Gönderen Konu: Komşuluk Bağları  (Okunma sayısı 69 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 1964
Komşuluk Bağları
« : Ocak 24, 2023, 03:09:08 ÖS »
Komşuluk Bağları

Aile, insanın öteden beri kendini bulduğu çok önemli bir yuvadır. Aile bağının güçlenmesinde etkili olan komşuluk bağları, insanların mega şehirlerde ailelerine ve kültürlerine ait varoluşlarını bulma bağlamında bir nehir misalidir. İnsan bazen yaşam koşulları gereği kendisini sosyal ve kültürel açıdan besleyen ailesine uzak kalabilir. Buna ilaveten yaşadığı, yerleştiği şehrin de yaşam biçimine, kültürüne yabancılık hissedebilir. Bu aşamada komşuluk, hem sosyal beceri anlamında hem zihin gelişim noktasında insanın insana yurt olduğu yerdir.

Modernitenin hayatımıza girmesiyle birlikte sosyal ilişkilerimiz maalesef zayıfladı. Güven duygumuz zedelendi ve komşuluk ilişkileri de bu zafiyetten payına düşeni aldı. İnsan sosyal bir varlık olması hasebiyle sevmek sevilmek, güvenmek ve muhatabına güven vererek sağlam ilişkiler, dostluklar kurmak ister. Oysa günümüzde, büyük şehirlerde kalabalıklar arasında yalnızlığı tecrübe ediyoruz. Teknolojisi yüksek korunma güvenlik sağlayan sistemlerin içerisinde küçücük dünyamız var. Bu kadar güvensiz dünyalarda bir insanın diğer bir insanla ilişki kurması da kendi iç dünyasını açması da oldukça zorlaşıyor. Bunun sonucunda da insan âdeta nice gizleri barındıran kapalı bir kutu hâline dönüşüyor ve süreç içinde oluşan yalnızlıkta boğuluyor. Çağımızın vebası olarak nitelendirilen depresyona yakalanıyor, bireysel ve sosyal ilişkileri zayıflıyor, zihinsel becerileri doğal seyrinde gelişemiyor. İnsan, zihni ve sosyal becerileri geliştikçe, insanlarla daha samimi bağlar kurabiliyor, ruhu doyurucu muhabbetlere dalabiliyor ve kendi içindeki özel dünyayı başka insanlara daha cömertçe açabiliyor.

Psikoloji ve sosyolojinin temeli insandır. Sosyoloji de psikoloji de sosyal ilişkilere önem verir. Ancak sosyoloji, bireyin kültürle aileyle çevresiyle entegrasyonuna dikkat çeker.

Bireysel ve toplumsal olarak bizler Batı toplumuna göre biraz daha samimi ilişkiler kurabilen, komşuluğa, düğüne, cenazeye, birlik ve beraberliğe daha önem veren bir toplum hüviyetindeyiz. Bu özelliklerdeki topluluklarda insana verilen değer ve saygı ayrıca önemlidir. İlişkilerin temelinde sevgi ve saygı vardır. Sevgi ve saygının temelinde ise ahlak kuralları önemli bir yer tutar. Toplum ve toplumun küçük bir mekanizması olan komşulukta en temel nokta topluma entegre olmuş bir birey yani toplumun bir parçası olan insan yatar.

Sağlık, huzur, mutluluk, barış ve kardeşlik içerisinde yaşadığımız bir dünyada, komşuluk duygusunun eskimeyeceği aşikardır. İnsan bireysel hayatını tesis ederken toplumsal varlığını zedelememelidir. Diğer taraftan bilim ve teknolojinin büyük bir hızla geliştiği ve farklı mekanizmaların, farklı düzenlerin olduğu bir dünyada, insan giderek içine kapanıyor. Topluma yabancılaşma bir süre sonra kendine yabancılaşmaya dönüşüyor.

Kişi, kendinden farklı düşünen insanlara tahammül gösteremiyor, diğerkâmlıktan uzaklaşarak bencilliğin kapısında sabahlıyor.

