www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET iSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İslami Yaşam Hayat Toplum ve Aile => Konuyu başlatan: türkiyem - Eylül 03, 2023, 11:52:36 ÖÖ
-
(http://www.fanidunya.net/resimler/besmele.png)
Uyanalım Be Artık
İnsanlık hüsrânın tüm boyutlarını yaşıyor. Şirkin zulmü globalleşiyor. Çağ imaj, kandırma, vitrin, reklam, tüketme ve tükenme çağı. Çılgınlık, azgınlık ve isyan hiçbir sınır tanımıyor.
Nice insan, İslâm’ı mükemmel yaşayanlara şâhit olamadığı için İslâm’ın dışında kalıyor; hatta görmediğine, bilmediğine düşman oluyor. Müslümanların da önemli bir kesimi Müslümanlığı bilmiyor. Bilenlerin de yapabileceklerinin tümünü yaptıklarını iddia etmek zor. Bu ortamda, teknik imkânlarla donanan, devle(tle)şen, küreselleşen fitne, sadece yapanları değil; tüm insanlığı kemiriyor. Ülkeler, sokaklar, evler, beyinler, gönüller işgâle uğramış durumda. Müslüman olduğunu iddia edenlerin de büyük bölümü bilinçsizce şirkin kucağına atılıyor, kurtuluşu zâlimlerin safında arayıp ifsâdı ıslah zannediyor.
İslam, "La ilahe illallah" şehadetinin gereği olarak ilahlık ve hakimiyeti "AHAD"e has bellemek, ibadet ve yönelişte birliği sağlamaktır, Bununla beraber İslam, "Muhammed Allah'ın elçisidir" şehadeti gereği de O'nun rabbinden getirdiği sisteme tabii olmak, Allah'ın gönderdiği kanunlara uymak, insanlığa Rasulu vasıtası ile indirdiği kitabı hakim kılmaktır.
İslam, hükmeden bir düzen, uyulan bir metod, itaat edilen bir önderlik; belli bir sisteme, metoda ve önderliğe dayanan bir düzendir. Bunlar olmadan İslam’ın, kendisi olmayacağı gibi İslam toplumu da olamaz.
İslam, insanların düşüncelerini, ilkelerini, ölçülerini, değerlerini, şeriat ve kanunlarını, gelenek ve göreneklerini aldıkları yegane merci Yüce Allah olduğundan, beşerin beşere kulluk yapmaktan kurtulduğu biricik sistemdir.
İslam; hem bilgi, hem ikrar, hem kabullenme, hem bağlılık, hem itaat etme, hem de tüm hayatta Rasulullah'ın getirdiklerine teslimiyettir.
İslam uluhiyet ve otorite birliğinin tek oluşudur.
İslam sadece basit görünümlü taştan ve heykelden ibaret putları yok etmek için gelmemiştir. Tarih süresince gelmiş geçmiş tüm peygamberler kafilesinin sarf ettikleri bunca çaba ve fedakârlık ve bir o kadar işkence ve azaba katlanmaları sırf taştan ve ağaçtan yontulmuş putları ortadan kaldırma amacına yönelik değildi.
Bilakis İslam yalnız Allah'a ibadet etmek ile ondan başkasına ibadet etmenin arasını ayırmak, hayatın her alanında Allah'a boyun eğip itaat etmekle, Allah'tan başka mercilere kulluk ve itaatin sınırlarını kesinkes belirlemek için gelmiştir.
İslam hayatın tüm alanlarını kuşatan bir sistemdir. Yüce Allah'ın hiçbir şekilde şirkin türevlerinden razı olmadığı İslam, günlük, hayatın her bölümünde Allah'a boyun eğmek ve yalnızca ona itaat etmektir.
Nice insan, İslâm’ı mükemmel yaşayanlara şâhit olamadığı için İslâm’ın dışında kalıyor; hatta görmediğine, bilmediğine düşman oluyor. Müslümanların da önemli bir kesimi müslümanlığı bilmiyor.
İslami Hareket, öncelikle mü'minlerin yolu ile mücrimlerin yolunun belirginleşip ayrılması ile yola koyulmalıdır.
İnsanları Allah'ın yoluna davet eden bu hareketin mensupları hakka davet konusunda açık ve kesin olmalıdırlar.
Doğru olan sözü söyleme noktasında yağcılığa ve uzlaşmacılığa yeltenmemelidirler. Davayı sunarlarken hiç bir korku ve endişeye kapılmamalıdırlar.
İslami hareketin mensupları davalarının bir küfür ve iman davası olduğunu yakinen bildikleri zaman ancak yoldaki zorluklara tahammül edebilirler. İnananlar ile mensup oldukları milletlerin arasında yolların ayrıldığını, kendilerinin bir başka inanç sistemine, milletlerinin başka bir inanç sistemine, kendilerinin bir dine, milletlerinin başka bir dine mensup olduklarına kesin bir şekilde inanmadıkları sürece yolun zorluklarına direnmeleri ve dayanmaları mümkün olmayacaktır.
Müslümanların, emredildikleri gibi Müslümanlaşması için tevhid, cihad ve ibâdet bilincine yeniden kavuşması ve bunları içselleştirmesi gerekmektedir. müslümanların Kur’an kavramlarından, Kur’ânî emir ve yasaklardan daha fazla öncelikledikleri diploma, makam, para v.b gibi hususları baş tacı etmeleri; ne yazık ki bu gerçeği gölgelemektedir.
Bugünkü iletişim akışı içinde, medyanın; uzun boyluları cüce, cüceleri uzun boylu gösteren, hâinleri kahraman, kahramanları hâin olarak tanıtan konkav ve konveks aynaları arasında gerçeği yakalamak için yoğun çaba göstermek zorundayız.
Zaman içinde doğruluğunu kanıtlamış, insanların ortak faziletini oluşturmuş, berraklaşmış değerlere elbette sahip çıkmak, dürüst herkes için ahlâkî bir görevdir.
İslâm adına rasyonalizm, İslâm adına demokrasi, İslâm adına sağcılık, İslâm adına solculuk, İslâm adına Kemalizm, İslâm adına laiklik... İslâm’ın neyi kabul edip neyi kabul etmediğini nerede ise Allah’ın rızâsı değil; çağın icapları tayin etmekte ve çağın icaplarına göre te’vil edilmek sûretiyle sürekli değişen bir din anlayışı ortaya çıkmaktadır.
Gerçek din Allah'ın tüm insanlar için seçtiği bunun dışındakini kabul etmediği "İslam" dinidir.
“Lâ ilâhe illâllah” kavramının, yani tevhid ve şirk gibi temel kavramların düzeltilmesi gerçekleşmeden dünyamızın da âhiretimizin de kurtulması mümkün değildir.
“Lâ ilâhe illâllah” hükmü, beşerî hayatta süreklidir.
RADYO FANİDUNYA FM
www.fanidunya.net