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:03:23 ÖÖ]


Takva ve Muttaki Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:58:21 ÖÖ]


Tam bir teslimiyet Gönderen: türkiyem
[Bugün, 07:53:57 ÖÖ]


İman ve Mü’min Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:43:37 ÖÖ]


Evlilikte Amaç Ne Olmalı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:39 ÖÖ]


En Şiddetli Düşman Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:02:48 ÖÖ]


Komşu Komşunun Külüne Muhtaç Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:30 ÖÖ]


Yaratılış Gâyemiz İbâdettir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:45:12 ÖÖ]


Rıfat Kaynak - Single Eserleri 320 + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:32:12 ÖS]


Diyetisyen Gözüyle Hamileliğe Hazır Mısınız Gönderen: anadolu
[Dün, 06:18:47 ÖS]


Peygamber’le Birlikte Yaşamak İçin Gönderen: anadolu
[Dün, 06:10:25 ÖS]


Yetimin Duyguları Gönderen: anadolu
[Dün, 05:46:08 ÖS]


Ölüm Var Ölümden Ölüme Fark Var Gönderen: anadolu
[Dün, 05:41:21 ÖS]


Nefis Mücadelesi Gönderen: anadolu
[Dün, 05:36:00 ÖS]


Alkolsüz Bir Hayat Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:03:57 ÖÖ]


Ümmetimin Zayıf mü’minleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:48:51 ÖÖ]


Yüksek Tansiyonda Psikolojik Faktörler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:27:08 ÖÖ]


Uyku Bozuklukları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:20:53 ÖÖ]


Bu Dünya Bir İmtihân Yeridir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:06:47 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41