İnsanın bilgisi, görgüsü, kültürü arttıkça kendi hayatı dışında başka dünyaların da bu gezegen zincirinde hayat bulabileceğini kabullendiğinde onlarla komşuluk, arkadaşlık gibi dostane duygularını gün yüzüne çıkarıyor. Ve insan komşuluk duygusu arttıkça, farklı kültürlere, inanışlara tanık olduğunda aslında o dünyanın da kendi dünyasından çok da ötede olmadığına şahit oluyor. Sonuçta insanın, çevresi, kültürü, inanışına göre de şekil alabileceği gerçeği de göz önünde bulundurulmalıdır.

Komşuluk ilişkileri, toplum içerisinde huzur ve barışı getirir. Özellikle komşular dayanışma içerisinde olur ve birbirlerine yardım ederlerse insan şehrin yalnızlığına mahkûm olmaz.

Böylece insan insanın yurdu olur. Zira insan insana lazımdır. Toplumsal varlığımız bireyselliğimizin karşısında değildir, aksine ferdî ve içtimai hayat birbirini besler. Sağlıklı fertler sağlıklı toplumları oluşturur. O yüzden sevdiğimiz, bizimle benzer duyguları paylaşan, iyi günümüzde bizimle birlikte sevinen, kötü günümüzde acımızı paylaşan dostlara ihtiyaç duyarız. İşte o, dostlar yanı başımızda olan komşularımızdır.

İlişki tek taraflı olamaz. İlişki dediğimiz kavram en az iki kişi arasında var olur ve iki kişinin muhabbeti, samimiyeti ölçüsünde şekillenir. İlişkilerde bencil davranmamalı, ortak konularda buluşmayı bilmeliyiz. Komşuluk da diğer tüm ilişkiler gibi saygı, sevgi, yardımlaşma ve dayanışma değerleri üzerine kurulmalıdır. İlişki kurarken benim gibilerle arkadaş olmak, ilişki kurmak, komşu olmak beni geliştiremez sadece değerlerimi güçlendirebilir. Fakat benden farklı kişiler dediğimiz insanlar, komşuluğun, kabulün, ayrıştırmamanın özünü oluşturur ve insanı geliştirir.

Komşuluk ilişkileri ne kadar sağlıklı ilerlerse hayattan o kadar fazla tat almaya ve dünyayı da o kadar güzel görmeye başlarsınız. Komşularımızla geçinemiyorsak ve aramız bozuksa bu durum hayatımıza olumsuz yansıyabilir. Ev, arkadaş, iş çevremizle olan iletişimimizi sorgulamaya sevk edebilir.

Günümüzde devasa lüks binalar, koca bir mahalleyi barındırırken insanın insana temasını azaltıyor. Selamlaşmaların azaldığı, tebessümün esirgendiği, mekân olarak birbirine yakın ama gönül dünyaları birbirinden uzak insanlar, kalabalıklar içinde bir başına yaşıyor. Özellikle şehirleşme, kent hayatının zorlukları, stres kaynaklarımızın artması insanları birbirinden uzaklaştırıyor. Bu durum, birbirine yabancı olan insanları çoğaltıyor. Öyle ki çoğu insan kendine bile yabancılaşıyor ve kendi dünyasında huzurlu yaşayacağını iddia etse de yanılıyor. Öz güvensiz insanlar daha çekimserdir ve onların sosyal ilişkileri daha zayıftır. Sosyal insan daha öz güvenli ve daha gelişime açıktır. Toplum, komşuluk, aile, insanları bir arada yaşamaya zorunlu tutuyor. Bir toplumun ve kültürün içinde isek bunlara tabi olmak bize iyi gelir.

Bu kalabalık dünyada değer verdiğimiz insanların olması kendi içsel sorunlarımızla baş edebilmemizi kolaylaştırır. Kendi dünyamıza doğru mesafeden bakabilmemizi sağlar.

Komşular bazen bize ailemizden daha yakındır, en yakınlarımızın yetişemediği zor zamanlarda bizim yardımımıza koşar. Bir gece başımız sıkıştığında kapısını çalabilir, bir sıkıntımız olduğunda komşularımızın uzattığı yardım eliyle ayağa kalkabiliriz. Komşuluk ilişkilerini sıkı tutmak ve bir ihtiyaç anında komşumuzun kapısını çalabilmek büyük bir nimettir. Komşuluk ilişkileri aile ilişkilerinden sonra en yakın sosyal çevremizi temsil eder.

Sokakta arkadaşlarımızla oyun oynarken susadığımızda bahçe katının penceresini tıklatmış, komşu teyzemizin pamuk ellerinden bir bardak su içmişizdir. Bir başka komşumuz, pişirdiği kekin kokusu apartmanı sarınca komşuluk hakkı olarak bize de ikramda bulunmuş, sadece kendi çocuklarına değil mahallenin tüm çocuklarına anneliğin merhametini göstermiştir. Sadece bir ailenin değil, bir apartmanın, bir sokağın hatta bir mahallenin evladı olma mutluluğunu yaşamışızdır.

Komşu hastalıkta, sağlıkta çalacağımız bir kapıdır. Bir hastamız olduğunda yardımımıza koşacak ilk kişi, sevincimizi paylaşacağımız yakınımızdır. Toplumumuz komşuluk ilişkilerindeki hassasiyetini, daha o apartmana adımımızı attığımız gün gösterir. Henüz hiç tanımadığı insanların kapısını çalarak yeni taşınan komşusuna bir ihtiyacı olup olmadığını sorar, bir çay demler, yanına küçük ikramlıklar hazırlar, iyiliğini, merhametini gösterir. Öyle ki yeni gelen kendini yabancı hissetmesin, yalnız olduğunu, hayatla bir başına mücadele ettiğini düşünmesin. Böylesi bir hassasiyetle başlayan komşuluklar da araya yeni şehirler, uzun mesafeler girse de devam eder.

Şeyma Yiğit

Sosyolog Aile Danışmanı

RADYO  FANİDUNYA FM.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Hasan Bitmez - Osmanlı Mehter Marşları 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:34:58 ÖS]


Konuşma Ve Dinleme Adabı Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:26:55 ÖS]


Yüzünü Ahirete Ceviren Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:20:44 ÖS]


İçinde Namaz Geçen Ayetler Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:15:19 ÖS]


Temizligin Onemi Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:12:06 ÖS]


Cahillerle Tartışmayın Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:03:41 ÖS]


Yardımı Reklam Gibi Yapmamalı Gönderen: webtasarim
[Dün, 10:59:14 ÖS]


Dinimizin Bizden İstediği Hayat Gönderen: melek
[Dün, 09:02:39 ÖÖ]


Hidâyetten Sonra Kalblerin Kayması Gönderen: melek
[Dün, 08:54:05 ÖÖ]


Kalbin Temizliği Gönderen: melek
[Dün, 08:45:49 ÖÖ]


Peygamberimizin Kadınlara Karşı Muamelesi Gönderen: melek
[Dün, 08:36:03 ÖÖ]


Allah Rasülü’ne Muhabbetimiz Gönderen: melek
[Dün, 08:33:38 ÖÖ]


Kendimize ve Ailemize Sahip Çıkalım Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:12:49 ÖÖ]


Müslümanlar Kazanımlarını Ne Zaman Kaybederler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:05:29 ÖÖ]


Savrulsak Da Beraberiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:41 ÖÖ]


Egemenlik Kimde Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:50:29 ÖÖ]


Yolumuzun Esası Zaruri Olan İle Yetinmektir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:40:57 ÖÖ]


Vakit İnsanın Sahip Olduğu En Değerli Varlığıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:35 ÖÖ]


Engin Titiz - Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 24, 2024, 09:55:37 ÖS]


Hakan Bayraktar - Albümdışı Ve Single Eserler Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 24, 2024, 09:46:16 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41